ArticlePDF Available

Eğitimde Program Değerlendirme Ve Türkiye’de Eğitim Programlarını Değerlendirme Çalışmalarının İncelenmesi (Curriculum Evaluation in Education and Examinatıon of the Curriculum Evaluation Studies in Turkey)

Authors:

Abstract

Eğitimde program geliştirme süreci, bir programın tasarlanması, geliştirilmesi, denenmesi, uygulanması, değerlendirilmesi ve düzeltilmesini içeren sistematik ve dinamik bir süreçtir. Okullarda uygulanan programların etkililiğini ve başarısını belirlemede program değerlendirme çalışmaları önemli yer tutar. Bu çalışmada, eğitimde program değerlendirme kavramı, program değerlendirmenin program geliştirme ve öğrenme-öğretme süreçlerindeki işlevleri ile alan yazında kabul edilen başlıca program değerlendirme yaklaşımları ve modelleri incelenmiştir. Çalışmada ayrıca, Türkiye’de Cumhuriyetten günümüze gerçekleştirilen eğitimde program değerlendirme çalışmaları, ağırlıklı olarak 2004 ilköğretim programlarının değerlendirilme süreci ve bu konuda yapılan çalışmalar genel hatlarıyla incelenerek betimlenmiş ve bunlara dayalı olarak, ülkemizde uygulanan programların gerçek anlamda başarılı ve etkili olup olmadığını belirlemek için program değerlendirme çalışmalarında dikkat edilecek hususlar üzerine çeşitli önerilerde bulunulmuştur. Curriculum development is a process that includes designing, developing, testing, implementing, evaluating and revising a curriculum. Curriculum evaluation studies play a crucial role in determining the effectiveness and success of the curricula implemented in schools. In this study, the concept of curriculum evaluation, the functions of curriculum evaluation in curriculum development and learning-teaching process and the main program evaluation approaches and models adopted in the literature are examined in a comparative manner. This study also investigates the curriculum evaluation studies carried out in Turkey from the proclamation of the republic to today, predominantly the evaluation process of 2004 elementary curricula and the studies related to these curricula, and accordingly some suggestions to be considered in curriculum evaluation are presented to determine the effectiveness and success of curricula implemented in Turkey.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
EĞİTİMDE PROGRAM DEĞERLENDİRME VE TÜRKİYE’DE EĞİTİM
PROGRAMLARINI DEĞERLENDİRME ÇALIŞMALARININ İNCELENMESİ
Yrd. Doç. Dr. Soner Mehmet ÖZDEMİR
Kırıkkale Üniversitesi, Eğitim Fakültesi
sonerozdem@yahoo.com
ÖZET
Eğitimde program geliştirme süreci, bir programın tasarlanması, geliştirilmesi, denenmesi,
uygulanması, değerlendirilmesi ve düzeltilmesini içeren sistematik ve dinamik bir süreçtir. Okullarda
uygulanan programların etkililiğini ve başarısını belirlemede program değerlendirme çalışmaları önemli
yer tutar. Bu çalışmada, eğitimde program değerlendirme kavramı, program değerlendirmenin program
geliştirme ve öğrenme-öğretme süreçlerindeki işlevleri ile alan yazında kabul edilen başlıca program
değerlendirme yaklaşımları ve modelleri incelenmiştir. Çalışmada ayrıca, Türkiye’de Cumhuriyetten
günümüze gerçekleştirilen eğitimde program değerlendirme çalışmaları, ağırlıklı olarak 2004 ilköğretim
programlarının değerlendirilme süreci ve bu konuda yapılan çalışmalar genel hatlarıyla incelenerek
betimlenmiş ve bunlara dayalı olarak, ülkemizde uygulanan programların gerçek anlamda başarılı ve
etkili olup olmadığını belirlemek için program değerlendirme çalışmalarında dikkat edilecek hususlar
üzerine çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
Anahtar kelimeler: Eğitim programı, program geliştirme, program değerlendirme, program
değerlendirme yaklaşım ve modelleri, Türkiye’de program değerlendirme çalışmaları.
CURRICULUM EVALUATION IN EDUCATION AND EXAMINATION OF THE
CURRICULUM EVALUATION STUDIES IN TURKEY
ABSTRACT
Curriculum development is a process that includes designing, developing, testing, implementing,
evaluating and revising a curriculum. Curriculum evaluation studies play a crucial role in determining the
effectiveness and success of the curricula implemented in schools. In this study, the concept of curriculum
evaluation, the functions of curriculum evaluation in curriculum development and learning-teaching
process and the main program evaluation approaches and models adopted in the literature are examined in
a comparative manner. This study also investigates the curriculum evaluation studies carried out in
Turkey from the proclamation of the republic to today, predominantly the evaluation process of 2004
elementary curricula and the studies related to these curricula, and accordingly some suggestions to be
considered in curriculum evaluation are presented to determine the effectiveness and success of curricula
implemented in Turkey.
Key words: Curriculum, curriculum development, curriculum evaluation, curriculum evaluation
approach and models, curriculum evaluation studies in Turkey.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
127
GİRİŞ
Eğitim programları, ulusal ya da uluslararası düzeyde kaliteli bir eğitim sistemi
kurma, ülkenin kalkınmasını ve gelişmesini sağlayacak nitelikli insan gücü yetiştirme,
toplumsal ve kültürel değerlerin korunmasını ve geliştirilmesini destekleme gibi
amaçlara yönelik olarak geliştirilirler. Bu bakımdan, Varış (1998)’ın ve Kısakürek
(1969)’in de vurguladığı gibi, eğitim programları eğitilenlerin ya da öğrenenlerin
davranış standartlarından, öğrenme ve öğretme etkinliklerine kadar çalışmalara
kılavuzluk etmekte ve bir aracı rol oynamaktadır. Milli eğitim temel politikalarının
uygulamaya dönüştürülmesi eğitim programları yoluyla gerçekleştirilmektedir. Buna
göre, Türk Ulusunun, birlik ve bütünlük içinde kalkınmasına dayanan milli eğitim
politikasının, ülkenin en uzak köşesine kadar yayılması ve gerçekleşmesinde programlar
köprü görevi görmektedir. Eğitim programları ayrıca, insan davranışlarını sosyal, politik
ve ekonomik düzende etkinlik sağlayacak biçimde geliştirmek için uygulanan bir ar
olarak da işlev görmektedir.
Eğitim programlarının bu işlevlerini tam olarak yerine getirebilmesi için sistemli,
koordineli ve bilimsel anlayışla geliştirilmeleri gerekir. Program geliştirmenin, koordine
edilmiş etkinlikler düzeneği yoluyla öğrenenlere yönelik öğrenme deneyimlerinin
tasarlanması (Wiles ve Bondi, 1993) ve eğitim programını etkili biçimde değiştirmeye
ve geliştirmeye yönelik kolektif bir süreç olduğu (Marsh ve Willis, 2007) düşünülürse,
eğitim programlarının sürekli biçimde gözden geçirilmesine ve güncelleştirilmesine
ihtiyaç vardır. Turgut (1983)’un da belirttiği gibi, program geliştirme faaliyetleri
programın tasarlanmasından, denenip düzeltildikten sonra geniş çapta yayılmasına
kadar devamlılık göstermekle birlikte genel olarak bir program geliştirme süreci şu
aşamaları içermektedir: 1. Program taslağının ve yardımcı materyallerin hazırlanması, 2.
Taslağın gerçek durumlarda denenmesi, 3. Deneme verilerinin değerlendirilmesi ve 4.
Taslağın değerlendirme sonuçlarına göre düzeltilmesi ve yayılmasıdır.
Bu, aynı zamanda uygulanmakta olan eğitim programlarının toplumun ihtiyaç ve
beklentilerine, bireylerin ilgi, ihtiyaç ve özelliklerine, bilim ve teknolojideki
gelişmelere, konu alanındaki değişme ve gelişmelere uygun olup olmaması bakımından
değerlendirilmesini de gerektirmektedir. Buna göre, eğitim programlarının sadece
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
128
sistematik, koordineli ve bilimsel olarak nitelikli biçimde geliştirilmesi kadar, etkin ve
sürekli biçimde değerlendirilmesi de gerekmektedir.
Bu çalışmanın temel amacı, eğitimde program değerlendirme kavramı
çerçevesinde, program değerlendirmenin program geliştirme ve öğrenme-öğretme
süreçlerindeki işlevleri ile alan yazında kabul edilen başlıca program değerlendirme
yaklaşımlarını ve modellerini incelemektir. Çalışmada ayrıca, Türkiye’de
Cumhuriyetten günümüze kadar gerçekleştirilen eğitimde program değerlendirme
çalışmaları, ağırlıklı olarak 2004 ilköğretim programlarının değerlendirilme süreci ve bu
konuda yapılan çalışmalar program değerlendirme süreçleri ve ilkeleri yönünden genel
hatlarıyla incelenmiştir. Araştırmada genel tarama modeli kapsamında literatür tarama
tekniğinden yaralanılmıştır. Betimsel yapıda olan bu çalışma sürecinde alan yazından
ulaşılan bilgiler araştırmanın genel amacı doğrultusunda sistematize edilerek
yorumlanmıştır. Çalışmanın, Türkiye’de eğitimde program geliştirme ve program
değerlendirme alan yazınına ve bu konu ile ilgili çalışma yapan araştırmacılara katkı
sağlayacağı umulmaktadır.
EĞİTİMDE PROGRAM DEĞERLENDİRME
Değerlendirme, eldeki bilgilere veya verilere bir anlam verme, onları belli
amaçlara elverişlilik, belli koşulları karşılama, belli anlamlarda olup olmama vb.
bakımlardan yorumlama işlemi (Özçelik, 1998) olarak ifade edilebilir. Eğitimde
değerlendirme, öğrencilerin eksikliklerini belirleme, amaçlara ne oranda ulaştıklarını
tespit etme, uygulanan yöntemin etkinliğini anlama, uygulanan programın ne oranda
etkili ve verimli olduğunu belirleme, yeni bir programın geliştirilmesine yönelik etkileri
belirleme ve okul uygulamalarını topluma gösterme vb. gibi çeşitli amaçlarla yapılır
(Doğan, 1997, Marsh ve Willis, 2007). Kısaca, eğitim süreçlerinde değerlendirme özel
olarak öğrencilerin ne düzeyde öğrendiklerini ya da öğrenme eksikliklerini belirlemek
ve bunları düzeltmek amacıyla yapılırken, daha genel biçimde ise uygulanan bir
programın etkililiğini ya da başarılı olup olmadığını ortaya koyma amacına dönük
olarak yapılmaktadır.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
129
Esas olarak, eğitimde program geliştirme ve değerlendirme içedir.
Değerlendirme bir program geliştirme faaliyetinin önemli bir aşamasıdır ve sürekli bir
yönünü oluşturur. Bu süreçte alınan sonuçlar veya dönütler programın daha iyi
geliştirilmesi için kullanılır (Varış, 1988). Tyler (1949)’a göre, değerlendirme bir
program çalışmasının temel fonksiyonudur ve değerlendirme süreci, bir programın
hedeflerinin ve değiştirmesi beklenen davranışların tam olarak ne düzeyde
gerçekleştirildiğini belirleme sürecidir. Bu bağlamda, program değerlendirme, en genel
anlamda, gözlem ve çeşitli ölçme araçları ile eğitim programının etkililiği hakkında veri
toplama, elde edilen verileri programın etkiliğinin işaretçileri olan ölçütlerle karşılaştırıp
yorumlama ve programın etkiliği hakkında karar verme süreci (Erden, 1998) olarak
tanımlanabilir. Program değerlendirmenin temel amacı, eğitim programının arzulanan
genel amaçlarının ve özel hedeflerinin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini
saptamaktır. Bunun yanında, eğitim programının uygulamada işleyip işlemediğini ve
değiştirilmesi gereken yönlerinin neler olduğunu, mevcut programın etkililiğini,
okulların ürünlerinin yüksek öğretimde ve hayatında başarılı olup olmadığını,
programların uygun maliyetli (cost effective) olup olmadığını ve mesleki yönden
akreditasyonu sağlamayı belirlemeyi amaçlar (Oliva, 2009; Wolf, Hill ve Evers, 2006).
