ArticlePDF Available

Sanat Eğitimi Sorunu Olarak Ülkemizde Ġlk ve Orta Öğretim Kurumlarında Sanat Eğitimine Olan Ġlgisizlik Sebepleri

Authors:

Abstract

Sanat eğitiminin; görsel yolla algılamayı öğretmek, yaratıcılığı geliştirmek, sanatın anlaşılmasını-paylaşılmasını sağlamak, bireye kendini ifade etme yeteneği kazandırmak, endüstriye hizmet etmek, yaşamı değiştirmek, duygu ve düşüncenin görselliğe dönüşmesini sağlamak gibi amaçları vardır. Sanat, günlük hayatımızda en az fen bilimleri, sosyal bilimler ve diğer alanlar kadar önemlidir. Ancak, ne yazık ki eğitim politikamızda ve toplumumuzda, görsel sanatlar eğitimi, çizme, boyama ve süsleme dersi olarak görülmekte ve eğitim programlarında en son düşünülecek ders olarak bakılmaktadır. Halbuki her bireyi yakından ilgilendiren görsel sanatlar dersi nesnelerin nasıl görüldüğünü, uyumlu düzen ve kuruluşun nasıl oluşturulduğunu en güzel sergileyen alandır (Özsoy,2003). Ülkemizde uzun zamandan beri toplum olarak sanat dersleri hakkındaki genel kanı “olmasa da olur” şeklindedir. Bu sebepler genel olarak dört başlık altında toplanabilir. Bunlar; Eğitim sisteminden kaynaklanan sebepler, Öğretmen ve öğrenciden kaynaklanan sebepler, Sosyo-Kültürel çevreden kaynaklanan sebepler ve Okul idaresinden kaynaklanan sebepler olarak sıralanabilir. Bu çalışmada genel olarak yukarıda belirtilen sebepler çerçevesinde ülkemizdeki ilk ve orta öğretim kurumlarındasanat eğitimine olan ilgisizliğin nedenleri araştırılmıştır. Araştırmada betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Veriler, doküman incelemesi, alanyazın ve anket yoluyla elde edilmiştir. Araştırmada elde edilen bulgular yorumlanmış ve sanat eğitiminin gelişimi açısından önerilere yer verilmiştir.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi
Ondokuz Mayis University Journal of Faculty of Education
http://dergipark.ulakbim.gov.tr/omuefd
OMÜ Eğt. Fak. Derg. / OMU J. Fac. Educ. 2014, 33(2), 593-605
doi: 10.7822/omuefd.33.2.18
Araştırma/Research
Sanat Eğitimi Sorunu Olarak Ülkemizde Ġlk ve Orta Öğretim
Kurumlarında Sanat Eğitimine Olan Ġlgisizlik Sebepleri
Tarık Yazar
i
, Tamer Aslan
ii
, Sadık Şener
iii
Sanat eğitiminin; görsel yolla algılamayı öğretmek, yaratıcılığı geliştirmek, sanatın
anlaşılmasını-paylaşılmasını sağlamak, bireye kendini ifade etme yeteneği kazandırmak,
endüstriye hizmet etmek, yaşamı değiştirmek, duygu ve düşüncenin görselliğe dönüşmesini
sağlamak gibi amaçları vardır. Sanat, günlük hayatımızda en az fen bilimleri, sosyal bilimler ve
diğer alanlar kadar önemlidir. Ancak, ne yazık ki eğitim politikamızda ve toplumumuzda,
görsel sanatlar eğitimi, çizme, boyama ve süsleme dersi olarak görülmekte ve eğitim
programlarında en son düşünülecek ders olarak bakılmaktadır. Halbuki her bireyi yakından
ilgilendiren görsel sanatlar dersi nesnelerin nasıl görüldüğünü, uyumlu düzen ve kuruluşun
nasıl oluşturulduğunu en güzel sergileyen alandır (Özsoy,2003). Ülkemizde uzun zamandan
beri toplum olarak sanat dersleri hakkındaki genel kanı “olmasa da olur” şeklindedir. Bu
sebepler genel olarak dört başlık altında toplanabilir. Bunlar; Eğitim sisteminden kaynaklanan
sebepler, Öğretmen ve öğrenciden kaynaklanan sebepler, Sosyo-Kültürel çevreden kaynaklanan
sebepler ve Okul idaresinden kaynaklanan sebepler olarak sıralanabilir. Bu çalışmada genel
olarak yukarıda belirtilen sebepler çerçevesinde ülkemizdeki ilk ve orta öğretim kurumlarında
sanat eğitimine olan ilgisizliğin nedenleri araştırılmıştır. Araştırmada betimsel tarama modeli
kullanılmıştır. Veriler, doküman incelemesi, alanyazın ve anket yoluyla elde edilmiştir.
Araştırmada elde edilen bulgular yorumlanmış ve sanat eğitiminin gelişimi açısından önerilere
yer verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Sanat, Sanat eğitimi, Sanat eğitimi sorunu, Görsel sanatlar.
Gir
Temel eğitim içerisinde sanat eğitimi çok önemlidir. Sanat eğitiminin okul programlarının bir süsü, bir
yetenek sorunu halinden çıkarıp ikinci planda kalan ders olmaktan kurtarıp diğer derslere göre
konumunu iyi tespit etmek gerekmektedir. Sanat eğitimini yetenek- yaratıcılık eğitimi olarak özleĢtirmek
sanat eğitimini olumsuz yönde etkileyerek sanatın diğer bilimlere olan katkısı göz ardı edilmekte ve
topluma olan katkısı ihmal edilmektedir. “Ġnsanların olanı koruyan değil, onu değiĢtiren, dönüĢtüren,
yenileyen doğrultuda eğitilmesi yaratıcı düĢüncenin davranıĢ geliĢtirmesi ile olanaklıdır (Türe, 2007: 56).
Günümüzde sanat eğitimi devlet politikası olarak benimsenmeli ve desteklenmelidir. Tüm dünyada zekayı
geliĢtirmeye yönelik olup, yaratıcılık önemsenmemektedir. ĠletiĢim çağı olan günümüzde sanat eğitiminin
i
Yrd. Doç. Dr., Ondokuzmayıs Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, tarikyazar08@omu.edu.tr
ii
Yrd. Doç. Dr. , Ondokuzmayıs Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik-Cam Bölümü, taslan@omu.edu.tr
iii
Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi, senerressam55@gmail.com
594 | T. Yazar, T. Aslan & S. Şener
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi 2014, 33(2), 593-605
boĢ zamanları değerlendirme dıĢında baĢka bir iĢlevinin olmayacağı Ģünülmektedir. Oysa Baysal’a re;
“Bilim ve teknoloji, sanat ve düĢünme ile bütünleĢtiği oranda toplumda ilerleme görür” (1994: 9).
Sanat eğitimin amacı her öğrenciyi sanatçı yapmak değil, öğrencide var olan yaratıcılık gücünü ortaya
çıkarıp geliĢtirmektir. Sanat eğitimi genel eğitim politikasında bir lüksmüĢ gibi Ģünülmemelidir. Bilakis
öğretim programlarının vazgeçilmez merkez unsuru olarak görüp Ģünülmeli ve bu yönde görsel
sanatlar eğitimine ayrılan zaman ve maddi kaynaklar arttırılarak desteklenmelidir. Güzel sanatlar
eğitiminin eğitim programlarında gerektiği ilgiyi ve desteği alması sonucunda çağa uygun eğitimin
gerçekleĢtirileceği muhakkaktır ( Türe, 2007: 55).
Eugene Ferguson’un “Pramitler, katedraller ve roketlerin varlığının sebebi ne geometri, ne inĢaat teorileri,
ne de termodinamik değil, bunları gerçekleĢtirenlerin zihinlerinde daha önceden resmin imge olarak
biçimlenmiĢ olmasıdır” sözü sanat eğitiminin önemini ifade etmektedir. Türe’ye göre, “Güzel sanatları ve
sanat eğitimini dıĢlayan bir eğitim, hayal gücünden, yaratıcı düĢünme gücünden uzak, kuru bilgilerle
donanmıĢ mesleki bir terbiyedir” ( 2007: 56). Oysa içinde bulunduğumuz çağ yaratıcı Ģüncenin
geliĢtirilip deseteklenmesini gerektirmektedir.
Yaratıcı Ģünceyi besleyen nitelikte sanat eğitimi veren bir toplumda yetiĢen birey, bilgi çağına kolayca
adapte olabilir. Bu bağlamda ilk ve orta öğretim kurumlarında sanat eğitiminin önemli bir boĢluğu
doldurduğu söylenebilir. Ancak, Ülkemizde ilk ve orta öğretim kurumlarında, eğitim sistemi, öğretmen,
öğrenci, sosyo-kültürel çevre ve okul idaresinden kaynaklanan genel sorunlar nedeniyle sanat eğitimine
yeteri kadar yer verilememektedir. Sanat eğitimine olan ilgisizliğin sebepleri araĢtırılarak sorunların
giderilmesi ve yeni programların oluĢturulması bilim toplumu açısından önem taĢımaktadır.
Sanat Eğitimi
Sanat eğitimi, sanatçı ve sanat eğitimcisi yetiĢtiren kuramsal ve mesleksel eğitim öğretimi kapsamaktadır.
Ancak, daha çok, özellikle yetiĢen kuĢaklar baĢta olmak üzere tüm kitleye yönelen, sanatı ve sanatsallığı,
değiĢkenliği içinde kavratan, yaĢamsal değerlerini belirleyen ve yaratıcılığı, sanat ve Ģün alanında
geliĢtirme amacını taĢıyan bir eğitsel programlar bütünüdür (Ġlhan, 1993: 10).
Sanat eğitimi bugün bir zevk, duygu ve biçimler yaratmanın yanısıra özgün, atak, çağdaĢ
Ģünceler üretmeyi öngören yaratıcı bireyler yetiĢtiren zihinsel etkinlikler süreci olarak
görülmektedir (Kahraman, 2007: 4).
San’a göre sanat eğitiminde amaç; kendine güvenen, bağımsız, özgür, kendini gerçekleĢtirebilen, yetenek
ve yetilerini doğru kullanabilen, kendi ile birlikte çevresini de gerçekleĢtirebilen, Ģ dünyaya ve
yaĢadıklarına saygılı, üretken, coĢkulu, dengeli, akıllı, duyarlı, duygusal ve zihinsel etkinliklerini yapan
yaratıcı insanlar kazanmaktır (San,1984: 6).
