Conference PaperPDF Available

İlkokul Öğrencilerinin Öz-Düzenlemeli Öğrenme Becerilerinin Geliştirilmesi: Sınıf Öğretmenlerinin Görüşleri

Authors:

Abstract

Araştırmalar öz-düzenlemenin öğrencilerin etkili bir biçimde öğrenmesinde önemli bir yere sahip olduğunu ifade etmektedir. Bu doğrultuda, sınıf öğretmenlerinin öğrencilerin öz-düzenlemeli öğrenme becerilerini geliştirmeleri ve eğitim ortamlarını buna göre düzenlemeleri, nitelikli öğrenmenin gerçekleşmesi için bir gereklilik haline gelmiştir. Bu sebeple, bu araştırmanın amacı sınıf öğretmenlerinin öz-düzenlemeli öğrenme hakkındaki düşüncelerinin belirlenmesi ve öğrencilerin öz-düzenlemeli öğrenmeye ilişkin becerilerinin geliştirilmesi üzerine bakış açılarını öğrenmek olarak belirlenmiştir. Araştırmada, veriler yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılarak toplanmıştır. Araştırmaya İstanbul ilinde görev yapan 15 ilkokul öğretmeni katılmıştır. Toplanan veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Bulgular doğrultusunda, görüşmelere katılan sınıf öğretmenleri her ne kadar öz-düzenlemeli öğrenme becerilerini geliştiren etkinliklere öğrenme-öğretme sürecinde yer verdiklerini ifade etseler de, öğretmenlerin tamamı öz-düzenlemeli öğrenme kavramını daha önce hiç duymadıklarını vurgulamışlardır. Bu doğrultuda, sınıf öğretmenlerinin öğrencilerin öz-düzenlemeli öğrenme becerilerini etkili bir biçimde geliştirmek amacıyla bu konuda bilgilendirilmeleri büyük önem taşımaktadır.
VI. Uluslararası Türkiye Eğitim Araştırmaları Kongresi – Ankara / 2015
589
İLKOKUL ÖĞRENCİLERİNİN ÖZ-DÜZENLEMELİ ÖĞRENME BECERİLERİNİN
GELİŞTİRİLMESİ: SINIF ÖĞRETMENLERİNİN GÖRÜŞLERİ
DEVELOPING PRIMARY STUDENTS' SELF-REGULATED LEARNING SKILLS:
PRIMARY SCHOOL TEACHERS' VIEWS
Muhammet Fatih DOĞANa
Doç. Dr. Çiğdem ŞAHİN  TAŞKINb
a Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı
Yüksek Lisans Öğrencisi
iletisim@fatihdogan.com.tr
b Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı
csahintaskin@gmail.com
ÖZET
Araştırmalar öz-düzenlemenin öğrencilerin etkili bir biçimde öğrenmesinde önemli bir yere sahip olduğunu ifade
etmektedir. Bu doğrultuda, sınıf öğretmenlerinin öğrencilerin öz-düzenlemeli öğrenme becerilerini geliştirmeleri
ve eğitim ortamlarını buna göre düzenlemeleri nitelikli öğrenmenin gerçekleşmesi için bir gereklilik haline
gelmiştir. Bu sebeple, bu araştırmanın amacı sınıf öğretmenlerinin öz-düzenlemeli öğrenme hakkındaki
düşüncelerinin belirlenmesi ve öğrencilerin öz-düzenlemeli öğrenmeye ilişkin becerilerinin geliştirilmesi üzerine
bakış açılarını öğrenmek olarak belirlenmiştir. Araştırmada, veriler yarı yapılandırılmış görüşme tekniği
kullanılarak toplanmıştır. Araştırmaya İstanbul ilinde görev yapan 15 ilkokul öğretmeni katılmıştır. Toplanan
veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Bulgular doğrultusunda, görüşmelere katılan sınıf öğretmenleri her ne
kadar öz-düzenlemeli öğrenme becerilerini geliştiren etkinliklere öğrenme-öğretme sürecinde yer verdiklerini
ifade etseler de, öğretmenlerin tamamı öz-düzenlemeli öğrenme kavramını daha önce hiç duymadıklarını
vurgulamışlardır. Bu doğrultuda, sınıf öğretmenlerinin öğrencilerin öz-düzenlemeli öğrenme becerilerini etkili
bir biçimde geliştirmek amacıyla bu konuda bilgilendirilmeleri büyük önem taşımaktadır.
Anahtar Kelimeler: Öz-düzenlemeli öğrenme, öğrenme-öğretme süreci, sınıf öğretmeni
ABSTRACT
Literature reveals that self-regulation has an important issue in students’ learning. Accordingly,
developing students’ self-regulated learning skills and organising the classroom environment is become
necessary to provide effective learning. Therefore, this research aims to understand primary school teachers’
views of self-regulated learning and developing students’ self-regulated learning skills. Data are gathered
through semi-structured interviews. Participants involve 15 primary school teachers from Istanbul. Content
analysis is used to analyse the data. Findings reveal that although none of the teachers participated in this
research haven’t heard the term ‘self-regulated learning’, they claimed that they use activities develop students’
self-regulated learning skills. Regarding this, informing primary school teachers about self-regulated learning is
of great importance in developing students’ skills in this issue.
Key words: Self-regulated learning, learning-teaching process, primary school teachers
1. GİRİŞ
VI. Uluslararası Türkiye Eğitim Araştırmaları Kongresi – Ankara / 2015
590
Birçok araştırmacı öz-düzenlemenin öğrencilerin etkili bir biçimde öğrenmesinde önemli bir yere
sahip olduğunu ifade etmektedir (Ponitz ve ark., 2009). Pintrich (2000) öz-düzenlemeli öğrenmeyi
öğrencilerin kendi öğrenme hedeflerini belirlemelerinin ardından bu hedefler ve diğer çevresel
koşullar çerçevesinde bilişlerini, motivasyonlarını ve davranışlarını izleme, düzenleme ve kontrol etme
girişiminde bulundukları aktif ve yapılandırmacı bir sürolarak tanımlamaktadır. Buna ek olarak,
Zimmerman (2000) ise öz-düzenlemenin zekâ gibi bir zihinsel beceri ya da okuma becerisi gibi
akademik bir beceri olmadığını belirterek; kişinin kendi kendini idare edebilme süreci olarak
düşünülebileceğini ve bu süreç sayesinde öğrencilerin zihinsel becerilerini akademik becerilerini
geliştirme amacıyla kullanabileceklerini ifade etmektedir. Bu doğrultuda, öğrencilerin öz-düzenleme
becerilerinin geliştirilmesinin nitelikli öğrenmeyi olumlu yönde etkileyeceği ifade edilebilir. Bununla
beraber; Boekaerts (1999) öğretmenlerin öğrenme ortamlarını öğrenciyi dikkate alarak
düzenlemelerinde öğrencinin hangi öz-düzenleme becerilerine sahip olduğunun önceden bilinmesinin
önemli olduğunu vurgulamaktadır. Boekaerts’e (1999) göre öğrencilerin öz-düzenleme becerilerinin
gelişmemiş olması öğretmenin öğrenme-öğretme sürecine etkili bir biçimde rehberlik etmesini de
olumsuz olarak etkilemektedir. Bu doğrultuda, öğretmenlerin öğrencilerin öz-düzenlemeli öğrenme
becerilerinin geliştirilmesi amacıyla çalışmalar yapmalarının ve eğitim ortamlarını düzenlemelerinin
nitelikli öğrenme-öğretme süreci oluşturulmasına katkıda bulunacağı düşünülebilir.
