ArticlePDF Available

Bilateral Renal Infarction Due to Ecstasy Usage

Authors:

Abstract

Renal infarction is a rare cause of bilateral loin pain. The most common etiologic reason is thromboembolism due to atrial fibrillation. Abuse of drugs such as ecstasy is a very rare cause of renal infarction. Here, we present a case diagnosed with bilateral renal infarction due to ecstasy usage after excluding other reasons.
115
Olgu Sunumu/Case Report
Turk Neph Dial Transpl 2017; 26 (1): 115-117
Ekstazi Kullanımına Bağlı Bilateral Renal Enfarktüs
Bilateral Renal Infarction Due to Ecstasy Usage
Özkan GÜNGÖR1
TÖRÜN1
Ferhat KESLER1
Suna 1
SARICA2
ÖÇAL3
1
ERKEN1
Orçun ALTUNÖREN1
1 Kahramanmaraş Sütçü İmam
Üniversitesi Tıp Fakültesi , Nefroloji
Bilim Dalı, Kahramanmaraş, Türkiye
2 Kahramanmaraş Sütçü İmam
Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji
Anabilim Dalı, Kahramanmaraş, Türkiye
3 Kahramanmaraş Sütçü İmam
Üniversitesi Tıp Fakültesi, Hematoloji
Anabilim Dalı, Kahramanmaraş, Türkiye
doi: 10.5262/tndt.2017.1001.19
Yazışma Adresi:
Özkan GÜNGÖR
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
Tıp Fakültesi, Nefroloji Bilim Dalı,
Kahramanmaraş, Türkiye
Tel : +90 506 664 80 54
E-posta : ozkan.gungor@yahoo.com
Geliş Tarihi : 08.06.2016
Kabul Tarihi : 06.08.2016
ÖZ
Renal enfarktüs bilateral yan ağrısının nadir görülen bir nedenidir. Etiyolojide en sık atrial fibrilasyon ve
buna bağlı tromboemboli sorumludur. Madde bağımlılığı, örneğin ekstazi kullanımı renal enfarktüsün
çok nadir bir nedenidir. Burada 35 yaşındaki erkek hastada görülen bilateral enfarktüste diğer nedenler
ekarte edildikten sonra ekstazi kullanımı sorumlu bulunmuş ve sunulmuştur.
ANAHTAR SÖZCÜKLER: Ağrı, Renal enfarktüs, Ekstazi
ABSTRACT
Renal infarction is a rare cause of bilateral loin pain. The most common etiologic reason is
thromboembolism due to atrial fibrillation. Abuse of drugs such as ecstasy is a very rare cause of renal
infarction. Here, we present a case diagnosed with bilateral renal infarction due to ecstasy usage after
excluding other reasons.
KEY WORDS: Pain, Renal infarction, Ecstasy

Renal enfarktüs, tüm acil servis başvu-
rularının yaklaşık olarak % 0,007’sini
oluşturur (1). Renal enfarktüs aynı zamanda
nefroloji pratiğinde de az rastlanan ancak
önemli olabilecek bir problemdir. Acil
servise ve nefroloji polikliniğine yan ağrısı
nedeniyle başvuran hastalarda öncelikle
üriner sistem enfeksiyonu veya taş
hastalığı düşünülmekte, aynı semptomları
gösterebilen renal enfarktüs daha az oranda
akla gelmektedir. Literatürde renal enfarktüs
hastalarına bakıldığında etiyolojide
genellikle atrial brilasyon, travma ve
hiperkoagülabiliteye yol açabilecek nedenler
sorumlu tutulmuştur (2-5). İlginç olarak bir
olguda renal enfarktüse neden olabilecek
herhangi bir patolojiye rastlanmamış ve
ekstazi kullanımı sorumlu tutulmuştur (6).
Ekstazi etken madde olarak 3,4-metilen
dioksi metamfetamin (MDMA) içeren bir
amfetamindir. Ekstazinin etkisi, alındıktan
20-60 dakika sonrasında kendisini gösterir
ve bu etki 4-6 saat kadar devam eder.
Temel etkisi kuvvetli bir uyarıcı olmasıdır.
