Article
To read the full-text of this research, you can request a copy directly from the authors.

No full-text available

Request Full-text Paper PDF

To read the full-text of this research,
you can request a copy directly from the authors.

... Undoubtedly, children and women are the most affected by the negativities encountered during and after migration (Arabacı et al., 2016). Loneliness, adaptation problems, financial difficulties, migration-related traumas, behavioral difficulties, and insecurity (Almutairi, 2015;Hodes, 2000) can be challenging for children who must leave behind their home country and traumatic experiences (Emin, 2016;Eren, 2019;Özservet, 2015). ...
Article
Full-text available
This study adopted a qualitative case study approach to investigate the perceptions of immigrant children who participated in a puppet-making workshop about the story of an immigrant puppet, called Amal. The study involved 11 participants, 5 girls and 6 boys aged between 9 and 12 years, who joined the Children Like Us puppet-making workshop organized by the Association for Solidarity with Asylum Seekers and Migrants (ASAM) Izmir Al Farah Child and Family Support Center in Turkey. The data were collected using semi-structured interviews from the children. The interviews were conducted face-to-face by the second researcher. Content analysis was used to analyze the data. The results revealed that the migrant children expressed enthusiasm and joy in participating in the puppet-making workshop and used the Little Amal character to convey their perspectives on migration. The study offers useful methodological implications; it shows how artistic experiences can facilitate the expression of thoughts and feelings for children.
Article
Full-text available
Introduction Whether voluntary or forced, migration always affects those who migrate. Migrants experience the negative effects of migration more severely if they are older, chronic patients, or women. If a group of migrants possess all these vulnerabilities, they need more assistance and healthcare. Objective This study was carried out to investigate the effects of a health-seeking behavior education program based on motivational interview techniques on health-seeking behaviors, illness self-management, and anxiety in elderly migrant women. Material and method This study was conducted with a randomized controlled experimental design involving an experimental group (n = 18) and a control group (n = 18). The simple random sampling method was chosen to ensure that the groups were randomly distributed and had the same number of participants. A “Personal Information Form,” the “Health-Seeking Behaviors Scale,” the “Health Anxiety Inventory,” and the “Chronic Illness Self-Management Scale” were used to collect data. The intervention consisted of four structured seasons. In addition, the main themes were also covered with Motivational Interviewing (MI) techniques within these seasons. Results Before the intervention (pretest), no significant differences were found between the groups in health-seeking behaviors, health anxiety, or chronic illness self-management (p > 0.05). In the posttest, the control group showed a significant decrease in total Health-Seeking Behaviors Scale scores and in professional and traditional health-seeking behaviors (p < 0.05), while online health-seeking behaviors did not significantly change (p > 0.05). Additionally, the control group's self-stigma and other chronic illness self-management dimensions worsened (p < 0.05). In contrast, the experimental group showed significant improvements in total health-seeking behaviors, particularly in online and professional behaviors (p < 0.05). They also showed reductions in health anxiety and self-stigma, with improvements in chronic illness self-management dimensions such as coping with stigma and treatment adherence (p < 0.05). Intergroup comparisons revealed that the experimental group had significantly better outcomes in all these areas compared to the control group (p < 0.05). Discussion and conclusion The study highlights that migration negatively affects health-seeking behaviors, especially in elderly migrant women. However, the health-seeking behavior education program based on motivational interviewing techniques proved to be effective in improving these behaviors, illness self-management, and reducing anxiety. This suggests the need for targeted interventions to support vulnerable migrant populations.
Article
Cinsel sağlık ve üreme sağlığı; tüm bireyler için hem cinsel sağlık hem üreme sağlığı ile ilgili bilgilendirilmiş ve sorumlu kararlar alma özgürlüğünü ve yeterliliğini içerir. Bunun için gerekli olan bilgilendirmeleri ve hizmetleri alabilecekleri tesisleri oluşturmak ve buralara erişilebilirliği sağlamak da devletlerin sorumluluğundadır. Mülteciler gibi dezavantajlı gruplar için cinsel sağlık ve üreme sağlığı problemleri toplumun diğer kesimlerine oranla daha hassas alanlar içermektedir. Genel toplumun daha nadiren karşı karşıya kalacağı bazı zorlukları günlük hayatlarının bir parçası olarak yaşamak durumunda kalabilirler. 2011 yılında ülkemize gelmeye başlayan ve bugün resmi sayıları 3,7 milyon olan Suriyeli mülteciler için kısa zamanda çok fazla sayıda kişinin gelmesi ile başta yetersiz kalan cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerini, bugün ülke çapında SIHHAT projesi başta olmak üzere hayata geçirilen çeşitli projelerin de yardımı ile daha iyi yönetebilmekteyiz. Sağlık hizmet sunucusu olarak Suriyeli mülteci kadınların içinde bulundukları şartların ve ekonomik, sosyo-kültürel durumlarının, dini inanışlarının farkında olmak ve verilecek cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerine kolaylıkla ulaşmalarını sağlamak hem anne ve çocuk hem de aile ve toplumun sağlık standartlarının hızlı bir şekilde yükseltilmesini sağlayacaktır. Suriyeli mülteci kadınlarda CSÜS hizmetlerinin çeşitliliğini, kapsamını, erişilebilirliğini ve hizmeti veren sağlık personelinin kapasitesinin ve farkındalığının arttırmayı sağlamaya yönelik yeni projelere ihtiyaç vardır.