Program değerlendirme, eğitim programının yenileşmesini, (curriculum
innovation) geliştirilmesini veya yürütülmesini desteklemek için gerçekleştirilir ve
program değerlendirmeyle programın sürekliliği sağlanmaya çalışılır. Ayrıca, program
değerlendirme bir programın veya uygulamanın nasıl geliştirilebileceğine nelik
anlayış sağlamadan, programın uygulanmasıyla elde edilen verimlilik ve etkililikle ilgili
kanıtlar sağlamaya kadar farklı amaçlara hizmet eder (Klenowski, 2010). Demirel
(2006), program değerlendirmenin, genelde programa dayalı eğitim kaynaklarını kabul
etme, değiştirme ya da ortadan kaldırma kararının verilebileceği bilgileri içerdiğini
belirtmiştir. Değerlendirme sonuçları program geliştirme uzmanlarına programa devam,
gözden geçirme veya yeni bir aşamaya geçme konusunda bilgi vermektedir. Bunun yanı
sıra karar vermede, sonuç çıkarmada ve programla ilgili kararları bilgiye dayandırmada
program geliştirme uzmanına yetki verir. Kısaca, bireylere istenen yönde davranış
kazandırma sürecine yön veren öğretim programlarının başlangıçta belirlediği
amaçlarına ne derecede ulaştığına ilişkin dönüt alabilmek, uygulamada ortaya çıkan
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
130
eksiklik ve aksaklıkları giderebilmek için programların değerlendirilmesi ve
geliştirilmesi gereklidir (Güven ve İleri, 2006).
Program değerlendirme süreçlerinde genellikle üç tür değerlendirmenin yapıldığı
ve buna göre programla ilgili çeşitli kararların alındığı ylenebilir. Bunlar: yansıtıcı
(reflective), biçimlendirici (formative) ve düzey belirleyici (summative)
değerlendirmedir. Yansıtıcı değerlendirme, uygulamaya geçirilmeden önce taslak eğitim
programının ilgili kesimlerin görüşlerini alarak yapılan değerlendirmeleri kapsar.
Biçimlendirici değerlendirme, mevcut programların uygulanmasına yönelik geri dönüt
sağlamak amacıyla yapılır. Örneğin, MEB tarafından ilköğretim ve ortaöğretim
programlarının iyileştirilmesi için yapılan değerlendirme çalışmaları bu türdendir.
Düzey belirleyici değerlendirme çalışmaları ise, programların uygulanması sürecinde,
hem öğrenme-öğretme uygulamaları sonundaki öğrenmeleri hem de önceki öğrenmeleri
içerir (Yaşar, 1998).
Kısaca, her eğitim programında mutlaka bir değerlendirme yapılması gerekir. Bu
işlem, faaliyetlerin başarısı konusunda bilgi vermesi bakımından zorunludur ve
değerlendirmenin şekli, programın amacına ve özelliğine göre değişebilir. Yapılan
değerlendirme çalışması, hem biten bir faaliyetin son aşamasını hem de başlayacak olan
faaliyetin ilk aşamasını oluşturur. Ayrıca, program geliştirme faaliyetlerinin uygulama
olması değerlendirmenin devamlı olmasını gerektirmektedir (Küçükahmet, 2009;
Kısakürek, 1969).
PROGRAM DEĞERLENDİRME SÜRECİ VE TEMEL AŞAMALARI
Program değerlendirme kapsamlı, sistematik ve dinamik bir süreçtir. Bu
bakımdan, program değerlendirme çalışmalarında sistematik bir sürece uymak gerekir.
Sistematik bir sürece uyulması, değerlendirmenin bir taraftan yapısallaştırılmasını
sağlarken, diğer taraftan da daha kapsamlı hale getirilmesine yardımcı olmaktadır
(Kaya, 1997). Program değerlendirme sürecinin etkili ve başarılı olabilmesinde
izlenmesi gereken belirli aşamalar bulunmaktadır. Bunlar (Chase ve Aquilano, 1995;
Harding, Dickerson ve Kehoe, 1999; Melnyk ve Denzler, 1995; Outcomes Assessment
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
131
Manual, 2000; ve UCF Continuous Quality Improvement Assessment Process, 2003,
Akt. University of Central Florida, 2008):
1) Program değerlendirmenin organize edilmesi,
2) Program misyonunun tanımlanması,
3) Program amaçlarının tanımlanması,
4) Programın öğrenme çıktılarının tanımlanması,
5) Mevcut ve gerekli değerlendirme yöntemlerinin belirlenmesi,
6) Her bir öğrenme çıktısı için değerlendirme yöntemlerinin ve hedeflerinin
belirlenmesi,
7) Verilerin toplanması,
8) Sonuçların analizi,
9) Geri dönütün sağlanması,
10) Değişikliklerin uygulanması,
11) Değişikliklerin izlenmesi ve sonuçların karşılaştırılması,
12) Bilgilerin gözden geçirilmesidir.
Bu aşamalardan ilk 6’sı planlama (plan), 7.si uygulama (do), 8. ve 9.su kontrol
etme (check) ve 10., 11. ve 12.si ise yürütme (act) süreçlerini içermektedir.
Bunun yanında, program değerlendirme sürecinin temel aşamalarını ya da
işlemlerini Kaya (1997) şu başlıklar altında oluşturmuştur:
1) Anlamın kesinleştirilmesi (program değerlendirmenin ne anlama geldiğinin
ortaya konması),
2) Amacın belirlenmesi,
3) Anahtar tarafların belirlenmesi,
4) Olanakların ve engellerin belirlenmesi,
5) Yanıt aranacak soruların belirlenmesi,
6) Tasarının kesinleştirilmesi,
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
132
7) Verilerin toplanması,
8) Verilerin çözümlenmesi ve
9) Sonuçların yorumlanması ve ilgililere bildirilmesi.
Fitzpatrick ve arkadaşları (2004)’na göre ise program değerlendirme süreci;
planlama, uygulama ve değerlendirme şeklinde üç aşamadan oluşur. Planlama aşaması,
değerlendirme sürecinin ilk ve en önemli basamağıdır. Bu aşamada, değerlendirme
amaçlı araştırma deseninin ve veri toplama yöntemlerinin tanımlanması, hangi ölçme
araçlarının hangi amaçlarla ne zaman, nasıl ve kaç kez kullanılacağının belirlenmesi, bu
araçların geçerlik ve güvenirlik çalışmalarının yapılması yer alır. İkinci aşama olan
uygulama aşamasında, planlama aşamasında alınan kararlar doğrultusunda araştırma
deseni, evren ve örneklem seçimi, verilerin toplanması, analiz edilmesi ve sonuçların
yorumlanması gerçekleştirilir, değerlendirme raporlaştırılır. Program değerlendirmede
son aşama olan değerlendirmenin değerlendirilmesi aşamasında, değerlendirme
sürecinde yaşanan eksiklik ve hataların ortaya çıkarılması amaçlanır. Bu sürece aynı
zamanda “meta değerlendirme” de denmektedir (Akt. Sağlam ve Yüksel, 2007).
PROGRAM DEĞERLENDİRME YAKLAŞIMLARI VE MODELLERİ
Program Değerlendirme Yaklaşımları
Herhangi bir programın değerlendirme süreci ve bu süreçte programın nasıl
değerlendirileceği, bir bakıma o programın hangi yaklaşıma dayalı olarak
geliştirildiğine, temel yapısının ne olduğuna, başka bir ifadeyle nasıl bireyler
yetiştirmeyi hedeflediğine göre tasarlanıp yürütülebilir. Örneğin, Posner (2004)’e göre,
programların değerlendirilmesinde o programın temel perspektifi veya yaklaşımı
çerçevesinde değerlendirme soruları anlam kazanmakta ve sorulması gerekmektedir.
Posner (2004) beş farklı program yaklaşımından bahseder. Bunlar: 1. Geleneksel
(traditional), 2. Deneysel/yaşantıya dayalı (experiential), 3. Davranışçı (behavioral), 4.
Disiplinler Yapısı (structure of the disciplines) ve 5. Yapılandırmacı (constructivist)
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
133
programlardır. Her bir programın değerlendirme süreci programların temel özelliklerine
göre değişebilmektedir.
Öte yandan, Lee Cronbach program değerlendirme yaklaşımlarını birbirine karşıt
uçlar olarak ikiye ayırmıştır. Bunlar: 1. Bilimsel/deneysel yaklaşımlar ve 2. Hümanistik
yaklaşımlar. Bilimsel yaklaşımların savunucuları tarafsız ve objektif deneyleri/işlemleri
benimserken, manistik yaklaşımın savunucuları ise deneylerin/işlemlerin yanlış
bilgiler verebileceklerini düşünmektedirler (Ornstein ve Hunkins, 2004).
McNeil (2006) de program değerlendirme yaklaşımlarını genel olarak iki başlık
altında ele almıştır. Bunlar: 1. Konsensüs (Consensus) modeller (Geleneksel ve
Deneysel değerlendirme yapısına sahip olanlar), 2. Çoğulcu (Pluralistic) modeller
(Hümanistik ve Sosyal Yeniden Yapılandırmacı değerlendirmeye sahip olanlar).
Konsensüs modeller, sistematik program değerlendirmeciler tarafından kullanılır ve
değerlendirme sürecinde deneysel ve sistematik bir yaklaşım izlenir. Kısaca,
değerlendirme bu yaklaşımda sürekli bir ngünün önemli bir parçasıdır. Bu modelde
iki soruya ışık tutmaya çalışılır. Bu sorular : 1. Geliştirilen ve düzenlenen planlı
öğrenme durumları, programlar, dersler ve etkinlikler arzulanan sonuçları gerçekten
meydana getirdi mi?, ve 2. Program sonuçları/ürünleri en iyi nasıl geliştirilebilir?
McNeil (2006)’in belirttiği üzere, Hümanistik ve Sosyal Yeniden
Yapılandırmacılar ise Çoğulcu (Pluralistic) bir değerlendirme görüşüne sahiptirler. Bu
yaklaşımda, değerlendirmeyi yapanların program katılımcılarının farklı değerlerine
duyarlı olmaları gerektiği ve kararların değerlendirmecilerden katılımcılara (öğrenci,
öğretmen, aile, toplum üyeleri, akademisyenler, yöneticiler vb.) doğru değiştirilmesi
gerektiği savunulur. Değerlendirmeyi yapanlar olarak, çoğulcular değerlendirmelerini
program amaçlarından ziyade program etkinlikleri üzerine temellendirmeyi, ve sayısal
veriler ile deneysel tasarımlar yerine anekdota dayalı ve doğal verileri tercih ederler. Bu
yaklaşımda özellikle eleştirel sorgulama ve otantik değerlendirme önemli yer tutar ve
okul, değerlendirme merkezi olarak kabul edilir. Bu değerlendirme modeline en iyi
örnekler, E.W. Eisner’in “Eğitsel Uzmanlık/Eleştiri” modeli ve Kenneth Sirotnik’in
“Eleştirel Sorgulamaya” dayalı değerlendirme modelidir.
Yukarıda belirtilen yaklaşımların yanında, Oliva (2009) “Sınırlı Modeller” ve
“Kapsamlı Modeller” şeklinde program değerlendirme yaklaşımlarını iki grupta ele
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
134
almıştır. Sınırlı Modeller; 1. eğitim programının hedeflerinin değerlendirilmesini ve 2.
eğitim programının düzenlenmesi ve yapılandırılması ilkelerine işaret eden
değerlendirme şeklinde gruplanırken, “Kapsamlı Modeller” ise Saylor, Alexander ve
Lewis Modeli ve Stufflebeam’in CIPP modeli olarak sunulmuştur.
Ülkemizde program geliştirme alanının bilimselleşmesinde ve yapılandırılmasında
önemli yeri olan eğitimcilerden Ertürk (1998) ise program değerlendirme yaklaşımlarını
altı ana grupta toplamıştır. Bunlar: 1. Program tasarısına bakarak, 2. Ortama bakarak, 3.