Enerjinin artığı hissini verirken uyku ve
yorgunluk hissini bloke eder (7). Captagon
ise etken madde olarak fenetylline içeren
amfetamin benzeri özellikler taşıyan
bağımlılık yapan bir maddedir. Uyanık tutma
ve cesaret verme özellikleri kullanımını
artırmaktadır (8). Her iki ilacın da önemli
yan etkileri bulunmaktadır. Literatürde
captagon kullanımına bağlı akut miyokard
infarktüsü (9) ve ekstazi kullanımına bağlı
renal enfarktüs olgusu bildirilmiştir.
Biz burada bilateral renal enfarktüs
nedeniyle kliniğimize yatırılan, ekstazi ve
captagon kullanımı bulunan ve çok yüksek
olasılıkla ekstaziye bağlı renal enfarktüs
gelişen hastayı oldukça nadir görülmesi
nedeniyle sunuyoruz.
OLGU SUNUMU
35 yaşındaki erkek hasta bir gün önce
başlayan ve giderek artan iki taraı yan
ağrısı ve bulantı yakınmaları ile hastanemiz
116

Turkish Nephrology, Dialysis and Transplantation Journal Güngör Ö ve ark: Ekstazi ve Renal Enfarktüs
Turk Neph Dial Transpl 2017; 26 (1): 115-117
acil servisine başvurdu. Beraberinde ateş yüksekliği ve
makroskobik hematürisi yoktu. Öz geçmişinde herhangi bir
kronik hastalık ve ilaç kullanımı öyküsü olmadığını belirtti.
Fizik muayenede kan basıncı 130/70 mmHg, nabız: 88/dakika
idi. Bilateral kostovertebral açı hassasiyeti mevcuttu. Yapılan
laboratuvar tetkiklerinde kreatinin 0.8 mg/dl (0,6-1,2), Aspartat
amino transferaz (AST): 48 U/l (5-40), laktat dehidrogenez
(LDH): 636 U/l (140-280), C-reaktif protein (CRP): 64 mg/l (0-
5), beyaz küre: 12900 /mm3 (3500-10000), hemoglobin: 13,4 gr/
dl, trombosit ise 146000/mm3 idi. Tam idrar tetkikinde protein,
eritrosit ve lökosit yoktu. Hastada taş hastalığı olabileceği
düşünülerek kontrastsız abdominal tomogra çekildi. Bilgisayarlı
Tomograde (BT) sağ böbreğin alt 2/3 ünde ve sol böbreğin
yarısında enfarktla uyumlu görünüm vardı (Şekil 1A-C), hastaya
bunun üzerine kontrastlı renal BT anjiyogra çekildi, aorta ve
renal arterlerde herhangi bir trombus ya da darlık izlenmedi.
Diğer organlarda enfarkt lehine bulgu yoktu. Hastada klinik,
laboratuvar ve radyololojik bulgular eşliğinde bilateral renal
enfarktüs düşünüldü ve servise yatırıldı. Hastaya kontrast madde
de verildiği için 2000 cc/gün intravenöz serum zyolojik, 2400
mg oral N-asetil sistein, ampirik olarak intravenöz 4x1,5 gram
ampisilin sülbaktam ve düşük molekül ağırlıklı heparin (2x0,4
ml enoksaparin sodyum) başlandı. Renal enfarktüsün nedeni
araştırılmaya başlandı, elektrokardiyograde atrial brilasyon
veya başka bir aritmiye rastlanmadı, ekokardiyograde trombüs
tespit edilmedi. Tiroid fonksiyon testleri normal olarak bulundu.
Literatürde daha nadir olarak travma, hematolojik bozukluklar
(antifosfolipid antikorlar, faktör V leiden mutasyonu) ve bir
olguda ise ekstazi kullanımının sorumlu tutulması üzerine ileri
incelemeler yapıldı. Karın veya bel bölgesine travma öyküsü
yoktu. Antinükleer antikor (ANA), Antikardiyolipin antikorlar
(IGM ve IGG), Antinötrolik sitoplazmik antikorlar negatifti.
