Content uploaded by Muhabbet Kemal
Author content
All content in this area was uploaded by Muhabbet Kemal on Aug 02, 2016
Content may be subject to copyright.
A preview of the PDF is not available
Revised Checklist of the Lepidoptera of Turkey.
Abstract
In this study, totally 5182 species of the Lepidoptera recorded in Turkey are listed in 76 families. Synonymous names are also mentioned. Provincial distributions are given as codes to each species if available. Vernacular names in Turkish are also mentioned if present. Additionally 1770 genus group lepidopteran names represented in Turkey are arranged alphabetically in 76 families.
... But; Yponomeuta malinellus has been reported to be harmful in the apple gardens of Elazığ province (Ayaz and Yücel., 2010) [5] . In Elazığ province; Yponomeuta padellus Linnaeus, 1758 (orchard ermine moth) was reported as harmful with significant population living especially on cherry and mahlep plants in a study carried out between the end of May 2016 and the end of June 2017 (Kocak and Kemal., 2009) [11] This species is rarely harmful on cherry, mahlep, apricot and also generally apples and peaches in the world. It feeds intensively on the leaves to make product losses economically (Anonymous 2017a) [2] . ...
... Ypononeuta padellus Linnaeus, 1758 (Figure 1.) The synonyms of this pest are given in the Lepidoptera checklist for Turkey (Koçak and Kemal., 2009) [11] . Remarks: Offshoots of cherry and mahlep plants that were contaminated with the pest were cultured in the laboratory on 28.05.2017, and exits of pests and parasitoids were recorded. ...
... Ypononeuta padellus Linnaeus, 1758 (Figure 1.) The synonyms of this pest are given in the Lepidoptera checklist for Turkey (Koçak and Kemal., 2009) [11] . Remarks: Offshoots of cherry and mahlep plants that were contaminated with the pest were cultured in the laboratory on 28.05.2017, and exits of pests and parasitoids were recorded. ...
The study was conducted on the orchards of cherry and naturally grown mahlap cultivation in Elazığ province in 2016-2017 years. It has been found that Ypononeuta padellus Linnaeus, 1758 (Lepidoptera: Yponomeutidae) species causes significant damage to these plants. Baryscapus evonymellae Bouche, 1834 (Hymenoptera: Eulophidae) species were obtained from the larvae and pupa of the pest by cultivating the samples of infected plant with this pest. This species is known as the important natural enemy of these pests in Russia, England, Iran and Turkey. The pest and natural enemy species interaction were determined for the second time in Turkey. Harmful to our country; It is the first harmful record on mahlep in our country. The results of this study are important for the biological control against the pests and IPM studies.
... and are known preferring basidiocarp, but our study reveals that these species use , an ascomycete species, as habitat. [38,39], [40] and [41] have been recorded on the Anatolian side, but they are observed for the first time on the European side. The presence of in Turkey was shown on a distribution map by Kubisz, et al. [42]. ...
... Many studies have been conducted in the former Soviet Union and other countries, especially Europe (Beirne, 1943;Junnikkala, 1960;Friese, 1963;Affolter & Carl 1986;Dijkerman, Groot, & Herrebout, 1986;Kuhlmann, 1996). There are studies on the pest in our country, but it is not sufficient (İren, 1960;Koçak, 1989;Bulut & Kılınçer 1989;Erol & Yaşar, 1996;Tozlu, Özbek, & Gültekin, 2000;Gençer, 2003;Çoruh, 2005;Çoruh & Özbek, 2008;Çoruh, 2010;Çoruh, 2016). The damage level of the apple ermine moth is at significant levels Amasya, Ankara, Erzurum, Manisa and Van (Narmanlıoğlu & Çoruh, 2017). ...
The current study aimed to determine parasitoids of Yponomeuta malinellus Zeller, 1838 (Lepidoptera: Yponomeutidae) in apple trees in the Çoruh Valley, Erzurum Province, Türkiye during 2019-2020 summer. The parasitoids associated with Y. malinellus were reared in a laboratory, with a total of 137 individual parasitoids emerging from family Ichneumonidae (Hymenoptera). Among the identified species Trieces facialis (Thomson, 1887), Itoplectis tunetana (Schmiedeknecht, 1914) and Pimpla turionellae (Linnaeus, 1758) were determined as pupal parasitoid. Of these, Trieces facialis has been obtained from Y. malinellus our country first time and also is new for the Turkish Ichneumonidae fauna. In this study of the Çoruh Valley, the mean parasitism rate was %27.4.
... Ülkemizde 400'ün üzerinde gündüz kelebeği yaşamakta olup (Koçak & Kemal, 2009) bunlar birbirinden farklı yaşam alanlarında yayılış gösterirler (Coch, 1995). Kelebeklerde, başkalaşım (metamorfoz) olarak bilinen yaşam döngüsü söz konusudur ve bunlar yumurta, tırtıl, pupa, ergin (kelebek) olmak üzere 4 farklı evrede gelişirler. ...
Orman kenarları ilk bakışta, çok sayıda organizmaya ev sahipliği yapan ormana sırtını dayamış ve ormanın heybeti karşısında cılız varlığıyla ayakta durmaya çalışan peyzaj parçaları gibi görünebilir. Oysa bu alanlar "ormanın sadık muhafızları", "şaşkınlık yaratıcı yaşam alanları", "biyolojik çeşitlilik merkezleri" ve "doğayı keşfetme alanları" olarak bir sınırdan daha fazlasını ifade etmektedir. Orman ke-narları, açık alan peyzajı ile orman arasında adeta yaşam köprüleri kurmaktadırlar. Birbirinden tamamen farklı bu iki peyzaj tipi arasında sınır veya geçiş zonu oluşturan bu alanlar, cömertçe sundukları çok çeşitli yaşam alanlarında her iki peyzaj tipinde bulunan bitki ve hayvan türlerine ev sahipliği yaparlar. Ancak bazı türler vardır ki ne orman-da ve ne de açık alanda bulunmazlar, ama her iki yaşam alanı arasındaki bu sınır alanını kendilerine "vatan" kabul etmişlerdir. Örneğin orman içinde yaşayan hayvanların önemli bir kısmı da orman kenarlarına gelerek korunma, saklanma ve beslenme gibi ihtiyaçlarını burada karşılarlar. Öte yandan bu alanlar, birçok küçük yaban hayvanı ve kuş için sundukları zengin beslenme, yuva yapma ve saklan-ma olanaklarıyla vazgeçilmez yaşam alanlarıdır. Orman kenarlarını korumak ve geliştirmek, insanoğlunun kendi geleceğini güvence altına alabilmek için atacağı en önemli adımlardan biridir. Günümüzde yaşam alanlarının yok edilmesi/tahrip edil-mesi, doğadan aşırı yararlanılması ya da bu alanların sü-reklilik ilkesine aykırı kullanımı küresel iklim değişimini or-taya çıkarmıştır. Bunlar ise "Tükenmeye Doğru Tırmanış"ı belirgin derecede hızlandırmıştır. Bu gidişi durdurmanın ve geri döndürmenin en etkili yollarının başında biyolojik çeşitliliğin ve doğal yaşam alanlarının korunması gelmek-tedir. Bu kitap, orman ekosistemlerinde en önemli biyolo-jik çeşitlilik merkezlerinden biri olan orman kenarlarının korunması ile bu alanların ekolojik temelli restorasyonu ve bakımı konularında önemli katkılar sağlayarak, tükenmeye doğru tırmanışı durdurmaya yönelik en önemli ormancılık uygulamalarına ışık tutacaktır. Özellikle 20. yüzyılın başla-rından itibaren Dünya genelinde doğal yaşam alanlarının büyük bir hızla yok olmasıyla birlikte tür sayısında hızlı bir gerileme söz konusu olmuştur. Bu nedenle, bir yandan birçok tür henüz keşfedilip tanımlanamadan kaybolup giderken, öte yandan çok sayıda tür de yalnızca müzelerde bulunabilir hale gelmiştir. Buna karşın ormanın bilinmeyen ya da bugüne kadar pek de farkına varılmayan "biyolojik çeşitlilik merkezleri" olarak "ölü ağaçlar", "orman kenar-ları" ile "orman içi boşluklar ve açıklıklar" hâlâ çok sayıda canlıya ev sahipliği yaparak geleceğe ilişkin umutları canlı tutmaktadırlar. "Orman Kenarları" adlı bu kitabın oku-yuculara vermek istediği bilimsel esaslar, bunu mümkün kılmaya atfedilmiştir.
The Büyük Menderes Basin is a large region located in the southwest of Türkiye, covering the area where the Büyük Menderes River flows into the Aegean Sea, and includes the lands of Afyonkarahisar, Aydın, Burdur, Denizli, Isparta, İzmir, Kütahya, Manisa, Muğla and Uşak provinces. The area is approximately 2,600,000 hectares and more than 3,000 invertebrate taxa have been recorded from this region, which constitutes 3.3% of our country’s surface area. As a result of the examination of invertebrate animals recorded from the Büyük Menderes Basin based on literature data, species at risk according to BERN (Convention on the Conservation of European Wildlife and Natural Habitats), CITES (Convention on the International Trade in Endangered Species of Wild Flora and Fauna) and IUCN (International Union for Conservation of Nature and Natural Resources) categories were listed in this study. As a result of the research, it was seen that a total of 23 species from 3 different invertebrate phyla were in various risk categories in the basin. The numerical distribution of species in different risk categories according to phyla was determined as Annelida (segmented worms): 2 species, Mollusca (molluscs): 4 species and Arthropoda (arthropods): 17 species. Various comments were made
on a species basis for the relevant invertebrates, the BERN, CITES and IUCN categories of the species were presented, and maps showing the areas where they were recorded within the basin and the probable distribution areas of the species were also provided.
In this study, it was aimed to outline the invertebrate fauna of Muğla province, which is located in the southwestern Turkey and is one of the regions rich in terms of biodiversity. In this context, studies on all invertebrate animal groups throughout the province (national and international articles, undergraduate and graduate theses, congress and symposium proceedings, book chapters, other publications, etc.) were investigated. According to literature review, 1589 different taxa belonging to 5 different phyla was found. All found taxa are presented at species and genus level, and their conservation statuses such as BERN, CITES, IUCN are also noted. Additionally, comments were given about the endemism status for taxa reported at the species level. When looking at the distribution of taxa reported from across the province according to phyla, flatworms (Platyhelminthes) are represented by 5 taxa, annelids (Annelida) by 9 taxa, wheeled animals (Rotifera) by 62 taxa, molluscs (Mollusca) by 5 taxa, and arthropods (Arthropoda) by 1508 taxa. It has been observed that there are no species included in the BERN and CITES Convention statuses in the relevant taxa, and the majority of the species are in the NE (not yet evaluated) group in terms of IUCN criteria. In addition, many species from the orders Odonata (dragonflies and damselflies) and Lepidoptera (lepidopterans) were found to be in the LC (least concern) group. About the taxa under risk, Zonites casius from the Mollusca phylum and Cerambyx dux with Libellula pontica from the Arthropoda phylum are in the NT (near threatened) status. Onychogomphus forcipatus, an Odonata species, has been found as VU (vulnerable) status, another
odonate species, Cordulegaster insignis, and a mollusc species, Unio crassus, have been found as EN (endangered) status. In addition, when the endemism status of Muğla invertebrates was examined, it was understood that all 21 species identified were in the Arthropoda phylum. This study is aimed to contribute to the reveal of Turkey's invertebrate fauna.
Türkiye’de özellikle kıyı bölgelerinde geniş yayılış alanına sahip ardıç ormanlarının tohumdan üretimi dormansi sebebiyle oldukça zordur. Bu ormanların kendilerini yenilemeleri için ürettikleri meyveleri bazı böcek türleri tarafından doğrudan ya da dolaylı olarak zarar verilerek döngüye engel olunmaktadır. Bu çalışmayla 2021-2022 yıllarında, Kütahya ili Aslanapa ve Çavdarhisar ilçelerinden toplanan ardıç meyvelerindeki zararlı ve faydalı böcek türleri tespit edilmiştir. Zararlı olarak Argyresthia impura (Staudinger, 1880), Argyresthia praecocella (Zeller, 1839), Mesophleps oxycedrella (Millière, 1871), Pammene mariana (Zerny, 1920) ve Rhagoletis flavigenualis (Hering, 1958) türleri bulunurken, Bracon intercessor (Nees, 1834) ve Chelonus oculator (Fabricius, 1775) doğal düşman olarak belirlenmiştir. Tespiti yapılan bütün türler çalışmanın yapıldığı bölgeler için ilk kayıt niteliğindedir.
Konularında yetkin kuş uzmanı ve gözlemcilerinin katkılarıyla hazırlanan, "Kanal İstanbul Projesi Etkilerinin Avifauna Açısından Değerlendirilmesi Kuş Uzmanı ve Gözlemcilerinin Görüşleri” isimli kitap Türkiye Ormancılar Derneği tarafından yayınlandı.
İstanbul, biyolojik çeşitlilik bakımından Avrupa’daki bazı ülkeleri kıskandıracak düzeydedir. Bu biyolojik zenginlik hem bitki çeşitliliğine hem de hayvan çeşitliliğine yansımıştır. İstanbul’un iki deniz ve iki kıta arasındaki coğrafi konumu, topoğrafyası, farklı iklimlerin kesişmesi, Dünyanın en önemli kuş göç yollarının kentin üzerinden geçmesi, Belgrad Ormanı gibi tarihten günümüze taşınan doğal ormanların varlığı, önemli kuş alanları ve sulak alanları bu olağanüstü̈ zenginliğin oluşmasına ve gelişmesine neden olmuştur.
Türkiye’nin faunistik çeşitliği İstanbul kentiyle kıyaslandığında bu bölgenin çok önemli bir alan olduğu görülmektedir. Ayrıca, İstanbul Boğazı ve yakın bölgesi dünyanın en önemli kuş göç yollarından birisidir. Bölgede en az 280 kuş türü varlığını sürdürürken bunlardan 269 türü koruma altında ve 81 kuş türü de alanda yuvalıyor. İstanbul'un ormanlık, sulak ve tarım alanlarından oluşan doğal habitatları dünyaca ünlü bir kuş göç rotası üzerindedir; her sene ilkbahar ve sonbaharda olmak üzere yılda iki defa bu bölgeyi milyonlarca kuş göçte kullanır, konaklar, beslenir, dinlenir ve Avrupa kıtasından Afrika'ya - Afrika kıtasından Avrupa'ya yollarına, milyonlarca yıldır süregelen döngüsel göçlerine devam eder.
Kitap, gündeme gelen Kanal İstanbul proje önerisinin gerçekleşmesi durumunda İstanbul'un batısında yer alan meralar, sulak alanlar, göller, ormanlar ve tarım alanlarından oluşan habitat tiplerini olumsuz etkileyeceğini ve bu habitatların parçalanmasına hatta tamamen ortadan kalkmasına neden olacağını dile getirmektedir. Ayrıca Kanal İstanbul projesi hattı boyunca yaşayan 280 kuş türünü belli başlı kriterlerini de vererek bölgedeki avifauna envanterini aktarmakta ve habitatla kuşlar arasındaki sıkı ilişkiyi ortaya koymaktadır.
Iğdır İli Aralık ve Karakoyunlu ilçelerinde karaağaç (Ulmus minor Miller) ve çiçekli yabancı otların hakim olduğu habitatlarda 2021 yılı mayıs-ağustos aylarında Amata (Syntomis) caspia (Staudinger, 1877) (Lepidoptera: Erebidae)’nın ergin bireyleri atrap ile yakalanmıştır. Çalışma arazi ve laboratuvar şartlarında yürütülmüştür. Laboratuvara getirilen bireylerin, içerisinde karaağaç yapraklarının bulunduğu desikatörlerde çiftleşip yumurta bırakmaları sağlanmıştır. Ergin bireyler laboratuvarda disekte edilmiş, erkek cinsel organları ve kanat preparatları hazırlanmış, A. caspia’ya ait yumurta, larva, pupa ve erginlerin fotoğrafları çekilmiştir. A. caspia’nın erkek genital ve dış morfolojisi ayrıntılı olarak tanımlanmış, türün Dünya ve Türkiye’deki yayılışı da verilmiştir.
ResearchGate has not been able to resolve any references for this publication.