Milli itim Bakanlığı 20052006 eğitim-öğretim yılından itibaren yapılandırmacı yaklaşımı ülke
genelindeki tüm ilköğretim okullarında uygulama kararı almıştır (Çınar ve ark., 2006). Bireyin bilgiyi
bireysel olarak oluşturduğunu, yorumladığını ve yeniden organize ettiğini belirten yapılandırmacı
yaklaşım bireyin öğrenme sürecinde aktif hale gelmesinin ve kendi öğrenmesinden sorumlu olmasının
gerekliliğini vurgulamaktadır (Lebow, 1993). Yaşar (2000) ise öğrenmenin bireysel bir etkinlik
olduğunu ifade ederek; yapılandırmacı öğrenme kuramına göre öğrenmenin gerçekleşmesi için bireyin
öğrenme sürecinde daha fazla sorumluluk üstlenmesinin ve sürece etkin olarak katılımının şart
olduğunu belirtmektedir. Bu doğrultuda, öğrencilerin öz-düzenlemeli öğrenme becerilerinin dikkate
alınması yapılandırmacı yaklaşımın etkili bir biçimde uygulanmasında ve dolayısıyla ilkokul
programının amaçlarına ulaşılmasında önemli bir yere sahip olduğu düşünülebilir. Bu sebeple, sınıf
öğretmenlerinin öğrencilerin öz-düzenlemeli öğrenme becerilerini geliştirmeleri ve eğitim ortamlarını
buna göre düzenlemeleri nitelikli öğrenmenin gerçekleşmesi için bir gereklilik haline gelmiştir.
2. AMAÇ
Bu araştırmada sınıf öğretmenlerinin öz-düzenlemeli öğrenme hakkındaki düşüncelerini belirlemek ve
öğrencilerin öz-düzenlemeli öğrenmeye ilişkin becerilerinin geliştirilmesi üzerine bakış açılarını
öğrenmek amaçlanmaktadır.
3. YÖNTEM
VI. Uluslararası Türkiye Eğitim Araştırmaları Kongresi – Ankara / 2015
591
3.1 Araştırmanın Modeli
Bu araştırmada nitel araştırma yöntemlerinin kullanılmasının uygun olduğu düşünülmüştür. Nitel
araştırma, gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi nitel veri toplama yöntemlerinin kullanıldığı,
algıların ve olayların doğal ortamda, gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik, nitel
bir sürecin izlendiği araştırma olarak tanımlanmaktadır (Yıldırım ve Şimşek, 2008). Bu araştırmanın
amacı dikkate alındığında; sınıf öğretmenlerinin öz-düzenlemeli öğrenme ve öz-düzenlemeli
öğrenmenin geliştirilmesi hakkındaki görüşlerinin öğrenilmesine odaklandığı anlaşılmaktadır.
Görüşlerin, bakış açılarının, duygu ve düşüncelerin öğrenilmesinde ise nitel araştırma yöntemlerinin
etkili olduğu bilinmektedir (Yıldırım ve Şimşek, 2008). Bu sebeple, bu araştırmada veriler nitel
araştırma yöntemlerinden yarı yapılandırılmış görüşmeler yoluyla toplanmıştır.
3.2 Örneklem
Bu araştırmanın örneklemini İstanbul ili, Bağcılar ilçesinde görev yapmakta olan 15 sınıf öğretmeni
oluşturmaktadır. Örneklem seçiminde amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme
kullanılmıştır. Amaçlı örnekleme, zengin bilgiye sahip olduğu düşünülen durumların derinlemesine
çalışılmasına olanak vermektedir (Patton, 1997). Buna göre, ölçüt örnekleme önceden belirlenmiş bir
dizi ölçütü karşılayan bütün durumların çalışılmasını gerektirir. Sözü edilen ölçüt ya da ölçütler
araştırmacı tarafından oluşturulabilir ya da daha önceden hazırlanmış bir ölçüt listesi kullanılabilir
(Yıldırım ve Şimşek, 2008). Bu araştırmada örneklem grubu belirlenirken, rüşmelere katılacak
öğretmenlerin en az 5 yıl öğretmenlik deneyimine sahip olmaları ölçüt olarak alınmıştır. 5 yılın
üzerinde görev yapan sınıf öğretmenlerinin öz-düzenlemeli öğrenmeye ilişkin deneyimledikleri
durumların görev süresi daha az olan öğretmenlerle karşılaştırıldığında daha fazla olacağı
düşünüldüğünden; çalışılan konuya ilişkin ayrıntılı ve daha nitelikli bilgiler edinmek amacıyla
deneyim süresi ölçüt olarak alınmıştır. .
3.3 Verilerin Toplanması ve Analiz
Bu araştırmada araştırmacılar tarafından sınıf öğretmenlerinin öz-düzenlemeli öğrenme ve öz-
düzenlemeli öğrenmeye ilişkin becerilerin geliştirilmesi üzerine düşüncelerinin öğrenilmesi amacıyla
yarı yapılandırılmış görüşme formu hazırlanmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşmelerde araştırmacı
önceden sormayı planladığı soruları içeren görüşme sorularını hazırlar. Bununla beraber, görüşmenin
akışına bağlı olarak değişik yan ya da alt sorularla görüşmenin akışını etkileyebilir ve kişinin
yanıtlarını ayrıntılı olarak ifade etmesini sağlayabilir (Türnüklü, 2000). Yarı yapılandırılmış görüşme
tekniğinin araştırmacıya sunduğu en önemli kolaylık görüşmenin önceden hazırlanmış görüşme
protokolüne bağlı olarak sürdürülmesi nedeniyle daha sistematik ve karşılaştırılabilir bilgi sunmasıdır
(Yıldırım ve Şimşek, 2008).