Article
Introduction This research was conducted as a descriptive study to determine the mental adjustment status of refugee children aged 6 to 14 in Duzce. Method The sample of the study consisted of 163 refugee children. Data were collected through face-to-face interviews with primary caregivers of children using the Hacettepe Mental Adjustment Scale. The collected data were analyzed in the SPSS 22.0 database using percentages, Mann Whitney U, Kruskal–Wallis H, and chi-square tests. Results Adjustment problems were detected in 25.8% of the children participating and behavioral problems were detected in over half (52.4%). Discussion In line with the findings obtained from the research, it has been suggested to form a team of mental health experts, including psychiatric nurses, who have adopted the principles of transcultural care to make early diagnosis and effective treatment of psychiatric diseases of refugee children.
Article
Full-text available
Bu derleme makalenin amacı; göç süreçlerinde, kadınların erkeklerden daha olumsuz etkilendiği göz önünde bulundurularak, göçün etkilerini, kadınlar boyutunda feminist bir perspektiften irdelemektir. Çalışmada kadın ve göç olgusu, Suriyeli mülteci kadınlar özelinde incelenmiş olup; makalede öncelikle ulusal ve uluslararası mevzuatlar çerçevesinde göçün aktörlerine değinilmiş ve Türkiye’de bulunan Suriye uyruklu vatandaşların, resmi kurumlar tarafından sunulmuş istatistik verilerine yer verilmiştir. Mülteci kadınlar, “kadın ve mülteci” olmaları nedeniyle çeşitli toplumsal cinsiyet eşitsizliği biçimleriyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu makalede de, kadınlar açısından mülteci yolculuğunun aşamaları ve göçün kadınlaşması ele alınarak, göç süreçlerinde kadınların yaşadıkları farklı şiddet türleri göz önüne serilmiş ve göçün kadınlar üzerinde yarattığı dezavantajlı durumların toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ile beraberinde getirdiği mülteci kadınların insan hakları ihlallerine değinilmiştir. Kadınların özel ihtiyaçlarını bütüncül bir şekilde karşılamak ve hayatın karmaşık yönleriyle baş etmelerini sağlamak feminist sosyal hizmetin bir parçasıdır. Bu nedenle, mülteci kadınların toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ve kadın kimlikleri nedeniyle yaşamakta oldukları bu hak ihlallerini önlemek, hak ve hizmetlere erişimlerinin sağlanması adına gerçekleştirilecek feminist sosyal hizmet uygulamalarının önemi vurgulanmıştır.
Article
Bu araştırmanın amacı, günümüzde artan sığınmacı karşıtlığından hareketle, sosyal hizmet uzmanlarının, Suriyeli sığınmacılara dönük tutumlarını incelemektir. Araştırmada örneklemi Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği üyeleri oluşturmuştur. Araştırmaya 107 kadın, 35 erkek olmak üzere toplam 142 kişi katılmıştır. Anket tekniğinin kullanıldığı araştırma formunda demografik sorular ve “Suriyeli Sığınmacılara Yönelik Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Bu ölçeğe ek olarak araştırmacı tarafından hazırlanan, sosyal hizmet uzmanlarının sahadaki tecrübelerine yönelik 18 sorudan oluşan sosyodemografik bilgi formu kullanılmıştır. Bulgulara göre Suriyelilere yönelik tutumların çeşitli değişkenlere göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık gösterdiği saptanmıştır. Araştırma bulgularından hareketle, genel olarak sosyal hizmet uzmanlarının Suriyeliler hakkında olumlu görüşe sahip oldukları, ılımlı çözüm üretme, haklarını savunma ve onlara yardımda bulunmada olumlu görüşe sahipken, hükümetin ve halkın uyguladığı politikayı takdir etmede daha negatif tutuma sahip oldukları saptanmıştır. Sonuç olarak, Suriyeli sığınmacıların, sığınılan ülkedeki topluma uyumlarının sağlanması, ayrımcılık karşıtı uygulamaların güçlendirilmesi, hizmetlere hak temelli yaklaşımla erişmelerini sağlayacak sosyal politikaların planlanması desteklenmelidir.