Protein C, Protein S, antitrombin 3, aktive protein C rezistansı
düzeyleri normaldi. Protrombin ve faktör 5 leiden mutasyonu
saptanmadı. Hasta ilaç ve madde kullanımı yönünden detaylı
olarak sorgulandı. Herhangi bir ilaç kullanmadığını ancak son
3 aydır yurtdışından gelen bir arkadaşı sayesinde ekstazi ve
captagon isimli uyuşturucu maddeleri fazla miktarda aldığını
belirtti. Hastanemizde bu maddelerin toksikolojik analizi
yapılmadığından ve son 7 gündür almadığını belirttiğinden
analiz edilemedi. Ancak hastada diğer nedenler dışlandığı için
mevcut tablo öncelikle ekstazi kullanımına bağlandı. 1 hafta
düşük molekül ağırlıklı heparin tedavisi verilen hasta kreatinin
değeri 0,8 mg/dl, LDH değeri 300 U/l, CRP değeri 4,95 mg/
dl iken tedavisi kesilerek takibe alındı. İki haftalık poliklinik
izleminde de yeni bir sorun yaşanmadı.

Biz burada akut iki taraı yan ağrısı ile acil servise gelen
hastada saptanan bilateral renal enarktüslü olguda etiyolojide
çok nadir bir neden olan (dünyada bildirilmiş ikinci olgu olarak)
ekstazi kullamını sorumlu olarak belirledik.
Acil servise yan ağrısı nedeniyle başvuran hastalarda
nedenler genellikle pyelonefrit veya taş hastalığı iken renal
Şekil 1: A, B, C) Renal enfarktüsün tomograk görünümü.
A
B
C
enfarktüs odukça nadir olarak görülmektedir. Teşhis genellikle
çekilen bilgisayarlı tomogralerde tesadüfen saptanan enfarkt
alanlarının görülmesiyle konulur. AST ve LDH yüksekliği
doku yıkımının birer göstergesi olarak tanıya yardımcı olurlar.
Renal enfarktüs etiyolojisinde en sık olarak atrial brilasyon ve
buna bağlı gelişen emboliler sorumludur. Hipertroidi ve atrial
117

Turkish Nephrology, Dialysis and Transplantation Journal Güngör Ö ve ark: Ekstazi ve Renal Enfarktüs
Turk Neph Dial Transpl 2017; 26 (1): 115-117
bildirilmemiştir. Bizim hastamızda öncelikle renal enfarktüse yol
açabilecek diğer sık ve daha nadir görülen nedenler araştırılmış
ancak herhangi bir neden bulunmamıştır. Bunun üzerine hasta
madde kullanımı yönünden detaylı olarak sorgulanmış ve
ekstazi kullanımını itiraf etmiştir. Hasta bu maddenin olası
diğer komplikasyonları açısından da bilgilendirilmiş ve madde
bağımlılığı yönünden değerlendirilmek üzere uzman kişilere
yönlendirilmiştir. Literatürde sadece bir olgu sunumu olduğu
için ekstaziye bağlı renal enfarktüsün tedavisinde kesinlik
olmamakla beraber hidrasyon, düşük molekül ağırlıklı heparin
ve antibiyoterapi tedavisi tarafımızca da uygulanmış ve izlemde
hastada renal yetmezlik gelişmemiştir. Hasta yine de bu açıdan
düzenli olarak takip altında tutulacaktır.
Sonuç olarak, genç hastalarda renal enfarktüs geliştiğinde
diğer nedenler ekarte edildikten sonra ayırıcı tanıda madde
kullanımın da akılda tutulması ve hastaların bu açıdan detaylı
olarak sorgulanması gerekmektedir.