Sanat eğitiminin estetik değer ve algısal duyarlılıkların geliĢmesine, görsel sanatları anlama, öğrenme
yetisini geliĢtirmeye, var olan yetenekleri ve yaratıcılığı, geliĢtirmeye, bireysel ve toplumsal ıdan
iletiĢimin geliĢmesine katkısı olduğu yatsınamaz. Sanat eğitimi öğrencinin algı alanının geniĢlemesine,
sözlü iletiĢim yanında sanatsal bağlamda farklı bir alanda iletiĢimin gerçekleĢmesine, kiĢisel gerginliklerin
azalmasına, ilgi ve merakın artmasına ve teknik becerinin geliĢmesine neden olabilmektedir.
Sanat Eğitiminin Önemi
Okullarımızda sanat eğitimi derslerinin bulunmasının pek çok gerekçesi vardır. Bu gerekçeler zamana,
ihtiyaçlara, araĢtırma uygulamalarına göre yön bulur. Dönemlere ve dönemlerin ihtiyaçlarına göre
değiĢerek amacını ortaya çıkarır. Bu amaçlar Vedat Özsoy’a göre Ģöyle belirtilmiĢtir:
a) Görsel sanatlar esasen çözülmek üzere problem icat eder. Sanat yaratıcı Ģünceyi, anında ve yerinde
karar vermeyi, değerlendirme ve hemen sonuç alma yeteneğini geliĢtirir.
b) Sanat doğası gereği hayal etme alıĢtırmalarının yapılmasını sağlar. Sanat bir değiĢiklik ve Ģimdi
bildiğimizden daha iyi bir yol ve Ģans oluĢturmak, bir ümit oluĢturmak için yegane araçtır.
Sanat Eğitimine Olan İlgisizlik Sebepleri | 595
ISSN: 1300-302X © 2014 OMÜ EĞİTİM FAKÜLTESİ
c) Sanat var olan kültürel çeĢitliliği keĢfetmek ve vurgulamak için fırsatlar sunar. Böylece duyarlılığı,
(empati baĢkasının yerinde kendini koyma) Ģterek ve karĢılıklı sevgi için yapılması gerekenleri
araĢtırmayı teĢvik eder (Özsoy, 2003).
Görsel sanatlar zengin ve renkli bir hayat oluĢturmak için insana önemli bir katkı yapan esas unsurdur.
Sanat eğitimi, her yaĢtaki birey için gereklidir ve insan hayatında önemli bir yer tutar. Sanat eğitimi;
bireyin yaratıcı güç ve potansiyellerini eğitmek, estetik düĢünce ve bilinci örgütlemek için gereklidir.
Sanat, bireyin sosyal iliĢkilerini ayarlamasını, iĢbirliği ve yardımlaĢmayı, doğruyu seçme ve ifade
edebilmeyi, bir iĢe baĢlayıp bitirme sevincini tatmayı, üretken olmayı sağladığı için önemlidir. Sanat
eğitimi, gözlem yapma, orjinalite buluĢ ve kiĢisel yaklaĢımları destekler, pratik Ģünceyi geliĢtirir.
Olayları, olmadan da beyninde gerçekleĢtirebilme gücünü artırır. Bireyin el becerisini geliĢtirir ve sentez
yapmasına yardımcı olur.
Yale Üniversitesindeki Tıp Fakültesi öğrencileri bir tanıyı doğrulayan ayrıntıla sık sık gözden
kaçırıyorlarmıĢ. Bu öğrencilere zel Sanatlar dersi verilmeye baĢlanmıĢ. Sonuçta bu dersi alan
öğrencilerin tanı yetilerinin geliĢtiği görülmüĢ. Bakmayı öğrenme ve ayrıntıda gezinmek; algıyı, duyuları
geliĢtirdiği kadar zihni yetileri de olumlu etkiler. Ġnsan salt mantıkla örüntülü değil duyguyla da yüklüdür.
O halde Bilim Eğitiminin yanında Sanat Eğitimi de gereklidir. Çünkü; sanat eğitimi genel eğitimin temel
unsurlarından birisidir (Türe, 2007: 70).
Sanat Eğitiminin Sorunları
Ülkemizde genel eğitim üzerinde sanat eğitiminin durumunun Ģında sanat eğitimine karĢı olumsuz
yaklaĢımlar vardır. Bunlar; Sanat eğitimcilerinin denetlenmesi, okullların fiziki koĢulları, sanat eğitimcisi
yetiĢtiren kurumlardan kaynaklanan sorunlar, sanat eğitimi ders saatleri sorunları, müfredat sorunları,
eğitim sisteminden kaynaklanan sorunlar, öğretmen ve öğrenciden kaynaklanan sorunlar, okul
idaresinden kaynaklanan sorunlar ve sosyo-kültürel çevreden kaynaklanan sorunlar olarak sıralanabilir.
Sanat eğitimin gerekliliğine dair tüm geçerli sebeplere rağmen ülkemizde ilk ve orta öğretim
kurumlarında henüz sanat eğitiminin gerekliliğine inanmayanlar tarafından hazırlanan eğtim programları
uygulanmaktadır (Özsoy, 2003: 208).
Yeni eğitim-öğretim programlarının bir bölümünün çağın gereksinimlerine cevap vermediği söylenebilir.
Hazırlanan programlarda öngörülen konuların uygulama alanlarının okullarda olmadığı görülmekte ve
programları çeliĢmektedir. Müfredat programları öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine göre hazırlanmalıdır.
Okullardaki fiziki Ģartlarla eğitim-öğretim programları birbiriyle iliĢkilidir. Okullarda atölyeler olmadığı
için sınıf ortamlarında ders gereği gibi yapılamamaktadır. Okul idarecilerinin atölye sorununu çözmesi
görsel sanatlar dersine olan ilginin artabilmesi için önemlidir.
Sanat eğitimin genel eğitim içinde hak etttiği yeri alamaması öğrencilerin yaĢamlarını sınavlara yönelik
olarak sürdürmek zorunda kalması, programların güncellenmemesi, program hazırlayıcıların gerekli hazır
bulunuĢluk düzeyine sahip olmaması ve haftalık ders saatlerinin az oluĢu önemli sorunlar arasında yer
almakta ve durum derse olan ilgiyi de azaltabilmektedir.
Öğrencilerin derse olan ilgisizliği, üniversite sınavlarında sanat eğitimi ile ilgili soru olmayıĢı, hazırlık
aĢamasında bu dersin gereksizliğini ortaya koyarak ilgiyi azaltabilmektedir. GeliĢmiĢ ülkelerde sanat
eğitimi aileden baĢlayan, okul öncesi ve temel eğitim kurumları programlarında yerini alğı halde
ülkemizde gereken önem verilmemektedir. Millli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, okul yöneticileri,
öğretmenler, öğrenci velileri ve öğrencilerin sanat eğitimi derslerine karĢı olan yaklaĢımları ve ilgileri
yeterli değil (Özsoy, 2003: 207).
Sanat eğitimciliğini seçen adayların YGS’ den (Yükseköğretime geçiĢ sınavı) aldıkları taban puanların aĢağı
çekilmesi ve özel yetenek sınavlarına giren öğrencilerin kısa süreli kurslarla sınavları geçmesi, nitelikli
öğretmen adaylarının alanı tercih etmeyiĢi eğitim öğretimde sorun oluĢturabilmektedir. Öte yandan sanat
eğitimcilerinin bilgi ve donanımlarının denetlenmiyor oluĢu da önemli bir sorundur. Bu alanda denetim
için yetiĢmiĢ müfettiĢler olmalıdır.
596 | T. Yazar, T. Aslan & S. Şener
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi 2014, 33(2), 593-605
Sanat eğitimindeki olumsuz yaklaĢımlar nedeniyle aileler sanatı boĢ zamanları değerlendirme olarak
görmektedir. Sanat eğitimi alanında yeteri kadar hizmetiçi eğitim verilmemektedir. Bu nedenle
programlardaki yeni yaklaĢımlar öğrencilere aktarılamamaktadır.
AraĢtırmanın Amacı
Bireylere Ģünmeyi öğrenme, bilgi üretme, problem çözme, bireysel çalıĢma, benlik geliĢimi ve sağlıklı
iletiĢim kurma gibi yetileri kazandırabilecek temel özelliklere sahip olmasına rağmen sanat eğitimine
yeterince ilgi gösterilmediği Ģünülmektedir. Bu bağlamda araĢtırmamızın temel amacı; ülkemizdeki ilk
ve orta öğretim kurumlarında sanat eğitimine olan ilgisizliğin sebeplerini araĢtırmak ve çözüm önerileri
sunmaktır.
Problem
Ülkemizde ilk ve orta öğretim kurumlarında sanat eğitimine olan ilgisizliğin sebepleri nelerdir?
Sayıltılar
Elde edilen doküman ve kriterlerin gerçeği yansıttığı varsayılmaktadır.
Sınırlılıklar
Yapılan araĢtırma ilk ve ortaöğretim kurumları sanat eğitimi dersleri ile sınırlandırılmıĢtır. Sanat
eğitimine olan ilgisizliğin sebeplerinin tespiti için yapılan araĢtırma Samsun merkezde bulunan 12
Ġlköğretim Okulu ve 25 sanat eğitimcisi ile sınırlandırılmıĢtır.
Yöntem
Araştırmanın Modeli
Bu araĢtırmada betimsel tarama modeli kullanılmıĢ ve probleminin doğası gereği bir durum hakkında
bireylerin görüĢlerinin neler olduğu ve bu görüĢlerle ilgili bazı değiĢkenler arasında farklılıkların olup
olmadığını belirlemek amacıyla nitel araĢtırmalar yanında nicel bir yaklaĢım da benimsenmiĢtir.
Araştırmanın Evreni ve Örneklem
AraĢtırmanın evrenini Samsun merkezde bulunan 78 ilköğretim okulu ve bu okullarda görev yapan 109
sanat eğitimcisi oluĢturmaktadır. Toplam 12 ilköğretim okulunda görev yapan 25 sanat eğitimcisi
araĢtırmanın örneklemini oluĢturmaktadır.
Verilerin Toplanması
AraĢtırmada literatür taraması sonucu elde edilen kaynaklar incelenmiĢ ve internet ortamındaki
bilgilerden faydalanılmıĢtır. Veriler doküman incelemesi ve amaç doğrultusunda araĢtırmacılar tarafından
oluĢturulan “Sanat eğitimine olan ilgisizliğe Öğretmen görüĢleri” anketi ile elde edilmiĢtir. Ankette
öğretmen görüĢlerine yönelik açık uçlu sorulara da yer verilmiĢtir.