Article
Full-text available
Bir coğrafi yer değişimi olarak tanımlanan göç, dünya çapında artarak devam ederken özellikle zorunlu göç edenler için önemli sorunları da beraberinde getirmekte ve toplumun genelinde sosyal yaşamı, kültürel normları, ekonomik ve fizikî koşullarla birlikte göçmen sağlığına da olumsuz etki etmektedir. Kadınlar, mülteci grubunun dezavantajlı gruplarındandır. Türkiye’de; Irak, Rusya Federasyonu, Türkmenistan, İran, Suriye, Azerbaycan, Özbekistan, Afganistan, Ukrayna, Kazakistan, Suriye vb. ülkelerden mülteci statüsünde gelenler arasında Suriye’den gelenlerin çoğunluğu oluşturduğu görülmekte ve kalıcı nüfus oluşturan topluluğun neredeyse yarısının kadın olması dikkat çekmektedir. Bu da, politikalar belirlenirken üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Kadınların yaşam tarzı, sağlık inançları ve sağlık uygulamalarının dikkate alındığı bir yaklaşım; hem kadınlar hem sağlık profesyonelleri için pratikte stres ve çatışmayı azaltılabilir ve sağlık bakımında verimi artırabilir. Doğurganlık dönemi; 15-49 yaş aralığı, kadınların en yüksek oranda hizmete ihtiyaç duydukları dönem olarak bilinmektedir. Bu dönemdeki kadınların aile planlaması, üreme ve kadın sağlığı ile ilgili sağlık hizmetlerine ulaşması ve alabilmesi önemlidir. Süreçte hizmet sunacak sağlık profesyonelleri arasında ebeler yer almalıdır. Görev tanımları gereği ebeler, verecekleri kültürlerarası ebelik bakımı ile meslek temsilcisi sivil toplum kuruluşları ve diğer disiplinlerle ortak çalışma sonucu süreç yönetimine katkı sağlayabilir. Bu çalışma, göçmen kadın sağlığına genel bakışla birlikte göç sürecinden en çok etkilenen kadınlara destek sağlamada ve uyumunu kolaylaştırmada ebelerin, kültürlerarası yaklaşımla katkı sağlayabilecek diğer bir disiplin olduğunu göstermek amacı ile ele alınmıştır.
Article
Biyopsikososyal bir varlık olan insanın çok boyutlu olması sebebiyle göç, tarih boyunca çeşitli sebeplerle sadece yaşanılan yer değişikliği olarak algılanmamalıdır ve tüm yönleri ile incelenmesi gereken bir olgu olarak düşünülmesi gerekmektedir. Her ne sebeple olursa olsun göç olgusu, göç öncesi, göç sırası ve sonrasında hem göçü yapan kişi/kişiler hem de göç edilen yerlerde yaşayanlar için pek çok ruhsal sorunlara neden olabilmektedir. Türkiye başta olmak üzere son zamanlarda yaşanan farklı göç olayları bireylerin yaşamlarına devam edebilmesi amacıyla savaşlar, açlık, yoksulluk, ekonomik sorunlar, dine yönelik saldırılar gibi ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel olmak üzere farklı sebeplerle gerçekleşebilmektedir. Farklı sebeplerle gerçekleşen tüm göç çeşitlerinde, literatür tarama ve inceleme sonucunda göç eden çocuk, kadın ve erkeklerin çoğunda travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, uyku sorunları, intihar gibi bazı çeşitli ruhsal problemler yaşandığı görülmektedir. Bu derlemenin amacı, günümüzde Dünyada ve Türkiye’de sayıca hızla artmakta olan göç olaylarının, olumsuz çevre koşulları ile bireylerin zorlu yaşamı devam ettirme zorunlulukları sebebiyle ciddi bir halk sağlığı sorunu olan göç olaylarının, bireylerin ruh sağlıkları üzerindeki etkilerini incelemek ve bu etkileri açıklayarak literatüre katkı sağlayabilmektir.
Article
Göç, her dönem çeşitli sebeplerle ortaya çıkan bir olgudur. Göçmen sağlığı ekonomik, sosyal, fizyolojik ve ruhsal faktörlerden etkilenmektedir. Kadınlar ve çocuklar göçün getirdiği sorunlardan en fazla etkilenen gruptur. Kadınlar, menstruasyon, doğum, cinsellik, şiddet, dil problemi gibi özel durumlar nedeniyle göç sırasında daha fazla sağlık sorunu yaşamaktadır. Sağlıksız koşullar, yetersiz temizlik, yetersiz beslenme, sağlıksız doğumlar, adölesan gebelikler, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, şiddet, sağlık hizmetlerine ulaşamama göçmen kadınların sağlığını olumsuz etkileyen başlıca sorunlardır. Sağlık hizmetlerinin önemli bir bölümünü yürüten hemşireler, göçmen sağlığı üzerinde, etkili iletişim, profesyonel bakım açısı ve transkültürel hemşirelik felsefesi ile etkili olmaktadır. Bu derlemenin amacı göçün kadınların sağlığına etkileri ve hemşirenin rolünü tartışmaktır.