VI. Uluslararası Türkiye Eğitim Araştırmaları Kongresi – Ankara / 2015
592
Görüşmeler sırasında ses kayıt cihazı kullanılmış ve katılımda gönüllülük esas alınmıştır.
Görüşmelerden elde edilen veriler deşifre edilerek bilgisayar ortamına aktarılmıştır. Daha sonra, içerik
analizi ile çözümlenmiştir. İçerik analizi sözel, yazılı ve diğer materyallerin nesnel ve sistematik bir
şekilde incelenmesine olanak tanıyan bilimsel bir yaklaşımdır (Tavşancıl ve Aslan, 2001). İçerik
analizinin temel amacı toplanan verileri açıklayabilecek kavramlara ve ilişkilere ulaşmaktır (Yıldırım
ve Şimşek, 2008). Bu doğrultuda, bu araştırmada toplanan veriler ortaya çıkan kavramlar
doğrultusunda düzenlenmiş ve temalar oluşturulmuştur.
4. BULGULAR
Araştırmaya katılan öğretmenlerin tamamı öz-düzenleme kavramını daha önce hiç
duymadıklarını belirtmlerdir:
“Bu kavramı daha önce duymamıştım, kavramdan anladığım ise öğrencilerin derse aktif katılımı,
eğitim öğretim sürecinde aktif rol oynamasıdır” (Ö1)
“Hayır, duymamıştım, kişinin kendisini tanıması ve kendine özgü tekniklerle öğrenmesi olabilir” 3)
Yukarıdaki öğretmenler öz-düzenleme kavramını daha önce hiç duymadıklarını belirtmekle birlikte,
kavramın ne ifade ettiğine ilişkin fikirlerini ileri sürmüşlerdir. Örneğin, Ö1 öz-düzenlemenin öğrenci
merkezli eğitim anlayışını ve aktif öğrenmeyi vurguladığını ifade etmiştir. Bununla birlikte, Ö3 ise bu
kavramın öğrencinin kendini tanıması ve bu doğrultuda öğrenme sürecinde kendine özgü teknikleri
kullanması olarak açıklamaktadır. Bu açıklamalara ek olarak, Ö8 ve Ö13 öz-düzenleme kavramının ne
olabileceğine ilişkin düşüncelerini aşağdaki gibi aktarmışlardır:
“Hayır, daha önce duymadım, ama öğrencilerin kendi çalışmalarındaki öğrenme düzeylerini belirleme
ve geliştirme konusu ile ilgili olduğu düşüncesindeyim.” (Ö8)
“Bugüne kadar duymamıştım, her öğrencinin kendine özgü bir öğrenme şekli vardır, bunun
geliştirilmesi diye düşünüyorum.” (Ö13)
Öz-düzenleme ile ilgili fikirlerini belirten Ö8 ve Ö13 görüşmeye katılan diğer öğretmenler gibi bu
kavramı daha önce duymadıklarını belirtmekle birlikte öğrencilerin öğrenme şekli ile
ilişkilendirmişlerdir. Yukarıda da ifade edildiği gibi, öz-düzenlemeli öğrenmede öğrencinin öğrenme
hedeflerine ulaşmak amacıyla davranışlarını düzenleyerek öğrenme sürecinin farkında olmasının
gerekliliği vurgulanmaktadır. Öğretmenlerin öz-düzenleme kavramına ilişkin yapığı açıklamalar
incelendiğinde, çoğunun bu kavrama ilişkin genel olarak doğru tahminlerde bulunmakla beraber; öz-
düzenlemeyi etraflıca açıklayamadıkları görülmektedir. Bununla beraber, sınıf öğretmenlerinin çoğu
öğrencilerin yapılacak etkinliği nasıl, ne zaman ve niye yapacaklarına ilişkin düşünmeleri gibi öz-
VI. Uluslararası Türkiye Eğitim Araştırmaları Kongresi – Ankara / 2015
593
düzenleme becerilerini geliştirmede kullanılan becerilere öğrenme-öğretme sürecinde fırsat
verdiklerini belirtmişlerdir.
“Onlara farklı stratejilere ulaşmaları için gerekli ipuçları vermeye de çalışıyorum, örneğin bir
matematik probleminin birden fazla çözüm yolu olabiliyor ya da okuma yazma öğretiminde çocukların
farklı şekilde okumayı kavradıklarını da gözlemledim, bu yüzden onlara kendi stratejilerini belirleme
ve kullanma fırsatı tanıyorum” (Ö1)
“Öğrenme hedeflerine ulaşmak için sınıfımda tek bir strateji kullanmıyorum, her öğrenci istediği
strateji, yöntemle kendini ifade ediyor, bu fırsatı öğrencilerime tanıyorum.” (Ö3)
“Eğitim-öğretim ortamının izin verdiği ölçüde fırsat veriyorum” (Ö7)
Yukarıdaki öğretmenler, öğrencilerin belirlenen amaçlara ulaşmada kullanılan stratejilerin
belirlenmesinde seçimi öğrenciye bıraktıklarını belirtmişlerdir. Örneğin, Ö1 öğrencilerin farklı
şekillerde öğrendiğini gözlemlediğini ve bu sebeple, öğrenciler ipuçları vererek kendileri için uygun
stratejileri seçmeleri konusunda yönlendirdiğini ifade etmiştir. Ö3 ise sınıfında öğrencilerin öğrenme
hedeflerine ulaşmaları için bir tek strateji kullanmadığını belirterek; Ö1’in açıklamasına benzer
şekilde, öğrencilerinin istedikleri stratejileri seçmelerine olanak sağladığını söylemiştir. Bu
açıklamalara ek olarak; Ö7 öğrencilerin öğrenme hedeflerine ulaşmalarında onlara eğitim-öğretim
ortamının izin verdiği ölçüde fırsat verdiğini açıklamıştır. Bu açıklamalara paralel olarak, Ö4 bu gibi
faaliyetlere olanak tanıdığını ifade etmekle birlikte; bu etkinliklerin çok zaman almasından dolayı her
zaman uygulayamadığını vurgulamıştır:
“Evet, fırsat veriyorum, önce etkinliğin içeriğini kendilerinin incelemesi için zaman tanıyorum, daha
sonra ne anladıklarını öğrenmek için etkinlikle ilgili sorular yöneltiyorum, etkinliği nasıl ve niye