Başarıya bakarak, 4. Erişiye bakarak, 5. Öğrenmeye bakarak ve 6. Ürüne bakarak
yapılan değerlendirmelerdir.
Program Değerlendirme Modelleri
Program değerlendirme ile ilgili yukarıda bahsedilen temel yaklaşımların yanında
denenmekte olan veya uygulanmakta olan programların değerlendirilmesinde
kullanılabilecek çeşitli program değerlendirme modelleri vardır. Bu modellerin
başlıcaları aşağıda açıklanmaktadır:
1. Tyler’ın Hedefe Dayalı Değerlendirme Modeli
R.Tyler tarafından 1933-1941 yılları arasında geliştirilen bu model, daha sonra
geliştirilen pek çok modelin odak noktası olmuştur. Tyler’ın değerlendirme modeli,
program geliştirme modeline dayalı olarak tasarlanmıştır ve modelin merkezinde eğitim
hedefleri vardır (Erden, 1998). Tyler (1949)’a göre, değerlendirme süreci, eğitim
hedeflerinin uygulanan program ve öğretim yoluyla tam olarak ne düzeyde
kazandırıldığını belirlemeye yönelik bir süreçtir. Tyler, değerlendirmenin geliştirilen ve
düzenlenen öğrenme yaşantılarının gerçekten arzulanan sonuçlar doğrultusunda
kazanılıp kazanılmadığını belirlemeye yönelik bir süreç olması gerektiğini ve bu sürecin
programın güçlü ve zayıf yönlerini saptamayı kapsaması gerektiğini belirtmiştir. Tyler’a
göre, değerlendirme sonucunda eğitim programının etkili olup olmadığını ve hangi
yönlerden geliştirilmesi gerektiğini görmek mümkün olabilir. Bu modelde daha çok
sonuç odaklı düzey belirleyici (summative) değerlendirme araçları kullanılır. Tyler’ın
program değerlendirme modelinin, program geliştirme modeli paralelinde, temel
unsurları şunlardır (Marsh ve Willis, 2007); 1. Hedefler havuzu, 2. Süzgeçler (eğitim
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
135
felsefesi ve eğitim psikolojisi), 3. Hedefler, 4. Öğrenme durumları, 5. Ölçme araçları, 6.
Bilgi (enformasyon).
2. Metseffel ve Michael Modeli
Hedefe dayalı (goal-attainment) modele bir diğer örnek Metfessel ve Michael
tarafından geliştirilen değerlendirme modelidir. Model sekiz aşamadan oluşmaktadır.
Bunlar (Popham, 1988): Tüm toplum üyelerinin katılımı, 2. Genel amaçların ve özel
hedeflerin düzenlenmesi, 3. Özel hedeflerin ifade edilebilir ve öğrenmeyi
kolaylaştırılabilir formlara dönüştürülmesi, 4. Ölçme araçlarının geliştirilmesi, 5.
Periyodik ölçümlerin gerçekleştirilmesi, 6. Verilerin analiz edilmesi, 7. Analiz edilen
verilerin yorumlanması ve, 8. Program değişikliği ve hedeflerin düzeltilmesi için
önerilerin formüle edilmesidir. Metfessel ve Michael modelinin en kullanışlı yanı, bir
eğitim programının hedeflerinin edinimini yansıtmada kullanılabilecek farklı ölçme
araçlarının oluşturulmasına yönelik çabalar olarak nitelendirilebilir (Popham, 1988).
3. Provus’un Farklar Yaklaşımı Modeli
Deneysel-pozitivist değerlendirme yaklaşımına en iyi örnek olabilecek
modellerden biri Provus tarafından geliştirilmiştir. Model dört bileşen ve beş safhadan
oluşmaktadır. Bu bileşenler: 1. Program standartlarının tespiti, 2. Program
performansının belirlenmesi, 3. Standartlarla performansın karşılaştırılması ve, 4.
Performans ve standartlar arasında farklılık olup olmadığının belirlenmesidir. Modelin
beş safhası ise şunlardır: 1. Tasarım, 2. Kurma, 3. Süreçler/İşlemler, 4. Ürünler, 5.
Maliyet. Bu program değerlendirme sürecinde, elde edilen farklarla ilgili bilgiler aşama
aşama karar verme durumunda olan karar vericilere bildirilir ve buna göre karar
seçenekleri; sonraki aşamaya gitmek, önceki aşamanın kullanışlılığını (recycle)
sağlamak, programı baştan başlatmak ya da performans ve standartları değiştirmek veya
programı sonuçlandırmaktır (Ornstein ve Hunkins, 2004).
4. Stake’in Uygunluk-Olasılık Modeli
Stake’in bu modeli genel olarak Tyler’ın değerlendirme modelinin üzerine
geliştirilmiştir. Stake’e göre, değerlendirme girdiler (genel amaçlar, materyaller, öğrenci
yetenekleri), işlemler (öğretmen ve öğrenci arasındaki sınıf etkileşimleri) ve çıktıları
(formal öğrenme, tutumlar ve değerler) dikkate almalıdır. Bu üç öğenin her biri
programın amaçlarını, istenen ve istenmeyen etkilerin gözlemlenmesini ve değerleri göz
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
136
önünde bulundurmalıdır (Marsh ve Willis, 2007). Stake’in modelinde tasarlanan ve
gerçekleşen çıktının uygunluğuna bakılır. Tasarlananla gözlenenin uyumu nasıl?,
tasarlanan gerçekleşti mi? vb. gibi sorulara yanıt aranır ve geniş çapta nicel veya nitel
çıktı göstergeleri vasıtasıyla, istenen sonuçların ne düzeyde gerçekleştiğini belirlemeye
yönelik karar verilir. Stake’in değerlendirme yaklaşımında standartlar ve karar kriterleri
önemli rol oynar (Bellon ve Handler, 1982; Demirel, 2006).
5. Stufflebeam’in Bağlam, Girdi, Süreç, Ürün (CIPP) Modeli
D.L. Stufflebeam tarafından yönetilen Phi Delta Kappa Ulusal Değerlendirme
Komisyonu “Bağlam (context), Girdi (input), Süreç (process) ve Ürün (product)”
adında değerlendirme modelini geliştirmiş ve yaygınlaştırmıştır. Stufflebeam’e göre,
değerlendirme, karar alternatiflerini belirlemek için kullanışlı bilgileri betimleme, elde
etme ve yorumlama sürecini içerir (Oliva, 2009). CIPP modelinin kalbini çevre, girdi,
süreç ve ürün boyutları oluşturur ve değerlendirme sürecinde bu dört boyutun
değerlendirilmesi öngörülür. Stufflebeam’e göre, bağlamın değerlendirilmesi bir eğitim
ortamında problemleri, ihtiyaçları ve fırsatları belirlemeye yardımcı olan deneysel
verileri toplamayı içerir. Girdinin değerlendirilmesi ise programın hedeflerinin elde
edilmesi için kaynakların nasıl kullanılabileceğine ilişkin veri sağlamayı gerektirir.
Sürecin değerlendirilmesinin amacı, öğretim sürecinde planlanan ve uygulanan
etkinlikler arasındaki uygunluğu belirlemektir. Son boyut olan ürün değerlendirmede ise
değerlendirmeciler programın nihai sonuçlarının/ürünlerinin bekledikleri şekilde
gerçekleşip gerçekleşmediği ile ilgili veriler toplarlar (Popham, 1988; Ornstein ve
Hunkins, 2004). Bu model, değerlendirmenin en önemli amacının kanıtlamak değil,
geliştirmek olduğu görüşü üzerine temellendirilmiş ve çeşitli alanlardan eğitimcilerin,
uzmanların ve ilgililerin kullanımı için geliştirilmiştir (Stufflebeam, 2000).
6. Stake’in İhtiyaca Cevap Vermeye Dayalı Değerlendirme Modeli
Stake tarafından geliştirilen bir başka program değerlendirme modelinde, Stake
program değerlendirmenin: 1. Programın amaçlarından ziyade program etkinliklerine
yönelik olmasından, 2. İlgili tarafların ihtiyaçlarına cevap vermeye yönelik
bilgilendirme yapmasından ve 3. Farklı değer veya rüşlerin, programın başarısı veya
başarısızlığını göstermesinden dolayı, ihtiyaca cevap verici bir değerlendirme olduğunu
öne sürmüştür (Saylor, Alexander ve Lewis, 1981). Stake, ilgili tarafların algılanan
ihtiyaçlarına duyarlı olunmasının değerlendirmenin temeli olduğuna inanır. Buna göre,
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
137
değerlendirmede paydaşların veya katılımcıların ilk yapılması gereken iş, program
değerlendirmeden ne beklediklerini ortaya koymaktır. Stake’e göre, sistematik
değerlendirmecilerin ileri sürdüğü gibi, program değerlendirme sadece hedeflerin
ayrıntılı ve sistematik biçimde değerlendirilmesine odaklanmamalı, öğrencilerin
öğrenmelerinin yanında çeşitli özellikleri ve programın ve öğretim sürecinin farklı
unsurları da değerlendirmeye katılmalıdır (McNeil, 2006).
7. Eisner’in Eğitsel Uzmanlık/Eleştiri Modeli
E. Eisner 1970’li yıllarda yaptığı çeşitli çalışmalarda kendisine ait, Hümanistik
yaklaşım merkezli bir eğitsel uzmanlık/eleştiri modelini ortaya koymuştur. Eisner’in
modeli, eğitsel eleştiri ve uzmanlık üzerine tasarlanmıştır ve yeni programların bir
sonucu olarak, zengin ve nitelikli bir eğitsel yaşantılar tasvir etmeye yöneliktir. Eisner’e
göre, eğitsel eleştiri işlemlerini uygulamak için değerlendirmecilerin şu sorulara cevap
araması gereklidir: Öğretim yılı süresince okulda yeni programın sonucu olarak neler
gerçekleşti?, Önemli olaylar yada durumlar nelerdi?, Bu durumlar nelerden
kaynaklandı?, Katılımcılar bu durumlara nasıl tepkiler verdiler?, Öğrenciler yeni
programın uygulanmasından neler öğrendiler? vb. Eisner, okullarda yapılan öğretim
etkinliklerinin etkili ve tarafsız biçimde değerlendirilebilmesi için alanında uzmanlaşmış
kişilere gereksinim olduğunu belirtmiştir. Eisner’in modeli, birbiriyle ilişkili üç süreci
kapsamaktadır. Bunlar: 1. Betimleme, 2. Yorumlama ve 3. Değerlendirme’dir (Marsh
ve Willis, 2007; Ornstein ve Hunkins, 2004).
8. Saylor, Alexander ve Lewis Modeli
Saylor, Alexander ve Lewis (1981), farklı program değerlendirme modellerini
sentezleyecek şekilde kapsamlı ve çok boyutlu bir değerlendirme modeli oluşturmuştur.
Buna göre, model hem hedeflere dayalı değerlendirme yapmak isteyenler hem de sürece
ve programın tüm boyutlarını değerlendirmeye dayalı yaklaşım izlemek isteyenler için
kullanışlıdır. Modelde programın etkililiğini saptamak için hem biçimlendirici
(formative) hem de düzey belirleyici (summative) değerlendirme araç ve yöntemleri
kullanılır. Saylor, Alexander ve Lewis Modeli beş bileşenden oluşmuştur. Bunlar: 1.
Amaçlar ve alt amaçlar, 2. Bir bütün olarak eğitim programı, 3. Eğitim programının
spesifik öğeleri, 4. Öğretim ve 5. Değerlendirme programı.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
138
Yukarıda özet olarak açıklanan program değerlendirme modellerinin yanı sıra,
çeşitli adlarla nitelendirilen bazı değerlendirme modelleri de bulunmaktadır. Örneğin,
Wolf tarafından ortaya atılan ve hem “Sistematik” hem de “Hümanistik” yaklaşımın
özelliklerini taşıyan “Aksiyon Araştırması” bunlardan biridir. Bu model, hem araştırma
hem de değerlendirme etkinliklerini kapsar. Aksiyon araştırması modeli döngüsel 4
aşamadan oluşmaktadır. Bunlar: 1. Amaçların/hedeflerin belirlenmesi (öğretmenler ve
öğrenciler için), 2. İzleme araçlarının saptanması, 3. Verilerin nasıl yorumlanacağının
yansıtılması, 4. Sürecin etkinleştirilmesi ve sürekli hale getirilmesi (Ornstein ve
Hunkins, 2004).