Conference Paper
Full-text available
Reform processes gaining momentum in the republic testify to the increasing importance of social changes. "In the Strategic "Road Map" for the perspective of the national economy of the Republic of Azerbaijan, the task of increasing the efficiency of programs in the field of social policy is set. In modern conditions, in the context of globalization, there is a very important need to study the trends of labor migration, to study the participation of Azerbaijan in the migration processes in the world, to determine the interrelationships of economic and illegal migration in the republic, and to evaluate its impact on the socio-economic development and demographic situation of the country. At the same time, it is required to make changes in the migration policy based on the development of effective measures for the regulation of migration processes, taking into account the changing internal and external conditions in the development of Azerbaijan, by revealing the directions of the influence of population migration on the employment level in Azerbaijan, justifying the ways of its improvement. Provision of rapid socio-economic development in Azerbaijan, expansion of international communications in the fields of energy and transport, at the same time, the geopolitical position of our country has led to further intensification of migration processes in the context of globalization. At the same time, as a result of the visa-free travel regime of our country with a number of countries, the number of foreigners passing through the territory of our republic in transit or arriving for a short period of time, who want to go to third countries, or who want to live in the country without legal grounds has increased. All this has become an objective necessity of implementing a migration policy in accordance with national interests, improving and developing the system of regulating migration processes, coordinating the activities of state bodies, as well as international cooperation in this field in terms of ensuring the development and security of the country.
Article
Full-text available
Amaç: Perinatal bakım almanın obstetrik sonuçları etkilediği bilinmektedir. Göç eden kadınlar bazı faktörler sebebiyle bakıma erişememektedir. Bu derlemenin amacı göç eden kadınların perinatal dönemde bakım almasını etkileyen faktörlerin belirlenmesidir.Yöntem: Derleme kapsamına alınan çalışmaların dahil edilme kriteri olarak; göçmen kadınların perinatal bakım sonucunu içeren çalışma olması, araştırma deseninin nitel ve/veya nicel olması, İngilizce dilinde yayınlanması, son beş yılda yayınlanan araştırma olması ve tam metnine ulaşılabilen çalışma olmasıdır. Literatür taraması sonucunda 17 çalışma araştırmaya dahil edilmiştir.Bulgular: Bu çalışmadan elde edilen bulgular; dil engeli, sosyoekonomik durum, göçmen statüsü, sağlık sistemine yabancı olma, ayrımcılık ve damgalanma, ulaşım engelleri ve yabancı çevre, sosyal desteğin olmaması ve diğer faktörler şeklinde alt başlıklar halinde sunulmuştur. Göçmen kadınların en çok dil problemi yaşadıkları tespit edilmiştir.Sonuç: Bu dönemde bakım almayı olumsuz yönde etkileyen faktörler iyi belirlenmeli ve nedenlerin çözümlerine odaklanarak perinatal bakıma erişim sağlanmalıdır. Böylece perinatal dönemdeki anne ve bebeklerin mortalite ve morbidite oranlarının düşeceği tahmin edilmektedir.
Article
Full-text available
Bu araştırmada, göçmen çocukların kayıp nesil olmasının altında yatan nedenler sınıf öğretmenlerinin görüşlerine göre incelenmiştir. Bu doğrultuda çalışma, nitel araştırma desenlerinden fenomenoloji ile yürütülmüştür. Araştırmanın çalışma grubunu, İstanbul ili Esenyurt ilçesinde görev yapan ve ölçüt örnekleme yöntemi ile seçilen 13 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri araştırmacılar tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla toplanmıştır. Öğretmenlerle yapılan görüşmeler ses kayıt cihazı ile kaydedilmiştir. Elde edilen veriler, içerik analizi ile çözümlenmiştir. İçerik analizi sonucu ortaya çıkan tema ve alt temalar araştırmadan bağımsız bir araştırmacı tarafından da incelenmiştir. Bulgulara göre; sınıf öğretmenleri, dil sorunları, sosyokültürel nedenler, ekonomik nedenler, istismar ve suça itilme, psikolojik nedenler ve eğitsel nedenlerden dolayı göçmen çocukların kayıp nesil olabileceklerini ifade etmişlerdir. Öğretmenlerin belirttiği dil sorunları; iletişime geçmede zorluk, akademik başarısızlık ve arkadaşlık kurmada güçlük olarak, sosyokültürel nedenler; yerel toplumdan kaynaklı (ön yargı, ötekileştirilme, dışlama, etiketleme) ve göçmenlerden kaynaklı (yerel halkla bütünleşememe, yerel kültürü benimseyememe, kendi kültürlerini yaşatma isteği) olarak, ekonomik nedenler; yoksulluk, işsizlik ve ücret eşitsizliği olarak, istismar ve suça itilme; savunmasız olmaları, fiziksel ve cinsel istismar ve parçalanmış aileler, psikolojik nedenler; sosyal ve psikolojik travma, stres, depresyon ve ruh sağlığı, aitlik ve kimlik sorunu olarak, eğitsel nedenler ise, eğitim sistemlerinin farklılığı, okulların yeterli olanaklara sahip olmaması, uyum sorunları ve okullaşamama, eğitime erişim sorunları ve pandemi etkisi, yetersiz mesleki gelişim olarak kavramsallaştırılmıştır. Çalışmanın bulguları dikkate alındığında göçmen çocukların topluma ve eğitime uyumu bağlamında paydaşlara düşen görev ve sorumluluklar olduğu söylenebilir.
Article
Göç insanlık tarihi boyunca var olan bir olgudur. Günümüzde de genellikle uluslararası bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Göçten etkilenen dezavantajlı grupların başında kadınlar gelmektedir. Kadınlar göç sürecinde; barınma ve beslenme yetersizlikleri, ekonomik sorunlar ve eğitim problemleri gibi güçlüklerle karşı karşıya kalmakta ve bunların sonucunda sağlıkları olumsuz etkilenmektedir. Göçmen kadınlarda en çok rastlanan sağlık problemleri arasında gebelik ve doğum komplikasyonları, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, aile planlaması hizmetlerinden yeteri kadar yararlanamama, yaşadıkları travmalar sonucu ortaya çıkan psikolojik sorunlar yer almaktadır. Göçmen kadınların sağlığını korumada ve güçlendirmede sağlık profesyonellerinin özellikle de hemşirelerin görev ve sorumlulukları fazladır. Sağlık çalışanlarının göçmen kadınların özelliklerini bilmeleri onlara yönelik sağlık gereksinimlerini belirlemede yardımcı olacaktır. Bu derleme makalesi göçün kadın yaşamına etkisini, kadın sağlığı üzerine etkisini ve göçmen kadınların sağlığını korumaya yönelik hemşirelik yaklaşımlarını ele almaktadır.
Book
Full-text available
BÖLÜM 3 COVID-19 VE ÜREME SAĞLIĞI Öğr. Gör. Meltem ŞAHİN…………………………………………...61 BÖLÜM 4 COVID-19 VE ACİL OBSTETRİ Öğr. Gör. Meltem ŞAHİN…………………………………………...83
Article
Full-text available
Today there are approximately 250 million international and 763 million national immigrants all over the world. Outward migrations to Turkey are mostly from Syria, Afghanistan and Iraq. The status of Syrians in Turkey is formed as temporary protection who do not have refugee request., The number of Syrians in our country is 3,22 million by the date of October 2017 and the number of refugees and asylum seekers from non-Syrian countries is 315,643 by the date of June 2017. Migrant groups carry their own health problems which do not exist before on the places they migrated. The substructure and potential of the migrated country may not be enough to solve the problems of immigrants. In addition, the lack health insurance, language disability and low socioeconomic level make these people unable to benefit from health care services. It is very important to provide preventive health services to migrants. The records of the population should be kept on regular basis, problems of population at risk should be identified. Immunization, maternal and child health should be considered. Environmental health must be improved, clean food and water must be provided, suitable environment of accommodation must be provided to prevent new diseases. Keywords: Migration, Migrant Health, Syrian, Refugee, Asylum Seeker
Article
Full-text available
Migration may have a negative impact on the health status of migrants due to the multiple physical and psychosocial strains affecting them during the entire process of migration. Being exposed to these strains and suffering different kinds of losses might lead to stress and increase in risk behaviour among migrants, thereby impacting negatively on their somatic and mental health. The negative health effects of migration are mediated by the individual's resources e.g. social support.
Article
Full-text available
Migration And Women's Health Migration is always a significant reason for societal change. Internal migration from rural to urban areas stems from the aim of finding a better job and improving economic conditions. Similarly, emigration can also be observed from countries with a low standard of living to countries providing a higher level of income. Various justifications are put forth for the internal and external migration experiences of individuals. The most common among the reasons specific to the migration experiences of women is migration in accompaniment to their families. Another important reason that forces women to migration is marriage. Migration has various effects on women's health. Migration mostly creates adverse effects on women's health. In many countries of the world, women have a lower status and being a female migrant potentially doubles the negativity of the situation. A female migrant can be subject to sexual abuse, rape and violence by reason of being both a woman and a migrant. Another problem faced by female migrants is being forced to prostitution, which also places them into a risk group in terms of sexually transmitted diseases and HIV infection.
Article
Full-text available
Turkey's urban growth has been unprecedented for the last two decades with women playing an increasingly substantial role in its development. In this context, we examine determinants of women's migration and quality of life in cities in 1990 (the most recent published census of Turkey) and onwards. Factor analysis of provincial data identified three quality of life dimensions: affluence, deprivation, and housing. Substantial disparities in quality of life indices exist between men and women, urban and rural milieu, and geographic regions. Migrants, especially women, still tend to move with their families but they prefer provinces with high scores on (relative) urban affluence and avoid deprived, rural provinces. Thus Istanbul, Ankara, and southern coastal provinces are preferred destinations. Policy implications for urban growth, regional development, and gender equality relative to migration are discussed.
