Available via license: CC BY 4.0
Content may be subject to copyright.
Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 9, Sayı 2, Ağustos 2013, ss.461-469.
Mersin University Journal of the Faculty of Education, Vol. 9, Issue 2, August 2013, pp.461-469.
Romantik İnançlar Ölçeği’nin Uyarlanması: Geçerlik ve Güvenirlik
Çalışmaları
*
Müzeyyen KÜÇÜKARSLAN
1
Cem Ali GİZİR
2
Özet: Bu araştırmanın amacı, Sprecher ve Metts tarafından geliştirilen Romantik İnançlar Ölçeği’ni
Türkçe’ye uyarlayarak geçerlik ve güvenirliğini incelemektir. Araştırmanın verileri, Mersin Üniversitesi’nde
bulunan Eğitim, Fen-Edebiyat, İktisadi ve İdari Bilimler ile Mühendislik Fakültelerinde öğrenim gören 957
(559 kız, 398 erkek) üniversite öğrencisinden elde edilmiştir. Ölçeğin yapı geçerliğini sınamak üzere
açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi yöntemleri kullanılmıştır. Bulgular, ölçeğin “aşk bir yol bulur“, ‘ilk
ve tek“, ‘idealleştirme“ ve “ilk görüşte aşk“ olarak adlandırılan 4 faktörden oluştuğunu göstermiştir.
Cronbach alfa güvenirlik katsayısı ile hesaplanan ölçeğin iç tutarlığına ilişkin bulgular da ölçeğin
güvenirliğinin yeterli düzeyde olduğuna işaret etmiştir.
Anahtar kelimeler: romantik ilişki, romantik inançlar, ilişki inançları, üniversite öğrencileri.
Abstract: The Adaptation of the Romantic Beliefs Scale: Validity and Reliability Studies. The purpose of this
study is to adapt the Romantic Beliefs Scale which was originally developed by Sprecher and Metts to
Turkish and investigate the validity and reliability of the scale. The data was collected from 957 (559 girls,
398 boys) university students enrolled in 4 faculties (Arts & Sciences, Education, Engineering, and
Economics & Administrative Sciences) at Mersin University. Exploratory and confirmatory factor analysis
was used to evaluate the construct validity of the scale. Results of the study indicated that the scale composed
of 4 factors namely, “Love Finds a Way”, “One and Only”, “Idealization”, and “Love at First Sight”. The
results also showed that internal consistency coefficients of the factors as estimated by Cronbach Alpha were
satisfactory.
Keywords: romantic relationship, romantic beliefs, relationship beliefs, university students.
Giriş
Birçok bireyin yaşamında mutlu olmasının ve kendini güvende hissetmesinin en önemli kaynaklarından
biri, başarılı yakın ilişkiler kurabilmesidir. Sternberg’e göre (1986) yakınlık, sevilen kişiyle karşılıklı
anlayış ve iletişim içinde bulunmayı ve ona duygusal açıdan bağlı olmayı içermektedir. Kurulan yakın
ilişkilerin niteliği, bireylerin kişisel ve sosyal uyumlarını etkilemekle beraber bilişsel gelişimlerini
desteklemekte, öz saygı ve başarılarını artırmaktadır. Aynı zamanda yakın ilişkiler, bireylerin gelişimsel
görevlerinin başarıyla tamamlanmasında, arkadaşlıkların pekiştirilmesinde ve mutlu bir evliliğin
oluşmasında tamamlayıcı bir role sahiptirler (Erikson, 1994; Furman, 2002; Kuttler ve Greca, 2004).
Yakın ilişkiler kapsamında ele alınan romantik ilişkiler, genç yetişkinlik dönemindeki bireylerin en
önemli psiko-sosyal gelişim görevleri arasında yer almaktadır. İlgili alan yazında, bireylerin
deneyimledikleri ilk romantik ilişkilerin genç yetişkinlik döneminde yaşanan ilişkilerin gelişiminde önemli
bir rol oynadığı belirtilmektedir (Davies, 2006; Q’sullivan, Cheng, Harris ve Brooks-Gunn, 2007; Raley ve
Sullivan, 2010). Dolayısıyla, romantik ilişkilerde algılanan yeterlik duygusu, genel yeterliğe ilişkin
güvenilir bir bileşen olarak ortaya çıkmaktadır (Connolly ve Konarski, 1994; Kanemasa, Taniguchi ve
Daibo, 2004). Bu nedenle, üniversite öğrencilerinin romantik ilişkilerdeki olumsuz yaşantılarının kaygıya
yol açtığı ve beraberinde kişiler arası çatışmaları, cinsel duygularla baş etme sorunlarını, romantik ve
sosyal ilişkilerini kontrol etme ile ilgili çeşitli güçlükleri ortaya çıkardığı vurgulanmaktadır (Creasey ve
Ladd, 2004; Shi, 2003; Zimmer-Gembeck, 2002). Bu açıdan değerlendirildiğinde, romantik ilişkilerin
tatmin edici şekilde biçimlendirilmesi, gelişimsel özellikleri göz önüne alındığında, üniversite öğrencileri
için en temel bireysel gereksinimlerden biri olarak görülmektedir.
Bilindiği üzere bireyler, yaşamları boyunca diğer bireylerin beklentileri ve özellikleri hakkında çeşitli
inançlar geliştirmektedirler (DeBord, Romans ve Krieshok, 1996). Romantik ilişkilerde de geliştirilen bu
kişisel inançların, bu ilişkilerin gelişimini önemli oranda etkilediği ifade edilmektedir (Knee, 1998).
Nitekim pek çok birey, duygusal anlamda birlikte olduğu kişiyi sevmesi gerektiğine ve ilişkinin karşılıklı
*
Bu çalışma, Müzeyyen Küçükarslan tarafından Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Yrd. Doç. Dr. Cem Ali
Gizir danışmanlığında yapılan yüksek lisans tez çalışmasının bir bölümünden üretilmiştir.