Bulgular ve Yorum
Sanat Eğitimine Olan İlgisizlik Sebepleri
Sanat eğitiminin bulunduğu yerden öteye gidememesinin nedini olarak; eğitim sistemi, ailelerin ilgisizliği,
eğitimsizliği, öğretmen ve idarecilerin sanat eğitimine bakıĢ açıla ve gereğinin anlaĢılamaması
söylenebilir. Sanat eğitimini yaygınlaĢtırmak örgün ve yaygın eğitim yolu ile toplumumuzun bireylerinin
sanatsal düĢünebilme, bakabilme, eleĢtirebilme ve hissedebilme yeteneklerinin geliĢtirilmesini sağlamakla
mümkün olabilir. Bireyin eğitiminde kiĢiliğin olumlu yönde etik ve estetik geliĢmesinde sanat eğitimi
gereklidir. Suut Kemal Yetkin “Sanat eğitimi bir çeĢit ahlak eğitimidir” (1968). diyerek sanat eğitiminin bir
disiplin eğitimi olduğunu ifade etmektedir.
Sanat eğitimi bireyin davranıĢlarından kendi yaĢantısı yolu ile amaçlı olarak belirli estetik değiĢiklikler
oluĢturma sürecidir Ģeklinde tanımlanabilmektedir (M.E.B., 1991). Sanat yolu ile, bireye Ģa vurum
olanağı verilebilir, kendini kanıtlamasına, kimliğini bulmasına olanak tanınabilir, her alanda
Sanat Eğitimine Olan İlgisizlik Sebepleri | 597
ISSN: 1300-302X © 2014 OMÜ EĞİTİM FAKÜLTESİ
kullanabileceği yaratıcı davranıĢı geliĢtirilebilir, sanat yaparak bir üretici olması estetik ve pratik yargı
gücünün geliĢtirilmesi sağlanabilir. “Sanat eğitiminin amaçlarını oluĢturmada temel aldığı çocuk, toplum,
eğitim, ders ve sanat sonuçta iki ayrı yaklaĢımda toplanabilir. Bunlardan birincisi; sanatı okullarda bir araç
olarak gören yaklaĢımlar; ikincisi; sanatı bir amaç olarak gören yaklaĢımlardır” (San, 1985).
Sanat eğitimine bir araç ders olarak, farklı iĢlevler doğrultusunda yaklaĢımları özetlemek gerekirse;
1.Sanat eğitimi kiĢiye boĢ zamanını iyi değerlendirecek bir uğraĢ alanı oluĢturur.
2.Sanat çocuğun kendini rahat anlatması için bir fırsattır.
3.Yaratıcı düĢünmeyi geliĢtirir ki bu sanatın programlardaki baĢ iĢlevini oluĢturur.
4.Akademik konuların kavranmasında yardımcıdır.
5.Çocuğun çok yönlü geliĢiminde, sanat aracı iĢlev görür.
Sanatın bu anlamda kiĢiye kazandıracağı değerleri baĢka hiçbir ders, alan ya da deneyim kazandıramaz
(Türe, 2007). Dewey; sanatı yaĢama can veren bir deneyim olarak nitelemektedir (1934).
Eğitim ortam olarak üç çevrede ele alınabilir. Bunlar; aile çevresi, yaĢanılan çevre ve okul çevresidir
(BaĢaran, 1978). Eğitimin düzeyi bu üç çevreyi yakından ilgilendirmektedir çünkü, eğitim önce ailede
baĢlar, çevreye açılır ve okullarda planlı-programlı eğitim-öğretim gerçekleĢtirilir. Çocukların baĢarısı
eğitim sistemindeki programlara bağlı olduğu gibi aile ve çevre Ģartlarına da bağlıdır. Özellikle sanat
eğitiminin düzeyini aile, çevre ve okul etkilemektedir.
Günümüzde birçok aile bilinçsizlik nedeniyle çocuklarının eğitiminde sanat eğitimini gereksiz
görebilmektedir. Bunun temel kaynağının eğitim sistemi olduğu söylenebilir. Çünkü diğer olumsuz
durumları besleyen temel neden sistemin kendisidir.
Alan öğretmenlerinin kendilerini geliĢtirememeleri sorunlardan yalnız biridir. “Bir gereçten ötekine, bir
konudan baĢkasına atlayarak yapılan sanat eğitimi dersinde ne öğrenme olur, ne de yaratıcılık geliĢir”
(KırıĢoğlu,2002). Alan ile ilgili Yükseköğretim programlarının güncellenmemesinin yanısıra sanat eğitimi
dersleri için öğretmen atamada alanla ilgisi olmayan farklı alan mezunlarının atanması derse olan
ilgisizliği artırabilmektedir. Ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığının düzenleyeceği etkili ve yaygın hizmet içi
programlarının uygulanmıyor olması, Yükseköğretime geçiĢ sınavlarında sanat eğitimi ile ilgili soruların
olmaması veya yetersiz oluĢu, ailelerin çocuklarını sanat eğitimi konusunda desteklememeleri ve
ekonomik problemlerin ilgisizliği besleyen temel sebepler olduğu söylenebilir.
Sanat eğitimine olan ilgisizliğin nedenlerinden biri de sosyo-kültürel çevredir. Sosyal çevrenin ekonomik,
kültürel ve eğitim algılarının dikkate alınmadan yapılan dayatmacı uygulamalar problem
oluĢturabilmektedir. Öte yandan, Ailenin eğitim seviyesinin Ģüklüğü öğrencinin sanata olan ilgisini
azaltmaktadır, ailenin ekonomik seviyesinin yetersizliği masraflı bir ders olan görsel sanatlar dersinin
gerektiği gibi iĢlenmesini engellemektedir, öğrenci velilerinin derse olumsuz yaklaĢımı öğrencilerin derse
olan ilgisini azaltmakta ve aynı zamanda öğretmenlerin motivasyonunun Ģürebilmektedir. Okul
yönetiminin sanat eğitimi derslerini önemsememesi öğretmen baĢarısını olumsuz etkileyebilmektedir.
Okullarda kültürel etkinliklerin eksikliği (müze gezileri ve sergi vs.) öğrencilerin kültürel ve sanatsal
faaliyetlere olan ilgilerini azaltmaktadır. Ailelerin öğrencileri çoğunlukla sayısal alanlara yöneltmeleri ve
ilköğretim öğrencilerinin Anadolu ve Fen Liselerine girebilme çabaları öğrencilerin sanat eğitimi
derslerine olan ilgisini azaltabilmektedir. Bu konuda YeĢilyurt’un Çanakkale’de 2008-2009 eğitim öğretim
yılında Ġlköğretim II. Kademe Görsel Sanatlar Öğretmenleri arasında yapmıĢ olduğu araĢtırmada Görsel
Sanatlar dersine olan ilgisizliğin sebepleri arasında %81 oranında; Ġlköğretim öğrencilerinin Anadolu ve
Fen Liselerine girebilme çabaları, %72 oranında; Ailelerin öğrencileri çoğunlukla sayısal alanlara
yöneltmeleri, %64 oranında; Ailenin eğitim seviyesinin Ģüklüğü, %64 oranında; Öğrencilerin
yaĢadıkları çevre ve %40 oranında ; Okul yönetiminin Görsel sanatlar Darsini önemsemediği sonucuna
varmıĢtır (YeĢilyurt, 2009: 90).
Ülkemizde Ġlköğretim Okullarındaki fiziki Ģartların olumsuzluğu, Görsel Sanatlar Dersi Atölyelerinin
olmayıĢı, sınıf mevcududunun fazla olması, ders öğretim materyallerinin eksikliği, ders saati süresinin 40
dakika gibi kısa bir süre olması, sanatsal etkinliklerin sergilenebileceği sergi salonlarının bulunmayıĢı ve
598 | T. Yazar, T. Aslan & S. Şener
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi 2014, 33(2), 593-605
alan yazını ile ilgili kaynakların okul kütüphanesinde yetersiz oluĢu gibi olumsuzluklar sanat eğitimine
olan ilgiyi azaltabilmektedir.
Toplumda sanat sevgisi ve bilincinin oluĢturulamamıĢ olması sanat eğitimine olan ilgisizliğin temelinde
yer almaktadır. Bu konuda Öztürk Ģöyle demektedir; “ Toplumda sanat sevgisi ve bilinci oluĢturma görevi
olan kurumlarda sanat sevgisi ve bilincinden yoksun öğrencilerin yetiĢtirilmesi sorunu, üzerinde önemle
tartıĢılması gereken bir çeliĢkidir. Siyasilerin, yöneticilerin ve bazı cahil güruhların sanata ve sanatçıya
saldıran ve hakaret eden tutumları bu çeliĢkiden asla ayrı düĢünülemez (Öztürk, 2011: 80).
Eğitim sistemimizde 1926 yılından buyana ilk ve ortaöğretim programlarının içinde sanat eğitiminin
ağırlığı giderek azalmıĢtır. Ġlk yıllarda toplam dersler içerisinde %12.3 olan sanat eğitimi dersleri azalarak
günümüzde % 4.6’ya ĢürülmüĢtür (KurtuluĢ, 2002). Bu durum öğrencilerin yukarıda belirtilen
kazanımlarını olumsuz yönde etkilemekte, yaratıcı, araĢtıran, düĢünen insanı yaratmayı engellemektedir.
Çağımızın eğitim anlayıĢı çocuklara soru sormayı, analitik Ģünmeyi, araĢtırmayı ve yaratmayı
öngörmektedir. Böyle bir tutum ve davranıĢın kazandırılabileceği alan sanat ve tasarım eğitimidir.
AraĢtırma kapsamında alan eğitimcilerine ilk ve orta öğretim kurumlarında sanat eğitimine olan
ilgisizliğin sebepleri sorulmuĢ, alınan yanıtlar Yukarıda da belirtilen, eğitim sistemiyle ilgili olan sorunlar,
öğretmen ve öğrenciden kaynaklanan sorunlar, sosyo-kültürel çevreden kaynaklanan sorunlar ve okul
idaresinden kaynaklanan sorunlar olarak farklı baĢlıklar altında belirtilmiĢtir. Ancak, temel sorun olarak
%92 oranında sistem sorunu olduğu belirtilmiĢtir. AraĢtırmada elde edilen diğer bulgular aĢağıda
verilmiĢtir.
Tablo 1. Sanat Eğitimi Derslerinde KarĢılaĢılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri Konusunda Öğretmen
GörüĢleri
Belirtilen sorunlar ve çözüm önerileri
Frekans
1) Öğrenci sayıları fazla Gruplar oluĢturulmalı ve yeni atölyeler açılmalı.