Article
Full-text available
Gender and International Migration in Europe is a unique work which introduces a gender dimension into theories of contemporary migrations. As the European Union seeks to extend equal opportunities, increasingly restrictionist immigration policies and the persistence of racism, deny autonomy and choice to migrant women. This work demonstrates how processes of globalisation and change in state policies on employment and welfare have maintained a demand for diverse forms of gendered immigration. The authors examine state and European Union policies of immigration control, family reunion, refugees and the management of immigrant and ethnic minority communities. Most importantly this work considers the opportunities created for political activity by migrant women and the extent to which they are able to influence and participate in mainstream policy-making. This volume will be essential reading for anyone involved in or interested in modern European immigration policy.
Article
ZET Amaç: İnsanın fiziksel çevresinde yaptığı bir değişim olan göç, çok çeşitli ekonomik, sosyal, kültürel, siyasal ve psikolojik sonuçları da beraberinde getirir. Zorunlu olarak yapılan iç göçlerde ise, bu sorunlara farklı boyutlar eklenmekte, çeşitli düzey-lerde bu göçün tanımı bile yapılamamaktadır. Günümüzde ise iç göçler de mültecilik sorunu kadar önemli bir konuma sahiptir. Türkiye yüzyıllardır göç hareketleri yaşayan bir ülke olmuştur. Son yıllarda ise bu göçlere, farklı bir niteliği olan zorunlu iç göçler de eklenmiştir. Bu süreçte çok çeşitli travmatik olaylarla karşılaşan göçmenlerin önemli ruhsal ve sosyal sorunlarının olabileceği açıktır. Bu çalışma önemli oranda iç göç alan bir metropol olan İstanbul'da zorunlu olarak göç eden kişilerin sosyal ve ruhsal sorunlarının saptanması, zorunlu göçün ruhsal sonuçların ağır bir travmatik yaşantı olan işkenceyle karşılaştırılması ve olası çözüm önerilerinin ortaya konulabilmesi amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Çalışma multidisipliner bir çerçevede şekillendirilmiştir. Sosyolojik ağırlıklı olan hane görüşmelerinde 60 kişiye kartopu örneklem yöntemi ile ulaşılmış, klinik psikiyatrik görüşmelerde ise, bu hanelerden veya dışından katılan 160 kişi 4 gruba ayrılarak tanısal amaçlı görüşmeye alınmışlardır. Zorunlu iç göç yaşantısının ruhsal travmatik atkilerini değerlendirebilmeyi amaçlayan bu görüşmede gruplar; sadece i. işkence, ii. işkence ve zorunlu iç göç, iii. zorunlu iç göç, iv. bu olaylardan hiçbirini yaşamamış olan kişilerden oluşmuştur. Görüşmeler hane ve klinik görüşmeler ile desteklenmiş ve veriler kalitatif olarak değerlendirilmiştir. Sonuç: Sonuç olarak zorunlu göç yaşayan erkek, kadın ve çocukların önemli ekonomik, toplumsal ve politik sorunları olmakla birlikte aile yapısı da değişmekte, uyum güçlükleri ortaya çıkmaktadır. Psikiyatrik açıdan ise, göç sonucu sadece travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) değil, aynı zamanda depresyon ve diğer anksiyete ve somatoform bozuklukları ortaya çıkabilmektedir. Tartışma: Zorunlu göç de işkence kadar insan psikolojisine olumsuz etkide bulunan deneyimlerdir. Bu deneyimleri bir arada yaşamak sorun ve bozuklukların artmasına yol açmaktadır. Çözümün ise yine çok boyutlu olması gerekmekte, siyasal, hukuksal ve ekonomik önlemlerin yanısıra mutlaka sağlığa özellikle de ruh sağlığına önem verilmelidir. Yaklaşımlarda ise toplum temelli bir yönelim daha yararlı olacaktır. (Anadolu Psikiyatri Dergisi 2002; 3:97-103) Anahtar sözcükler: Zorunlu göç, psikososyal travma, iç göçmen Forced internally displacement: psychosocial consequences SUMMARY Objective: Being a change in one's physical environment, migration has many economic, social, political and psychological consequences on an individual's life. Forced internal displacement which is a phenomenon that lacks the attention other forms of migration have received, adds even more dimensions to this picture. Today, internal displacement is as important as the refugee problem. For centuries, Turkey has had many migration movements. In recent years, an other issue of a different quality has added to the problem: forced internal displacement (FID). It is obvious that internally displaced people have faced many traumatic experiences during this process, and that they are confronted with many social and psychological problems. This research was conducted in Istanbul where many IDPs (internally displaced people) live. The aims of the study were to investigate IDPs' social and psychological problems, to compare the consequences of FID with the consequences of experiencing torture, and to develop suggestions and models for the solution of this problem. Method: The study was designed in a multidisciplinary perspective. For the sociological household interviews, 60 people were reached by using the snowball method. For the diagnostic interviews which were held in four different groups, 160 people were invited both through the interviewed households and through other sources. These interviews were conducted in order to evaluate the psychological and traumatic effects of FID. Each person was grouped according his/her traumatic experience: i. torture, ii. torture and FID, iii. FID and iv. none. The interviews were held in on both household and clinical basis and the data was evaluated qualitatively.
Article
The immigration process entails many changes in the lives of those who emigrate including establishing oneself in a new country. There is continuing interest in what happens to the health of those who undergo this process. This qualitative study investigated the perceived health and health-related experiences of a sample of mid-life immigrant women and explored relationships between determinants of health and their experiences connected to immigration. Forty-two women participated in the study. While respondents were relatively well educated, their current socioeconomic status was relatively low. While women defined their health in a holistic manner. personal health focused on their physical health and their ability to function. This functionality was closely related to women's roles as resources for their families' well-being. Several health-related themes were identified that related to their change in homelands as adults: immigration and health, adapting to immigration and rebuilding their lives. Women are unlikely to talk about non-physical aspects of health unless asked about the general context of their lives. The family-centredness of immigrant women's well-being is a mediating factor in all aspects of their health; it is the health of the family unit that is the final point of adjudication for women. Spirituality and religious practices were identified as important resources for health. In addition, the process of immigration needs to be recognized as a determinant of health in and of itself. An understanding of these conceptualizations and health beliefs is an important component of the knowledge to be brought to formulating health promotion strategies and health services delivery that are relevant to and appropriate for this population of mid-life women.
Article
Existing research on the social patterning of women's health draws attention to the significance of social roles and socioeconomic position. Although we know a great deal about health differences according to the occupancy of these positions, we know a lot less about why such patterns exist. This paper addresses this gap by examining the pathways through which social structure is linked to health using data from a 1994 Canadian national probability sample of women, aged 25-64 years. We begin by charting differences in women's self-rated ill-health, distress, and reports of long-standing health conditions by socioeconomic position and social role occupation. We then assess the extent to which these patterns can be understood in relation to the chronic stress arising from these social locations. Socioeconomic position, assessed by housing tenure, education, and household income, was positively related to health. Employment enhanced women's health, as did being currently married and a mother living with children. The ongoing stressors that distinguish the experiences of various structural locations accounted for some of the health effects of social structure, particularly for socioeconomic position. However, chronic stress was largely irrelevant to the pathways linking social roles to health. In fact, employed women and parents living with children enjoyed better health despite their greater stress.
Göçmen Türk kadınlarının sorunlarının odak grup görüşmesi yöntemi ile belirlenmesi ve psiko-eğitimsel modele göre danışmanlık hizmeti verilmesi (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
  • E B Akdeniz
Akdeniz, E. B. (2007). Göçmen Türk kadınlarının sorunlarının odak grup görüşmesi yöntemi ile belirlenmesi ve psiko-eğitimsel modele göre danışmanlık hizmeti verilmesi (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Sosyal dışlanma ve kadın sağlığı
  • A Akın
Akın, A (2009). Sosyal dışlanma ve kadın sağlığı. Sosyal Hizmet Sempozyumu 2009 kongre kitabı (ss. 35-46). Ankara: Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi.
Kadın ve sağlık politika dokümanı
  • Başbakanlık Kadının Statüsü Genel
  • Müdürlüğü
Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü. (2008). Kadın ve sağlık politika dokümanı. Erişim Tarihi: 26.02.2014, http://kadininstatusu.aile.gov.tr/ data/542a8e0b369dc31550b3ac30/saglik.pdf.
Immigration and perinatal risk. Centres of Excellence for Women's
  • A Battaglini
  • S Gravel
  • C Poulin
  • J Brodeur
  • D Durand
  • S Deblois
Battaglini, A., Gravel, S., Poulin, C., Brodeur, J., Durand, D. ve DeBlois, S. (2001). Immigration and perinatal risk. Centres of Excellence for Women's Health Research Bulletin, 2(2), ss. 8-9.
Kentsel yoksulluk, göç ve sosyal politikalar komisyonu raporu
  • İskân Bayındırlık Ve
  • Bakanlığı
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı. (2009). Kentsel yoksulluk, göç ve sosyal politikalar komisyonu raporu. Erişim Tarihi: 15.10.2015, http://www.kentges.gov.tr/_dosyalar/ sura_raporlari/kitap7.pdf
Ovacık ve Hozat İlçelerinde geriye göç sürecine ilişkin araştırma. Alana ilişkin temel demografik göstergeler ve göç süreçlerinde yaşanan tarımsal değişimler
  • A B Çelik
  • B Gülçubuk
  • A T Aker
Çelik, A. B., Gülçubuk, B. ve Aker, A. T. (2006). Ovacık ve Hozat İlçelerinde geriye göç sürecine ilişkin araştırma. Alana ilişkin temel demografik göstergeler ve göç süreçlerinde yaşanan tarımsal değişimler. İstanbul: Ulaşılabilir Yaşam Derneği.