1Uzm. Müzeyyen KÜÇÜKARSLAN, Mersin Üniversitesi, Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi, Mersin.
mkarslan82@gmail.com
2Yrd. Doç. Dr. Cem Ali GİZİR, Mersin Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Mersin.
cagizir@mersin.edu.tr
Romantik İlişkiler Ölçeğinin Uyarlanması
462
Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi
doyum veren bir süreç olduğuna dair çeşitli inançlarla ilişkiye başlamaktadır. Bu nedenle, hemen her birey,
süregelen ilişkisinin nasıl olması gerektiği ile ilgili önceden var olan bazı temel inançlara sahip olmaktadır
(Sprecher ve Metts, 1999). Romantik ilişkilerin başlamasına ve gelişmesine katkıda bulunan bu ilişkisel
inançlar, sevgiliyle tanışma esnasındaki cazibe (Knee, 1998), sevgili hakkındaki düşünceler ve sevgiliyi
beğenme (Sprecher, Cate ve Levin, 1998) ile yakından ilişkili görülmektedir. Ayrıca, romantik inançların
sevgiliye duyulan aşk (Sprecher ve Metts, 1999), aşk tutumları (Hendrick ve Hendrick, 1995), ilişkisel
doyum (Jones, Freemon ve Goswick, 1981), evlilikle ilgili hoşnutluk (Bradbury ve Fincham, 1988) ve
bağlılık (Sprecher ve Metts, 1999) ile ilişkili olduğu sıklıkla belirtilmektedir.
İlgili alan yazında, romantik ilişkiye yönelik temel ilişkisel inançlardan bazıları, ilk görüşte aşkın
mümkün olduğu, evlilik için en önemli dayanağın aşk olduğu, gerçek aşkın sonsuza dek sürdüğü ve aşkın
bütün engelleri aştığı (Weaver ve Ganong, 2004) şeklinde ifade edilmektedir. Bu inançlar doğrultusunda
bireyler, eşlerine tutkulu ve romantik bir aşk ile bağlanmayı bekleme eğilimine girmekte (Sharp ve
Ganong, 2000) ve genellikle romantik eşlerini idealize etmektedirler (Figueredo, Sefcek ve Jones, 2006;
Green, Campbell ve Davis, 2007; Zuroff ve Lorimier, 1989). Bunun sonucunda da, ilişkilere yönelik
oluşan yüksek ve gerçek dışı beklentiler ilişkilerin bitmesinde başlıca neden olabilmektedirler. Dolayısıyla,
bireylerin ilişkilerinin nasıl olması gerektiği ile ilgili değişen beklentileri ve bu beklentilerin temelinde yer
alan çeşitli kaynakları bilmeleri önem arz etmektedir (Honeycutt ve Cantrill, 2001). Bu nedenle ilişkiler,
kişilerin değişen bilişsel ve davranışsal oluşumları olarak kabul edilmekte ve romantik inançlar, gelecekte
yaşanabilecek ilişkisel durumlar karşısında romantik aşkın içeriğinin analiz edilmesinde
kullanılmaktadırlar (Duck ve Wright, 1993).
Bir başka deyişle, bireylerin yaşamlarının merkezini oluşturan romantik ilişkilerdeki duygusal
incinmelerin, çoğunlukla rasyonel olmayan ilişki inançlarının bir sonucu olduğu ve bu temel inançların
anlaşılmasının romantik ilişkilerinde sorunlar yaşayan bireylere yol gösterilmesinde yardımcı olabileceği
varsayılmaktadır. Bu düşünceden yola çıkılarak geliştirilen Romantik İnançlar Ölçeği (Sprecher ve Metts,
1989), romantik ilişkilere yönelik rasyonel olmayan inançları “ilk görüşte aşk”, “ilk ve tek aşk”, “doğru ve
gerçek aşk sonsuza dek sürer” ve “aşk bütün engellerin üstesinden gelir” şeklinde dört boyutta ele
almaktadır. Aşk bir yol bulur inancı, bireyin romantik ilişkisini, her türlü engel, sorun ve farklılığa rağmen
yürütebileceğine; ilk ve tek inancı, gerçek aşkın sonsuza dek süreceğine ve birey için sadece bir tek gerçek
aşk olacağına yönelik inançları kapsamaktadır. Bununla birlikte idealleştirme inancı bireyin romantik
ilişkisinde her şeyin mükemmel olacağına, aşık olduğu kişinin mükemmel bir sevgili olacağına yönelik
inançları kapsarken, ilk görüşte aşk inancı ise bireyin gerçek aşkı bulduğunu onunla tanışır tanışmaz
anlayabileceğine yönelik inançlar olarak tanımlanmaktadır (Sprecher ve Metts, 1999).
Türkiye’de yapılan ilişki odaklı araştırmalar incelendiğinde, bu çalışmaların genellikle evli çiftlerin
romantik ilişkileri üzerine odaklandığı ve genç yetişkinlerin romantik ilişkilerdeki inançlarına yönelik
çalışmaların oldukça sınırlı sayıda gerçekleştirildiği gözlemlenmektedir. Bununla birlikte, üniversite
öğrencilerinin romantik ilişkilerine yönelik inançlarının belirlenmesi, özellikle romantik ilişkilerinde çeşitli
güçlükler yaşayan genç yetişkinlerin duygu, düşünce ve davranışlarının anlaşılmasına önemli ölçüde
destek sağlayacaktır. Bu nedenle, üniversite öğrencilerinin romantik ilişki inançlarına yönelik çeşitli
çalışmalar yapan araştırmacılara katkı sağlayabilecek ölçeklere gereksinim duyulduğu söylenebilir. Bu
bakış açısıyla bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinin rasyonel olmayan romantik ilişki inançlarını
belirlemeye yönelik olarak yürütülecek çeşitli çalışmalarda kullanılabilecek bir ölçek olan Romantik
İlişkiler Ölçeği’ni (Sprecher ve Metts, 1989) Türkçe’ye uyarlayarak geçerlik ve güvenirliğini incelemektir.
Yöntem
Çalışma grubu
Çalışma grubu, 2010-2011 eğitim-öğretim yılında Mersin Üniversitesi’nde öğrenim gören 957 üniversite
öğrencisinden oluşmaktadır. Örneklemin 559’u (% 58.4) kız ve 398’i (% 41.6) erkek öğrencilerden
oluşmaktadır. Öğrencilerin yaş aralığı 18 ile 30 arasında değişmekte olup, ortalaması 21.51 (SS=1.89)
olarak belirlenmiştir.