KAYNAKLAR
1. Domanovits H, Paulis M, Nikfardjam M, Meron G, Kürkciyan
I, Bankier AA, Laggner AN: Acute renal infarction. Clinical
characteristics of 17 patients. Medicine (Baltimore) 1999;78:386-
394
2. Antopolsky M, Simanovsky N, Stalnikowicz R, Salameh S, Hiller
N: Renal infarction in the ED: 10-year experience and review of the
literature. Am J Emerg Med 2012;30:1055-1060
3. Rafai M, Belyamani L: Post-traumatic bilateral renal infarction. Pan
Afr Med J 2015;20:376
4. Ayach T, Kazory A: Bilateral renal infarction: An uncommon
presentation of bromuscular dysplasia. Clin Kidney J 2013;6:646-
649
5. Kitta T, Takeyama Y, Seki T, Togashi M, Harada H: Asynchronous
(heterochronic) bilateral renal infarction associated with primary
antiphospholipid syndrome. Int J Urol 2001;8:631-633
6. Dufour M, Payet C, Gillet A: Bilateral renal infarction and ecstasy.
J Mal Vasc 2014;39:285-287
7. Downing J: The psychological and physiological effects of MDMA
on normal volunteers. J Psychoactive Drugs 1986;18:335-340
8. Katselou M, Papoutsis I, Nikolaou P, Qammaz S, Spiliopoulou
C, Athanaselis S: Fenethylline (Captagon) abuse-local problems
from an old drug become universal. Basic Clin Pharmacol Toxicol
2016;119:133-140
9. Uluçay A, Arpacık Kargı C, Aksoy MF: Acute myocardial infarction
associated with Captagon use. Anadolu Kardiyol Derg 2012;12:182-
185
10. Muntan CD, Tuckler V: Cerebrovascular accident following MDMA
ingestion. J Med Toxicol 2006;2:16-18
11. Campbell GA, Rosner MH: The agony of ecstasy: MDMA
(3,4-methylenedioxymethamphetamine) and the kidney. Clin J Am
Soc Nephrol 2008;3:1852-1860
miksoma bu olayı tetikleyebilir. Daha nadir nedenler arasında bel
ve karın bölgesine travma, bromüsküler displazi, antifosfolipid
antikor sendromu ve tromboza eğilim sorumlu tutulabilir (2-
5). Enfarktüsü olan hastalarda trombusun gösterilmesi için
renal BT anjiyogra ve konvansiyonel anjiyogra yapılabilir,
trombus gösterilebilirse anjiyoplasti işe yarayabilir. Bizim
hastamızda çekilen kontrastlı BT anjiyograde trombus veya
şüphe uyandıracak bir lezyon görülmedi bu nedenle klasik
anjiyogra yapılmadı. Bu hastalar mutlaka kardiyak açıdan iyi
bir şekilde değerlendirilmelidir. Elektrokardiyogra de aritmiler,
ekokardiyograde ise trombus ve miksoma varlığı kontrol
edilmelidir. Bizim hastamızda bu değerlendirmeler normal olarak
bulundu. Hastalar karın ve bel bölgesine uygulanan travmalar
açısından sorgulanmalıdır çünkü literatürde bu klinikte olgu
sunumu bulunmaktadır (3). Fibromüsküler displazi özellikle
genç kadınlarda sekonder hipertansiyonun ve renal enfarktüsün
nadir bir nedeni olabilir. Bizim hastamızın hipertansiyonu yoktu
ve BT anjiyograde bromüsküler displazi şüphesi doğuracak
bir görünüme rastlanmadı. Yine literatürde tromboza yatkınlığı
artıran bazı hastalıklara (protein C, S eksikliği, faktör V leiden
mutasyonu, antifosfolipid antikor sendromu gibi) bağlı gelişen
olgu sunumları da bulunmaktadır (5). Bizim hastamız bu açıdan
da detaylı olarak incelendi ve tromboza yatkınlık oluşturabilecek
edinsel veya genetik herhangi bir hastalık bulgusuna rastlanmadı.
Literatür detaylı olarak incelendiğinde Dufour ve ark. 30
yaşındaki erkek hastada görülen bilateral renal enfarktüsü
etiyolojide yer alabilecek diğer nedenleri dışladıktan sonra
ekstazi kullanımına bağlamışlardır (6). Ekstazi etken madde
olarak 3,4-metilen dioksi metamfetamin içeren bir amfetamindir.
MDMA beyinde varolan 5-HT (serotonin) nörotransmiterlerinin
salınmasını sağlayan bir serotonin ateşleyicisi ve geri alım
inhibitörüdür (7). Genellikle kişide yarattığı rahatlık, doygunluk,
zindelik ve mutluluk hisleri nedeniyle kullanılır. Bağımlılık yapıcı
etkisi bulunmaktadır. MDMA masum bir madde değildir, birçok
yan etkisi bulunmaktadır. Kullanan kişilerde akut miyokard
enfarktüsü, rabdomiyoliz, dissemine intravasküler koagülasyon,
hiponatremi, akut böbrek yetmezliği, hepatit, hipertermi,
serebral enfarkt ve koma bildirilmiştir (10). Ekstazinin böbrek
üzerindeki yan etkileri de oldukça fazladır. Nontravmatik
rabdomiyoliz, nekrotizan vaskülit, obstrüktif üropati, malign
hipertansiyon, proksimal tübül disfonksiyonu ve hipovolemiye
bağlı akut renal hasarlanma görülebilir (11). Bunların oluş
mekanizması ne yazık ki tam olarak bilinmemekle birlikte
MDMA’nın direkt toksik etkisi ve hiperpireksinin sorumlu
olabileceği düşünülmüştür (11). Bizim hastamızda bu yan
etkilerin hiçbiri görülmemiştir. Literatürde ekstazi kullanımına
bağlı sadece bir renal enfarktüs olgusu bildirilmiş olup bizim
sunduğumuz olgu literatürdeki ikinci olgudur. Mekanizma ne
yazık ki tam olarak bilinmemekle birlikte MDMA’nın tetiklediği
vazospazm ya da artmış tromboza yatkınlık sorumlu tutulabilir
(6). Bizim hastamızda ekstaziyle birlikte captagon denilen
maddenin de kullanımı söz konusudur. Captagon da amfetamin
benzeri etki gösteren bir maddedir. Literatürde akut koroner
sendroma yol açabileceği bildirilmiş (9). Ancak renal enfarktüs
ResearchGate has not been able to resolve any citations for this publication.
Article
Full-text available
While fibromuscular dysplasia (FMD) is an established cause of secondary hypertension, its association with renal infarction is less well recognized. We report a middle-aged man who presented with complaints of loin pain and severe hypertension. Computed tomography angiography of the abdomen revealed bilateral renal infarction with multiple short-segment arterial dissection compatible with FMD in the absence of systemic vasculitis and other risk factors for thromboembolic events. Bilateral renal infarction complicating FMD is extremely rare and has so far been reported only in a handful of cases. Physicians encountering cases of otherwise unexplained renal infarction/ischemia need to be aware of this complication.
Article
Full-text available
Ecstasy (MDMA, 3,4-methylenedioxymethamphetamine) is commonly used by college-aged individuals. Ecstasy leads to feelings of euphoria, emotional empathy, and increased energy. These effects come at a significant risk for complications. Ecstasy has been associated with acute kidney injury that is most commonly secondary to nontraumatic rhabdomyolysis but also has been reported in the setting of drug-induced liver failure and drug-induced vasculitis. More common, ecstasy has led to serious hyponatremia and hyponatremia-associated deaths. Hyponatremia in these cases is due to a "perfect storm" of ecstasy-induced effects on water balance. Ecstasy leads to secretion of arginine vasopressin as well as polydipsia as a result of its effects on the serotonergic nervous pathways. Compounding these effects are the ready availability of fluids and the recommendation to drink copiously at rave parties where ecstasy is used. The effects of ecstasy on the kidney as well as therapeutic measures for the treatment of ecstasy-induced hyponatremia are presented.
Article
Fenethylline is a theophylline derivative of amphetamine having stimulant effects similar to those of other amphetamine type derivatives. Fenethylline was used as medicament for hyperactivity disorders in children, narcolepsy and depression, but it has also been used as a drug of abuse under the common name of "captagon". Unlike other drugs of abuse, the clandestine synthesis of fenethylline is simple, using inexpensive laboratory instrumentation and raw materials legal to obtain. A review of all the existing knowledge of fenethylline is reported, concerning its chemistry, synthesis, pharmacology and toxicology, legislation, its prevalence and use as drug of abuse, as well as its analysis in biological or seized samples. Published or reported captagon-related cases and seizures are also presented. All the reviewed information was gathered through a detailed search of PubMed and the internet. The primary drug market for fenethylline (as captagon) has traditionally been countries located on the Arabian Peninsula but also North Africa since 2013. In Arab countries, millions of captagon tablets are seized every year which represents one-third of global amphetamines seizures within a year. Furthermore, three out of four patients treated for drug problems in Saudi Arabia are addicted to amphetamines, almost exclusively in the form of captagon. Significant information on fenethylline is provided for pharmacologists, toxicologists and forensic pathologists. Fenethylline, although old, has recently been introduced to the drug market, especially in Arab countries. Continuous community alertness is needed to tackle this current growing phenomenon. This article is protected by copyright. All rights reserved.