25
2) Veliler dersi önemsemiyor ancak, notu önemsiyor. Bu konuda veliler bilinçlendirilmeli.
25
3) Ders saati çok az. Ders saati arttırılmalı.
25
4) Derslikler, Atölyeler eksik, var olanlarda da donanım eksikliği var.
24
5) Öğrencilerin derse ilgisi düĢük. Öğrencilere ders sevdirilmeli.
21
6) Ders öğretim programlarında sorun var. Öğretim programları geliĢtirilmeli.
20
7) Teknoloji Tasarım dersine alan öğretmenlerinin girmeyiĢi programın eksik yürümesine
neden oluyor. Dersi alan öğretmenleri yürütmeli.
19
8) Öğrenciler derse malzeme getirmiyor. Eğitim kurumları dar gelilrlilere malzeme temin
etmelidir.
19
9) Okul idaresi öğrencileri yarıĢmalara teĢvik ediyor ancak, baĢarıyı ödüllendirmiyor.
8
10) Yetenekli öğrencilere yönelik program düzenlemesi yok.
9
11) Bazı sanat eğitimcilerinin alan bilgisi ve uygulama çalıĢmaları konusunda eksiklikleri
var.
11
12) Farklı sosyo-kültürel çevreden gelen öğrenciler ile aynı atölye ya da sınıf ortamında
sanat eğitimi verimli olarak yapılamıyor.
6
13) Okul idarecilerinin sanat eğitimi derslerine bakıĢ açıları çoğunlukla olumsuz.
12
14) ÖSYM’nin sınavlarında sanat eğitimi ile ilgili soruların çıkmayıĢı derse olan ilgiyi
azaltabilmektedir.
17
Tablo 1’de Öğretmen görüĢlerine göre; Sanat Eğitimi Derslerinde KarĢılaĢılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri
incelenmiĢtir. Bu açık uçlu soruya öğretmenlerin verdikleri cevaplar çeĢitli olmuĢtur. Bunlar
içerisinde,öğrenci sayısının fazlalığı, velilerin dersi önemsemeyiĢi ve ders saatinin azlığı %100, atölyelerin
eksikliği %96 ve öğrencilerin dersi önemsemeyiĢi %84 oranında yüksek çıkmıĢtır.
Sanat Eğitimine Olan İlgisizlik Sebepleri | 599
ISSN: 1300-302X © 2014 OMÜ EĞİTİM FAKÜLTESİ
Tablo 2. Ġlköğretim Okullarındaki Sanat Eğitimi Atölyelerinin Varlık ve Donanım Düzeyi
Atölye durumu
Frekans
%
Atölye var
3
12,0
Atölye var ancak donanım eksik
4
16,0
Atölye yok
18
72,0
Toplam
25
100,0
Tablo 2. incelendiğinde görsel sanatlar öğretmenlerin verdikleri cevaplar açısından ilköğretim okullarında
%72 oranında atölyelerin olmadığı anlaĢılmaktadır.
Tablo 3. Sanat Eğitimine Ġlgisizlikte Eğitim Sistemi, Öğretmen, Öğrenci, Sosyo-Kültürel Çevre ve Okul
Ġdaresinin Etki Düzeyi
Frekans
1) Eğitim sisteminden kaynaklanan sebepler.
23
2) Öğretmenden kaynaklanan sebepler.
9
3) Öğrenciden kaynaklanan sebepler.
21
4) Sosyo-kültürel çevreden kaynaklanan sebepler.
22
5) Okul idaresinden kaynaklanan sebepler.
19
Toplam
25
Tablo 3. incelendiğinde sanat eğitimine ilgisizlikte, eğitim sisteminin %92, Öğrenciden kaynaklanan
sebeplerin %84, Sosyo-kültürel çevreden kaynaklanan sebeplerin %88 ve Okul idaresinden kaynaklanan
sebeplerin %76 oranında olduğu görülmektedir.
600 | T. Yazar, T. Aslan & S. Şener
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi 2014, 33(2), 593-605
Tablo 4. Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin “Ġlk ve Ortaöğretimde Sanat Eğitimine Olan Ġlgisizlik Sebepleri
Nelerdir?” Sorusuna Verdiği Yanıtlar
Sanat eğitimine olan ilgisizliğe öğretmenlerin verdiği yanıtlar
Frekans
1) Ailelerin dersi önemsememesi.
24
2) Öğretmenlerin çalıĢmalarda yetersiz kalması.
11
3) Ders saatinin yetersizliği.
25
4) Araç-gereç yetersizliği ve malzemelerin pahalılığı.
24
5) ÖSYM sınavlarında sanatla ilgili soru olmayıĢı.
24
6) Ailelerin ekonomik durumunun yetersizliği.
22
7) Dersin içeriğinin öğrencinin seviyesini aĢması.
18
8) Sanat eğitimi atölyelerinin okullarda olmayıĢı.
25
9) Ailelerin çocuğun etkinliklerini yapması.
20
10) Derse karĢı “Olmasa da olur” mantığının varlığı.
23
11) Sosyo-kültürel çevrenin çocuk üzerindeki etkisi.
22
12) Diğer ders saatlerinin daha fazla olması.
23
13) Milli Eğitim sistemindeki eksiklikler.
23
14) Okul yöneticilerinin dersi bir yan alan olarak görmesi.
19
15) Yetenekli öğrencilerin belirlenerek ödüllendirilmemesi.
17
16) Sanat eğitimi malzemelerinin taĢıma zorluğu.
7
17) Sanat eğitimi programındaki eksiklikler.
11
18) Alan dıĢı öğretmenlerin derse giriĢi.
19
19) Meslek seçiminde bireysel farklılıkların göz önüne alınmayıĢı.
14
20) Görsel sanatlar dersinde baĢka derslerin yapılıyor olması.
11
21) Sanatçı ve sanat eğitimcileririnin toplumda yeteri kadar itibar göremeyiĢi.
7
Tablo 4’te Sanat eğitimine olan ilgisizliğe öğretmenlerin verdiği yanıtlar incelenmiĢtir. Açık uçlu bu soruya
görsel sanatlar öğretmenlerinin verdiği yanıtlar çeĢitli olmuĢtur. Buna göre, Ailelerin dersi önemsememesi
%96, Ders saatinin yetersizliği %100, Araç-gereç yetersizliği %96, Sınavlarında sanatla ilgili soru olmayıĢı
%96, Atölyelerin olmayıĢı % 100, Derse karĢı “Olmasa da olur” mantığının varlığı %92, Milli eğitim
sistemindeki eksiklikler %92 ve Ailelerin ekonomik durumunun yetersizliği %88 oranında yüksek
çıkmıĢtır.
Sanat Eğitimine Olan İlgisizlik Sebepleri | 601
ISSN: 1300-302X © 2014 OMÜ EĞİTİM FAKÜLTESİ
Tablo 5. Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin “Ġlk ve Ortaöğretimde Sanat Eğitimine Olan Ġlgisizliğe Çözüm
Önerileriniz Nelerdir?” Sorusuna Verdiği Yanıtlar
Sanat eğitimine olan ilgisizliğe öğretmenlerin verdiği yanıtlar
Frekans
1) Ders saati arttırılmalı.
25
2) Veliler ve öğrenciler bilgilendirilerek dersin önemi vurgulanmalı.
25
3) Sanat eğitimi ile ilgili olarak sınavlarda sorular sorulmalı.
24
4) Sanat eğitimi dersleri seçmeli olarak verilerek ilgili öğrenciler derse alınmalı.
17
5) Sanat eğitimi dersleri eğlenceli hale getirilmeli.
15
6) Ders içerikleri yeniden gözden geçirilmeli.
19
7) Derslere branĢ öğretmenleri girmeli.
25
8) Öğretmenlere hizmet içi eğitim verilmeli.
20
9) Sanat eğitimi derslerinde diğer derslere yer verilmemeli.
24
10)Ders öğretim programları uygulama boyutunda zenginleĢtirilmeli.
16
11) Atölyeler oluĢturulmalı ve içerisi malzemelerle donatılmalıdır.
25
12) Okul idarecileri yetenekli öğrencileri ödüllendirmeli.
17
13) Okullarda sanat etkinlikleri düzenlenmeli.
17
14) Müzelere eğitim-öğretim gezileri düzenlenmeli.
11
15) Sanat eğitiminde notla değerlendirme olmamalı, değerlendirme teknikleri
kullanılmalı.
10
16) Öğretmen atamalarında sanat eğitimcilerine daha çok yer verilerek kadrolar
arttırılmalıdır.
20
Tablo 5’te Sanat eğitimine olan ilgisizliğe çözüm önerisi olarak öğretmenlerin verdiği yanıtlar
incelenmiĢtir. Açık uçlu bu soruya öğretmenlerin verdiği yanıtlar, Ders saatinin arttırılması %100, Veliler
ve öğrenciler bilgilendirilerek dersin öneminin vurgulanması %100, Sanat eğitimi ile ilgili olarak
sınavlarda soruların sorulması %96, Derslere branĢ öğretmenlerinin girmesi %100, Atölyelerin
oluĢturulması ve malzemelerle donatılması %100 ve Sanat eğitimi derslerinde diğer derslere yer
verilmemesi %96 oranında olduğu görülmektedir.
Yapılan araĢtırmada öğretmenlere yukarıdaki soruların dıĢında, Sanat eğitimi ile ilgili derslerin diğer
dersler arasındaki durumu da sorulmuĢtur. Ankete cevap verenlerin % 96’sı Görsel Sanatlar Dersinin ve
%88’i de Teknoloji Tasarım dersinin diğer dersler kadar önemsenmediğini belirtmiĢtir.
Sonuç ve Öneriler
AraĢtırma kapsamında sanat eğitimi derslerinin diğer dersler arasındaki durumu ankete katılanlara
sorulmuĢ ve bu dersin diğer dersler arasında son sırada yer aldığı, ailelerin ekonomik durumlarının
yetersizliği ve derse bakıĢ açılarının iyi olmadığı, hizmet içi eğitimde problemlerin olduğu, okullardaki
derslik problemleri, ders saatinin azlığı, sanat eğitimi programlarının yetersizliği, alan dıĢı öğretmenlerin
dersi yürütmesi, okul yöneticilerinin dersi bir yan alan olarak görmesi, derse karĢı “olmasa da olur”
mantığının varlığı ve sistemden kaynaklanan sorunlar vb. olduğu belirtilmiĢtir.