Veri Toplama Araçları
Romantik İnançlar Ölçeği (Romantic Beliefs Scale)
Sprecher ve Metts (1989) tarafından geliştirilen Romantik İnançlar Ölçeği (RİÖ), romantik ilişkilere
yönelik belirlenen ve rasyonel olmayan temel romantik inançları ölçmek amacıyla kullanılmaktadır. Alan
yazındaki analiz içeriklerinden özgün bir biçimde tasarlanan ölçek, bir ideoloji olarak romantik aşkın temel
özelliklerinin derlenmesine dayanmaktadır (Weaver ve Ganong, 2004). Özgün ölçek, toplam 15 maddeden
KÜÇÜKARSLAN & GİZİR
463
Cilt 9, No 2, Ağustos 2013
oluşmakta ve sırasıyla; aşk bir yol bulur (6 madde), ilk ve tek (3 madde), idealleştirme (3 madde) ve ilk
görüşte aşk (3 madde) olarak adlandırılan 4 faktör içermektedir. Katılımcılar, ilgili maddeleri 7’li Likert
tipi derecelendirme üzerinden yanıtlamakta olup, orijinal RİÖ’den alınabilecek en düşük puan 15 ve en
yüksek puan ise 105’tir. Ölçekten alınan yüksek puanlar rasyonel olmayan romantik ilişki inançlarına
işaret etmektedir. Sprecher ve Metts (1989), özgün ölçeğin Cronbach alfa güvenirlik katsayısını, cinsiyet
değişkeni göz önünde bulundurulduğunda, erkekler için .87 ve kızlar için .88 olarak bildirmişlerdir. Özgün
RİÖ’nün 4 faktör için Cronbach alfa güvenirlik katsayısı .57 ile .80 arasında değişmekte olup, ölçeğin
toplam puanından elde edilen Cronbach alfa değeri .81, test-tekrar test güvenirliği ise .75 olarak
belirlenmiştir.
RİÖ’nün Türkçe’ye Uyarlanması
RİÖ’nün Türkçe’ye uyarlanması sürecinde çeviri–tekrar (geriye) çeviri yöntemi kullanılmıştır. Bu nedenle,
öncelikle ölçeğin özgün formundaki her bir madde Mersin Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik
Danışmanlık Bilim Dalı ve İngiliz Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı’nda görevli iki yardımcı doçent, Yabancı
Diller Yüksek Okulu’nda görevli bir okutman ile İngiliz Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı’nda görevli bir
araştırma görevlisi tarafından İngilizce’den Türkçe’ye çevrilmiştir. Elde edilen 4 ayrı çeviri, araştırmacılar
tarafından madde düzeyinde bire bir karşılaştırılarak her bir maddeyi en düzgün şekilde açıklayan ifadelere
ulaşılmaya çalışılmıştır.
Daha sonraki aşamada ise Türkçe’ye çevrilen maddeler Mersin Üniversitesi, Yabancı Diller Yüksek
Okulu’nda görevli bir okutman ve İngiliz Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı’nda görevli bir araştırma görevlisi
tarafından tekrar İngilizce’ye çevrilmiştir. Çevirisi yapılan maddeler özgün ölçekteki maddeler ile
karşılaştırılmış ve her iki formdaki ifadelerin anlamsal ve dilbilimsel olarak birbirleriyle uyumlu olduğu
görülmüştür. Böylece her iki form arasındaki tutarlılık kapsamında ölçeğin Türkçe formuna son şekli
verilmiştir. Bir sonraki aşamada, oluşturulan Türkçe form yaklaşık 40 lisans öğrencisine uygulanmış ve
öğrencilerden her bir maddeyi anlaşılabilirlik düzeyinde değerlendirmeleri ve net olmayan ifadeleri
belirlemeleri istenmiştir. Geribildirimler çerçevesinde son şeklini alan her bir madde için anlam bütünlüğü
sağlandığına karar verildiğinde ölçek kullanıma hazır hale getirilmiştir. Bununla birlikte, özgün RİÖ’de
katılımcılar maddeleri 7’li Likert tipi ölçeğe uygun olarak yanıtlamakta iken Türkçe’ye uyarlama sürecinde
ölçek, 5’li Likert tipi derecelendirme üzerinden ele alınmıştır.
Verilerin Analizi
Bu araştırmada, ölçeğin yapısal geçerlik çalışmaları için açıklayıcı faktör analizi (AFA) ve doğrulayıcı
faktör analizi (DFA) kullanılmıştır. AFA analizleri SPSS 17 programı kullanılarak yapılmıştır. Analiz
sürecinde RİÖ’nün Türkçe’ye uyarlanan formunda bulunan faktör sayısının belirlenmesi amacıyla elde
edilen verilere Varimax Eksen Döndürme Yöntemi kullanılarak en çok olabilirlik kestirimi (maximum
likelihood) tekniği uygulanmıştır.
DFA analizleri LISREL 8 (Jöreskog ve Sörbom, 1993) programı kullanılarak yapılmıştır. Bu
araştırmada öngörülen modelin veri tabanına uygunluğunu (model fit) değerlendirmek için çeşitli modele
uyum indeksleri kullanılmıştır. Ki kare (χ
2
), oluşturulan modelin veri tabanına mutlak uygunluğunu
değerlendiren önemli bir testtir (Bollen, 1989), ancak ki kare testi örneklem büyüklüğüne duyarlıdır ve
örneklem sayısı 200’ün üstüne çıktığında genellikle güvenilir sonuçlar vermemektedir (Schumacker ve
Lomax, 1996). Bununla birlikte, ki kare’nin sık kullanılan bir ölçüt olması nedeniyle, χ
2
/df oranının 2’nin
altında olması model uygunluğunu gösteren önemli bir ölçüt olarak değerlendirilmektedir (Kline, 1998).