yapacaklarını anladıklarından emin olduğumda etkinliğe başlamalarını istiyorum, hazır bilgi
sunmaktansa etkinlik üzerine biraz düşünmelerini sağlamaya çalışıyorum, ama tabii bu da bayağı bir
vakit istiyor, her etkinlikte uygulamak için zaman yetersiz kalabiliyor” (Ö4)
Ö4 öğrencilere yapacakları etkinlikleri öncelikle anlamaları, daha sonra ise bu etkinlikleri nasıl ve niye
yapacaklarına ilişkin fikir sahibi olmaları hakkında düşünmeleri için fırsat tanıdığını belirtmiştir. Ö4
bu gibi etkinliklerin fazla zaman almasından dolayı öğrencilere bu fırsatı her zaman sunamadığına
dikkati çekmiştir. Bu açıklamaya ek olarak, aşağıdaki öğretmenler ise bu gibi etkinliklerin
uygulanmasında zaman, mekân, lenecek konuların yoğunluğu gibi hususların önemini
vurgulamışlardır:
“Zaman ve mekân uygun olursa veriyorum. Fakat fazla uygun olmuyor.” (Ö12)
VI. Uluslararası Türkiye Eğitim Araştırmaları Kongresi – Ankara / 2015
594
“Genellikle çocuklara bir şablon ya da sıralama sunuyor ve adım adım sadece bunu takip etmelerini
istiyorum, çünkü işlenecek çok konu var ve müfredatı yetiştirememekten çekiniyorum” (Ö2)
Ö12 öğrencilere öğrenmelerine ilişkin stratejilerin seçiminde zaman ve mekân uygun olduğu takdirde
fırsat verdiğini ifade etmekle beraber; genellikle yeterli zamanın olmadığını belirtmiştir. Buna karşılık;
Ö2 ise programın yoğunluğunu vurgulayarak öğrencilere bu olanağı tanımadığını açıklamıştır. Bu
doğrultuda, bulgular öğretmenlerin çoğunun öğrencilere gerçekleştirecekleri etkinlikleri nasıl, ne
zaman ve niye yapacakları konusunda düşünmeleri için olanak tanıdığını ifade ettiğini göstermekle
birlikte, bazı öğretmenlerin zaman, mekân gibi faktörlerin bu gibi etkinliklerin gerçekleştirilmesini
etkilediğini vurguladığına dikkati çekmektedir. Bunlara ek olarak; Ö9 ve Ö1 uygun strateji seçiminde
seçilen stratejinin dersin hedeflerine uygunluğun önemli bir yer tuttuğunu vurgulamıştır.
“Genellikle buna izin veriyorum, ama doğru yola ulaştırmayan yanlış stratejiler seçildiğinde
müdahale ediyorum, daha doğrusu ediyordum, şimdi etmemem gerektiğini düşünüyorum, seçtikleri
stratejilerin yanlış olduğunun da farkına kendilerinin varmalarının daha doğru olacağını
düşünüyorum” (Ö1)
“Konuya göre değişiyor, dersin hedeflerine en uygun stratejiyi seçiyoruz, buluş ve araştırma
stratejisinde sınıfın kalabalık olması nedeniyle fırsat bakımından zorluklarla karşılaşabiliyoruz” (Ö9)
Ö1 öğrencilerin istedikleri stratejileri kullanmalarına izin verdiğini belirtmekle birlikte öğrenciyi
amaca ulaştırmayacağını düşündüğü stratejiyi seçtiğinde müdahale ettiğini ifade etmiştir Ö9 ise
öğrencilerin öğrenme-öğretme sürecinde gerçekleştirdikleri etkinlikler kapsamında strateji seçiminde
dersin hedeflerini dikkate aldığını belirtmiştir. Bununla beraber, sınıfların kalabalık olmasının uygun
stratejinin seçiminde sıkıntı yarattığını belirtmiştir. Ö9’un açıklaması yakından incelendiğinde, strateji
seçimini öğrencilerle birlikte yaptığını ifade ettiği anlaşılmaktadır. Öğretmen ile yapılan informal
rüşmeler, öğretmenin öğrencileri amaca ulaştırmayacak stratejilerle vakit kaybetmemek amacıyla
her bir etkinlik için kullanılabilecek stratejinin öğrencilerle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ifade
ettiğini göstermektedir.
Öğretmenlerin bazıları ise öz-düzenlemeli öğrenmeyi geliştirmede kullanılan uygun stratejinin
belirlenerek planlanmasına ilişkin görüşlerini aşağıdaki gibi belirtmişlerdir.
“Genelde yapacağımız etkinlikler kitaplarda yer alıyor, orada hangi sıra ile yapılacağı da belirtiliyor”
(Ö2)
“Bu aslında olması gereken ama sınıflardaki zaman yetersizliğinden dolayı uygulanamayan bir etken,
bunu daha çok sınıf dışında yapılmasını istediğimiz ödevler için uygulamalarını söylüyorum” (Ö10)
VI. Uluslararası Türkiye Eğitim Araştırmaları Kongresi – Ankara / 2015
595
Yukarıdaki açıklamalar incelendiğinde, Ö2 öğrenme süreci içerisinde kullanılan ders ve öğretmen
kılavuz kitaplarının yapılacak etkinliklerle ilgili stratejileri ve dolayısıyla işlem basamaklarını
öğrencilerin yerine önceden belirlediğini ifade etmekle beraber; Ö10 yukarıdaki öğretmenler
tarafından da ifade edildiği gibi, zaman yetersizliğinden dolayı bu konuda uygulama yapamadığını
belirtmiştir. Bu doğrultuda, öğrenciden bu uygulamaları okul dışında yapması amacıyla verdiği
ödevleri yaparken gerçekleştirmesini istediğini belirtmiştir. Bu durum, Ö10’un öz-düzenlemeli
öğrenmenin geliştirilmesinde önemli bir yer tutan uygun stratejinin belirlenerek planlanmasına sınıf
içerisinde gerçekleşen öğrenme-öğretme sürecinde yer vermediğini göstermektedir.
Ö4 ise aşağıda öğrencilerin planlama ile ilgili öz-düzenleme becerilerinin hâlihazırda gelişmem
olması nedeniyle bu yönde yaptığı teşviklerin başarısızlıkla sonuçlandığını belirtmiştir:
“Bu konuda teşvik ediyorum, fakat gerçekten çok zorlanıyorlar, çünkü birçoğu etkinliği okumaya bile
üşeniyor ne istediğini anlamadan etkinliği yapmaya başlıyor, bu konuda dikkat etmeleri için bazı
etkinlikleri adım adım sınıfça yapıyoruz, sonraki etkinlikleri aynı şekilde kendilerinin yapmasını
istiyorum” (Ö4)
Ö4 öğrencilerini dersin hedeflerine uygun stratejinin belirlenmesi ve kullanmaları amacıyla teşvik
ettiğini; ancak öğrencilerin etkinliğin ne olduğunu anlamadan yapmaya başladığını ve bu yüzden
zorlandığını ifade etmiştir. Bu sebeple, etkinlikleri adım adım bütün sınıf ile birlikte yaptıklarını
söylemiştir. Bu durum, bütün öğrencilerin verilen etkinliği aynı şekilde yaptığını ve dolayısıyla
kullandıkları stratejilerin de aynı olduğuna işaret etmektedir. Ayrıca, Ö4’ün bu açıklaması öğrencilere
kendi öğrenme sürecini düzenlemeleri bakımından fırsat tanımadığına dikkati çekmektedir.
Görüşmelere katılan öğretmenlerin çoğu Pintrich’in (2000) öz-düzenleme modelinde yer alan
düzenleme aşamasında davranışı planlamaya ilişkin etkinlikleri etkili bir biçimde gerçekleştirmek
amacıyla öğrencileri zaman yönetimi konusunda desteklediklerini ifade etmişlerdir:
“Evet, özellikle ağır çalışmayı seven öğrencilerim için zamanın önemini belirtiyorum, verilen süreyi
belirterek neye ne kadar zaman ayıracaklarını düşünmelerini istiyorum.” (Ö10)
“Mesela Türkçe dersinde okuma parçası etkinliğinde 3 dakika resmi inceleyin, 5 dakikada parçayı
okuyun ve 2 dakikada özetini anlatın gibi zamanla ilgili yönlendirmeler yapıyorum” (Ö6)
“Eğer yapılacak etkinliğin sınırlı bir sürede yapılması gerekiyorsa, zamanı iyi kullanamayan
öğrencilerime yardımcı oluyorum.” (Ö3)
Ö10 yavaş çalışan öğrencilere zamanı dikkatli kullanmaları amacıyla açıklamalar yaptığını belirtirken;
Ö6 etkinlik kapsamında öğrencilere 3 dakika resmi inceleyin, 5 dakika parçayı okuyun şeklinde
zamanı nasıl kullanacaklarına ilişkin daha ayrıntılı bir yönlendirme yaptığını belirtmiştir. Buna ek
VI. Uluslararası Türkiye Eğitim Araştırmaları Kongresi – Ankara / 2015
596
olarak, hem Ö3 hem de Ö6 zamanı etkili kullanamayan yani planlama becerisi gelişmemiş öğrencilere
ilişkin yönlendirme yaptıklarını ifade etmişlerdir.
Bununla beraber, Ö1 ise ders kitaplarında yer alan etkinlikler kapsamında zaman yönetimi bakımından
öğrenciyi desteklemeye gerek duymadığını ifade etmiştir:
“Bu konuda yardımcı olduğumu çok söyleyemem. Bunun nedeni belki etkinliklerin pek buna uygun
olmaması olabilir. Yani okulda yaptırdığımız ders kitaplarındaki etkinliklerin çok çeşitli olmayışından
belli bir sıraya konulup herhangi birisine diğerine göre çok zaman ayırmaya gerek olmadığından
olabilir.” (Ö1)
Ö1 ders kitaplarında yer alan etkinliklerin çok çeşitli olmamasından dolayı zaman yönetimi konusunda
öğrenciyi yönlendirmeye gerek duymadığını belirtmiştir. Bu durum, Ö1’in ders kitabında yer alan
etkinlikleri birebir uyguladığına ve bu doğrultuda öğrencilerin kendilerine uygun farklı stratejileri
seçmelerine olanak tanımadığına işaret etmektedir. Ancak, Ö1’in görüşme sorularına verdiği yanıtlar
incelendiğinde, bu açıklamanın yukarıda da belirtilen öğrencilere öz-düzenlemeli öğrenmeyi geliştiren
uygun stratejileri seçmelerine olanak tanıdığını vurgulayan ifadesi ile çeliştiği anlaşılmaktadır. Bu
durum, Ö1’in öğrenme-öğretme sürecinde gerçekleştirdiği etkinlikleri etraflıca açıklama konusunda
sıkıntı yaşadığını göstermektedir.
5. SONUÇ, TARTIŞMA VE ÖNERİLER
Öğrencilerin öz-düzenleme becerilerinin geliştirilmesinde öğretmenlere büyük görevler düşmektedir
(Kılıç ve Tanrıseven, 2007). Bu doğrultuda, bu araştırma kapsamında sınıf öğretmenlerinin ilkokul
öğrencilerinin öz-düzenleme becerilerinin geliştirilmesi ile ilgili görüşleri incelendiğinde
öğretmenlerin öz-düzenlemeli öğrenme kavramını daha önce hiç duymadıkla anlaşılmaktadır.