Ülkemizde sanat eğitimine olan ilgisizliğin azaltılması için eğitim sisteminden kaynaklanan, Öğretmen ve
öğrenciden kaynaklanan, sosyo-kültürel çevreden kaynaklanan ve Okul idaresinden kaynaklanan sebepler
gözden geçirilerek gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Bunun için kurumlar arası (Milli Eğitim
Bakanlığı, Üniversite, Kültür Bakanlığı) iĢbirliğine önem verilmeli, toplum sanat eğitiminin önemi
konusunda bilinçlendirilmelidir. Sanat eğitimini yaygınlaĢtırmak, arzu edilen düzeye getirmek çok yönlü
iĢbirliğini ve kurumlaĢmayı zorunlu kılmaktadır. Ġlköğretim okullarında öğretmenlerin de belirttiği gibi,
ders saatinin arttırılması, velilerin ve öğrencilerin bilgilendirilerek dersin öneminin anlatılması, sanat
eğitimi ile ilgili olarak sınavlarda soruların sorulması, derslere branĢ öğretmenlerinin girmesi, atölyelerin
602 | T. Yazar, T. Aslan & S. Şener
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi 2014, 33(2), 593-605
oluĢturulması ve malzemelerle donatılması, sanat etkinlikleri ve müze gezilerinin düzenlenmesi gibi
durumlar sanat eğitimine olan ilgiyi arttırabilir.
Öncelikli olarak, yaĢam boyu öğrenme modellerinin kapsamında, sanatsal üretim ve tüketim yapabilecek
bireylerden oluĢan bir toplum yaratmak için sanat eğitiminin öneminin ve gereğinin kabul edilmesi
gerekmektedir. Bu bağlamda denetleyici ve yönetici kamusal kadronun Ģında, milli çıkarlarının
gözetileceği ve çağdaĢ yaklaĢımların paralelliğinde, sosyal bilimleri de kapsayan disiplinler arası bir
uzman kadro ve farklı disiplinlerdeki sanatçılardan oluĢturulacak ekiple, siyasal denetimden uzak, devlet
politikası koruması altında ve milli eğitim politikası kapsamında sanat eğitimi politikasının oluĢturulması
faydalı olacaktır (Özgenç, 2011: 114).
Bilgi toplumuna özgü yaĢam, bireyde analitik, çok yönlü, eleĢtirel ve yaratıcı Ģünmeyi gerektirmektedir.
Bu nedenle değiĢen bilgi tabanında öğrenmeyi öğrenme temelli sanat eğitimi programları, sanat eğitimi ile
ilgili bütün tarafların katılımı ile (Akademisyenler, Öğretmenler, Öğrenciler, Veliler, Bakanlık uzmanları,
vb.) gerçekleĢtirilebilir.
Kaynakça
AlakuĢ, Ali Osman. (2003). Dünden Bugüne Görsel Sanatlar Eğitimimizin Genel Bir Görünümü, Milli Eğitim
Dergisi, (160).
Baysal, Jale. (1994). ÇağdaĢ Eğitimde Sanat. Ġstansul: ÇağdaĢ YaĢamı Destekleme Derneği Yay. (9).
Çellek,T. (2003). Sanat ve Bilim Eğitiminde Yaratıcılık. PĠVOLKA, 2 (8), 4-11.
Ġlhan, AyĢe Çakır. (1995). Üniversitelerde Sanat Eğitiminin Gerekliliğ, Ankara: A.Ü. Eğtimi bilimleri
Fakültesi yayınları, Cilt:27, Sayı:1.
Kahraman, A. Derya. (2007). Sınıf Öğretmenlerinin Görsel Sanatlar Dersi Programının Uygulanmasında
KarĢılaĢılan Sorunlara ĠliĢkin GörüĢleri ve Çözüm Önerileri, EskiĢehir: Anadolu Ünv. Eğitim Bilimleri
Enst., YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi.
KırıĢoğlu, Olcay Tekin. (1990). Ortaöğretim Kurumlarında Resim-ĠĢ Eğitimi ve Sorunları. 19.
------------- (2002). Sanatta Eğitim Görmek, Anlamak, Yaratmak. Ankara, Pegem A Yayıncılık.
KırıĢoğlu,O. Tekin (1990). Ortaöğretim Kurumlarında Resim-ĠĢ Eğitimi ve Sorunları,19.
KurtuluĢ, Yıldız. (2002). Milli Eğitim Dergisi, 153,154.
Özgenç, Neslihan. (2011). Devlet Eğitim Politikalarında Sanat ve Tasarım Eğitiminin Yeri ve Önemi, 1.
Sanat ve Tasarım Eğitimi Sempozyumu, Ankara: BaĢkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve
Mimarlık Fakültesi.
Özsoy, Vedat (2003).Görsel Sanatlar Eğitimi Resim ĠĢ Eğitiminin Tarihsel ve
Ģünsel Temelleri. Ankara: Gündüz Eğitim ve Yayıncılık.
Öztürk, Mahmut. (2011). Ulusal Sanat ve Sanat Eğitimi Politikası Ġvedilikle OluĢturulmalıdır. 1. Sanat ve
Tasarım Eğitimi Sempozyumu, Ankara: BaĢkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık
Fakültesi.
San, Ġnci (1984). “ÇağdaĢ Sanat Eğitimi”, Öğretmen Dünyası Dergisi, 49:6-9.
------------- (1985). Sanat ve Eğitim. Ankara: Ankara Ünv. E.B.F. Yayınları. No.151.
------------- (1990). T.E.D.nin DüzenlemiĢ Olduğu “Resim-ĠĢ Öğretiminde KarĢılaĢılan BaĢlıca Sorunlar”
Konulu Panelde Sunulan Bildiriler.
Türe, Nazmiye. (2007). Eğitimde ve Öğretimde bir Araç Olarak Görsel Sanatlar Eğitiminin Öğrencilere
Sağladığı Katkılar, Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, YayınlanmamıĢ Yüksek
Lisans Tezi.
Sanat Eğitimine Olan İlgisizlik Sebepleri | 603
ISSN: 1300-302X © 2014 OMÜ EĞİTİM FAKÜLTESİ
YeĢilyurt, Lütfiye Ekin. (2009). Ġlköğretim Okullarındaki Ġkinci Kademe Görsel Sanatlar Dersi Programının
ĠĢleniĢinde KarĢılaĢılan Temel Sorunlar, Çanakkale: Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bil. Enst.,
YayımlanmamıĢ Yüksek lisans Tezi.
Yetkin, S.Kemal.(1968) “Güzel Sanatların Eğitimdeki Yeri”. Ankara Üiversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi,
Ankara: Cilt:1, Sayı 1-4.
Yoleri, A.Aslı. (2006). Ortaöğretimde sanat Eğitiminin Gerekliliği Konusunda Resim öğretmenleri, Okul
Ġdarecileri, Diğer BranĢ Öğretmenleri ve Öğrenci Velilerinin GörüĢleri; (Afyonkarahisar Örneği),
Ankara: Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi,
604 | T. Yazar, T. Aslan & S. Şener
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi 2014, 33(2), 593-605
The Reasons for the Indifference to Art Education in Elementary and Secondary
Schools as an Art Education Problem in Turkey
Tarık Yazar
iv
, Tamer Aslan
v
, Sadık Şener
vi
Some of the objectives of the art education are teaching visual perception, improving creativity, enabling
peoble to understand and share art, having people gain the ability to express themselves, serving industry,
changing life, making it possible to turn feelings and ideas into visual image.
Art is at least as important as natural sciences, social sciences and other fields. Yet, unfortunately, in our
education politics, and in our society visual art education is generally regarded as drawing, painting and
decoration lesson. Therefore, compared to other lessons, art education is seen less valuable. However,
visual art education, which concerns every person closely, is the best field to display how the objects are
seen and how the harmonic order and structure is formed.
Art Education comprises institutional and professional trainings for Artists and Art Educators. It aims to
make the individuals aware of their talents and skills, sensitive to negativeness around them, realize
themselves and express their thoughts, opinions and impression, gain self-confidence, and make all of
these visible through visual ways so that they can acquire an identity of productivity, and balanced,
creative and problem-solving attitude and behavior.
In the communities built up by the above mentioned members, individuals can contribute to social peace
due to having the qualification of the character to criticize and accept criticism. That’s why, the concept of
art education should be practised based on art and its principles in all educational intitutions in order to
train individuals who are sensitive to social and environmental negativeness, and willing to solve these
problems.
In this study, lack of interest towards art education in primary and secondary schools is researched
according to below-mentioned reasons. Four apparent reasons for lack of interest in art education in our
schools have been found aut.
They are as follows,
A- Resons that result from sociocultural and socioeconomic coditions.
B- Reasons that result from school administration.
C- Reasons that result from teachers.
D- Reasons that result from the system of education.
A The fact that people are generally ignorant of the concepts of art and education and their aims, the
families, as part of the social environment, believe that such activities lead to additional expenses for
family budget, and that there are not enough art activities in social environment.
B - School administration needs more space because of the increase in the number of students, which is
usually unavoidable, and there’s a perception that if the students can move on to the next education level
through the success in positive disciplines, the school will be regarded as successful.
C -Lack of qualified teachers, low performances of teachers in reference to improving themselves and
students’ perceptions towards art activities as drudgery, which stems from social environment.
D -Inadequate art activities in educational programmes, the time allocated to art activities has decreased
since 1926, and its weight score among other courses has declined from %12 to %3,8.
iv
Yrd. Doç. Dr., Ondokuzmayıs Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, tarikyazar08@omu.edu.tr
v
Yrd. Doç. Dr. , Ondokuzmayıs Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik-Cam Bölümü, taslan@omu.edu.tr
vi
Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi, senerressam55@gmail.com
Sanat Eğitimine Olan İlgisizlik Sebepleri | 605
ISSN: 1300-302X © 2014 OMÜ EĞİTİM FAKÜLTESİ
In this context, the opinions of art teachers as the main component of art education were asked for.
The result of this study suggest that the above-mentioned reasons are correct.
Considering the above-mentioned reasons, the suggestions are that educational policies should be
developed so as to overcome the negativeness, art education should be given importance if we are willing
to raise the generations, who can criticize and accept criticism, who are reasonable, much more creative,
and sensitive to social events, who have aesthetic point of view, and hold the responsibility. For this
reason, there should be more art activities in the programmes, and in order to carry out these activities,
the physical conditions of schools should be improved, and exhibitions should be held in our schools by
sharing such activities with parents and social environment. This process should be considered as the art
policy of the state independent of political concerns. We can realize this frame of art education concept
through the participants from families, lecturers, teachers and experts from Ministry of National
Education.