Öngörülen modelin veri tabanına uygunluğunu test etmek için ayrıca GFI (Goodness-of-fit index; Jöreskog
ve Sörbom, 1989; Tanaka ve Huba, 1984), AGFI (Adjusted goodness-of-fit index; Jöreskog ve Sörbom,
1989), CFI (Comparative fit index; Bentler, 1990), SRMR (Standardized root mean square residual;
Bentler, 1995) ve RMSEA (Root mean squared error of approximation; Steiger, 1990) gibi araştırmalarda
sık kullanılan ölçütlerden de yararlanılmıştır. Öngörülen modelin veri uyumunu en üst düzeyde
sağladığının kabul edilebilmesi için GFI, AGFI ve CFI değerlerinin .90 üzerinde, SRMR ve RMSEA
değerlerinin ise .05 altında olması gerekmektedir (Schumacker ve Lomax, 1996).
Bulgular
RİÖ’nün Geçerliğinin İncelenmesi
Açıklayıcı Faktör Analizi (AFA) Sonuçları
RİÖ’nün yapı geçerliliğini belirlemek ve faktör yapısını incelemek amacıyla öncelikle, örneklem
büyüklüğünün faktör analizine uygun olup olmadığına karar vermek için Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) ve
Romantik İlişkiler Ölçeğinin Uyarlanması
464
Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi
Barlett Küresellik Testi yapılmıştır. Ölçeğin KMO değeri .87 olarak tespit edilmiş, Barlett Küresellik Testi
sonucu da anlamlı bulunmuştur (x²=3401.201; p<0.01). Dolayısıyla, verilerin çok değişkenli normal
dağılım gösterdiği ve örneklem büyüklüğünün faktör analizi için uygun olduğu görülmüştür. RİÖ’nün
uyarlanan formunda bulunan faktör sayısının belirlenmesi amacıyla da elde edilen verilere AFA temelinde
Varimax Eksen Döndürme Yöntemi kullanılarak en çok olabilirlik kestirimi uygulanmıştır. Analiz
sonucunda ulaşılan bulgular değerlendirilerek ölçeğin alt boyutlarına ait faktör yapıları belirlenmiştir. AFA
sonucunda, ölçeğin özdeğeri 1’den büyük 4 faktörlü bir yapıya sahip olduğu ve toplam varyansın %
61.05’ini açıkladığı gözlenmiştir. Dört faktörlü yapıya sahip RİÖ’de yer alan maddelerin faktör yükleri,
ölçeğin faktör yapısı ve madde analizi sonucunda elde edilen madde-toplam korelasyonları Tablo 1’de
sunulmuştur. Bununla birlikte, AFA sonuçlarına göre 1. madde (birine aşık olmadan önce, onu bir süre
tanımaya ihtiyaç duyarım) kuramsal olarak uygun olmayan başka bir boyuta yüklendiğinden ve düşük
madde-toplam korelasyonu gösterdiğinden, 13. madde ise (ilişkimde romantik aşkın sürmesini, zamanla
ölmemesini isterim) birden çok boyuta yüklendiğinden RİÖ’den çıkarılmıştır.
Tablo 1’de görüldüğü gibi Faktör 1’de yer alan 5 maddenin (2, 5, 9, 11, 15) faktör yükleri .616 ile .718
arasında; Faktör 2’de yer alan 3 maddenin (3, 4, 10) faktör yükleri .694 ile .796 arasında; Faktör 3’te yer
alan 2 maddenin (6, 12) faktör yükleri .662 ile .802 arasında ve Faktör 4’te yer alan 3 maddenin (7, 8, 14)
faktör yükleri ise .447 ile .792 arasında değişmektedir. Madde-Toplam Korelasyonları ise her bir madde
için .30’un üzerinde ve pozitif değer taşımaktadır. Bu bulgular, ölçekte yer alan 13 maddenin öğrencilerin
romantik ilişkilere yönelik inançlarını belirlenen 4 boyutta ölçtüğüne, elde edilen faktör yapısının orijinal
RİÖ ile örtüştüğüne ve ölçeğin geçerli bir ölçme aracı olduğuna işaret etmektedir.
Tablo 1: RİÖ’deki Maddelerin Faktör Yükleri ve Madde-Toplam Korelasyonları
Maddeler Faktör Yükleri Ortak
Varyans
Madde-Toplam
Korelasyonları
F1 F2 F3 F4
M2 .662 .577 .453
M5 .715 .635 .635
M9 .718 .604 .613
M11 .709 .600 .582
M15 .616 .670 .572
M3 .796 .660 .499
M4 .694 .581 .484
M10 .718 .619 .540
M6 .802 .690 .335
M12 .662 .560 .335
M7 .447 .461 .432
M8 .674 .625 .593
M14 .792 .655 .413
Özdeğerler 2.553 1.971 1.528 1.885 - -
Varyans (%) 19.639 15.160 11.751 14.496 - -
Not: F1: Aşk bir yol bulur; F2: İlk ve tek; F3: İdealleştirme; F4: İlk görüşte aşk.
KÜÇÜKARSLAN & GİZİR
465
Cilt 9, No 2, Ağustos 2013
Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) Sonuçları
Bu araştırmada RİÖ’nün yapı geçerliliğini belirlemek ve faktör yapısını incelemek amacıyla açıklayıcı
faktör analizinin yanı sıra doğrulayıcı faktör analizi de kullanılmıştır. Bu süreçte, özgün RİÖ’nün kuramsal
altyapısını oluşturan ve 15 madde aracılığıyla 4 faktörden oluştuğu öngörülen model başlangıç noktası
alınmış, açıklayıcı faktör analizi sonuçları da dikkate alınarak ilgili madde gruplarının ölçtüğü faktörler ile
bu faktörlere ilişkin özellikler yeniden sınanmıştır. Buna ek olarak, örtük değişken çözümlerinin
yorumlanması ve örtük değişkenlerin oluşturulması sürecinde üç önemli ölçüt kullanılmıştır. Birincisi,
Kline’nın (1998) çok boyutlu ölçekler için yapmış olduğu uyarı dikkate alınmış, RİÖ’de çok boyutlu bir
ölçek olduğu için, bir örtük değişkeni (faktör) açıklayan gözlenen değişken (madde) sayısı en az 2 olarak
belirlenmiştir. İkincisi, önceden belirlenmiş kuramsal bir modelin test edildiği varsayımıyla, bir örtük
değişken içerisinde en yüksek ölçüm değerlerine (parameter estimates), yani faktör yük değerini belirleyen
yüksek Lambda (λ>.50) değeri, ilişkilerin manidarlığını gösteren yüksek t değeri ile geçerlik indeksi olarak
kullanılabilen yüksek çoklu korelasyonun karesi (R
2
>.30) değerine sahip olan maddeler öncelikli olarak
tercih edilmiştir. Üçüncüsü, kavramsal netlik oluşturmak amacıyla, bir maddenin birden fazla örtük
değişkene yüklendiği (crossloadings) modeller tercih edilmemiştir. Özetle, RİÖ’nün geliştirilmesi
süresince kullanılan kuramsal yapı, açıklayıcı faktör analizi sonuçları ve istatistiksel sonuçlar dikkate
alınmış, oluşan örtük değişkenleri en iyi açıklayan maddeler belirlenerek RİÖ’nün yapı geçerliliğini
artırmak amacıyla model üzerinde gerekli görülen değişiklikler DFA’ya uygun olarak yapılmıştır.