Bunun yanında, literatürde Parlett ve Hamilton tarafından geliştirilen, “bir eğitim
programının tam bir resmini sunmaya çalışan ve eğitim programının problemlerini ve
önemli özelliklerini aydınlatmayı amaçlayan Aydınlatıcı (Illuminative) model”, Sara L.
Lightfoot‘un ortaya attığı ve “değerlendirmecinin eğitim alanı olan okula gitmesini ve
okul uygulamalarını, öğrencileri ve öğretmenleri gözlemesini, görüşmeler yapmasını ve
çeşitli ölçme araçları kullanarak değerlendirme hakkında veriler toplamasını gerektiren
“Betimleme (Portraiture) modeli” ve Çoğulcu-Hümanistik değerlendirme odakolan,
K. Sirotnik’in geliştirdiği, “değerlendirmenin eleştirel bir sorgulama sürecini içeren sıkı
bir öz-inceleme olduğunu ileri süren Eleştirel Sorgulama modeli” gibi program
değerlendirme modellerinden (McNeil, 2006; Ornstein ve Hunkins, 2004) söz edilebilir.
TÜRKİYE’DE PROGRAM DEĞERLENDİRME ÇALIŞMALARI
Ülkemizde program değerlendirme çalışmalarının iki düzeyde gerçekleştirildiği
söylenebilir. Birincisi, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından İlköğretim ve Ortaöğretim
Genel Müdürlükleri ile Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı (EARGED)
vasıtasıyla resmi düzeyde yapılan program değerlendirme çalışmalarıdır. İkincisi ise
özel olarak yapılan çalışmalardır ki, üniversitelerde görev yapan akademisyenlerin ve
araştırmacıların lisansüstü tez, makale ve kongre/sempozyum bildirileri şeklinde
gerçekleştirdikleri program değerlendirme çalışmaları bu türdendir.
Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren eğitimin tüm toplum kesimlerine
yaygınlaştırılmasına, nicel ve nitel bakımdan eğitim sisteminin geliştirilmesine ve
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
139
program geliştirme faaliyetlerine önem verilmekle birlikte, program geliştirmenin m
dünyada bir bilim dalı olarak kabul edilmesi ve daha sistematik ve bilimsel
yaklaşımlarla ele alınmasının başladığı 1950’li yıllardan itibaren ülkemizde de çeşitli
program geliştirme ve değerlendirme çalışmalarının başlatıldığı rülmektedir. Turgut
(1983), yazılı dokümanı bulunan ilk program değerlendirme çalışmasının, 1948 İlkokul
Programı üzerinde, programın esasını değiştirmeden yeni bir öğretim yöntemi (proje
metodu) uygulamasının raporu olduğunu belirtmiştir. Bolu ve İstanbul illerinden seçilen
deneme ilkokullarında yapılan bu uygulamada, daha sonra ilkokul program taslağı
adıyla bilinen program hazırlanıp denenmeye koyulmuştur. Araştırma, taslak programı,
1948 programı ile karşılaştırmak amacıyla düzenlenmiştir. Araştırma süresince öğrenci
başarısı, öğrencilerin yetenek gelişimleri, taslak hakkında öğretmen, yönetici ve öğrenci
velilerinin görüşleri ölçülmüş, bulgular bilimsel yöntemlerle analiz edilmiştir (MEB,
1963; Angel, 1963, Akt. Turgut, 1983).
1961 yılında kabul edilen 222 sayılı “İlköğretim Kanunu”nun getirdiği hükümler
programların geliştirilip değiştirilmesini zorunlu kılmıştır. 1962 yılında toplanan VII.
Milli Eğitim Şurasında (Demirel, 1992): “Programların günün gerçekleri ve ihtiyaçları
dikkate alınarak geliştirilmesi, hazırlanacak ve uygulanacak bir deneme programının
komisyonlarca incelenip değerlendirildikten sonra çeşitli bölgelerde iki yıl süreyle
denenmesi, deneme programının geliştirilerek bütün yurt çapında uygulanması”
kararlaştırılmıştır. Hazırlanan program taslağı yapılan bir uygulama planı çerçevesinde
önce 14 ilden başlayarak, daha sonraları deneme saha genişletilerek b yıl süreyle
ülke çapındaki tüm deneme okullarında uygulanmıştır. Bu programla ilgili çalışmalar,
illerde kurulan program geliştirme komisyonları tarafından yürütülmüş ve
desteklenmiştir. Bu çalışmalar sonucunda ortaya çıkan program taslağı değerlendirilmek
üzere Milli itim Bakanlığında kurulan “Merkez Değerlendirme Komitesi”ne
aktarılmıştır. Daha sonra yurdun çeşitli bölgelerinden gelen 120 il temsilcisi düzenlenen
seminerde bir hafta süreyle, geliştirilmiş olan program taslağını incelemiş ve gerekli
değişiklik ve önerilerle birlikte Talim Terbiye Kuruluna gönderilmiş, 1968-1969
öğretim yılında uygulanmaya başlanmıştır. 1968 programı uygulanmaya konduktan
sonra, bu programla ilgili geliştirme çalışmaları yakından izlenmiş ve çeşitli
değerlendirme çalışmalarıyla gerekli düzeltme ve önlemler alınmıştır (Demirel, 1992).
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
140
1960’lı yıllardan sonra gerçekleştirilen program değerlendirme çalışmalarının bir
bölümü TÜBİTAK Bilim Adamı Yetiştirme Grubu Projelerinde yer almıştır. Bunlar,
Fen Öğretimini Geliştirme Projelerindeki değerlendirme çalışmaları olarak yapılmıştır.
Bunlardan ilki, Fen Liseleri için Türkçeleştirilmiş olan ve modern sıfatıyla anılan
Matematik, Fizik, Kimya ve Biyoloji programlarının normal liselerin fen kollarında
uygulanabilirliğini yoklamak amacıyla, yedi pilot lisede denenmesi üzerine yapılmıştır.
Bu çalışmanın bulguları “Fen Öğretimini Geliştirme Bilimsel Komisyonu” tarafından
daha sonraki program düzeltme çalışmalarında kullanılmıştır. Modern programların
liselere yayılmasıyla başlayan ikinci çalışma, 1972-1975 yılları arasındaki uygulamaları
değerlendirme amacıyla yapılmıştır. Bu araştırma kapsam bakımından geniş, kullanılan
araç ve yöntemlerle zengin bir nitelik taşımaktadır. Fen projeleri içinde yapılan
araştırmaların bir grubu orta dereceli okullar için hazırlatılan programların denenip
yayılmasıyla ilgilidir. Sonraki yıllarda aynı programlar üzerinde daha geniş kapsamlı bir
değerlendirme daha yapılmıştır (Turgut, 1983).
1980’li yıllarda program geliştirmede sürekliliğin ve standartlaşmanın sağlanması
yönünde bir görüşün oluşması ile X. Millî Eğitim Şûrası’nda (1981); millî eğitim
sisteminin, bu sistemin bütünlüğü içinde itim programları ve öğrenci akışını
düzenleyen kurallar konusunda önemli kararlar alınmasının yanında, MEB 1982 yılında
bir program geliştirme modeli oluşturmak ve bundan sonra hazırlanacak ve
geliştirilecek tüm programların bu modele uygun olarak yapılmasını sağlamak amacıyla
üniversitelerdeki bilim adamlarıyla işbirliği içerisinde yeni bir program modeli
oluşturmuştur. 1983 yılında kabul edilen ve yürürlüğe giren modelde programların
hazırlanması ve geliştirilmesi konusunda görev alacak kişiler ile program geliştirme
grubunun çalışma esasları belirlenmiş ve her programda genel, ünite ve konu
amaçlarının belirlenmesinin, her ünitenin ayrı ayrı davranışlarının tespit edilmesinin
gerekli olduğunun altı çizilmiş, programların bir yıllık uygulanmasından sonra
değerlendirilmesinin yapılarak, değerlendirme sonuçlarına göre programların
geliştirilmesi karara bağlanmıştır (Özalp, 1999; Küçükahmet 1987, Yıldırım, 1994, Akt.
Gözütok, 2003). Buna re, 1980’li ve 90’lı yıllardaki program geliştirme çalışmaları
bu doğrultuda gerçekleştirilmiş ve değerlendirme çalışmaları ise daha çok deneme
programlarının değerlendirilmesi şeklinde olmuştur. Selvi (1996)’nin de belirttiği gibi,
değerlendirme çalışmalarının MEB tarafından belli programların denenerek
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
141
geliştirilmesi ve daha sonra diğer okullarda yaygınlaştırılması amacıyla yapılmasına
karşın, deneme programlarının bütün boyutları değerlendirilemediği için bu çalışmalar
tam bir değerlendirme çalışması olarak kabul edilmemektedir (Akt. Güven ve İleri,
2006). Bu bağlamda, bu yıllarda geliştirilen programların 2000’li yıllara kadar küçük
değişikliklerle düzeltilerek uygulandığı; kapsamlı, sistematik ve süreklilik içeren
program değerlendirme çalışmalarının pek yapılmadığı söylenebilir.
Son yıllarda, bilindiği gibi önce ilköğretim sonra da ortaöğretim okullarında
geliştirilen yeni programlar uygulanmaya başlandı. Milli Eğitim Bakanlığı 2003
yılından itibaren öncelikle ilköğretim programlarının yenilenmesi için çalışmalar
başlattı. MEB, bir anlamda reform olarak adlandırdığı bu çalışmaları, okullarda program
değerlendirme yaklaşımlarına ve süreçlerine dayalı olarak sistematik biçimde
gerçekleştirmemekle birlikte, mevcut programların değiştirilmesi gerekliliğini çeşitli
gerekçelerle açıklamıştır. Bu gerekçeler kısaca (MEB, 2005a); “Günümüz ekonomik
dünyasında eğitimin ve nitelikli insan gücünün giderek daha önem taşıdığı, eğitimin
siyasi, toplumsal ve kültürel bütünleşmenin en etkin araçlarından biri olduğu, bilim ve
teknolojinin sürekli biçimde geliştiği, demografik yapıda, ailenin niteliğinde, toplumsal
dokuda, tüketim anlayışında, insan haklarında önemli hareketliklerin gözlendiği, yaşam
boyu öğrenmenin tüm dünyada öne çıktığı, ulusal ve uluslararası göstergeler
doğrultusunda eğitimin kalitesi, uluslararası geçerliliği ve kabul edilirliğinin sorgulanır
durumda olduğu şeklindedir ve bu nedenlerle ilköğretimden başlayarak programların
yeniden ele alınması gerektiği vurgulanmıştır.
Yukarıda vurgulanan ihtiyaç ve değişmeler okullarımızda uygulanan programların
etraflıca ve bilimsel biçimde yeniden geliştirilmesi gerekliliğini ortaya koymuştur. Bu
bakımdan, programların geliştirilme şekli, süreci, komisyonların yapısı ve çalışması,
programların vizyonu, misyonu, amaçları, içeriği, öğrenme-öğretme durumları ve
değerlendirme biçimleri ile ilgili olumlu veya olumsuz herhangi bir görüşte
bulunmadan, bu program geliştirme hareketinin yerinde olduğu söylenebilir. Zira, bu
çalışmada daha çok geliştirilen ve uygulanan programların değerlendirilmesi ile ilgili
inceleme ve değerlendirmelere yer verilmiştir.
2004 programlarının geliştirilmesi sürecinde MEB, mevcut programlar ile yeni
programları ders (alan) düzeyinde (Türkçe, Hayat Bilgisi, Sosyal Bilgiler, Fen Bilgisi ve
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
142
Matematik dersleri) karşılaştırarak değerlendirmelerde bulunmuş ve bu
değerlendirmelerin, programların yeni ve farklı bir yaklaşımla geliştirilmesi ve
uygulanması zorunluluğunu ortaya koyduğu belirtilmiştir. Yapılan bu karşılaştırmalı
değerlendirmelerde genel olarak
Mevcut programların davranışçı yaklaşıma dayalı ve öğretmen merkezli olduğu, bazı
programların 1980’li yıllarda geliştirildiğinden dolayı günün koşullarına uygun olmadığı, daha
çok içerik merkezli olduğu, çağdaş öğretim yöntem ve etkinliklerine yer vermediği,
programların beş yıllık zorunlu eğitim anlayışına göre hazırlandığı ve sekiz yıllık zorunlu
eğitime göre düzenlenmediği, ölçme ve değerlendirme anlayışlarının geleneksel olduğu ve
bilgiyi ezberlemeye dayalı olduğu (MEB, 2005a)
öne sürülmüştür.
Bu eleştiriler ve yukarıda belirtilen gerekçeler z önünde bulundurularak, 2004
yılında Talim ve Terbiye Kurulu bünyesinde oluşturulan program geliştirme
komisyonları ile yeni programlar geliştirilmiş ve uygulanabilirliğini sınamak amacıyla
Türkiye genelinde belirli illerdeki pilot okullarda deneme çalışmaları yapılmıştır.
Deneme çalışmalarının kapsamında programların uygulanması sürecinde değerlendirme
çalışmaları da yapılmıştır. Buna karşın, yapılan çeşitli çalışmalarda deneme
uygulamalarının yetersiz olduğu, bir takım eksiklik ve tutarsızlıkları içerdiği, deneme
uygulaması süresinin kısa olduğu ve sistematik biçimde yürütülmediği (Gözütok,
Akgün ve Karacaoğlu, 2005; Baş Collins, 2005; EPÖ Profesörler Kurulu, 2006) vb.
yönlerden eleştiriler yapılmıştır.
Deneme çalışmalarının değerlendirilmesi sonucunda ise bir yıl sonra yani 2005-
2006 eğitim-öğretim yılında yeni programlar ülke çapındaki tüm ilköğretim okullarında
uygulanmaya başlanmıştır. Beş yıldır uygulanan programların etkililiğinin ya da
başarısının değerlendirilmesine yönelik MEB’in yapmış olduğu kapsamlı bir çalışma
olmamakla birlikte, EARGED tarafından 2005’te ilköğretim 1-5. sınıf programları için,
2006’da da 6-8. sınıf programları için, programların denendiği pilot okullarda anketler
ve bilgi formları yoluyla öğretmenlerden, okul müdürlerinden, müfettişlerden ve
öğrenci velilerinden yeni programlarla ilgili veriler toplanmış ve bunlara dayalı olarak
programların hedef ve kazanımlarından içeriğine, öğrenme-öğretme süreçlerinden
değerlendirme durumlarına kadar çeşitli değişiklik ve düzeltmeler gerçekleştirildiği
belirtilmiştir. Programların deneme çalışmalarının değerlendirilmesi sürecinde Talim
Terbiye Kurulu Başkanlığı bünyesindeki ihtisas komisyonlarının sonuçları
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
143
incelemelerini kolaylaştırmak amacıyla, her ders için ayrı bir rapor düzenlenmesi yolu
tercih edilmiştir. Raporların her birinde, önce program taslak kitapçığının
değerlendirilmesi, ikinci olarak programlardaki ünitelerin değerlendirilmesi, üçüncü
olarak öğretimin değerlendirilmesi, dördüncü olarak ölçme ve değerlendirme
uygulamalarının değerlendirilmesi ve beşinci olarak da öğretmenlerin sınıf i
uygulamaları ile ilgili müfettiş gözlemleri ele alınmıştır. Dersler ile ilgili raporlarda, her
sınıf düzeyi ile ilgili değerlendirme ayrı ayrı yapılmıştır (MEB, 2005b; MEB, 2006).
Kısaca, bu değerlendirme çalışmalarının, geliştirilen programların Türkiye çapında
uygulanabilirliğinin denenmesi amacıyla pilot okullarda yapıldığı ve programların
uygulanması sürecindeki eksikliklerin, aksayan tarafların, programların çlü ve zayıf
yönlerinin belirlenmesi amacıyla öğretmen, yönetici, müfettiş ve veli görüşlerinin
alınması suretiyle daha çok yansıtıcı bir değerlendirme niteliğinde olduğu söylenebilir.
Oysa, EPÖ Profesörler Kurulu’nun (2006) da vurguladığı gibi, eğitimde program
geliştirme sürecinde deneme uygulamalarının (pilot uygulama) ve bu uygulamadan elde
edilen dönütlerin önemli bir yeri vardır. Çünkü bu uygulamalar sırasında programın
işlevselliğinde ve işlerliğinde etkili olan olumsuz etmenler belirlenir ve program
taslağında bunları giderici önlemler alınır. Öte yandan deneme uygulamasının yapıldığı
örneklem kümesinin tüm evreni temsil edecek nitelikte olması da önemli bir koşuldur.
Ancak, Yeni İlköğretim Programının deneme uygulaması hem zaman yönünden hem de
örneklem yönünden yetersiz olduğu gibi, değerlendirmesinin de çağdaş program
geliştirme anlayışında öngörülen biçimde bağımsız ve tarafsız biçimde yapılmaması da
önemli bir eksiklik olarak görülmektedir. Ayrıca, yeni ilköğretim programlarının
hazırlanmasında, önceki programın uygulayıcılarından ve uygulama sonuçlarından
bilimsel bir süreç içinde dönütler alınmadığı görülmektedir.
MEB tarafından programların denenmesi sırasında yapılan değerlendirme
çalışmalarının dışında, 2005-2006 yılından bu yana uygulanan ilköğretim programları
ile 2008-2009’da uygulanmaya başlanan ortaöğretim programlarının kapsamlı ve
sistematik biçimde değerlendirilmesine yönelik program değerlendirme çalışmalarının
yapılmadığı gözlenirken, özellikle yeni ilköğretim programlarını gerek genel olarak,
gerekse de özel olarak ayrı ayrı derslerin farklı boyutlarını inceleyen yüksek lisans ve
doktora tezleri ile makaleler ve kongre/sempozyum bildirileri şeklinde gerçekleştirilen
çalışmaların yapıldığı görülmektedir. Bu çalışmalar, programların etkililiğini ve
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
144
başarısını, anket ve deneysel çalışmaları içeren nicel yöntemlerin yanı sıra, zlem ve
mülakat gibi teknikleri içeren nitel yöntemlerle gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmaların bir
kısmının gerek ülke çapında ve daha geniş bir çalışma evreninde, gerekse derinlemesine
gerçekleştirildiği, büyük bir bölümünün ise bir il veya okul düzeyinde yapılan daha dar
kapsamlı nitelik taşıdığı söylenebilir.
TARTIŞMA, SONUÇ VE ÖNERİLER
Eğitim kurumlarının temel işlevlerini yerine getirebilme durumları, ancak
uyguladıkları eğitim programlarının tüm boyutlarıyla ve tüm paydaşlarının katılımıyla
değerlendirilmesi sonucunda belirlenebilir. Bu açıdan program değerlendirme,
tasarlanan ve uygulanan bir eğitim programının etkililiği hakkındaki bilgilerin
toplandığı, bu bilgilerin analiz edilip yorumlandığı ve sonuçta programın sürdürülmesi,
geliştirilmesi ya da sonlandırılması kararının alındığı bir süreçtir (Sağlam ve Yüksel,
2007). Okullarda uygulanan eğitim programlarının etkililiğini ölçmede kullanılabilecek
farklı program değerlendirme yaklaşımları ve çeşitli modeller bulunmaktadır. Özellikle
1950’li yıllardan sonra ortaya konan program değerlendirme yaklaşım ve modelleri
başta ABD’de olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde yaygın olarak kullanılmaya
başlanmıştır. Ülkemizde de 1950’li yıllardan sonra olmak üzere, daha çok 1960’
yıllardan sonra birçok deneme okulunda ve uygulanan programların
değerlendirilmesinde bu modellerden yararlanılmıştır. Program değerlendirme modelleri
büyük ölçüde program geliştirme yaklaşımlarına göre farklılık göstermektedir. Program
geliştirmedeki çeşitlilik nedeniyle program değerlendirme için de tek bir model
önermek mümkün değildir. Program değerlendirme çalışmalarında araştırmacılar kendi
amaç ve koşullarına en uygun modeli seçebilir veya bu modellerden yararlanarak yeni
bir model geliştirebilirler (Erden, 1998).
Ülkemizde program değerlendirme çalışmaları genel olarak iki düzeyde
gerçekleştirilmektedir. Bunlar: 1. Resmi olarak MEB tarafından, bünyesinde bulunan
kurumlar aracılığıyla, ve 2. Akademisyenler ve çeşitli araştırmacılar tarafından yapılan
lisansüstü tez, makale veya bildiri şeklinde yapılan çalışmalardır. MEB tarafından
geliştirilen ve uygulanan programlar zaman zaman gerekli görüldüğünde
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
145
değerlendirilmektedir. Bu değerlendirme çalışmaları programların amaçlar
doğrultusunda işleyip işlemediği ve yeterli olup olmadığına yönelik geri dönüt
sağlamak, ve programların çıktılarının yetersizliklerine veya eksikliklerine ilişkin
çözümler bulmak amacıyla yapılmaktadır (Yaşar, 1998). 1960’lı yıllardan itibaren
program değerlendirme çalışmalarının dar kapsamlı olarak deneme okullarında
uygulanan programların değerlendirilmesi şeklinde gerçekleştirildiği, okullarda
uygulanan programların etkililiğinin ve başarısının değerlendirilmesinde genellikle uzun
süreli, sistematik ve bilimsel çalışmalar yürütülmediği söylenebilir.
Son yıllarda program değerlendirme çalışmalarına daha çok önem verilmekle
birlikte, programların uygulanabilirliğine karar vermek amacıyla, özellikle programların
denenmesi aşamasında genelde yansıtıcı değerlendirme yoluyla veriler toplanmakta ve
bu verilerin analizi ve değerlendirilmesi yapılarak program hakkında karar
verilmektedir. 2004 ilköğretim programlarının deneme çalışmalarında da genel olarak
bu yaklaşım izlenmiştir. Türkiye çapında pilot çalışmaların yapıldığı okullardaki
öğrenme-öğretme uygulamaları bir yıl boyunca izlenmiş, ayrıca yönetici, öğretmen,
müfettiş ve velilerden programlarla ilgili görüşler; anketler, bilgi formları veya
mülakatlar aracılığıyla, alınarak programların genel itibariyle başarılı olduğuna karar
verilerek tüm Türkiye’de uygulanma kararı alınmıştır.
Sonuç olarak, reform niteliğinde görülen ve geliştirilmesi gayet yerinde olan yeni
ilköğretim programlarının deneme uygulamasının sadece bir yılda gerçekleştirilmesinin
ve program değerlendirme sürecinin tüm aşamalarının sistematik biçimde yerine
getirilmeden ülke çapında uygulanmasına karar verilmesinin, program geliştirme ve
program değerlendirmenin temel ilkelerine uygun olmadığı ylenebilir. Bu durumun,
programların uygulanmasından bugüne kadar, başta öğrenme-öğretme süreçleri ve
değerlendirme durumları olmak üzere pek çok konuda sorunların yaşanmasına etki
ettiği, bu konuda yapılan nicel ve nitel türden çok sayıda çalışmanın bulguları tarafından
da ortaya konmuştur. Bu çalışmalardan bazıları şunlardır: Acar, 2007; Çelenk, 2009;
Gömleksiz ve Dilci, 2007; Güven, 2008; Karacaoğlu ve Acar, 2009; Korkmaz, 2006;
Özdemir, 2008; Üstün, 2008.
Buna göre, hâlihazırda uygulanan programların gerçek anlamda etkili ve başarılı
olup olmadığını belirlemek için yansıtıcı, biçimlendirici ve düzey belirleyici
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
146
değerlendirme biçimlerinin her birinin kullanılması; öğretmenlerin, öğrencilerin,
yöneticilerin, müfettişlerin, velilerin, akademisyenlerin ve sivil toplum kuruluşlarının
görüş ve eleştirilerinin dikkate alınması; program değerlendirme sürecinin temel
adımlarının uzun süreli, kapsamlı ve sistemli biçimde uygulanması ve ayrıca PISA,
TIMMS gibi uluslararası sınav sonuçlarının dikkate alınması gereklidir. Bunun yanında,
bundan sonraki programların geliştirilmesi sürecinde mevcut programların, bütün
boyutları dikkatli biçimde incelenerek program değerlendirme ilkelerine dayalı olarak
değerlendirilmesi, programların birleştirilmiş sınıflarda da uygulanabilirliğinin
incelenmesi ve sınanması; programların toplumsal ve bireysel ihtiyaçlar, bilim ve
teknolojideki gelişmeler, ulusal ve uluslar arası ekonomik gereksinimler ve koşullar,
konu alanındaki ve eğitim alanındaki değişme ve gelişmeler göz önüne alınarak
geliştirilmesi önerilebilir.
KAYNAKÇA
Acar, H. (2007). Yeni ilköğretim programlarının öğretmen görüşlerine dayalı olarak
değerlendirilmesi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Eskişehir Osmangazi
Üniversitesi, Sosyal Bilimleri Enstitüsü.
Baş Collins, A. (2005). İlköğretim Türkçe programları pilot uygulama değerlendirmesi.
Yeni İlköğretim Programlarının Değerlendirilmesi Sempozyumu, Eğitimde
Yansımalar VII, 14-16 Kasım, Erciyes Üniversitesi. Ankara: Sim Matbaası.
Bellon, J.J., & Handler, J.R. (1982). Curriculum development and evaluation. A design
for improvement. Dubuque, Iowa: Kendall/Hunt Publishing Company.
Çelenk, S. (2009). İlköğretim okulları 1.-5. sınıf programlarının birleştirilmiş sınıflı köy
okullarında uygulanabilirlik düzeyi. XVIII. Eğitim Bilimleri Kurultayı, 1-3 Ekim
2009, Ege Üniversitesi.
Demirel, Ö. (1992). Türkiye’de program geliştirme uygulamaları. H.Ü. Eğitim Fakültesi
Dergisi, 7, 27-43.
Demirel, Ö. (2006). Eğitimde program geliştirme. Kuramdan uygulamaya. Ankara:
PegemA Yayıncılık.
Doğan, H. (1997). Eğitimde program ve öğretim tasarımı. Ankara: Önder Matbaacılık.
EPÖ (Eğitim Programları ve Öğretim) Alanı Profesörler Kurulu. (2006). İlköğretim 1-5.
sınıflar öğretim programlarını değerlendirme toplantısı (Eskişehir) sonuç
bildirgesi. İlköğretim Online, 5(1), 1-8, 2006, [Online]: http://ilkogretim-
online.org.tr
Erden, M. (1998). Eğitimde program değerlendirme. Ankara: Anı Yayıncılık.
Ertürk, S. (1998). Eğitimde program geliştirme. Ankara: Meteksan A.Ş.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
147
Gömleksiz, M.N., & Dilci, T. (2007). Yeni ilköğretim programının etkililiğine ilişkin
ilköğretim müfettişlerinin görüşlerinin değerlendirilmesi: Nitel bir araştırma.
XVI. Eğitim Bilimleri Kongresi, 5-7 Eylül 2007, Gaziosmanpaşa Üniversitesi.
Gözütok, F.D. (2003). Türkiye'de program geliştirme çalışmaları. Milli Eğitim, 160.
http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/160/gozutok.htm adresinden 18 Kasım 2009
tarihinde alınmıştır.
Gözütok, F.D., Akgün, Ö.E., & Karacaoğlu, Ö.C. (2005). İlköğretim programlarının
öğretmen yeterlikleri açısından değerlendirilmesi. Yeni İlköğretim
Programlarının Değerlendirilmesi Sempozyumu, Eğitimde Yansımalar VII, 14-
16 Kasım, Erciyes Üniversitesi. Ankara: Sim Matbaası.
Güven, B., & İleri, S. (2006). Program değerlendirme kavramı ve ilköğretimde program
değerlendirme çalışmalarına kuramsal bir bakış. Türkiye Sosyal Araştırmalar
Dergisi, 10(1-2), 141-163.
Güven, S. (2008). Sınıf öğretmenlerinin yeni ilköğretim ders programlarının
uygulanmasına ilişkin görüşleri. Milli Eğitim, 177, 224-236.
Karacaoğlu, Ö., & Acar, E. (2009). Yeni programların uygulanmasında öğretmenlerin
karşılaştığı sorunlar. XVIII. Eğitim Bilimleri Kurultayı, 1-3 Ekim 2009, Ege
Üniversitesi.
Kaya, Z. (1997). Eğitimde program değerlendirme sürecinin temel işlemleri. Gazi
Üniversitesi, Endüstriyel Sanatlar Eğitim Dergisi, 5(5), 59-72.
Kısakürek, M.A. (1969). itim programlarının geliştirilmesi ile öğretim süreçleri
arasındaki ilişkiler. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 2(1),
45-53.
Klenowski, V. (2010). Curriculum evaluation: Approaches and methodologies.
International Encyclopedia of Education. Elsevier Ltd.
http://eprints.qut.edu.au/26163/1/Klenowski_curriculum_evaluation.pdf
adresinden 30.01.2010 tarihinde alınmıştır.
Korkmaz, İ. (2006). Yeni ilköğretim birinci sınıf programının öğretmenler tarafından
değerlendirilmesi. Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16,
419-431.
Küçükahmet, L. (2009). Program geliştirme ve öğretim. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Marsh, C.J., & Willis, G. (2007). Curriculum: Alternative approaches, ongoing issues.
New Jersey: Pearson Prentice Hall.
McNeil, J.D. (2006). Contemporary curriculum. New Jersey: John Wiley & Sons, Inc.
MEB. (2005a). Talim Terbiye Kurulu program geliştirme çalışmaları.
http://ttkb.meb.gov.tr/programlar/prog_giris/prg_giris.pdf adresinden 18 Kasım
2009 tarihinde alınmıştır.
MEB. (2005b). Öğretim programlarının değerlendirme raporu (İlköğretim 1-5. sınıflar
Hayat Bilgisi, Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji, Sosyal Bilgiler). Eğitimi
Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı.
http://earged.meb.gov.tr/earged/subeler/olcme_degerlendirme/dokumanlar/index
.html adresinden 18 Kasım 2009 tarihinde alınmıştır.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
148
MEB. (2006). Öğretim programlarının değerlendirme raporu (İlköğretim 6. sınıflar
Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji, Sosyal Bilgiler). Eğitimi Araştırma ve
Geliştirme Dairesi Başkanlığı. http://earged.meb.gov.tr/earged/subeler/
olcme_degerlendirme/dokumanlar/index.html adresinden 18 Kasım 2009
tarihinde alınmıştır.
Oliva, P.F. (2009). Developing the curriculum. New York: Pearson Allyn and Bacon.
Ornstein, A. C., & Hunkins, F.P. (2004). Curriculum foundations: Principles and
theory. Boston: Allyn and Bacon.
Özçelik, D.A. (1998). Eğitim programları ve öğretim (genel öğretim yöntemi). Ankara:
ÖSYM Yayınları.
Özdemir, S.M. (2008). Yeni ilköğretim programlarının birleştirilmiş sınıflarda
uygulanabilirliğine ilişkin nitel bir çalışma. XVII. Eğitim Bilimleri Kongresi, 1-3
Eylül 2008, Sakarya Üniversitesi.
Popham, W.J. (1988). Educational evaluation. Englewood Cliffs, New Jersey: Prentice
Hall.
Posner, G.J. (2004). Analyzing the curriculum. New York: Mcgraw-Hill Companies,
Inc.
Sağlam, M., & Yüksel, İ. (2007). Program değerlendirmede meta-analiz ve meta
değerlendirme yöntemleri. Dumlupınar Üniversitesi, Sosyal Bilimleri Dergisi,
18, 175-188.
Saylor, J.G., Alexander, W.M., & Lewis, A.J. (1981). Curriculum planning for better
teaching and learning. New York: Holt, Rinehart and Winston.
Stufflebeam, D.L. (2000). The CIPP model for evaluation. İçinde D.L. Stufflebeam,
G.F. Madaus, & T. Kellaghan (Ed.), Evaluation models. Viewpoints on
educational and human services evaluation. Boston: Kluwer Academic
Publishers.
Turgut, M.F. (1983). Program değerlendirme. Cumhuriyet döneminde eğitim. İstanbul:
Milli Eğitim Basımevi.
Tyler, R.W. (1949). Basic principles of curriculum and instruction. Chicago: The
University of Chicago Press.
University of Central Florida. (2008). Program assessment handbook. Guidelines for
planning and implementing. http://oeas.ucf.edu/doc/acad_assess_handbook.pdf
adresinden 26 Aralık 2009 tarihinde alınmıştır.
Üstün, A. (2008). Sınıf öğretmenlerinin yeni ilköğretim programının yapısal öğeleri
boyutunda karşılaştıkları sorunlar ve çözüm önerileri. XVII. Eğitim Bilimleri
Kongresi, 1-3 Eylül 2008, Sakarya Üniversitesi.
Varış, F. (1988). Eğitimde program geliştirme. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi.
Varış, F. (1998). Temel kavramlar ve program geliştirmeye sistematik yaklaşım. İçinde
A.Hakan (Ed.), Eğitim bilimlerinde yenilikler (sf.3-19). Eskişehir: Anadolu
Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Yayınları.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi. Aralık 2009. Cilt:VI, Sayı:II,126-149
http://efdergi.yyu.edu.tr
149
Wiles, J. & Bondi, J. (1993). Curriculum development: A guide to practice. NY:
McMillan Publishing Company.
Wolf, P., Hill, A., & Evers, F. (2006). Handbook for curriculum assessment. Guelph,
Ontario: University of Guelph Publications.
http://www.tss.uoguelph.ca/resources/pdfs/HbonCurriculumAssmt.pdf
adresinden 14 Aralık 2009 tarihinde alınmıştır.
Yaşar, Ş. (1998). Evaluation of educational programmes in Turkey. AECT Annual
Meeting, San Diego. (ERIC Document No. ED 419 846).
Thesis
Full-text available
ABSTRACT Along with the mechanization process concentrated in certain centers around the world after the Industrial Revolution, regional differences have begun to increase rapidly. The regional development disparities that have slowed the economic development of countries have reached serious levels in the 1900's and have caused various socio-economic problems. The first study in the world to solve this problem was the TVA organization in 1933. Following this case study showing successful results for regional differences, after the Second World War, European countries began to work in regional based work, and the formation of TVA-like Regional Development Agency started to come to light. The study at this context has emerged on the necessity of evaluating effect on the Gini Coefficient at the regional level of investment supports what made based regional plans which determined at line with national development plans of Regional Development Agencies in Turkey. This work was prepared to test the effect on income distribution at the regional level of ınvestment supports the Development Agencies for 2010-2016 period range. The Agency effect has been investigated with the FGLS method within the scope of Panel Data Analysis and various tests. At the result of the study is estimated the approach the value “0”of Gini Coefficient and to contribute to optimal distribution, at the case increased of investment support Regional Development Agencies in Turkey. In the test of estimation results; firstly cross section dependency between each other Regional Levels were made tests,The cross section dependency tests showed that there was an inter-unit relationship. Than later Modified Wald test is made for testing heteroskedasticity in units, varying variance problem has been observed in the series. There isn’t the autocorrelation problem in the series. Findings obtained as a result of the study show that the estimation is statistically significant. In other means, at the between BKA investment support and gini coefficient was found a negative relationship. Keywords: Interregional Differences, Regional Development Agencies, Gini Coefficient, Panel Data Analysis
Thesis
Considering that the knowledge gained in the field of biology directly affects human life, it becomes more and more significant to teach the subjects that are of such close interest to future generations and the society. "reproduction and development" which is one of the subjects of biology mainly includes information related to transferring of humans and other living's gene compositions to the next generations for the surviving. In this study, it is aimed to examine the situation in the reproduction and development subject in the 9th, 10th, 11th and 12th grades of the secondary school biology curriculum that was put into practice in 2018. Therefore, biology curriculum, the units related to reproduction and development were evaluated in terms of attainments, grade level, content and in comparison with the biology curriculum of the various reference countries. Document analysis was used in the research. The biology curriculum implemented as a document by the Ministry of National Education and the biology curricula of Finland, Germany and England were analyzed and subjected to content analysis. According to the results obtained from the study, it was determined that the acquisitions allocated to reproduction and development in the secondary school biology curriculum and the duration of the course were insufficient. It may create disadvantageous situations for term students. The research shows that although the biology curriculum in Turkey is similar to the biology curriculum of reference countries, it is not effective in implementing the programs for certain reasons.