Key Words: Art, art education, art education problem, visual arts.
... Yapılan çalışmalarda lisans eğitimindeki sanat derslerinin yetersizliğinin ve uygulama eksikliğinin sınıf öğretmenlerinin Görsel Sanatlar dersinde kendilerini yetersiz hissetmelerine yol açtığı vurgulanmaktadır (Açıkgöz ve Polat, 2020;Bahar, 2011;Bakırhan ve Taşkesen, 2020). Bu derse ilişkin olumsuz ve yanlış algılar ile bilgi, deneyim ve yöntem-teknik konusundaki eğitim yetersizlikleri sınıf öğretmenlerini bu dersi Görsel Sanatlar öğretmenlerinin yürütmesi gerektiğine yönelik bir algıya yönlendirmektedir (Aydil ve Kıral, 2016;Öz ve Altun, 2021;Yazar, Aslan ve Şener, 2014). Görsel Sanatlar dersi öğretim programında belirlenen amaçlara ulaşılabilmesi noktasında sınıf öğretmenlerinin belirli düzeyde bu alana ilişkin yeterliliğe sahip olmasının yanı sıra bu dersi ilkokul düzeyinde sınıf öğretmenlerinin yürütmesine yönelik algıya da sahip olmaları oldukça önemlidir. ...
Conference Paper
Full-text available
Problem Durumu Bugün ve gelecekte toplumların ihtiyaç duyduğu insan tipinin yetiştirilmesi noktasında bilgi ve beceri birikiminden fazlasına ihtiyaç duyulmaktadır. Değişen dünya şartları bu değişime ayak uydurabilen, yaratıcı, özgüven sahibi, girişimci, araştıran, sorgulayan, analitik ve eleştirel düşünebilen, kendini ifade edebilen ve üretken bireyler yetiştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bireylere özgür düşünmenin ve yaratıcılığın anahtarını sunan sanat eğitiminin hem aklı hem duyguları eğitmesi bakımından eğitimde dengenin aracı konumunda olduğunu söyleyebiliriz. Sanat eğitimi, bireyleri toplumsal ve kültürel açıdan geliştirmenin yanı sıra duygu ve düşünceleri bir ürüne dönüştürebilme, akıl yürütme, hayal kurma ve gözlem becerisini de olumlu yönde desteklemektedir (Buyurgan ve Buyurgan, 2018; Çakır İlhan, 2003; San, 2019; Türkcan, 2020). Bu kapsamda genel eğitim içinde sanat eğitimi oldukça önemlidir. Sanatsal gelişim dönemleri açısından ise çocuğun çizgisel ustalığı, araçgereç kullanma becerisini ve sanattan anlamayı en çok öğrenmek istedikleri dönem olması sebebiyle temel eğitim dönemi kritik bir konumda yer almaktadır. Temel eğitim kademesinde sanat eğitimi sınıf öğretmenleri tarafından verilmektedir. Bu bağlamda sınıf öğretmenlerinin nitelikli bir sanat eğitimi almaları ve sanat eğitiminin öneminin ve katkılarının bilincinde olmaları gerekmektedir. Sınıf öğretmeninin sanata ve sanat eğitimine ilişkin bakış açısı, tutumu ve yeterlik algısı çocukların temel sanat eğitimini ve ilerleyen sanat eğitimlerine yönelik ilgilerini şekillendirmektedir. Sanat eğitimi kapsamında yer alan ilkokul Görsel Sanatlar dersine ilişkin bilgi, beceri, yöntem ve deneyim açısından yeterli olmayan sınıf öğretmenleri bu dersi amacına uygun olmayacak şekilde işleyebilmektedirler (Aydil ve Kıral, 2016). Öğretmenlerin özellikle örnek etkinlikler sunma, etkinlik düzenleme, değerlendirme, uygulamaya yönelik yöntem- teknikleri uygun biçimde kullanma nitelikleri açısından eksiklikleri bulunmaktadır (Avşar, 2010; Tarı, 2011). Yapılan çalışmalarda lisans eğitimindeki sanat derslerinin yetersizliğinin ve uygulama eksikliğinin sınıf öğretmenlerinin Görsel Sanatlar dersinde kendilerini yetersiz hissetmelerine yol açtığı vurgulanmaktadır (Açıkgöz ve Polat, 2020; Bahar, 2011; Bakırhan ve Taşkesen, 2020). Bu derse ilişkin olumsuz ve yanlış algılar ile bilgi, deneyim ve yöntem-teknik konusundaki eğitim yetersizlikleri sınıf öğretmenlerini bu dersi Görsel Sanatlar öğretmenlerinin yürütmesi gerektiğine yönelik bir algıya yönlendirmektedir (Aydil ve Kıral, 2016; Öz ve Altun, 2021; Yazar, Aslan ve Şener, 2014). Görsel Sanatlar dersi öğretim programında belirlenen amaçlara ulaşılabilmesi noktasında sınıf öğretmenlerinin belirli düzeyde bu alana ilişkin yeterliliğe sahip olmasının yanı sıra bu dersi ilkokul düzeyinde sınıf öğretmenlerinin yürütmesine yönelik algıya da sahip olmaları oldukça önemlidir. Bu algının oluşumunda ise Sanat ve Estetik, Müze Eğitimi, Geleneksel Türk El Sanatları ve Türk Sanatı Tarihi gibi seçmeli dersler lisans düzeyinde her sınıf öğretmeni adayı tarafından alınamayabildiği için zorunlu bir ders olan Görsel Sanatlar Öğretimi dersinin rolü ve niteliği son derece kritiktir. Nitekim Özsoy (2015) sadece bir sanat dalında yetenekli olan öğretmenlerin yerine öğrencilerinin tüm sanatsal yönlerini harekete geçirebilecek, eleştirel düşünme yeteneği kazandıracak, estetik duyarlılıklarını geliştirecek, hem kendi ülkesine hem de diğer ülkelere ait görsel ve kültürel mirasa sahip çıkabilecekleri davranışlar kazandıracak programlara ve bu programları uygulayacak şekilde yetiştirilmiş öğretmenlere ihtiyaç duyulduğunu vurgulamaktadır. Dolayısıyla nitelikli bir Görsel Sanatlar Öğretimi dersi sınıf öğretmeni adaylarının Görsel Sanatlar dersinin bireysel, toplumsal, kültürel ve eğitsel değerinin farkına varmasını sağlamalı ve bu dersi önemseyip meslek hayatlarında uygulamaya yönelik çaba göstermelerine katkıda bulunmalıdır. Kuşkusuz bu eğitim kendilerini geliştirmeleri ve meslek hayatlarında öğrencilerini sanat eğitimine yönelik olumlu yönde etkileyip geliştirmelerine de hizmet edecektir (Yılmaz ve Şahan, 2016). Bu kapsamda bu araştırmanın sanat eğitiminin gerekliliğine dikkat çekmesi ve sınıf öğretmeni adaylarının sanat eğitimine yönelik algılarının ortaya çıkarılması açısından önemli olduğu söylenebilir. Ayrıca araştırmada sınıf öğretmeni adaylarının ilkokul düzeyinde Görsel Sanatlar dersini sınıf öğretmenlerinin yürütmesine yönelik algılarının belirlenmesinin Görsel Sanatlar Öğretimi dersine ilişkin bakış açısını yansıtması bağlamında uygulama sürecinin işlevselliğinin ortaya konulmasına ve eksikliklerin giderilmesine katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Bu kapsamda araştırmada sınıf öğretmeni adaylarının “ilkokul Görsel Sanatlar dersinde sınıf öğretmeni” algılarının derinlemesine incelenmesi amaçlanmaktadır.
... Ancak yapılan araştırmalarda sınıf öğretmenlerinin Görsel Sanatlar dersinin içeriğine ve alana yönelik hakimiyetleri gibi konularda öz yeterlik düzeylerinin düşük olduğu görülmektedir(Çakmak ve Türkcan, 2019;Dilmaç ve İnanç, 2015;Gültekin, Babadağ ve Güner, 2017;Kahraman, 2014). Ayrıca sanat eğitiminin amaçları arasında yer almamasına rağmen Görsel Sanatlar dersinin serbest zamanların değerlendirildiği, diğer derslerin yorgunluğunun atıldığı ve yetenek gerektirdiği yönünde olumsuz algılar söz konusudur(Çakmak ve Türkcan, 2019; Çakır İlhan, 2003;Yazar, Aslan ve Şener, 2014). Bu ön yargıların oluşmasındaki en önemli unsurlardan birinin sınıf öğretmenlerinin bu alanda iyi yetiştirilememesinden kaynaklı olduğu söylenebilir. ...