Tablo 2: RİÖ Maddelerinin Standardize Edilmiş Lambda, t ve R
2
Değerleri
Faktör ve maddeler
λ
λλ
λ
t R
2
Aşk bir yol bulur
Madde 2 .58 16.93 .33
Madde 5 .71 23.26 .51
Madde 9 .72 23.05 .52
Madde 11 .66 19.98 .43
Madde 15 .71 20.54 .51
İlk ve Tek
Madde 3 .57 16.01 .33
Madde 4 .70 17.06 .49
Madde 10 .78 19.26 .61
İdealleştirme
Madde 6 .58 13.41 .34
Madde 12 .58 13.35 .33
İlk görüşte aşk
Madde 7 .66 18.87 .43
Madde 8 .75 22.90 .56
Madde 14 .58 16.41 .34
Romantik İlişkiler Ölçeğinin Uyarlanması
466
Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi
DFA sonucunda, 1. madde (λ=0.11; R
2
=0.007) ile 13. madde (λ=0.28; R
2
=0.18) düşük ölçüm
değerleri göstermesi nedeniyle RİÖ’den çıkarılmıştır. Tablo 2’de DFA üzerinden elde edilen, maddelerin
standardize edilmiş Lambda değerleri, t değerleri ve çoklu korelasyon kareleri görülmektedir. Elde edilen
bütün değerler p<.05 düzeyinde anlamlıdır. Faktör yüklerini gösteren Lambda değerleri incelendiğinde ise
faktör yüklerinin .57 ile .78 arasında değiştiği gözlenmektedir. Bu değerler, maddelerin faktör yüklerinin
kabul edilebilir düzeyde olduğuna işaret etmektedir. Yapılan DFA sonucunda ortaya çıkan 4 boyutlu RİÖ
modeli incelendiğinde, χ
2
(49) = 94.787, χ
2
/df = 1.93, RMSEA = .031, SRMR = .025, GFI = .99, AGFI =
.97 ve CFI = .99 değerlerine sahiptir. Elde edilen bu değerler, yukarıda adı geçen maddelerin
çıkarılmasıyla oluşan 13 maddelik modelin kabul edilebilir olduğuna işaret etmektedir. Sonuç olarak,
RİÖ’nün ayırt edici özelliklere sahip 13 madde ve 4 faktörden oluştuğu doğrulayıcı faktör analizine göre
belirlenmiş ve bu model kuramsal ve istatistiksel açıdan uygun ve tatminkar bulunmuştur.
Romantik ilişki inançlarını betimleyen 4 faktör arasındaki ilişkileri gösteren Pearson korelasyon
katsayıları Tablo 3’te sunulmuştur. Görüldüğü üzere, ilgili değişkenler arasında .237 ile .498 arasında
değişen oranlarda, pozitif yönde ve genelde orta düzeyde istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler saptanmıştır.
Tablo 3: RİÖ’yü Oluşturan Faktörler Arasındaki Korelasyon Katsayıları
1 2 3 4
1. Aşk bir yol bulur -
2. İlk ve tek .487* -
3. İdealleştirme .498* .437* -
4. İlk görüşte aşk .339* .237* .381* -
*p<0.01.
Bununla birlikte, bazı çalışmalarda orijinal RİÖ’nün toplam puan üzerinden değerlendirildiği
gözlemlenmektedir. Faktörler arasındaki korelasyonlar da dikkate alındığında, orijinal ölçekte yer alan
faktörlerin hep birlikte tek bir üst boyuta yüklenebileceği sayıtlısından yola çıkarak elde edilen verilere
ikinci sıralı faktör analizi (second-order factor analysis) uygulanmıştır. Yapılan analiz sonucunda,
“Romantik İlişki İnançları” adlı tek bir üst boyuta yüklenen 4 faktörlü RİÖ modeli, χ
2
(50) = 96.996,
χ
2
/df=1.94, RMSEA= .031, SRMR= .026, GFI= .99, AGFI= .97 ve CFI= .99 uyum indeksi değerlerini
vermektedir. Bu uyum değerleri, tek boyutlu modelin de istatistiksel olarak kabul edilebilir bir yapı
geçerliğine sahip olduğuna işaret etmektedir.
Tablo 4: RİÖ Faktörlerinin Standardize Edilmiş Lambda, t ve R
2
Değerleri
Faktör ve maddeler
λ
λλ
λ
t R
2
1. Aşk bir yol bulur 0.75 12.72 0.56
2. İlk ve tek 0.78 8.27 0.61
3. İdealleştirme 0.73 7.06 0.54
4. İlk görüşte aşk 0.81 10.12 0.66
Tablo 4’de tek bir üst boyut üzerinden elde edilen 4 faktörlü modelin standardize edilmiş Lambda
değerleri, t değerleri ve çoklu korelasyon kareleri görülmektedir. Faktör yüklerini gösteren Lambda
değerleri incelendiğinde faktör yüklerinin .73 ile .81 arasında değiştiği gözlenmektedir. R
2
ise .54 ile .66
arasında değişen değerlere sahiptir. Elde edilen bu değerler, faktör yüklerinin yüksek ve kabul edilebilir
düzeyde olduğuna işaret etmektedir.
KÜÇÜKARSLAN & GİZİR
467
Cilt 9, No 2, Ağustos 2013
Benzer Ölçek Geçerliği
Benzer ölçek geçerliği kapsamında 89 üniversite öğrencisine RİÖ ile birlikte Romans ve DeBord (1995)
tarafından geliştirilen ve Gizir (2012) tarafından Türkçe’ye uyarlanan İlişki İnançları Ölçeği (İİÖ)
uygulanmıştır. RİÖ ile İİÖ puanları arasında beklendiği şekliyle pozitif yönde anlamlı bir ilişki (r=.76,
p<.001) bulunmuştur. Elde edilen bu sonuç, RİÖ’nün geçerliğine yönelik bir diğer kanıt olarak
değerlendirilebilir.
RİÖ’nün Güvenirliğinin İncelenmesi
Geçerlik çalışmalarının yanı sıra Romantik İnançlar Ölçeği’nin güvenirliğini belirlemeye yönelik yapılan
çalışmalar kapsamında test-tekrar test güvenirliği ve iç tutarlık katsayısı hesaplanmıştır. Ölçeğin iç
tutarlığına yönelik analiz sonucunda Cronbach alfa değeri Faktör 1 için .79; Faktör 2 için .69; Faktör 3 için
.50 ve Faktör 4 için ise .67 olarak hesaplanmıştır. Ölçeğin geneline ve kapsadığı tüm boyutlara ilişkin
Cronbach alfa değeri ise .84 olarak bulunmuştur. Bu bulgular, ölçeğin tüm faktörlerinin anlamlı düzeyde
güvenirliğe sahip olduğu anlamına gelmektedir. Bununla birlikte, Faktör 3 için elde edilen alfa değerinin
diğer faktörlere oranla düşük olduğu görülmektedir. Bu durum daha çok Faktör 3 içinde yer alan madde
sayısının azlığına bağlanmaktadır.
Buna ek olarak, ölçeğin test-tekrar test yöntemi ile güvenirliğini belirlemek üzere RİÖ, toplam 67
üniversite öğrencisine üç hafta arayla uygulanmıştır. Elde edilen test-tekrar test güvenirlik katsayıları
Faktör 1 için .79; Faktör 2 için .83; Faktör 3 için .67 ve Faktör 4 için ise .70 olarak belirlenmiştir. Ölçeğin
bütününe ilişkin test-tekrar test güvenirlik katsayısı ise .83’tür. Elde edilen tüm güvenirlik katsayıları
p<.01 düzeyinde anlamlı olup hepsi kabul edilebilir düzeydedir. Sonuç olarak, yapılan geçerlik ve
güvenirlik çalışmaları doğrultusunda dört faktörlü bu ölçeğin geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu
belirlenmiştir.
Tartışma
Bu çalışmada, üniversite öğrencilerinin sahip oldukları gerçekçi olmayan bazı romantik ilişki inançlarının
tanımlanmasını kolaylaştırmak ve ölçülmesine olanak sunmak amacıyla Sprecher ve Metss (1989)
tarafından geliştirilmiş olan ve araştırmacılar tarafından Türkçe’ye uyarlanan Romantik İnançlar
Ölçeği’nin geçerlik ve güvenirliği araştırılmıştır. Açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri sonucunda adı
geçen ölçeğe ait 13 maddenin “aşk bir yol bulur“, ‘ilk ve tek“, ‘idealleştirme“ ve “ilk görüşte aşk“ olarak
adlandırılan 4 faktöre ayrıldığı belirlenmiştir. Elde edilen bulgular, RİÖ’nün yapı geçerliğinin
bulunduğunu göstermektedir. Buna ek olarak, yapılan ikinci sıralı doğrulayıcı faktör analizi sonucunda,
RİÖ’de yer alan faktörlerin hep birlikte “Romantik İlişki İnançları” olarak adlandırılan tek bir üst boyuta
da yüklendikleri ve ölçeğin tek boyutlu bir yapı oluşturabildiği belirlenmiştir. Benzer ölçekler geçerliğinin
hesaplanması sonucu elde edilen bulgular da RİÖ ile İİÖ arasındaki korelasyonun .76 olduğunu
göstermektedir. Ayrıca, RİÖ’nün güvenirlik çalışmaları sonuçlarına göre, ölçekte yer alan faktörlerin
Cronbach Alfa iç tutarlık katsayıları .50 ile .79 arasında değişmektedir. Ölçeğin geneline ve kapsadığı tüm
boyutlara ilişkin olarak toplam puanından elde edilen Cronbach Alfa değeri ise .84’tür. Yine, test-tekrar
test yöntemi sonucu elde edilen değerler de RİÖ’nün yeterli ölçüde güvenirliğe sahip olduğuna işaret
etmektedir. Ortaya çıkan tüm bu sonuçlar, orijinal RİÖ’nün yapı geçerliği çalışmalarındaki sonuçlarla
(Sprecher ve Metts, 1989) tam olarak uygunluk göstermektedir.
İlgili alan yazında, romantik ilişkilerin geçmiş yıllara oranla daha çok yapısal ve kültürel baskılara
maruz kaldığı (Weaver ve Ganong, 2004) belirtilerek, bireylerin ilişkilere yönelik davranış ve
beklentilerini etkileyen inançlarının incelenmesinin önemine dikkat çekilmektedir (Baucom, Epstein,
Sayers ve Sher, 1989). Bu bağlamda, üniversite öğrencilerinin rasyonel olmayan romantik ilişki
inançlarının belirlenmesi temelinde üniversiteler bünyesinde gerçekleştirilecek önleyici-gelişimsel
çalışmalar sayesinde genç yetişkinlerin romantik ilişkilerini etkin bir şekilde yeniden değerlendirmelerine
ve düzenlemelerine destek olunacağı ve dolayısıyla da 18-25 yaş arasındaki üniversite öğrencilerinin
önemli bir gelişimsel görevi sağlıklı bir biçimde tamamlamalarına katkı sunulacağı düşünülmektedir.
Sonuç olarak, bu çalışma ile uyarlama çalışması yapılan RİÖ’nün genç yetişkinlerin romantik ilişkilerine
yönelik gerçekleştirilecek çalışmalarda son dönemde alan yazında sıklıkla dile getirilen romantik ilişki
inançlarının belirlemesi açısından temel bir gereksinimi karşılayabilecek nitelikte olduğu
değerlendirilmektedir.
Bu çalışmada elde edilen sonuçlar, araştırmanın çalışma grubunu oluşturan ve Mersin Üniversitesi’nde
öğrenim gören 957 üniversite öğrencisinden elde edilen verilere dayanmaktadır. Diğer bir deyişle,
homojen bir gruptan elde edilen verilere dayanan sonuçlar, bu çalışmanın bir sınırlılığı olarak
nitelendirilebilir. İlerleyen çalışmalarda daha geniş, heterojen ve farklı örneklem gruplarından elde
edilecek verilerle RİÖ’nün psikometrik özelliklerinin incelenmesi yararlı olacaktır.
Romantik İlişkiler Ölçeğinin Uyarlanması
468
Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi
Kaynakça
Baucom, D. H., Epstein, N., Sayers, S. ve Sher, G. (1989). The role of cognition in marital relationships: Definitional,
methodological and conceptual issues. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 57, 31-38.
Bentler, P. M. (1995). EQS structural equations program manual. Encino, CA: Multivariate Software.
Bentler, P. M. (1990). Comparative fit indexes in structural models. Psychological Bulletin, 107, 238-246.
Bollen, K. A. (1989). Structural equations with latent variables. New York: John Wiley & Sons.
Bradbury, T. N. ve Fincham, F. D. (1988). Individual difference variables in close relationships: A contextual model of
marriage as an integrative framework. Journal of Personality and Social Psychology, 54(4), 713-21.
Creasey, G. ve Ladd, A. (2004). Negative mood regulation expectancies and conflict behaviors in late adolescent college
student romantic relationships: The moderating role of generalized attachment representations. Journal of Research
on Adolescence, 14(2), 235–255.
Connolly, J. A. ve Konarski, R. (1994). Peer self-concept in adolescence: Analysis of factor structure and of associations
with peer experience. Journal of Research on Adolescence, 4, 385-403.
Davies, M. F. (2006). Irrational beliefs and unconditional self-acceptance. I. Correlational evidence linking two key features
of REBT. Journal of Rational-Emotive and Cognitive-Behavior Therapy, 24(2), 113-124.
DeBord, J., Romans, J. S .C. ve Krieshok, T. (1996). Predicting dyadic adjustment from general and relationship-specific
beliefs. Journal of Psychology, 130, 263-280.
Duck, S. ve Wright, P. H. (1993). Reexamining gender differences in same gender friendships: A close look at two kinds of
data. Sex Roles, 28, 709-727.
Erikson, E. H. (1994). Identity: Youth and crisis. New York: W.W. Norton and Co.
Figueredo, A. J., Sefcek, J. A. ve Jones, D. N. (2006). The ideal romantic partner personality. Personality and Individual
Differences, 41, 431-441.
Furman, W. (2002). The emerging field of adolescent romantic relationships. Current Directions in Psychological Science,
11, 177-180.
Gizir, C. A. (2012). İlişki İnançları Ölçeği’nin uyarlanması: Geçerlik ve güvenirlik çalışmaları. Mersin Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi, 8(2), 37-45.
Green, J. D., Campbell, W. K. ve Davis, J. L. (2007). Ghosts from the past: An examination of romantic relationships and
self-discrepancy. The Journal of Social Psychology, 147, 243-264.
Hendrick, S. S. ve Hendrick, C. (1995). Gender differences and similarities in sex and love. Personal Relationships, 2, 55–
65.
Honeycutt, J. ve Cantrill, J. (2001). Cognition, communication and romantic relationships. Mahwah, NJ: Erlbaum.
Jones, W. H., Freemon, J. E. ve Goswick, R. A. (1981). The persistence of loneliness: Self and other determinants. Journal
of Personality, 49(1), 27-48.
Jöreskog, K. ve Sörbom, D. (1993). Structural equation modeling with the SIMPLIS command language. Hillsdale, NJ:
Lawrance Erlbaum Associates.
Jöreskog, K. ve Sörbom, D. (1989). LISREL 7 user’s reference guide. Chicago: Scientific Software.
Kanemasa, Y., Taniguchi, J. ve Daibo, I. (2004). Love styles and roomantic love experiences in Japan. Social Behavior and
Personality, 32(3), 265-282.
Kline, R. B. (1998). Principles and practices of structural equation modeling. New York: The Guilford Press.
Knee, C. R. (1998). Implicit theories of relationships: Assessment and prediction of romantic relationship initiation, coping
and longevity. Journal of Personality and Social Psychology, 74, 360-370.
Kuttler, A. F. ve Greca, A. M. L. (2004). Linkages among adolescent girls’ romantic relationships, best friendships and peer
networks. Journal of Adolescence, 27, 395-414.
Q’sullivan, F. C., Cheng, M. M., Harris, M. H. ve Brooks-Gunn, J. (2007). I wanna hold your hand: The progression of
social, romantic and sexual events in adolescent relationships. Perspectives on Sexual and Reproductive Health,
39(2), 100-107.
Raley, R. K. ve Sullivan, M. K. (2010). Social-contextual influences on adolescent romantic involvement: The constarnints
of being a numerical minority. Sociological Spectrum, 30, 65-89.
Schumacker, R. E. ve Lomax, R. G. (1996). A Beginner’s Guide to Structural equation Modeling. Mahwah, New Jersey:
Lawrence Erlbaum Associates, Publishers.
Sharp, E. A. ve Ganong, L. H. (2000). Raising awareness about marital expectations: Are unrealistic beliefs changed by
integrative teaching? Family Relations, 49, 71-76.
Shi, L. (2003). The association between adult attachment styles and conflict resolution in romantic relationships. The
American Journal of Family Therapy, 31, 143-157.