Bununla beraber, görüşmelerden elde edilen bulgular, öğretmenlerin bu kavramı daha önce
duymamasına rağmen öz-düzenlemeli öğrenmeyi geliştiren bazı etkinlikleri farkında olmadan
gerçekleştirdiklerini işaret etmektedir. Bulgular, sınıf öğretmenlerinin öğrencilerin öz-düzenleme
becerilerini geliştiren, öğrenme-öğretme sürecinde yer alan etkinliklerin nasıl, ne zaman yapılacağına
ve etkinlik kapsamında kullanılacak stratejilerin seçimine ilişkin düşünmelerine olanak sağladığını
bildirdiklerini göstermektedir. Risemberg ve Zimmerman’ın (1992) açıklamaları incelendiğinde,
amaçlar belirleme, bu amaçları gerçekleştirmek için stratejiler geliştirme ve bu stratejilerin
kazandırdıklarını denetlemenin öz-düzenlemeli öğrenmeyi geliştirdiği anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda,
Çiltaş (2011) öğrencinin öğrenmeyi kendi belirlediği stratejiye göre uygulamasının, yani kendi
kendine öğrenme yolunu belirlemesinin karşılaştığı problemlerin üstesinden gelmeye yardımcı
olacağını ifade etmiştir. Bu açıklamalar ışığında, elde edilen bulgular sınıf öğretmenlerinin çoğunun
öğrencileri kendi öğrenme stillerine uygun stratejileri seçme ve kullanma konusunda desteklediğini
düşündüklerini vurgulamaktadır. Bununla beraber, bulgular, öğretmenlerin sınıf mevcudu, zaman,
VI. Uluslararası Türkiye Eğitim Araştırmaları Kongresi – Ankara / 2015
597
işlenen konuların yoğunluğu gibi faktörlerin öz-düzenlemeli öğrenmeyi geliştiren çalışmaları
etkilediğini ifade ettiklerini göstermektedir. Benzer şekilde, Öğülmüş ve Özdemir (1995) öğrenci
mevcudunun kalabalık olduğu sınıfların öğrenciler için olumsuz bir öğrenme ortamı oluşmasına yol
açtığını ve bu sebeple öğrenme-öğretme sürecinin olumsuz etkilendiğini vurgulamaktadır. Kırmızı ve
Akkaya (2009) ise sınıf öğretmenleriyle yaptığı araştırmasında sınıf mevcutlarının kalabalık olmasının
öğrenme-öğretme sürecinde kullanılan etkinlikleri zaman yönetimi bakımından olumsuz etkilediğini
belirtmektedir. Bu açıklamalara paralel olarak, rüşmelere katılan sınıf öğretmenleri de kalabalık
sınıf mevcudunun yanında işlenecek konuların yoğun olması konusunda sıkıntılar yaşadıklarını ve bu
sebeple, öğrencilerin kendilerine özgü stratejiler kullanabilmelerini sağlayacak ortamların sağlamada
sorun yaşadıklarını ifade etmişlerdir. Bu açıklamalar bazı öğretmenlerin öğrencilerin öğrenme
hedeflerine ulaşmada uygun stratejileri belirleyerek kullanmalarından çok işlenecek konuların
yetiştirilmesine önem verdiklerine işaret etmektedir. Bu durum, öğretmenlerin açıklamalarının öz-
düzenlemeli öğrenmenin bir işlevi olan öğrencilerin zihinsel becerilerinin akademik becerilerini
geliştirme amacıyla kullanmalarını olumsuz etkilediğine dikkati çektiğini göstermektedir.
Verilerden elde edilen bulgular yakından incelendiğinde, her ne kadar öğretmenler öz-düzenlemeli
öğrenmeyi geliştiren etkinlikleri sınıflarında uyguladıklarını ifade etseler de zaman zaman birbiri ile
çelişen açıklamalarda bulundukları görülmektedir. Örneğin, Ö1 görüşme sırasında önce öğrenme-
öğretme sürecinde öğrencilerin istedikleri stratejileri kullanmalarına izin verdiğini belirtse de daha
sonra yapmış olduğu açıklamalar ders kitaplarında bulunan etkinlikleri uyguladığını ve bu doğrultuda
bu etkinliklerin farklı stratejilerin kullanımına olanak tanımadığını vurgulamıştır.
Bunlara ek olarak, görüşmelere katılan öğretmenlerden bazıları öz-düzenlemeli öğrenmeyi geliştiren
bir takım etkinlikleri uygularken zaman yönetimi konusunda sıkıntılar yaşadıklarını ifade etmişlerdir.
Zimmerman (2002) öğrenimin ilk yıllarında öğretmenin ulaşılması gereken hedefleri belirlemesinin ve
bu hedeflere ulaşmada zaman yönetimine ilişkin planlama yapmasının öğrencilerin öz-düzenleme
becerilerinin geliştirilmesinde önemli bir katkısının olduğunu vurgulamaktadır. Bu doğrultuda,
ilerleyen sınıflarda öğretmenin bu desteği azaltması ve öğrencinin öz-zenleme becerilerini
kullanması için gerekli koşulları sağlaması gerektiğini belirtmektedir. Buna göre, bazı öğretmenlerin
zamanı etkili kullanabilmek amacıyla ders kitaplarında yer alan etkinlikler sırasında öğrencileri
sınırlamaları öğrencilerde öz-düzenlemeli öğrenme becerilerinin gelişmesini olumsuz yönde
etkileyeceği düşünülmektedir. Bu sebeple, öğretmenlerin ders ve kılavuz kitaplardaki etkinlikleri
uygularken, program kapsamında öğrencilerin kendi öğrenmeleri için uygun stratejileri seçmelerine
olanak sağlayacak biçimde planlama yapmalarının öz-düzenlemeli öğrenme becerilerinin gelişmesine
katkıda bulunacağı düşünülmektedir.
Bu araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda, sınıf öğretmenlerin öz-düzenlemeli öğrenmeye
ilişkin bazı etkinlikleri uyguladıklarını ifade etseler de bu konuya ilişkin bilgilerinin olmadığı
VI. Uluslararası Türkiye Eğitim Araştırmaları Kongresi – Ankara / 2015
598
anlaşılmaktadır. Bu sebeple, sınıf öğretmenlerinin öğrencilerin öz-düzenlemeli öğrenme becerilerini
etkili bir biçimde geliştirmeleri amacıyla bu konuda bilgilendirilmeleri büyük önem taşımaktadır.
KAYNAKLAR
Boekaerts, M. (1999). Self-regulated learning: Where we are today. International Journal of Educational
Research, 31,pp.445457.
Çınar, O., Teyfur, E. & Teyfur, M. (2006). İlköğretim Okulu Öğretmen ve Yöneticilerinin Yapılandırmacı
Eğitim Yaklaşımı ve Programı Hakkındaki Görüşleri, İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 7(11), pp.47
64.
Çiltaş, A. (2011). Eğitimde Öz-Düzenleme Öğretiminin Önemi Üzerine Bir Çalışma. Mehmet Akif Ersoy
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 3(5), pp.111.
Kılıç, Ç. & Tanrıseven, I. (20012). Öz-Düzenleme Stratejileri ve Motivasyonel İnançlar İle Standart Olmayan
Sözel Problem Çözme Arasındaki İlişkiler. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 12(1),
pp.167–180.
Kırmızı, F.S. & Akkaya, N. (2009). Türkçe Öğretimi Programında Yaşanan Sorunlara İlişkin Öğretmen
Görüşleri, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 25(1), pp.4254.
Lebow, D. (1993). Constructivist values for instructional systems design: Five principles toward a new mindset.
Educational Technology Research and Development, 41(3), 416.
Öğülmüş, S. & Özdemir, S. (1995). Sınıf ve Okul Büyüklüğünün Öğrenciler Üzerindeki Etkisi. Kuram ve
Uygulamada Eğitim Yönetimi Dergisi, 1(2), 261273.
Pintrich, P. R. (2000). The role of goal orientation in self-regulated learning. In M. Boekaerts, P. R. Pintrich, &
M. Zeidner (Eds.), Handbook of Self-regulation (pp. 451502). San Diego, CA: Academic Press.
Patton, M.Q. (1997). How to Use Qualitative Methods in Evaluation. Newbury park, CA: SAGE Publications.
Ponitz, C. C., McClelland, M. M., Matthews, J. S., & Morrison, F. J. (2009). A structured observation of
behavioral self-regulation and its contribution to kindergarten outcomes. Developmental Psychology, 45(3), 605
619.
Risemberg, R. & Zimmerman, B. J. (1992). Self-regulated learning in gifted students. Roeper Review, 15(1), 98
101.
Tavşancıl, E. & Aslan, E. (2001). İçerik Analizi ve Uygulama Örnekleri. İstanbul: Epsilon Yayıncılık.
Türnüklü, A. (2000). eğitimbilim araştırmalarında etkin olarak kullanılabilecek nitel bir araştırma tekniği:
Görüşme. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi Dergisi. 24, 543559.
Yaşar, Ş. (2000). Öğretimde Planlama ve Değerlendirme. Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir.
Yıldırım, A. & Şimşek, H. (2008). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri. Seçkin Yayıncılık, Ankara.
Zimmerman, B. J. (2000). Attaining self-regulation: A social cognitive perspective. In M. Boekaerts, P. R.
Pintrich, & M. Zeidner (Eds.), Handbook of self-regulation (pp. 13–39). San Diego, CA: Academic Press.
Zimmerman, B. J. (2002). Achieving self-regulation: The trial and triumph of adolescence. In F. Pajares & T.
Urdan (Eds.), Academic Motivation of Adolescents (Vol. 2, pp. 127). Greenwich, CT: Information Age.
... "Planlı çalışmanın her zaman başarı getireceğini düşünürüm, çocuğumun da bu şekilde çalışmasını istiyorum" (V13) "Düzenli ve sistematik çalışma beraberinde başarıyı getirir" (V16) V13 ve V16'nın açıklamaları incelendiğinde anne-babaların planlı ve sistematik çalışmanın beraberinde başarıyı getireceğine inandıkları görülmektedir. Araştırmalar, anne-babaların yanında, sınıf öğretmenlerinin de öz-düzenlemeli öğrenme becerilerinin geliştirilmesi kapsamında gerçekleştirilen planlı ve sistematik çalışmaların öğrencilerde akademik başarının artmasında etkili olduğunu vurguladıklarını göstermektedir (Doğan & Şahin-Taşkın, 2014). Ayrıca, elde edilen bulgular, anne-babaların tamamına yakınının sorumluluk sahibi öğrencilerin öğrenme sürecindeki bu başarılarını öğrencilik hayatı sonrasında da sürdüreceklerini düşündüklerine işaret etmektedir: ...
Article
Full-text available
Alanyazın öz-düzenleme ile akademik başarı arasında olumlu bir ilişki bulunduğunu vurgulamaktadır. Bununla birlikte, öz-düzenleme becerileri ilk olarak aile tutum ve davranışları etrafında şekillenmeye başlamaktadır. Bu sebeple, ailelerin öz-düzenlemeli öğrenme yaşantıları ile ilgili bilgi ve tutumlarının ortaya konması bir gereklilik haline gelmiştir. Bu doğrultuda, bu araştırmanın amacı, anne-babaların öz-düzenlemeli öğrenmeye yönelik görüşlerini belirlemek ve öğrencilerin öz-düzenlemeli öğrenme becerilerini geliştirmede onları ne ölçüde desteklediklerine ilişkin bakış açılarını incelemek olarak belirlenmiştir. Araştırmada veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunun belirlenmesinde ölçüt örnekleme kullanılmıştır. Araştırmaya İstanbul ilinde çocuğu dördüncü sınıfta öğrenim gören 25 öğrenci velisi katılmıştır. Toplanan veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Bulgular, anne-babaların çocuklarının öz-düzenlemeli öğrenme becerilerinin geliştirilmesinde önemli bir yere sahip olduklarını düşündüklerini göstermektedir. Ancak, anne-babaların çoğu çocuklarını öz-düzenlemeli öğrenme konusunda yönlendirmeye ihtiyaç duyduklarını belirtmekle beraber bu konuda onları nasıl destekledikleri konusunda ayrıntılı açıklama yapmamışlardır. Bu doğrultuda, bu araştırma anne-babaların öz-düzenlemeli öğrenmeye ilişkin farkındalıklarının geliştirilmesi ve çocuklarını öz-düzenlemeli öğrenme becerilerine sahip olma konusunda nasıl motive ettiklerine dair kapsamlı çalışmalar yapılması gerektiğine dikkati çekmektedir.
Thesis
Full-text available
Bu araştırmada ilkokul öğrencilerinin öz-düzenlemeli öğrenmelerini incelemeyi sağlayan bir ölçme aracı olarak Vandevelde ve ark. (2013) tarafından geliştirilen 75 maddelik “Çocukların Öz-düzenlemeli Öğrenmeyi Kullanımı Envanteri”ni (ÇÖÖKE) Türkçeye uyarlamak amaçlanmıştır. Çalışmada nicel araştırma yöntemleri kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde SPSS 22 ve LISREL 8.80 programları kullanılmıştır. Öncelikle verilerin faktör analizi için uygunluğu incelenmiş, daha sonra ise envanterin yapı geçerliğini belirlemek amacıyla açımlayıcı faktör analizi gerçekleştirilmiştir. Daha sonra açımlayıcı faktör analizi sonucunda elde edilen faktör yapısı, doğrulayıcı faktör analizi ile test edilmiştir. 12 hafta sonra envanterin 4. sınıf öğrencilerine tekrar uygulanmasıyla, envanterin güvenirliğine ilişkin Pearson momentler çarpımı korelasyon katsayısı ve envanterin tamamı için Cronbach’s Alpha iç tutarlık katsayısı hesaplanmıştır. Verilere uygulanan açımlayıcı faktör analizi ile binişiklik gösteren toplam 32 madde, faktör yük değeri düşük 5 madde ve faktör oluşturamayan 6 madde envanterden çıkarılmıştır. Elde edilen faktör yapısına doğrulayıcı faktör analizi uygulanmış ve açımlayıcı faktör analizi aracılığıyla elde edilen modelin doğrulandığı ve geçerli olduğu görülmüştür. Envanterin tamamı için Cronbach’s Alpha iç tutarlık katsayısı 0,972 olarak elde edilmiştir. Envanterin ilk ve ikinci uygulamaları arasındaki Pearson korelasyon katsayısı ise 0,999 olarak elde edilmiştir. Sonuç olarak envanterin Türkçe halinin geçerlik ve güvenirliği sağlanarak, 32 maddelik son hali elde edilmiştir. Bu araştırma kapsamında uyarlanan envanterin ilkokul öğrencilerinin öz-düzenleme becerilerinin ve bunlara yönelik algılarının belirlenmesinde faydalı olacağı düşünülmektedir.
Article
Full-text available
lkemizin eğitim problemlerinden biri, ilk ve orta dereceli okul sayısının az olması ve okul çağındaki çocuklar için yetersiz olmasıdır. Okul sayısı­ nın yetersizliği mevcut okulların ve sınıfların kalabalık olmasına; kalaba­ lık sınıflar ise eğitimin niteliği ile ilgili yeni sorunlara neden olmaktadır. Son yıllarda "kendi okulunu kendin yap" türü kampanyaların başlatılması ve özendirilmesi, bu sorunun göstergelerinden biridir. Derslik ve okulların kalabalık oluşu, eğitimin niteliğini düşürdüğü gerek­ çesiyle çeşitli yakınmalara neden olurken, başka bir soruyu da gündeme getirmektedir. Acaba okul büyüklüğü öğrencilerin davranış ve gelişimle­ rini <. • ;!. n bir değişken midir? Başka bir deyişle, büyük ve küçük okullaıda okuyan öğrencilerin deneyimleri ve gelişimleri farklılaşmakta mıdır? Eğer böyle ise, okul büyüklüğü öğrencilerin deneyimleri ve geli­ şimleri farklılaşmakta mıdır? Eğer böyle ise, okul büyüklüğü öğrencilerin deneyimlerini ve gelişimlerini hangi açıdan ve ne ölçüde etkilemektedir? Ayıca okulun yönetilmesi açısından küçük okul ile büyük okul arasında bir fark var mıdır? Bu somlara cevap verebilmek için büyük ve küçük okulun etkililikleri­ nin karşılaştırılması gerekmektedir. Ülkemizde okul büyüklüğünü bağım­ sız değiken olarak ele alan ve bunun öğrencilerin deneyimleri üzerindeki etkilerini araştıran bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu \onuyla ilgili olarak yurt dışında yapılan araştırmaların sonuçları aşağıda özetle­ necek ve yukarıdaki sorulara cevap aranacaktır. Psikolojide "Çevre" Kavramı Psikolojiele "çevre" kavramnın ne ifade ettiği genellikle açık değildir? Gelişim psikolojisi literatüründe bireyin gelişimini etkileyen ve kalıtımsal olmayan herşey "çevre" ile ifade edilmekte; sosyal psikolojiele ise, çevre kavramı ile genellikle diğer insanların oluşturduğu sosyal çevre ya ela kişiler arası etkileşim ifade edilmektedir. Son yıllarda gelişen çevresel psikolojide de çevre kavramı daha çok fiziksel çevreyi ifade etmek için kullanılmaktadır. Daha bütüncül bir yaklaşım olan ekolojik psikolojide * Ankara Üniversitesi Eğitim Dilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi • * Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Öğretim Üyesi
Article
Full-text available
In this article, the implications of constructivism for instructional systems design (ISD) are summarized as five principles that integrate the affective and cognitive domains of learning. In contrast to current views, it is suggested that constructivist philosophy offers instructional designers an alternative set of values that may significantly influence the emphasis of ISD methods without undermining the coherence and consistency of the ISD model. Distinguishing characteristics of the two approaches are described, based on a review of recent literature. The article concludes with the assertion that the influence of constructivist philosophy on ISD should be to focus attention on critical enabling objectives traditionally overlooked by instructional designers.
Article
Extracts available on Google Books (see link below). For integral text, go to publisher's website : http://www.elsevierdirect.com/product.jsp?isbn=9780121098902
Article
Self‐regulated learning, the processes and strategies that students use to initiate, direct, and monitor their learning, is receiving greater attention in the area of gifted education. A review of the available research indicates that gifted students spontaneously utilize self‐regulatory learning strategies more frequently in comparison to nongifted students. When trained to use strategies, gifted students also use them more effectively and can transfer these strategies to novel tasks. Implications are that self‐regulation measures may be a useful adjunct in diagnosing giftedness and that self‐regulation training may further enhance gifted students’ academic achievement.
Article
Current research on goal orientation and self-regulated learning suggests a general framework for examining learning and motivation in academic contexts. Moreover, there are some important generalizations that are emerging from this research. It seems clear that an approach-mastery goal orientation is generally adaptive for cognition, motivation, learning, and performance. The roles of the other goal orientations need to be explored more carefully in empirical research, but the general framework of mastery and performance goals seems to provide a useful way to conceptualize the academic achievement goals that students may adopt in classroom settings and their role in facilitating or constraining self-regulated learning. There is much theoretical and empirical work to be done, but the current models and frameworks are productive and should lead to research on classroom learning that is both theoretically grounded and pedagogically useful.
Article
Self-regulation consists of the metacognitive processes, behavioral skills, and associated motivational beliefs that underlie youths growing self-confidence and personal resourcefulness in acquiring the skills needed for adulthood. This chapter discusses the role of school organization in the attainment of self-regulation in terms of four levels of learning-specific skills: observation, emulation, self-control, and self-regulation. According to this formulation, socialization processes, such as modeling and social support, can greatly enhance youths initiation and eventual regulation of their learning, especially during study or practice. The chapter also analyzes the functioning of self-regulated learners in terms of a cyclical model of self-regulation that links metacognitive processes, behavioral performance, and motivational beliefs in three successive phases: forethought, performance, and self-reflection. Descriptive research regarding expert performance and experimental research in diverse areas of skill, such as academic writing, sports, music, and health, is discussed in terms of the two models of self-regulation. Finally, the chapter considers the pedagogical implications of research on self-regulated learning and describes interventions designed to overcome deficits in adolescents self-regulation. (Contains 91 references.) (KB)
Article
Self-regulated learning has emerged as an important new construct in education. Our understanding of self-regulated learning has been informed by three schools of thought: (1) research on learning styles, (2) research on metacognition and regulation styles, and (3) theories of the self, including goal-directed behavior. Based on these schools of thought, a three-layer model is presented. The innermost layer pertains to regulation of the processing modes. The middle layer represents regulation of the learning process. The outermost layer concerns regulation of the self. Educators and researchers would benefit from an integration of these three frames of reference into a comprehensive model of self-regulated learning.