Conference Paper
Full-text available
Sanat eğitimi yalnızca bilgi, beceri ve kültür aktarımı olmayıp; bakmayı değil görmeyi bilen, toplumsal değişimlere ve gelişmelere duyarlılık gösteren, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin ortaya çıkardığı olumsuzluklara çözümler üretebilen, düşüncelerini açıkça ifade edebilen, eleştiren, sorgulayan, çok yönlü düşünebilen, risk alabilen, analitik düşünebilen, çözümler üreten, iş birliği yaparak sorumluluk alabilen, başkalarına hoşgörü ile saygı duyan, sanatın öneminin farkında olan, sanatsal ve kültürel değerlere sahip çıkan, duygu ve düşüncelerini bir ürüne dönüştürebilen yaratıcı bireylerin yetiştirilmesine hizmet s.13), yapıcı ve yaratıcı bireylerin yetiştirilmesinde bilim, teknoloji ve sanatın birbirini tamamlaması gerektiğinin altını çizmektedir. Sanat sevgisi, yaratıcılık ve estetik bilinç kazandırılması küçük yaşlardan itibaren alınan sanat eğitimiyle yakından ilişkilidir. Bu noktada temel eğitim kademesinde sınıf öğretmenleri tarafından verilen sanat eğitiminin niteliği son derece önem arz etmektedir. Sınıf öğretmenleri bu dersin içeriğini anlamlandırma, öğretme ve değerlendirme süreçlerini yönetme sorumluluğunu üstlenmektedir. Öğretmenleri eğitimde etkili tek unsur olarak görmek ne kadar yanlış ise öğretmenin etkisini yadsımak da o denli yanlış olacaktır. Öğretmenlerin sahip olduğu değerlerin, tutumların, davranışların, hayata bakış açılarının ve duygusal yönlerinin öğrenciler üzerindeki etkileri göz önünde bulundurulduğunda öğretmen niteliğinin önemi daha anlaşılır olmaktadır. Sanat eğitimi özelinde ele alındığında öğretmen yetiştirmedeki bilgi, uygulama ve pedagoji eksikliğine dayalı yetersizlikler, sanat eğitiminin kalitesini de doğrudan etkilemektedir (İKSV, 2014). Dolayısıyla sınıf öğretmeninin sanat eğitimine yönelik aldıkları eğitimin niteliği, bakış açısı, tutumu ve öz yeterlik algısı sanat eğitimi yaklaşımlarını, sınıf içinde yapılan etkinlikleri ve öğrencilerin sanata ilişkin eğilimlerini de doğrudan etkileyecektir. Ancak yapılan araştırmalarda sınıf öğretmenlerinin Görsel Sanatlar dersinin içeriğine ve alana yönelik hakimiyetleri gibi konularda öz yeterlik düzeylerinin düşük olduğu görülmektedir (Çakmak ve Türkcan, 2019; Dilmaç ve İnanç, 2015; Gültekin, Babadağ ve Güner, 2017; Kahraman, 2014). Ayrıca sanat eğitiminin amaçları arasında yer almamasına rağmen Görsel Sanatlar dersinin serbest zamanların değerlendirildiği, diğer derslerin yorgunluğunun atıldığı ve yetenek gerektirdiği yönünde olumsuz algılar söz konusudur (Çakmak ve Türkcan, 2019; Çakır İlhan, 2003; Yazar, Aslan ve Şener, 2014). Bu ön yargıların oluşmasındaki en önemli unsurlardan birinin sınıf öğretmenlerinin bu alanda iyi yetiştirilememesinden kaynaklı olduğu söylenebilir. Lisans düzeyinde sanat eğitimi dersleri sınıf öğretmeni adayının sanat eğitimine ve ilişkili olduğu tüm disiplinlere yönelik bilgi, yöntem ve tekniklerin yanı sıra eleştirel düşünme, sorgulama, özgüven, farkındalık, yaratıcılık, estetik yargıda bulunma ve kendini sanatla ifade edebilme gibi becerilerini de geliştirmelidir. Kuşkusuz bu eğitim kendilerini geliştirmeleri ve meslek hayatlarında öğrencilerini sanat eğitimine yönelik olumlu yönde etkileyip geliştirmelerine hizmet edecektir (Yılmaz ve Şahan, 2016). Bu kapsamda bu araştırmada ilkokul Görsel Sanatlar dersinde yeterlik algısı gelişmiş sınıf öğretmenlerinin kendilerini yeterli görme nedenlerinin, sanata yönelik bakış açılarının ve sınıf içinde gerçekleştirdikleri sanat etkinliklerine ilişkin deneyimlerinin derinlemesine incelenmesi amaçlanmaktadır. Yöntem Araştırmada, bireylerin belirli bir fenomen ile ilgili anlayışlarını, duygularını, algılarını ve bakış açılarını ifade etmeleri ve bu fenomeni nasıl deneyimlediklerini tanımlamak için imkân sağlayan (Rose, Beeby ve Parker, 1995) fenomenoloji deseninden yararlanılacaktır. Fenomenoloji, katılımcıların belirli bir fenomenle ilgili deneyimlerinin altındaki derin anlama ulaşarak, derinlemesine anlayış kazanmayı amaçlayan bir araştırma yöntemidir (Patton, 2014). Fenomenoloji deseninde katılımcıların ele alınan fenomene ilişkin deneyimlerinin bulunması ve bunları yansıtacak kişilerin seçilmesi (Richards ve Morse, 2012) gerekmektedir. Bu kapsamda araştırmanın katılımcıları araştırmacı tarafından daha önceden belirlenen ölçütlerin karşılanmasına imkân tanıyan (Yıldırım ve Şimşek, 2016) ölçüt örnekleme yoluyla belirlenmiştir. Araştırmaya lisans döneminde disipline dayalı sanat eğitimi yaklaşımına uygun Görsel Sanatlar Öğretimi dersi almış olmak, ilkokul Görsel Sanatlar dersine ilişkin deneyime sahip olmak, bu derse yönelik kendini yeterli hissetmek ve araştırmaya katılmaya gönüllü olmak kriterleri doğrultusunda 7 sınıf öğretmeni katılmıştır. Fenomenoloji deseni için temel veri toplama tekniğinin görüşme (Creswell, 2017) olması göz önünde bulundurularak araştırma verileri yarı-yapılandırılmış görüşmeler ve odak grup görüşmesi aracılığıyla elde edilmiştir. Bireysel olarak gerçekleştirilen yarı-yapılandırılmış görüşmeler ilkokul Görsel Sanatlar dersinde kendini yeterli gören sınıf öğretmenlerinin belirlenmesine; odak grup görüşmeleri ise sınıf öğretmenlerinin kendilerini yeterli görme sebeplerinin, sanata yönelik bakış açılarının ve sınıf içinde gerçekleştirdikleri sanat etkinliklerine ilişkin deneyimlerinin derinlemesine incelenmesine katkıda bulunmuştur. Katılımcıların söylediklerinin, araştırmacının ise gördüklerinin ve okuduklarının birleştirilmesine dayalı olan veri analizinde verilerin anlamının dışarıya aktarımı ve yorumlanması gerçekleştirilmektedir (Merriam, 2015). Bu bağlamda araştırma verilerinin incelenmesinde verilerin ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmesine ve ortak temaların, desenlerin ve kategorilerin belirlenmesine imkân tanıyan içerik analizinden yararlanılacaktır. Araştırmanın veri analizi süreci devam etmektedir.
... Diğer disiplinlerden farklı bir yaratıcılık sürecine sahip sanat eğitiminin, öğrencide var olan yaratıcılık gücünü ortaya çıkarıp geliştirmek, görsel açıdan algılamayı öğretmek, sanatın anlaşılabilirliğini ve paylaşımını arttırmak, kişilerin kendini ifade etmeleri için yeteneklerini geliştirmek, duygu ve düşünceyi görselliğe dönüştürmek gibi amaçları bulunmaktadır (Kristjánsson,2017); Yazar, Aslan, Şener, 2014). Nitelikli bir sanat eğitimi ile öğrenciler bilgi, beceri edinmenin yanında, başka görüş ve düşüncelere eleştirel bir anlayışla yaklaşarak, bunların analiz-sentezini yapar ve yeni ürünler ortaya çıkarır. ...
Article
Full-text available
Görsel sanatlar öğretimine yönelik öğrencilerin sahip olduğu inanç ve duygunun bileşkesi olan görsel sanatlar tutumu öğrencinin derse istekliliği ve başarısını etkileyen önemli bir faktördür. Bu anlayışla araştırma, resim-iş eğitimi öğrencilerinin görsel sanatlar öğretimine yönelik tutumlarının değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Resim-İş Eğitimi Bölümünde öğrenim gören 75 öğrencinin yer aldığı çalışmada betimsel araştırma modeli kullanılmıştır. Veriler Öğrenci Bilgi Formu ve Görsel Sanatlar Öğretimine Yönelik Tutum Ölçeği (GSÖYTÖ) ile elde edilmiş ve SPSS paket programında değerlendirilmiştir. Yaş ortalaması 22.08 (SS:2.48) yıl olan öğrencilerin %74.7’si kadın, %24’ü dördüncü sınıf öğrencisidir. Öğrencilerin GSÖYTÖ puan ortalaması 74.76 (SS:13.50) iken, ölçeğin alt boyutu olan Özgüven 30.65 (SS:5.84), Bilişsel Farkındalık 15.15 (SS:3.19), Olumlu İnançlar 10.16 (SS:2.23) ve Bilişsel Kontrol 18.80 (SS:4.07) olarak bulunmuştur. Kız öğrencilerin erkeklere göre GSÖYTÖ ve Bilişsel Farkındalık ve Bilişsel Kontrol alt boyutlarından yüksek puan almışlardır ve aradaki fark önemli bulunmuştur (p
... Yükseköğretim düzeyinde ise programa girişte merkezi sınavının etkisinin olmasına ve seviye olarak ilerlenmeden üst düzey kazanımlara yer verilmesine yönelik eleştirilerde bulunulmuştur. Öğretmen adaylarının belirttikleri bu eleştiri ve sorunlar görsel sanatlar eğitimine yönelik yapılan çeşitli araştırmalarda da yer almaktadır (Ayaydın, 2011;Çakmak & Türkcan, 2019;Yazar, Aslan & Şener, 2014). Bu açıdan araştırmaya katılan öğretmen adaylarının görsel sanatlar eğitiminde karşılaşılan sorunlara yönelik farkındalıkları olduğu söylenebilir. ...
Article
Full-text available
Bu araştırmada, Anadolu liselerinde uygulanan Görsel Sanatlar Dersi Öğretim Programı’nın uygulanabilirliği (uygulanmakta zorlanılan kazanımlar) belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla Görsel Sanatlar Dersi Öğretim Programı’nın öğrenciye aktarılan ve aktarılamayan kazanımları, programın uygulanmasını zorlaştıran nedenler ders öğretmenleri tarafından değerlendirilmiştir. Görsel Sanatlar Dersi’nde yaşanan sorunların öğretim programındaki sorunlardan kaynaklanabileceği düşüncesi çalışmaya yön veren temel problem olmuştur. Bu araştırmada 9., 10., 11. ve 12. sınıf kazanımlarından oluşan ve açık uçlu soruları da içeren çevrimiçi bir veri toplama aracı uygulanmıştır. Anketten elde edilen veriler yüzdeler üzerinden yorumlanmıştır. Açık uçlu sorular ise içerik analizi ile çözümlenmiştir. Bulgular incelendiğinde her sınıf düzeyinde en az üç kazanımın işlenemediği veya işlenmekte zorlanıldığı görülmüştür. Katılımcıların belirtmiş olduğu işlenemeyen kazanımların nedenlerinden bazıları şu şekildedir: Sınav odaklı eğitim sistemi, 12. sınıflarda dersin işlenemeyişi, öğrencilerin ilgisizliği, atölyelerin olmayışı, malzemenin temin edilemeyişi, ders saatinin az, kazanımların çok oluşu, sergi açma zorunluluğu nedeniyle derslerin işlenememesi, teorik konuların çokluğu ve ders saatinin azlığı, genel kültür konularının gereksiz olduğunun düşünülmesi. Bu araştırmanın bulgu ve sonuçlarının Görsel Sanatlar Dersi Öğretim Programı’nın iyileştirilmesi konusunda alan uzmanlarına yardımcı olacağı düşünülmektedir.