Sprecher, S., Cate, R. ve Levin, L. (1998). Parental divorce and young adults' beliefs about love. Journal of Divorce and
Remarriage, 28(3), 107-120.
Sprecher, S., & Metts, S. (1999). Romantic beliefs: Their influence on relationships and patterns of change over time.
Journal of Social and Personal Relationships, 16, 834-851.
Sprecher, S., & Metts, S. (1989). Development of the Romantic Beliefs Scale and examination of the effects of gender and
gender-role orientation. Journal of Social and Personal Relationships, 6, 387-411.
Steiger, J. H. (1990). Structural model evaluation and modification: An interval estimation approach. Multivariate
Behavioral Research, 25, 173-180.
Sternberg, R. J. (1986). A triangular theory of love. Psychological Review, 93(2), 119-135.
Tanaka, J. S. ve Huba, G. J. (1984). Confirmatory hierarchical factor analyses of psychological distress measures. Journal of
Personality and Social Psychology, 46, 621-635.
Weaver, S. E. ve Ganong, L. H. (2004). The factor structure of the Romantic Beliefs Scale for African Americans and
European Americans. Journal of Social and Personal Relationships, 21(2), 171-185.
KÜÇÜKARSLAN & GİZİR
469
Cilt 9, No 2, Ağustos 2013
Zimmer-Gembeck, M. J. (2002). The development of romantic relationships and adaptations in the system of peer
relationships. The Journal of Adolescent Health, 31, 216-225.
Zuroff, D. C. ve Lorimier, S. (1989). Ideal end actual romantic partners of women varying in dependency and self- criticism.
Journal of Personality, 57(4), 825-846.
Extended Abstract
Establishing and maintaining healthy romantic relationships is an important developmental task of young adults
(
Erikson, 1994) and has been linked with relationship beliefs (Baucom, Epstein, Sayers, & Sher, 1989).
For this reason, the potential associations between university students’ romantic relationship beliefs and
their well-being continue to be a focus of researchers.
In order to better understand the role of romantic
beliefs in well-being of the university students,
numerous researchers have explored the correlates of young
adults’ relationships and their associations with several variables (Creasey ve Ladd, 2004; DeBord,
Romans ve Krieshok, 1996; Kanemasa, Taniguchi, & Daibo, 2004; Shi, 2003; Sprecher & Metts, 1999;
Zimmer-Gembeck, 2002).
Moreover, researchers mostly proposed that individual’s beliefs related to romantic relationships affect
their expectations and behaviors when they involved in such relationships (Baucom, Epstein, Sayers, &
Sher, 1989). In other words, the endorsement of certain irrational beliefs about what makes relationships
functional and healthy strongly affects the ability of individuals in order to adjust within a relationship. So,
the investigation of the unexplored irrational romantic beliefs among traditional university students in
Turkey is important in order to develop some counseling programs for young adults. One of the most
widely used instrument in order to identify the some of the romantic beliefs of the young adults is the
Romantic Beliefs Scale (ROMBEL) developed by Sprecher and Metts (1989). The items of the original
instrument derived from the content analysis of the literary sources and used as an appropriate and
adequate scale to test the romantic ideology of love (Weaver & Ganong, 2004). Consequently, the purpose
of this study was to adapt the Romantic Beliefs Scale (Sprecher & Metts, 1989) to Turkish and investigate
the validity and reliability of the scale.
The sample of the study consisted of 957 (559 girls, 398 boys) university students enrolled in 4
faculties (Arts & Sciences, Education, Engineering, and Economics & Administrative Sciences) at Mersin
University. The age of students ranged from 18 to 30 with a mean of 21.51 (SD=1.89). The Romantic
Beliefs Scale which was originally developed by Sprecher and Metts (1989) consists of 15 items to which
individuals respond on a 7-point Likert type scale. Total scores on the ROMBEL can change from 15 to
105, with higher scores indicating greater adherence to irrational romantic relationship beliefs. The original
scale composed of 4 factors namely, “Love finds a way”, “One and only”, “Idealization” and “ Love at the
first sight”. The total 15-item ROMBEL scale has an alpha level of .81.
In the present study, exploratory and confirmatory factor analysis were used to obtain the construct
validity evidence of the Turkish version of ROMBEL. Exploratory factor analysis (EFA) was used to
analyze the data by using SPSS 17 factor analysis program using varimax rotation provided the factor
analytic procedure. Confirmatory factor analysis (CFA) was also used to evaluate the construct validity of
the scale by using LISREL 8.30 for Windows with SIMPLIS Command Language (Jöreskog & Sörbom,
1993). For all the statistical procedures performed, the alpha value of .05 was established as a level of
significance and the maximum likelihood (ML) estimation method was used.
The result of the EFA indicated that the varimax rotated solution using maximum likelihood factor
analysis yielded four factors similar to the original ROMBEL. The result of the CFA for the preferred
model of ROMBEL with four latent variables yielded following goodness-of-fit indices: χ
2
(49) = 94.787,
p< .05; χ
2
/df = 1.93; GFI = .99; AGFI = .97; CFI = .99; RMSEA = .031; and SRMR = .025. These indices
were deemed adequate to treat the respective observed variable groups as distinct latent variables in the
structural model. All parameter estimates were statistically significant (p<.05). Moreover, all Lambda-x
values, which are the loadings of each observed variable on respective latent variable, ranged from .57 to
.78. Thus, the results of the study indicated that the scale composed of 4 factors namely, “Love Finds a
Way”, “One and Only”, “Idealization”, and “Love at First Sight”. The internal consistencies as estimated
by Chronbach alpha for the four latent variables of ROMBEL ranged from .50 to .79. This result indicated
that, although modest, the reliability evidence for ROMBEL was reasonably satisfactory.
The original four-factor structure of the ROMBEL was basically adapted to Turkish and basically
replicated with Turkish university students in the current study. Moreover, the results of the exploratory
and confirmatory factor analysis indicated that four factors were also similar for Turkish respondents. To
conclude, this study provided preliminary support for the psychometric properties of the Turkish version of
the ROMBEL for university students.