Article
We aimed to describe clinical and radiologic features of acute renal infarction (RI). Clinical, computed tomography (CT), and laboratory findings were retrospectively reviewed for patients diagnosed from 1999 to 2009 with CT proof of acute RI. Possible etiology of infarction was recorded. All available published series of RI were reviewed. Thirty-eight patients with acute RI met inclusion criteria; 127 cases of RI from 7 previous series were pooled for analysis. The most common symptoms were abdominal pain, flank pain, nausea, and vomiting. Leukocytosis (>10 × 10(9)/L) and elevated lactate dehydrogenase levels (>620 IU/L) were the most prominent laboratory findings. Computed tomography features included wedge-shaped hypodensities in the renal parenchyma in 35 (92%) and global renal ischemia in 3 (8%) patients; 13 patients (34%) had concomitant splenic infarction. The most common etiology was atrial fibrillation. Computed tomography determined the specific cause for RI in 5 patients (13%) and a possible etiology in 17 (45%). Exact correlation with previous series was limited by methodological diversity. Renal infarction should be considered in the differential diagnosis of a patient presented to the emergency department with abdominal or flank pain. Laboratory workup should include lactate dehydrogenase levels. After ruling out stone disease, contrast-enhanced CT examination is essential for the diagnosis.
Article
The experimental subjects were older than the average general population, more educated and considerably experienced in drug use. They considered themselves to have benefited by their MDMA experience, with no evidence of harm. There were moderate, consistent biochemical, cardiovascular and neurobehavioral changes within normal limits that peaked between one and two hours following ingestion, returning to predrug levels within 24 hours. This experimental situation produced no observed or reported psychological or physiological damage, either during the 24-hour study period or during the three-month follow-up period. While the subjects are not typical of the general population, the findings support the general impression among knowledgeable professionals that MDMA is reasonably safe, produces positive mood changes in users, does not cause negative problems (if used sparingly and episodically) and is without evidence of abuse. Certainly, any drug that causes ataxia, elevates blood pressure and pulse is potentially unsafe. One can say little about safety when effects and side effects are studied for only 24 hours and then a blood cytology is obtained after three months. In this study, safety must exclude long-term toxicity. Not enough is known about MDMA's long-range effects other than information from random anecdotal evidence supplied by a few clinicians plus self-reports by unselected and unsupervised users. From the information presented here, one can only say that MDMA, at the doses tested, has remarkably consistent and predictable psychological effects that are transient and free of clinically apparent major toxicity. The experimental subjects believed that MDMA is both safe and beneficial, but there is insufficient evidence to accurately judge either the drug's potential harm or benefit.
Article
We analyzed the medical records of patients with an established diagnosis of acute renal infarction to identify predictive parameters of this rare disease. Seventeen patients (8 male) who were admitted to our emergency department between May 1994 and January 1998 were diagnosed by contrast-enhanced computed tomography (CT) as having acute renal infarction (0.007% of all patients). We screened the records of the 17 patients for a history with increased risk for thromboembolism, clinical symptoms, and urine and blood laboratory results known to be associated with acute renal infarction. A history with increased risk for thromboembolism with 1 or more risk factors was found in 14 of 17 patients (82%); risk factors were atrial fibrillation (n = 11), previous embolism (n = 6), mitral stenosis (n = 6), hypertension (n = 9), and ischemic cardiac disease (n = 7). All patients reported persisting pain predominantly from the flank (n = 11), abdomen (n = 4), and lower back (n = 2). On admission, elevated serum lactate dehydrogenase was found in 16 (94%) patients, and hematuria was found in 12 (71%) of 17 patients. After 24 hours all patients showed an elevated serum lactate dehydrogenase, and 14 (82%) had a positive test for hematuria. Our findings suggest that in all patients presenting with the triad--high risk of a thromboembolic event, persisting flank/abdominal/lower back pain, elevated serum levels of lactate dehydrogenase and/or hematuria within 24 hours after pain onset--contrast-enhanced CT should be performed as soon as possible to rule out or to prove acute renal infarction.
Article
We report the rare case of a 51-year-old man with asynchronous (heterochronic) bilateral renal infarction associated with primary antiphospholipid syndrome. He was treated for right renal infarction, but 2 months later, while under anticoagulant treatment, he had a recurrence on the other side of the renal infarction. The laboratory work-up confirmed antiphospholipid syndrome. Six months later the patient has not experienced any new thrombotic episodes and is receiving oral anticoagulants and antiplatelet therapy.