Article
The aim of this research is to determine the curriculum literacy levels of classroom teachers. The study group of this research, which is based on a case study from qualitative research designs, consists of teachers working in primary schools in the 1st term of the 2020-2021 academic year in Diyarbakir. The teachers in the study group were selected by criterion sampling, one of the purposive sampling methods. In the data collection process of the research, semi-structured interview technique was used. In addition, the qualitative data obtained were analyzed with descriptive analysis methods. As a result of this research, it was revealed that the classroom teachers did not directly access the curriculum designed by the MoNE, but indirectly followed the curriculum by downloading the annual plans from the web pages on the internet. In addition, interviews with teachers revealed that teachers could barely demonstrate the philosophy, values and competencies in the curriculum and were unaware of these parts. On the other hand, classroom teachers stated that they focused on basic skills (reading, writing and arithmetic), life skills (self-confidence, entrepreneurship, self-regulation, problem solving) and values education (love, respect, honesty, sharing, responsibility) in success. It is seen that while teachers mostly talk about the acquisitions related to basic skills, life skills and values education in the curriculum, they refer less to the acquisitions related to mathematics and engineering skills, which are widely used and vital in today's world. This result is teachers' 21st century. It has been shown that they care about the inclusion of skills, life skills and values education in the curriculum and they try to achieve the goals for these skills by the students.
Article
Full-text available
Eğitim programları, uluslararası standartlarda güçlü bir eğitim sistemi inşa etme, toplumun ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünü yetiştirme, maddi ve manevi değerlerin korunması ve geliştirilmesini sağlamak gibi hedefler doğrultusunda geliştirilmektedir. Eğitim kurumları, bilim ve teknolojideki değişikliklerin yoğun olarak yaşandığı bu dönemde, ihtiyaçlar doğrultusunda eğitim programlarında gerekli yenilikler yaparak müfredat değişikliklerine gitmişlerdir. Bu bağlamda programların geliştirilmesi ve değerlendirilmesi eğitimin kalitesinin artmasında büyük önem arz etmektedir. Bu araştırma, Stufflebeam’in CIPP (Bağlam, Girdi, Süreç ve Ürün) program değerlendirme modeline göre Arapça öğretmenlerinin görüş ve tecrübeleri ışığında imam hatip ortaokullarında (İHO) okutulan İlköğretim Arapça dersi öğretim programının (2016) incelenmesini amaçlamaktadır. Nitel araştırma yönteminden durum çalışma deseni ile yürütülen araştırmada, 2021-2022 eğitim-öğretim yılında Trabzon ilinde imam hatip ortaokullarında görev yapan ve amaçlı örneklem yoluyla seçilen toplam 20 imam hatip ortaokulu Arapça öğretmenleri ile yarı yapılandırılmış görüşme yapılmıştır. Dinçer (2013) tarafından geliştirilen ve Arapça dersine uyarlanan yarı yapılandırılmış görüşme formu yoluyla elde edilen veriler, içerik analiz ile çözümlenmiştir. Verilerin analizinde, içerik analizi kullanılarak temalar oluşturulmuş ve bulgular bölümünde öğretmenlerin görüşlerinden sıklıkla doğrudan alıntılar yapılmıştır. Stufflebeam’in CIPP program değerlendirme modeli kullanılarak yapılan veri analizi sonucunda, bağlam, girdi, süreç ve ürün değerlendirme boyutu olmak üzere toplam 4 tema ve bunlara bağlı olarak 12 kategori belirlenmiştir. Bulgularda, bağlam değerlendirme boyutunda öğretmenlerin çoğunun programı incelemediği, bu konuda daha çok ders kitapları ve yıllık planlardan yararlandıkları tespit edilmiştir. Genel olarak katılımcılar programın amaçları için olumlu görüşe sahip olduklarını, programın öğrenci merkezli olduğunu, sarmal yapıya uygun olarak hazırlandığını, gramer yerine dilin aktif kullanımını önceleyerek dinleme ve konuşma becerilerinin geliştirilmesini amaçladığını belirtmişlerdir. Katılımcılar programın zayıf yönü olarak teori ve uygulama uyuşmazlığını, programın her okulda uygulanabilir olmamasını, içeriğin yoğun olmasını, temaların tam olarak birbirini desteklememesini, konuşma aktivitelerinin ve etkinliklerin yetersizliğini ifade etmişlerdir. Girdi değerlendirme boyutunda öğretmenlerin çoğunun öğretim programına yönelik hizmet içi eğitime katılmadığı ya da verilen eğitimin süre ve içerik bakımından yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca öğretmenlerin görüşlerinden öğrencilerin hazırbulunuşluk düzeyinin düşük olduğu ve derse yönelik isteksiz bir tutum sergiledikleri, ders kitaplarının, EBA platformunda ve din öğretimi genel müdürlüğünün sitesinde yer alan içeriğin kısmen yeterli olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Süreç değerlendirme boyutunda, öğretmenlerin ağırlıklı olarak öğretmen merkezli teknikleri kullandığı, Arapça öğretim programının uygulanmasında karşılaşılan sorunlara ilişkin olarak, programın tam olarak uygulanabilmesi için haftalık ders saatlerinin yetersiz olduğu, merkezi sınavlarda Arapçaya yer verilmemesinin öğrencinin motivasyonunu düşürdüğü, bazı okullarda yeterli teknolojik alt yapının olmadığı sonuçlarına ulaşılmıştır. Genel olarak öğretmenler, programın temalar, içerik ve dil yapısıyla bir tekrar niteliği taşıdığı yönünde görüş bildirmişlerdir. Araştırmanın ürün değerlendirme boyutunda, bilgi ve becerilerin değerlendirilmesi açısından öğretmenlerin en çok uyguladığı değerlendirme aracını, yazılı sınavlar ve öğrencilerin derse katılım notlarının oluşturduğu, sınavlarda dört temel dil becerisinin eşit oranda değerlendirilemediği, konuşma ve dinleme becerilerinin yeterince ölçülmediği ve programda önerilen alternatif ölçme araçlarının kullanılmadığı, ölçme ve değerlendirme süreci açısından öğretmenlerin daha çok sonuç odaklı bir değerlendirme yaptıkları tespit edilmiştir. Programın uygulanamayan boyutlarına yönelik olarak öğretmenler, öğrencilerin dil bilgisi açısından gelişim gösterdiklerini ifade ederken konuşma, dinleme ve yazma (inşa) becerilerinde istenilen düzeyde ilerleme kaydedilemediği ve her öğrencinin aynı gelişimi göstermediği yönünde görüş bildirmişlerdir. Ayrıca öğretmenlerin iletişimci yaklaşımı esas alan programın ana felsefesine bağlı kalamadıkları belirlenmiştir. Bu araştırmada ulaşılan sonuçların, Arapça öğretim programının geliştirilmesi ve etkili bir şekilde uygulanabilmesi açısından katkı sağlaması beklenmektedir.
Article
Full-text available
Araştırmanın amacı güncel Türkçe Dersi Öğretim Programı'nı (2019) kendi iç devinimsel yapısı bağlamında inceleyip yorumlamak ve program geliştirme basamaklarına göre değerlendirmektir. İlgili araştırmada temel nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırma kapsamında güncel Türkçe Dersi Öğretim Programı, program geliştirme kuramları ve modelleri, bu model ve kuramların yaslandığı hem uygulayımsal hem de düşünsel temellere yönelik tarama yapılmış, bu tarama yapılırken kaynak tarama tekniğinden faydalanılmıştır. Kaynak tarama yapılırken öncelikle program geliştirme ve Türkçe Dersi Öğretimi Programı'na içkin biçimde yüzeysel bir kaynakça çıkarılmış ardından araştırmada yararlanılabilecek çalışmalar derinlemesine incelenmiş ve özgün bir yorum getirilmeye çalışılmıştır. Bu çerçevede kaynak taraması aracılığıyla toplanan veriler belge incelemesi yöntemi ile çözümlenmiş, güncel Türkçe Dersi Öğretim Programı'nın program geliştirme basamakları ve program geliştirme kuramları ile ilişkisi açıklanmaya çalışılmıştır. Çalışmada, sarmallık, yapılandırmacılık ve tematikliğin, var olan Türkçe Dersi Öğretim Programı kapsamında tarihî ve düşünsel ilerleyişi ele alınmış, programın yaslandığı program geliştirme yaklaşımları açımlanmıştır. Var olan program, program geliştirme yaklaşımlarından "Akılcı Planlama Modeli", "Süreç Yaklaşımı Modeli", "Yenilikçi/Durumsal Model" ve "Sistem Yaklaşımı"nın kaynaştırılmasıyla oluşturulmuş olsa da program bireyi merkeze alması ve yapılandırmacılığa yakın konumlanmasıyla daha çok "Süreç Yaklaşım Modeli"ne yakın gözükmektedir. Ancak programa tümüyle yapılandırmacı, öğrenci merkezli de denilemez. Programda bu anlayışlara aykırı maddeler de bulunmuş ve ilgili çalışmada bu durum açıklanmıştır. Anahtar Kelimeler: Türkçe dersi öğretim programı, program geliştirme basamakları, sarmal düzen, tematik yaklaşım, yapılandırmacılık.
Thesis
Full-text available
SINIF ÖĞRETMENLERİNİN ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUKLARIN KAYNAŞTIRILMASINA YÖNELİK ÖĞRETMEN YETERLİKLERİ VE PROGRAM TASARIM YAKLAŞIMI TERCİHLERİNİN İNCELENMESİ
Article
Full-text available
The aim of this research is to conduct a scale development study as a data collection tool that can be used to determine the hidden curriculum of education faculties. The study group in the research is comprised of 3rd and 4th year teacher candidates studying (n = 406) at eight different departments of an education faculty of a state university in Turkey. A personal information and questionnaire form, including the candidate scale items, were used as data collection tools in the study. The data obtained were analyzed with the SPSS 22.0 and AMOS Programs. Both exploratory (EFA) and confirmatory factor analysis (CFA) were used to determine the factor structure of the scale. As a result of the analysis, a scale consisting of four sub-dimensions and 29 items was obtained. The total variance for the four factors in the scale was calculated as 60.355 %. The DFA result χ² = 1.668; RMSEA = .044; SRMR = .078; CFI = .958, AGFI = .877, GFI = .900 was found to have acceptable fit values. Cronbach's alpha coefficient for the whole scale was calculated as 950. When the independent variable significance analysis was examined, it was seen that the items had a significance of over 40 percent. Therefore, it is possible to conclude that the items were suitable for the validity and reliability of the scale and in line with the confirmatory factor analysis. On the other hand, when an analysis was conducted using the same artificial neural network model based on each sub-factor, it was seen that the sub-dimensions of each dimension showed significance over 50 %, indicating that the sub-sub-dimensions had a consistent structure. The validity and reliability analysis of the faculty of education hidden curriculum scales showed that the scale was valid and reliable for prospective teachers.
Article
Full-text available
Education as a general definition; in the behavior of the individual through his own life it is the process of bringing about desired changes. Teaching, planned and planned education carried out in a certain place and in a time period called the programmatic part. Based on these definitions, my concept of education is more we can say that it is comprehensive. Development, employment in the organization to increase the performance of the employee. Made by the management during the period from the start of the it includes all efforts related to activities. Training and development in organizations or businesses involving employees activities have a number of purposes. These; to achieve high efficiency at an affordable cost, to increase the quality of goods and services for production, to prevent waste of materials, raw materials and energy, to help the organization in effective time management, to increase the level of organizational commitment by providing motivation and job satisfaction of employees can be counted as increasing and strengthening the corporate culture. In this study, the training and development function in human resources management is mentioned. Key words: Human Resources Management, Training, Development, Training and Development Jel Code: M10, M11
Thesis
Full-text available
Bu çalışma, Side destinasyonunu ziyaret eden yerli turistlerin seyahat motivasyonları, deneyimleri, destinasyon imaj algıları ve memnuniyetleri arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçlamaktadır. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm turistlerin seyahat motivasyonunu ve turizm deneyimini, ikinci bölüm destinasyon imajı ve turist memnuniyetini, üçüncü bölüm ise araştırmanın yöntemini, bulgularını ve sonuçlarını kapsamaktadır. Çalışmada nicel araştırma yöntemi kullanılmış olup, veri toplama aracı olarak birincil veri toplama yöntemlerinden ölçek formu kullanılmıştır. Çalışmada seyahat motivasyonunun deneyim, destinasyon imajı ve destinasyona yönelik memnuniyet üzerindeki etkisi ile deneyim ve imajın destinasyona yönelik memnuniyetin üzerindeki etkisi ölçülmeye çalışılmıştır. Araştırmanın evrenini Side destinasyonunu veri toplama sürecinde ziyaret eden ve ulaşılabilen yerli turistler oluşturmaktadır. Bu kapsamda Side destinasyonundaki yerli turistlere 468 anket formu yüz yüze olarak dağıtılmıştır. Anketler 14 Haziran - 18 Eylül 2021 tarihleri arasında toplanmıştır. Geri dönüş sağlanan ölçeklerden 19 tanesi eksik kodlanmıştır, dokuz tanesi manipüle edilmesi ve sekiz tanesi %50’sinden fazlasının boş bırakılması nedeniyle analiz dışı bırakılmıştır. Sonuç olarak 432 ölçek formu araştırmanın değerlendirme kısmına dâhil edilmiştir. Elde edilen veriler analiz edilirken SPSS Statistics 26 ve Smart PLS 3 programlarından yararlanılmıştır. Kavramsal çerçeveden yola çıkılarak, araştırılan konuya ilişkin hipotezler geliştirilmiştir. Analizler sonucunda seyahat motivasyonunun, turist deneyimi, destinasyon imajı ve destinasyona yönelik memnuniyet üzerinde anlamı ve olumlu bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir. Turist deneyiminin yalnızca destinasyon imajı üzerinde anlamlı düzeyde ve olumlu yönde etkiye sahip olduğu belirlenmiştir. Ayrıca destinasyon imajının destinasyona yönelik memnuniyet üzerinde anlamlı ve olumlu yönde bir etkiye sahip olduğu belirlenmiştir. Çalışmanın bir diğer önemli sonucu ise turist deneyiminin destinasyona yönelik memnuniyet üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olmadığı ve hipotezin reddedildiğidir. Çalışmanın sonuçlar ve tartışma bölümünde ise turizm sistemi içinde yer alan farklı paydaşlara dair sonuçlar verilmiştir ve öneriler sunulmuştur. Anahtar Sözcükler: Seyahat Motivasyonu, Turist Deneyimi, Destinasyon İmajı, Destinasyon Memnuniyeti, Side.
Book
Full-text available
Editörler: Prof. Dr. Behçet ORAL & Yrd. Doç. Dr. Taha YAZAR 1. Bölüm: Program Geliştirmeye İlişkin Temel Kavramlar Prof. Dr. Mehmet GÜLTEKİN - Anadolu Üniversitesi 2. Bölüm: Eğitimde Program Geliştirmenin Kuramsal Temelleri 2.1. Bölüm: Program Geliştirmenin Felsefi Temelleri Prof. Dr. Burhan AKPINAR - Harran Üniversitesi 2.2. Bölüm: Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri Yrd. Doç. Dr. Şenay YAPICI - Amasya Üniversitesi 2.3. Bölüm: Program Geliştirmenin Tarihsel Temelleri Doç. Dr. Ahmet ÇOBAN - Dicle Üniversitesi 2.4. Bölüm: Program Geliştirmenin Toplumsal Temelleri Doç. Dr. Ahmet ÇOBAN - Dicle Üniversitesi 3. Bölüm: Eğitimde Program Geliştirmenin Kuramsal Temelleri 3.1. Bölüm: Program Geliştirme Teorisi ve Tasarım Modelleri Doç. Dr. Abdullah ADIGÜZEL - Düzce Üniversitesi 3.2. Bölüm: Program Geliştirme Modelleri Doç. Dr. Mustafa CİNOĞLU - Kilis 7 Aralık Üniversitesi 4. Bölüm: Program Geliştirme Sürecinin Planlanması ve Ön Uygulama Doç. Dr. Bahadır ERİŞTİ - Anadolu Üniversitesi Okt. Mustafa POLAT - Karabük Üniversitesi 5. Bölüm: Program Geliştirmede Hedefler Prof. Dr. Tuğba YANPAR YELKEN - Mersin Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Gamze YAVUZ KONOKMAN - Bartın Üniversitesi 6. Bölüm: İçerik Tasarımı Doç. Dr. Ramazan SAĞ - Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi 7. Bölüm: Eğitim Durumlarının Düzenlenmesi ve Değerlendirilmesi Prof. Dr. Meral GÜVEN - Anadolu Üniversitesi Okt. Bülent ALAN - Anadolu Üniversitesi 8. Bölüm: Program Geliştirmede Yeni Yaklaşımlar 8.1. Bölüm: Çoklu Zeka Kuramı ve Yapılandırmacılık Yrd. Doç. Dr. Taha YAZAR - Dicle Üniversitesi Dr. Ömer ŞİMŞEK - Dicle Üniversitesi 8.2. Bölüm: Yaratıcı Düşünme, Eleştirel Düşünme ve Yansıtıcı Düşünme Doç. Dr. Birsen BAĞÇECİ - Gaziantep Üniversitesi 8.3. Bölüm: Proje Tabanlı Öğrenme, Beyin Temelli Öğrenme ve Kuantum Öğrenme Doç. Dr. Adnan KÜÇÜKOĞLU - Atatürk Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Adnan TAŞGIN - Atatürk Üniversitesi 9. Bölüm: Program Değerlendirme Modelleri 9.1. Bölüm: Program Değerlendirme Modelleri - I Doç. Dr. Ahmet KARA - İnönü Üniversitesi Doç. Dr. Mustafa AKDAĞ - İnönü Üniversitesi 9.2. Bölüm: Program Değerlendirme Modelleri - II Doç. Dr. M. Oğuz KUTLU - Çukurova Üniversitesi Bilim Uzmanı Şadiye KORKMAZ - MEB 10. Bölüm: Program Değerlendirmede Kullanılan Araştırma Yöntemleri ve Veri Toplama Araçları Prof. Dr. Behçet ORAL - Dicle Üniversitesi Arş. Gör. Sedef SÜER - Dicle Üniversitesi 11. Bölüm: Program Geliştirme ve Değerlendirme Sürecinde Sorunlar Doç. Dr. İlke EVİN GENCEL - Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 12. Bölüm: Program Geliştirme ve Değerlendirme Standartları Doç. Dr. Murat TUNCER - Fırat Üniversitesi 13. Bölüm: Cumhuriyetten Günümüze Türkiye’de Program Geliştirme ve Değerlendirme Çalışmaları Prof. Dr. İsa KORKMAZ - Necmettin Erbakan Üniversitesi 14. Bölüm: Program Geliştirme ve Teknoloji İlişkisi Yrd. Doç. Dr. Cevdet EPÇAÇAN - Siirt Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Ata PESEN - Siirt Üniversitesi
Article
Bu çalışmanın amacı, yeni ilköğretim programlarının birleştirilmiş sınıflarda uygulanabilirliğini ve uygulama sürecindeki sorunları ortaya koymaktır. Araştırmada nitel yöntem kullanılmış ve veriler yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile elde edilmiştir. Çalışma grubu, Kırıkkale ili Merkez, Keskin ve Sulakyurt ilçelerine bağlı birleştirilmiş sınıflı okullarda görev yapan 6 sınıf öğretmeninden oluşmuştur. Araştırmada elde edilen bulgulara göre, birleştirilmiş sınıflarda öğretim yapan öğretmenler yeni ilköğretim programlarını genel olarak olumlu bulmakta, ancak programların mevcut şekliyle birleştirilmiş sınıflarda uygulanmasının zor olduğunu düşünmektedirler. Çalışmada ayrıca, öğretmenler okulun ve sınıfın imkânlarının yetersiz olduğunu, öğrencilerin seviyelerinin düşük olduğunu, programlarda uygulanması öngörülen çeşitli yöntem, proje ve etkinliklerin uygulanamadığını, ailelerin sosyo-ekonomik düzeylerinin düşük olduğunu ve genelde okula karşı ilgisiz olduklarını, değerlendirme süreçlerinde önemli problemler yaşamadıklarını ancak, değerlendirme formlarının sayısının fazla olmasının kendilerine zorluk çıkardığını belirtmektedirler. Çalışmaya katılan öğretmenler, özellikle programların geliştirilmesinde birleştirilmiş sınıfların da dikkate alınmasını, bu okulların fiziksel yönden daha donanımlı hale getirilmesi gerektiğini, öğretmenlere birleştirilmiş sınıflarla ilgili hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimler verilmesi gerektiğini önermektedirler. This study aimed at determining the applicability of the new primary curriculum in multigrade classrooms and the possible problems to arise in the implementation process. Qualitative research method was used in the study and data were collected through semi-structured interview technique. Study group was composed of 6 classroom teachers working in multigrade classrooms of the primary schools located in Central, Keskin and Sulakyurt Districts of Kırıkkale Province. In the light of the data obtained from the study; teachers teaching multigrade classrooms have a favorable opinion about the new primary curriculum in general; however, they believe it is quite difficult to apply these curriculum in multigrade classrooms. Teachers also stated that classrooms and the school have limited facilities; that achievement level of the students is quite low; that it is impossible to implement some methods, projects and activities foreseen in the curriculum; that families are of low socio-economic group and are not generally interested in school life of their children and; that they (teachers) do not encounter important problems in evaluation processes but the high number of evaluation forms rise difficulties for them. Teachers who participated in the study suggested that multigrade classrooms be taken into consideration while developing curriculum, that schools with multigrade classrooms be provided sufficient physical equipment and that teachers be given pre-service and in-service trainings on multigrade classrooms.
Article
This article outlines developments in curriculum evaluation with a particular focus on methodologies and approaches. The insights gained by evaluators are described to demonstrate their growing understanding of the complexity of the interactions among the levels from the political center to the local professional level of the classroom. However, recent trends to use assessment data in a context of test-based accountability illustrate how, in the name of efficiency, there is the possibility of a return to technological refinements of curriculum evaluation and a trivialization that threatens the rich, intellectual activity of those involved in the discipline of curriculum evaluation.
Article
In 2005-2006 the reconstructed elementary school curriculum (1-5 grades) was implementednationwide. Elementary school curriculum, beginning from 1924, 1926, 1936, 1948, 1962, and1968 has been changed six times. In 1997 the compulsory education in Turkey became eightyears instead of five. Therefore, primary school curriculum and middle school curriculum werecombined in the elementary school system. However, those curricula were not revised andrestructured. In order to unify and integrate elementary curriculum, new curriculum has beendeveloped and then piloted in the 2004-2005 school year. As a result of that, it has beingimplemented nationwide starting the 2005-2006 school year.The aim of this study was to examine the first grade teachers’ perceptions about the firstgrade curriculum after one year implementing of the new curriculum. In order to collect data, aform consisted of four open-ended questions was developed. Each open ended questionconsisted of teachers’ positive ideas, negative ideas, and suggestions about related content areas.The questionnaire was employed to 115 the first grade primary teachers.Results; in general the first grade primary teachers have positive attitudes about the newcurriculum. However, they think that text books of each content area should be revised. On the other hand, the implementation of the new curriculum have some difficulties because someschools do not have enough sources, some classrooms are so crowded, parents do not haveenough information about the new curriculum, and teachers have to fill out so many forms aboutstudents performance and working habits.