Batman İli alan araştırması değerlendirmesi: Ülke içinde yerinden edilmenin sosyo-ekonomik sonuçları ve geri dönüş önündeki engeller
  • A B Çelik
Çelik, A. B. (2006). Batman İli alan araştırması değerlendirmesi: Ülke içinde yerinden edilmenin sosyo-ekonomik sonuçları ve geri dönüş önündeki engeller. Zorunlu göç ile yüzleşmek: Türkiye' de yerinden edilme sonrası vatandaşlığın inşası (ss. 177-195). İstanbul: TESEV Yayınları.
Dış göç. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 1, ss
  • M Gönüllü
Gönüllü, M. (1996). Dış göç. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 1, ss. 94-104.
Halk sağlığı temel bilgiler. Demografi ve sağlık (ss. 54-55)
  • Ç Güler
  • L Ve Akın
Güler, Ç. ve Akın, L. (2006). Halk sağlığı temel bilgiler. Demografi ve sağlık (ss. 54-55). Ankara: Hacettepe Üniversitesi Yayınları.
Türkiye göç ve yerinden olmuş nüfus araştırması (TGYONA) Erişim Tarihi: 15.10
  • Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (2006). Türkiye göç ve yerinden olmuş nüfus araştırması (TGYONA). Erişim Tarihi: 15.10.2015. http://www.hips.hacettepe. edu.tr/TGYONA-AnaRapor.pdf
İç göçten kaynaklanan sorunlar ve çözüm önerileri
  • İçişleri Bakanlığı Araştırma Ve Etütler
  • Merkezi
İçişleri Bakanlığı Araştırma ve Etütler Merkezi. (2010). İç göçten kaynaklanan sorunlar ve çözüm önerileri. Erişim Tarihi: 26.02.2014. http://www.arem.gov.tr/proje/ars_rapor/ ic_goc_sorun_cozum.htm
1990'lar Türkiye'sinde kadın ve göç. Bilanço '98 dizisi: 75 yılda köylerden şehirlere (ss
  • P İlkaracan
  • İ İlkaracan
İlkaracan, P. ve İlkaracan, İ. (1999). 1990'lar Türkiye'sinde kadın ve göç. Bilanço '98 dizisi: 75 yılda köylerden şehirlere (ss. 305-322). İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları.
Women and migration. Migration and mobility and how this movement afects women (ss. 26-31). Sweden: United Nations Division for the Advancement of Women
  • S F Martin
Martin, S. F. (2003). Women and migration. Migration and mobility and how this movement afects women (ss. 26-31). Sweden: United Nations Division for the Advancement of Women.
Kadınların Sorunları. Savaş, göç ve sağlık (ss
  • N Özgülnar
Özgülnar, N. (2016). Kadınların Sorunları. Savaş, göç ve sağlık (ss. 52-56). Ankara: Türk Tabipleri Birliği Yayınları.
Türkiye' de sağlığa bakış
  • Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı. (2007). Türkiye' de sağlığa bakış. Erişim Tarihi: 15.10.2015. http://sbu. saglik.gov.tr/Ekutuphane/kitaplar/200708281545440_sagligabakis20.pdf
Kentleşme Politikası. İstanbul: Ekin Yayınevi
  • Y Şahin
Şahin, Y. (2013). Kentleşme Politikası. İstanbul: Ekin Yayınevi, 2013.
Sosyal çalışma sözlüğü
  • İ Tomanbay
Tomanbay, İ. (1999). Sosyal çalışma sözlüğü. Ankara: Selvi Yayınevi.
Göçün psikososyal boyutu
  • A Tuzcu
  • K Bademli
Tuzcu, A. ve Bademli, K. (2014). Göçün psikososyal boyutu. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 6(1), ss. 56-66.
Erişim tarihi: 30.03do?metod=temelist World Health Organization International migration, health and human rights Understanding and tackling social exclusion
  • Türkiye İstatistik
Türkiye İstatistik Kurumu [TÜİK]. (2015). Erişim tarihi: 30.03.2016, http://www.tuik.gov. tr/UstMenu.do?metod=temelist World Health Organization [WHO]. (2003). International migration, health and human rights. Erişim tarihi: 30.03.2016 http://www.ohchr.org/Documents/Issues/ Migration/WHO_IOM_UNOHCHRPublication.pdf World Health Organization [WHO]. (2008). Understanding and tackling social exclusion. Erişim tarihi: 30.03.2016 http://www.who.int/social_determinants/knowledge_ networks/final_reports/sekn_final%20report_042008.pdf?ua=1