Article
Osmanlıda ilk kez 18. yy.’ da III. Selim döneminde başlayan sanat eğitimi, Cumhuriyet döneminde batılılaşma hareketlerinin bir sonucu olarak, dönemin ihtiyacı olan eğitim modellerinin uygulanması için çağdaş eğitim kurumlarının açılmasıyla hız kazanmıştır. Bunlar arasında yüksekokul ve fakülteler de yer almaktadır. Ülkemizde sanat eğitimi alanında batılı eğitim sistemine uygun akademik çalışmalar hızla devam ederken, lise dengi okulların eğitim müfredatında ise sanat eğitimi dersleri, ilk defa 1952 yılında seçmeli olarak yer almıştır. Sanat eğitimini tam anlamıyla lise düzeyine taşımak 1989 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol tarafından İstanbul’da Anadolu Güzel Sanatlar Lisesinin kurulmasıyla gerçekleşmiştir. Bauhaus okullarının felsefesi örnek alınarak oluşturulan okullar, lise düzeyinde ülkemizde karşılık bulamamıştır. Bunun en büyük göstergesi olarak ülkemizde bulunan Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerindeki sanat eğitimi derslerinin seçmeli olarak okutulması gösterilebilir. MTAL’de görev yapan öğretmenlere göre sanat eğitiminin gerekliliğine ilişkin görüşlerini saptamak için yapılan bu araştırma, online anket formunun kullanıldığı nicel bir araştırmadır. Araştırmanın temelini 2021/2022 Eğitim öğretim yılında Eskişehir’in merkez ilçesinde yer alan ve Millî Eğitim Bakanlığının 2020/2021 yılında başlatmış olduğu “1000 Okul” projesi kapsamında yer alan Şehit Murat Tuzsuz MTAL, Habip Edip Törehan MTAL ve Şehit İlker Karter MTAL’de görev yapan 169 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırma örnekleminde yer alan öğretmenlere göre; sanat eğitimi alan öğrencinin özgüveni yüksek, bireysel olarak kendini ifade edebilen, toplum ile ilişki kurabilen ve problemler karşısında çözüm önerisi getiren bir gelişime sahip olacağı bu nedenle de Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri için sanat eğitiminin gerekli olduğunu düşündükleri tespit edilmiştir.
Article
Bu araştırma ilkokul öğrencilerin bilim ve sanata ilişkin farkındalıklarını ortaya koyacak geçerli ve güvenilir bir ölçe aracı geliştirmek üzerinedir. Araştırma betimsel bir yaklaşımla hazırlanmıştır. Çalışma grubu amaçlı örnekleme yöntemi ile belirlenmiştir ve 2021-2022 güz döneminde Ankara ilinde bir devlet ilkokulundaki 4.sınıf düzeyinde eğitim gören 220 öğrenciden oluşturulmuştur. Araştırmada bilim ve sanat arasındaki inanç, algı ve görüşleri belirlemek amaçlanmıştır. Ölçekte Cronbach alfa katsayısı ise 0,69 iken hesaplanan McDonald's Omega ve Guttman katsayıları ise 0,67 ile 0,72 arasında değerler almıştır. Hesaplanan katsayıların 0,70’e oldukça yakın olduğu gözlenmiştir. İç tutarlık katsayısının yeterli düzeydedir. Ölçekte, ‘Bilim ve Sanat Farkındalığı’ ve ‘Bilim ve Sanatta Kişisel Eğilim’ olmak üzere iki alt boyut oluşmuştur. Araştırmanın sonunda geçerli ve güvenilir 13 maddeden oluşan Bilim ve Sanata ilişkin Farkındalıkları ortaya koyan bir ölçme aracı geliştirilmiştir. Bu ölçme aracı sayesinde bilim ve sanat kavramına genel bir bakış açısıyla bakılabilmektedir. Araştırmanın, ilkokul düzeyindeki öğrencilerin bilim ve sanata ilişkin farkındalıklarını bütüncül biçimde belirlemesi bakımından alana katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Article
Çalışmanın amacı, görsel sanatlar öğretmen adaylarının eleştirel pedagojiye yönelik konuları öğrenmeye ilişkin istek ve gereksinimlerini belirlemektir. Bu çalışma, nitel bağlamda gerçekleştirilen betimsel bir araştırmadır. Araştırmanın katılımcılarını belirlemek için kolay ulaşılabilir örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcılarını 2015-2016 eğitim-öğretim yılında, Türkiye’nin güneyinde bulunan bir devlet üniversitesinde güzel sanatlar eğitimi bölümü resim-iş eğitimi anabilim dalında öğrenim görmekte olan sekiz öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırmanın verilerinin toplanmasında yarı-yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın verileri tümevarımsal analiz yaklaşımıyla çözümlenmiştir. Araştırmanın sonuçları doğrultusunda, öğretmen adaylarının eleştirel pedagojiye yönelik görüşlerinin genel olarak olumlu olduğu, eleştirel pedagojiye yönelik konuları öğrenmek istedikleri saptanmıştır. Bunun yanı sıra, öğretmen adaylarının, eleştirel pedagojiye yönelik konuları öğrenmenin çeşitli açılardan katkıları olacağını düşündükleri, eleştirel pedagoji konularını nasıl öğrenmek istediklerine yönelik görüşleri olduğu belirlenmiştir. Araştırma sonuçları doğrultusunda çeşitli öneriler geliştirilmiştir.
Article
Bu çalışmada, Fen, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik disiplinlerine Sanatın entegre edilmesiyle temellenen STEAM yaklaşımı uygulamalarıyla verilen Görsel Sanatlar Eğitimi’nin bu yaklaşımı oluşturan disiplinlere yönelik görüşlere etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. 2017-2018 eğitim öğretim yılı bahar döneminde Batı Karadeniz’de bir ilde merkez ilçeye bağlı bir devlet okulunda gerçekleştirilen çalışma Görsel Sanatlar dersi kapsamında 6 hafta sürmüştür. Araştırmanın nitel araştırma ile modellenmiş, durum çalışması türlerinden açıklayıcı durum çalışması kapsamında gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubunu 6. Sınıfta öğrenim gören 25 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışma verileri uygulama öncesinde ve sonrasında yarı yapılandırılmış görüşmeler ile toplanmış, yarı yapılandırılmış görüşme formu verileri ise içerik analizi ile çözümlenmiştir. Araştırma bulgularından hareketle, uygulama öncesi ve sonrası STEAM ve STEAM disiplinlerine yönelik görüşlerine bakıldığında STEAM yaklaşımına dayalı etkinlikler ile gerçekleştirilen süreç öncesi öğrencilerin STEAM ve STEAM disiplinlerine yönelik bilgilerinin yeterli düzeyde olmadığı belirlenmiştir. Uygulama sonrası ise katılımcıların Fen, Teknoloji, Mühendislik, Sanat ve Matematik disiplinlerine yönelik derinleşen ifadelerde bulundukları; Sanat-Fen-Mühendislik disiplinlerinlerinin entegrasyonundan bahsettikleri; sanata yönelik kapsamlı görüşlere sahip oldukları belirlenmiştir. Önemli bulgulardan biri de sanata yönelik olumlu bir görüş gelişim/değişimi belirlenmesidir. Bulgular ışığında gerçekleştirilen uygulamanın STEAM disiplinlerine yönelik görüş gelişiminde yardımcı etkisi olduğu saptanmıştır. STEAM’in çerçevesinin netleşmesini ve uygulama örneklerinin zenginleşmesi için araştırmacılara ve program yapıcılara öneriler sunulmuştur.
Article
Full-text available
Article
This research has been made with the aim of evaluating ideas and solution proposals of classroom teachers related to the problems during application of visual arts course curriculum. Research data have been collected by semi-structured interview method which is one of the qualitative methods with the aim of revealing the ideas of the teachers deeply. The research has been realized by interviews with 22 teachers from Afyon Karahisar by benefiting from survey model. Descriptive analysis technique has been used in the analysis of the data and these data has been numbered. At the end of the research, based on the findings results and proposals have been presented by revealing the problems met by the teachers in visual arts course
Ortaöğretim Kurumlarında Resim-ĠĢ Eğitimi ve Sorunları
  • O Kırıģoğlu
  • Tekin
KırıĢoğlu,O. Tekin (1990). Ortaöğretim Kurumlarında Resim-ĠĢ Eğitimi ve Sorunları,19.
Devlet Eğitim Politikalarında Sanat ve Tasarım Eğitiminin Yeri ve Önemi, 1
  • Neslihan Özgenç
Özgenç, Neslihan. (2011). Devlet Eğitim Politikalarında Sanat ve Tasarım Eğitiminin Yeri ve Önemi, 1. Sanat ve Tasarım Eğitimi Sempozyumu, Ankara: BaĢkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi.
Eğitimde ve Öğretimde bir Araç Olarak Görsel Sanatlar Eğitiminin Öğrencilere Sağladığı Katkılar
  • Nazmiye Türe
Türe, Nazmiye. (2007). Eğitimde ve Öğretimde bir Araç Olarak Görsel Sanatlar Eğitiminin Öğrencilere Sağladığı Katkılar, Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi.
Görsel Sanatlar Eğitimi Resim ĠĢ Eğitiminin Tarihsel ve
  • Vedat Özsoy
Özsoy, Vedat (2003).Görsel Sanatlar Eğitimi Resim ĠĢ Eğitiminin Tarihsel ve
Ġlköğretim Okullarındaki Ġkinci Kademe Görsel Sanatlar Dersi Programının ĠĢleniĢinde KarĢılaĢılan Temel Sorunlar
  • Lütfiye Yeģilyurt
  • Ekin
YeĢilyurt, Lütfiye Ekin. (2009). Ġlköğretim Okullarındaki Ġkinci Kademe Görsel Sanatlar Dersi Programının ĠĢleniĢinde KarĢılaĢılan Temel Sorunlar, Çanakkale: Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bil. Enst., YayımlanmamıĢ Yüksek lisans Tezi.
Ortaöğretimde sanat Eğitiminin Gerekliliği Konusunda Resim öğretmenleri, Okul Ġdarecileri, Diğer BranĢ Öğretmenleri ve Öğrenci Velilerinin GörüĢleri
  • A Yoleri
  • Aslı
Yoleri, A.Aslı. (2006). Ortaöğretimde sanat Eğitiminin Gerekliliği Konusunda Resim öğretmenleri, Okul Ġdarecileri, Diğer BranĢ Öğretmenleri ve Öğrenci Velilerinin GörüĢleri; (Afyonkarahisar Örneği), Ankara: Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi,