ArticlePDF Available

Cerrahi girişim yapılan hastalarda ameliyat öncesi-sonrası anksiyetenin derlenme kalitesine etkisi/The Effect of Pre and Postoperative Anxiety in Quality of Recovery in Patients Undergoing Surgery

Authors:

Abstract

This study was planned and performed in order to assess the effect of quality of recovery in patients undergoing elective surgery of pre and postoperative anxiety. In descriptive study, 121 patients; who hospitalized to State Hospitals in western Turkey for undergoing elective surgery between January 2011-March 2011” were included. In collecting data, patient introduction form and Spielberg State-Trait Anxiety Inventory (STAI), and Quality of Recovery Questionnaire (QoR-40) were used. STAI was administered to patients before surgery, and Spielberg State Anxiety Inventory and QoR-40 were performed after surgery. The analyses of the data were obtained by using descriptive statistical, students t test, Paired t test, ANOVA and correlation in SPSS 10.0. The mean of preoperative state anxiety score was 40.59±4.05, the mean of preoperative trait anxiety score was 46.18±5.09, and the mean of postoperative state anxiety score was 41.43±4.00, and postoperative QoR-40 score was 158.45±20.39. There were no statistical significant difference between preoperative and postoperative anxiety scores and QoR-40 scores (p>0.05). At the end of the study, the preoperative and postoperative anxiety levels were found lower, QoR-40 scores were average level. As a result of the research; it is recommended that patients were monitored more closely to improve the quality of postoperative recovery period. Key Words: Elective surgery, preoperative anxiety, quality of recovery.
Cerrahi Girişim Yapılan Hastalarda
Ameliyat Öncesi-Sonrası Anksiyetenin
Derlenme Kalitesine Etkisi
Emel YILMAZ *, Ebru AYDIN**,
Bu çalışma 5-8 Mayıs 2011 tarihinde yapılan Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireliği
Kongresi’nde sözel bildiri olarak sunulmuştur.
ÖZET
Bu araştırma elektif ameliyat yapılan hastalarda ameliyat öncesi ve sonrası
anksiyetenin derlenme kalitesine etkisini değerlendirmek amacıyla planlandı ve
uygulandı. Tanımlayıcı türdeki bu araştırmaya, Türkiye’nin batı bölgesindeki bir
Devlet Hastanesi’nde Ocak 2011-Mart 2011 tarihleri arasında elektif cerrahi
uygulanacak 121 hasta alındı. Veriler, sosyodemografik özellikleri içeren soru formu,
Spielberg Durumluluk-Süreklilik Anksiyete Envanteri, anestezi ve cerrahi sonrası
derlenme kalitesini ölçmeye yönelik Derlenme Kalitesi-40 (DK-40) ölçeği ile toplandı.
Ameliyattan öncesi gün hastalara Spielberg Durumluluk–Süreklilik Anksiyete
Envanteri, ameliyattan bir sün sonra Spielberg Durumluluk Anksiyete Envanteri ve
DK-40 ölçeği uygulandı. Veriler, SPSS 10.0 programında tanımlayıcı istatistikler,
Student t testi, paired t testi, varyans ve korelasyon analizleri ile değerlendirildi.
Hastaların ameliyat öncesi durumluluk anksiyete puan ortalaması 40.59±4.05, sürekli
anksiyete puan ortalaması 46.18±5.09 ve ameliyattan sonrası durumluluk anksiyete
puan ortalaması 41.43±4.00’dir. DK-40 puan ortalaması 158.45±20.39’dur.
Hastaların ameliyat öncesi ve sonrası anksiyete düzeyleri arasında ve ameliyat öncesi
durumluluk -sürekli anksiyete ile DK-40 puan ortalaması arasında istatistiksel olarak
anlamlı fark saptanmadı (p>0.05). Hastaların ameliyat öncesi ve sonrası durumluluk
ve sürekli anksiyete düzeyleri düşük, anesteziden derlenme kaliteleri ise ortalama
düzeyde bulundu. Araştırma sonucunda; hastaların ameliyat sonrası derlenme
kalitelerini arttırmak için ameliyat sonrası dönemde daha yakından takip edilmesi
önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Elektif cerrahi, ameliyat öncesi anksiyete, derlenme kalitesi.
* Doç. Dr., Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu, Manisa.
** Yüksek Hemşire, Ameliyathane Hemşiresi, Özel Kent Hastanesi, Çiğli, İzmir.
ARAŞTIRMA
80 Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, Cilt:8, Sayı:23 (2013)
The Effect of Pre and Postoperative Anxiety in Quality of
Recovery in Patients Undergoing Surgery
ABSTRACT
This study was planned and performed in order to assess the effect of quality of
recovery in patients undergoing elective surgery of pre and postoperative anxiety. In
descriptive study, 121 patients; who hospitalized to State Hospitals in western Turkey
for undergoing elective surgery between January 2011-March 2011” were included. In
collecting data, patient introduction form and Spielberg State-Trait Anxiety Inventory
(STAI), and Quality of Recovery Questionnaire (QoR-40) were used. STAI was
administered to patients before surgery, and Spielberg State Anxiety Inventory and
QoR-40 were performed after surgery. The analyses of the data were obtained by using
descriptive statistical, students t test, Paired t test, ANOVA and correlation in SPSS
10.0. The mean of preoperative state anxiety score was 40.59±4.05, the mean of
preoperative trait anxiety score was 46.18±5.09, and the mean of postoperative state
anxiety score was 41.43±4.00, and postoperative QoR-40 score was 158.45±20.39.
There were no statistical significant difference between preoperative and postoperative
anxiety scores and QoR-40 scores (p>0.05). At the end of the study, the preoperative
and postoperative anxiety levels were found lower, QoR-40 scores were average level.
As a result of the research; it is recommended that patients were monitored more
closely to improve the quality of postoperative recovery period.
Key Words: Elective surgery, preoperative anxiety, quality of recovery.
GİRİŞ
Cerrahi girişimin türü ne olursa olsun, ameliyat kararı alınmasının
bireylerde anksiyete yarattığı bilinmektedir (Boyacı, 2000; Güz, Doğanay ve
Güz, 2003). Cerrahi hastalarda anksiyete, bilinmeyene karşı duyulan korku,
anestezi sonra uyanamama ya da ölüm korkusu, kontrol kaybı, ağrı, izole
edilme, sevdiklerinden ayrılma ve sosyal yaşamdan uzaklaşma gibi farklı
nedenlere bağlı olarak gelişebilmektedir (Cimilli, 2001; Güz ve ark., 2003;
Sertbaş ve Bahar, 2004).
Literatürde ameliyat olmak üzere hastaneye yatan hastaların anksiyete
düzeylerinin diğer hastalardan yüksek olduğu belirtilmiştir (Swindale, 1989;
Güz ve ark., 2003; Karayağız ve ark., 2011). Ameliyat öncesi dönemde
hastaların %60- 80’inin anksiyeteli olduğu yapılan çalışmalarda bildirilmiştir.
Anksiyete düzeyi kadınlarda erkeklere, ailesi ve arkadaşları tarafından
ameliyata getirilen hastalarda yalnız gelenlere, kardiyak ve vertebra cerrahisi
Cerrahi Girişim Yapılan Hastalarda Ameliyat Öncesi-Sonrası Anksiyetenin...
81
uygulanacak hastalarda diğerlerine, gençlerde yaşlılara göre ve kö anestezi
deneyimi olanlarda olmayanlara göre daha fazla bulunmuştur. Anksiyete
düzeyi hastaneye yatış ile ameliyata kadar geçen sürede ve ameliyatı takip eden
ilk iki günde daha yüksektir (Güz ve ark., 2003; Turhan, 2007).
Ameliyat öncesi anksiyete; ameliyat esnasında daha fazla anestetik madde
kullanılmasına, ameliyat sonrası ağrı buna bağlı olarak analjezik ihtiyacının
artmasına, daha fazla komplikasyon (bulantı, kusma, yorgunluk, taşikardi,
solunum sistemi problemleri vb.) ortaya çıkmasına, hastanede kalış süresini
uzatarak iyileşmeyi, hasta memnuniyetini ve yaşam kalitesini olumsuz yönde
etkilemektedir (Mushtaq ve ark., 2007; Bailey, 2010; Jawaid ve ark., 2010).
Diz ve kalça artroplastisi yapılan hastaların alındığı bir çalışmada ameliyat
öncesi anksiyetesi yüksek olan hastaların ameliyat sonrası dönemde daha geç
iyileştikleri saptanmıştır (Brull ve ark., 2002).
Hastaların ameliyat öncesi eğitimi ve bilgilendirilmesi, psikolojik açıdan
ameliyata hazırlamada ilk aşamadır (Karayurt, 1998; Kuğu ve ark., 2001).
Ameliyat öncesi yapılan bilgilendirme ve eğitimin anksiyete, korku ve
depresyon gelişimini, ameliyat sonra analjezik gereksinimini azalttığı,
hastanede yatış süresini kısalttığı bildirilmiştir (Karayurt, 1998; Durling ve ark,
2007; Bailey 2010). Ayrıca bilgilendirme ve psikolojik olarak ameliyata
hazırlama, bulantı-kusma gibi ameliyat sonrası komplikasyonları da
azaltmaktadır (Bailey, 2010). Ameliyat öncesi dönemde hastanın anksiyete
düzeyini azaltmak için bilgilendirmenin yanı sıra, aromatik yağlar, gevşeme
egzersizleri, ailesi ile görüşme, müzik dinleme gibi girişimlerde
kullanılmaktadır (Pritchard, 2009; Bailey, 2010).
Hemşire hasta ve ailesinin önceki cerrahi girişim deneyimlerini, varsa
cerrahi girişime ilişkin yaşadıkları sorunları, izlenimlerini ve beklentilerini
öğrenmelidir. Elde edilen bu bilgiler hastanın fiziksel ve psikolojik rahatlığını
sağlamada rehber olarak kullanılabilir. Aynı zamanda önceki cerrahi girişim
sonrasında komplikasyon gelişip gelişmediği öğrenilmelidir. Önceki cerrahi
girişim deneyimleri sırasında komplikasyon gelişmesi ve ağrının kontrol altına
alınamaması gibi durumlar yeni planlanan cerrahi girişim ile ilgili korku ve
anksiyeteyi arttıracağından bu sorunların bilinmesi gerekir (Şelimen, 2004).
Cerrahi işlem yapılacak hastaların öncelikleri ile cerrahi ekibin öncelikleri
birbirinden farklı olabilir. Ameliyat sonrası dönemde derlenme geleneksel
olarak fiziksel, psikolojik ya da ekonomik hedeflidir. Güvenli ve modern
anestezi uygulamalarında derlenme kalitesi de önemlidir. Ameliyat öncesi ve
82 Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, Cilt:8, Sayı:23 (2013)
sonrası dönemde tüm hastalar bireysel olarak ele alınmalı ve hastaların
gereksinimlerine göre bakım yapılmalıdır. Kimi hasta ameliyattan sonra eski
fiziksel fonksiyonlarına kavuşup mümkün olduğunca az ağrı çekmek isterken
kimi hastada özel duygusal ve psikolojik desteğe ihtiyaç duyabilir. Bu da hasta
konforunun ve bakım kalitesinin artmasına neden olacaktır (Turan, 2006).
Ülkemizde ameliyat sonrası derlenme kalitesini değerlendiren çalışmaların
sayısı azdır.
Tüm bunlardan hareketle bu çalışma; elektif ameliyat yapılan hastalarda
ameliyat öncesi ve sonrası anksiyetenin hastan anesteziden derlenme
kalitesine etkisini değerlendirmek amacıyla planlandı ve uygulandı.
GEREÇ ve YÖNTEM
Tanımlayıcı türdeki bu araştırmaya Türkiye’nin batı bölgesindeki bir
Devlet Hastanesi’nde Ocak 2011- Mart 2011 tarihleri arasında elektif cerrahi
yapılan hastalar alındı. Araştırmada örneklem seçim yöntemine gidilmedi ve
evrenin tamamına ulaşılması hedeflendi. Ancak ameliyatın ertelenmesi, daha
önceden tanı konulmuş psikiyatrik hastalığının bulunması, çalışmaya katılmayı
reddetme gibi nedenlerle çalışmanın yapıldığı sürede toplam 121 hastaya
ulaşılabildi.
Çalışmaya; araştırmaya katılmaya gönüllü olan, 18 yaşın üstünde, bilinci
açık, Türkçe konuşabilen, iletişim kurmaya engel bir durumu olmayan, halen
veya geçmişte psikiyatrik hastalık öyküsü bulunmayan, herhangi bir psikotrop
ilaç kullanımı ve öyküsü olmaması, değerlendirme yapılamayacak kadar ağır
hastalığı olmayan hastalar alındı.
Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarandan geliştirilen
Sosyodemografik özellikleri içeren soru formu, Spielberg Durumluluk–
Süreklilik Anksiyete Envanteri (STAI State- Trait Anxiety Inventory) ve
anestezi ve cerrahi sonrası derlenme kalitesini ölçmeye yönelik Derlenme
Kalitesi-40 ölçeği kullanıldı.
Sosyodemografik özellikleri içeren soru formu: Yaş, cinsiyet, eğitim
düzeyi, medeni durum, meslek, daha önce ameliyat olma durumu, ameliyatı
hakkında bilgi sahibi olma durumu, anestezi türü vb sorulardan oluşmaktadır.
Spielberg Durumluluk-Süreklilik Anksiyete Envanteri (STAI State-
Trait Anxiety Inventory): Anksiyete envanteri 1970 yılında Spielberg ve
arkadaşları tarafından geliştirilmiş, Öner ve Le Compte tarafından da 1977
Cerrahi Girişim Yapılan Hastalarda Ameliyat Öncesi-Sonrası Anksiyetenin...
83
yılında Türkçe’ye uyarlanmıştır. Bu ölçek Likert tipinde olup “Hiç” ile
“Tamamıyla” arasında değişen dört derecelik bir ölçektir. Her ölçekten elde
edilen toplam puan değeri 20 ile 80 arasında değişmektedir. Puanın yüksek
olması anksiyete düzeyinin yüksek olduğuna işaret etmektedir (Öner ve Le
Compte, 1998).
Derlenme Kalitesi-40 Ölçeği: Derlenme Kalitesi-40 anestezi ve cerrahi
sonrası derlenme kalitesini ölçmeye yönelik Myles ve arkadaşları tarafından
geliştirilmiş 40 soruluk bir ölçektir (Myles ve ark., 2000). Türkçe geçerlilik ve
güvenirliliği Turan (2006) tarafından yapılmıştır. Derlenme Kalitesi-40
anestezi ve cerrahi sonrası yaşam kalitesinin beş alt boyutunu sorgulamak üzere
geliştirilmiş bir ankettir. Bu alt boyutlar; emosyonel durum (9 soru), fiziksel
konfor (12 soru), psikolojik destek (7 soru), fiziksel bağımsızlık (5 soru) ve
ağrı ile ilgili (7 soru) vardır. Her bir soru 1-5 arası puanlanır. Ölçekten
minimum 40 maksimum 200 puan alınabilmektedir. Ölçekten alınan puanın
yüksek olması anesteziden derlenme kalitesinin yüksek olduğunu
göstermektedir (Turan, 2006).
Veriler, yüz yüze görüşme tekniği ile 15-20 dk da hasta odasında toplandı.
Araştırma grubuna ameliyattan önceki gün anksiyeteyi değerlendirmek için
Spielberg Durumluluk-Süreklilik Anksiyete Envanteri uygulandı. Ameliyattan
24 saat sonra tekrar Spielberg Durumluluk Anksiyete Envanteri ve derlenme
kalitesini değerlendirmek için Derlenme Kalitesi-40 ölçeği uygulandı.
Araştırma kapsamına alınan hastalara çalışma öncesi, araştırmanın
amacına yönelik bilgi verildi ve çalışmaya katılmaları için sözel onamları
alındı. Aynı zamanda veri toplama amacıyla çalışmanın yapıldığı kurumdan
yazılı izin alındı.
Veriler, SPSS 10.0 programında tanımlayıcı istatistikler, Student t testi,
paired t testi, varyans analizi ve korelasyon analizleri ile değerlendirildi.
BULGULAR
Araştırmaya katılan hastaların yaş ortalaması 43.86±16.82’dür (min:18-
mak:83). Araştırma grubunun %50.4’ünün 43 yaş ve altında, %54.5’inin erkek,
%69.4’ünün evli, %47.1’inin ilkokul mezunu, %60.3’ünün ortalama gelir
düzeyinde, %57.9’unun daha önce hastaneye yattığı, %48.8’inin daha önce
ameliyat olduğu, %68.6’sının ameliyatına ilişkin bilgi aldığı ve %52.1’ine
spinal-epidural anestezi uygulandığı saptanmıştır (Tablo 1).
84 Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, Cilt:8, Sayı:23 (2013)
Tablo 1. Araştırmaya Katılan Hastaların Sosyodemografik Özelliklerine Göre
Dağılımı (N=121).
Sosyodemografik Özellikler
Sayı
Yüzde
Yaş
Ort±ss: 43.86±16.82 (min:18
mak:83)
43 ve altı
61
50.4
44 ve üstü
60
49.6
Cinsiyet
Erkek
66
54.5
Ka
dın
55
45.5
Medeni durum
Evli
84
69.4
Bekar/dul/boşanmış/ayrı yaşıyor
37
30.6
Eğitim düzeyi
İlkokul
57
47.1
Ortaokul
21
17.4
Lise ve üzeri
43
35.5
Gelir düzeyi
Ortalama düzeyde
73
60.3
Ortalamanın altı
48
39.7
Daha önce hastaneye yatma duru
mu
Evet
70
57.9
Hayır
51
42.1
Daha önce ameliyat olma durumu
Evet
59
48.8
Hayır
62
51.2
Ameliyata ilişkin bilgi alma durumu
Evet
83
68.6
Hayır
38
31.4
Anestezi türü
Spinal
-
epidural
63
52.1
Genel anestezi
58
47.9
Cerrahi Girişim Yapılan Hastalarda Ameliyat Öncesi-Sonrası Anksiyetenin...
85
Tablo 2’de ameliyat öncesi ve sonrası Spielberg Durumluluk-Süreklilik
Anksiyete Envanteri ve Derlenme Kalitesi-40 alt boyut ve toplam puan
ortalamalarının dağılımı görülmektedir. Hastaların Spielberg Durumluluk-
Süreklilik Anksiyete Envanteri’nden ortalamaya yakın puanlar aldığı,
Derlenme Kalitesi-40 toplam puanı ve tüm alt boyutlardan da ölçek puan
ortalamasının biraz üstünde puan aldıkları belirlenmiştir (Tablo 2).
Tablo 2. Hastaların Anksiyete ve Derlenme Kalitesi-40 Puan Ortalamalarının
Dağılımı (N=121).
Ölçek adı
Ortalama±Sta
ndart sapma
Min
-
mak
Ameliyat öncesi STAI
40.59±4.05
31
-
51
Ameliyat sonrası STAI
41.44±4.00
32
-
52
Ameliyat öncesi sürekli
anksiyete
46.18±5.09
31
-
63
Derlenme Kalitesi
-
40 alt
boyutlar
Rahatlık (12
-
60)
48.07±10.34
20
-
60
Duygu (9
-
45)
35.30±3.83
24
-
44
Bağımsızlık (5
-
25)
14.27±4.12
5
-
25
Destek (7
-
35)
30.02±4.67
8
-
35
Ağrı (7
-
35)
30.79±4.64
12
-
35
Toplam Derlenme Kalitesi
-
40
(40-200)
158.45±20.39
104
-
192
Demografik değişkenler ile ameliyat öncesi-sonrası durumluluk anksiyete
ve ameliyat öncesi sürekli anksiyete puan ortalamaları arasındaki ilişki
incelendiğinde; yaş ile ameliyat sonrası durumluluk anksiyete arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmıştır (p<0.05). 43 yve altındaki
hastaların anksiyeteleri daha yüksektir. Sürekli anksiyete ile cinsiyet arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0.05). Kadınların sürekli
anksiyete puan ortalamaları daha yüksektir. Eğitim düzeyi ile ameliyat sonrası
durumluluk ve sürekli anksiyete puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir fark belirlenmiştir (p<0.05). Ortaokul mezunu olan hastaların
ameliyat sonrası durumluluk anksiyete puan ortalamaları ve ilkokul mezunu
olanların sürekli anksiyete puan ortalamaları daha yüksektir. Diğer demografik
değişkenler ile ameliyat öncesi-sonrası durumluluk anksiyete ve ameliyat
86 Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, Cilt:8, Sayı:23 (2013)
öncesi sürekli anksiyete puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı
bir fark saptanmamıştır (p>0.05) (Tablo 3).
Tablo 3’de görüldüğü gibi ameliyat öncesi ve sonrası durumluluk
anksiyete puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark
bulunmamıştır (p>0.05). Hastaların ameliyat öncesi ve sonrası anksiyete
düzeylerinde değişiklik olmamıştır.
Tablo 3.Demografik Değişkenler ile Anksiyete Puan Ortalamalarının
Karşılaştırılması (N=121).
Demografik
Değişkenler
N Ameliyat Öncesi
Durumluluk
Anksiyete Envanteri
Ort±ss
Ameliyat Sonrası
Durumluluk
Anksiyete
Envanteri
Ort±ss
Sürekli Anksiyete
Envanteri
Ort±ss
Yaş
43 ve 61 41.07±3.98 42.16±4.09 46.03±5.38
44 ve
60 40.10±4.09 40.70±3.79 46.33±4.83
t=1.316
p=0.191*
t=2.042
p=0.043*
t=-0.323 p=0.747*
Cinsiyet
Erkek 66 40.11±3.58 41.59±4.27 44.56±5.34
Kadın 55 41.16±4.51 41.25±3.68 48.13±4.03
t=-1.438
p=0.153*
t=0.459 p=0.647* t=-4.077
p=0.000*
Anestezi türü
Spinal- epidural 63 40.56±4.02 41.87±4.08 45.79±5.67
Genel anestezi 58 40.62±4.11 40.97±3.89 46.60±4.39
t=-0.088
p=0.930*
t=1.253 p=0.213* t=-0.873 p=0.385*
Eğitim düzeyi
Ilkokul 57 40.68±4.70 40.49±4.07 47.67±5.82
Ortaokul 21 41.05±3.77 42.48±4.20 44.42±4.61
Lise ve üzeri 43 40.23±3.21 42.19±3.59 46.18±5.09
F= 5.198 p=0.731** F=3.170
p=0.046**
F=4.374
p=0.015**
Cerrahi Girişim Yapılan Hastalarda Ameliyat Öncesi-Sonrası Anksiyetenin...
87
Ameliyat öncesi-
Durumluluk Anksiyete
Envanteri Puan
ortalaması
Ort±ss
Ameliyat sonrası
Durumluluk Anksiyete
Envanteri Puan ortalaması
Ort±ss
Ameliyat Öncesi- Sonrası
Durumluluk Anksiyete
Envanteri
40.59
4.05 41.44
4.00
t= -1.828 p=0.070***
* Student t testi ** Varyans Analizi *** Paired t testi
Demografik değişkenler ile Derlenme Kalitesi-40 alt boyut puan
ortalamaları arasındaki ilişki incelendiğinde; yapılan tek değişkenli analizlerde
yaş ile Derlenme Kalitesi-40 alt boyutlarından bağımsızlık arasında istatistiksel
olarak anlamlı fark saptanmıştır (p<0.05). 43 yaş ve altındaki hastaların
bağımsızlık puan ortalamaları daha yüksektir. Cinsiyet ile Derlenme Kalitesi-
40 toplam puan, rahatlık, duygu ve ağrı arasında istatistiksel olarak anlamlı
fark bulunmuştur (p<0.05). Erkek hastaların derlenme kaliteleri daha yüksektir.
Anestezi türü ile Derlenme Kalitesi-40 toplam ve tüm alt boyutları arasında
istatistiksel olarak anlamlı fark belirlenmiştir (p<0.05). Spinal-epidural anestezi
alan hastaların derlenme kaliteleri daha yüksektir. Diğer demografik
değişkenler ile Derlenme Kalitesi-40 toplam ve alt boyut puan ortalamaları
arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (p>0.05) (Tablo 4).
Ameliyat öncesi durumluluk anksiyete puan ortalaması ile Derlenme
Kalitesi-40 alt boyutlarından destek puan ortalaması arasında zayıf (r=0.219
p=0.016), ameliyat sonrası durumluluk anksiyete puan ortalaması ile Derlenme
Kalitesi-40 alt boyutlarından rahatlık puan ortalaması arasında zayıf (r=0.246
p=0.006), bağımsızlık puan ortalaması arasında orta (r=0.404 p=0.000) ve
toplam Derlenme Kalitesi-40 puan ortalaması arasında zayıf (r=0.258 p=0.004)
pozitif yönde bir korelasyon ilişkisi saptanmıştır. Hastaların anksiyete
düzeyleri arttıkça anesteziden derlenme kaliteleri artmaktadır (Tablo 5).
88 Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, Cilt:8, Sayı:23 (2013)
Tablo 4. Demografik Değişkenler ile Derlenme Kalitesi-40 Alt Boyut Puan
Ortalamalarının Karşılaştırılması (N=121).
Demografik
Değişkenler
N Rahatlık
Ort±SS
Duygu
Ort±SS
Bağımsızlık
Ort±SS
Destek
Ort±SS
Ağrı
Ort±SS
Toplam
DK-40
Ort±SS
Yaş
43 ve 61 48.48±10.21 35.64±3.88 15.13±4.61 29.33±5.00 30.31±5.02 158.89±20.34
44 ve
60 47.67±10.53 34.95±3.78 13.00±3.38 30.73±4.22 31.27±4.21 158.02±20.60
t=0.429
p=0.669*
t=0.989
p=0.325*
t=2.354
p=0.020*
t=-1.669
p=0.098*
t=-1.133
p=0.259*
t=0.233
p=0.816*
Cinsiyet
Erkek 66 50.62±8.78 36.33±3.59 14.83±3.84 30.47±5.04 31.56±4.02 163.82±18.28
Kadın 55 45.02±11.28 34.05±3.78 13.60±4.38 29.49±4.16 29.85±5.18 152.02±21.07
t=3.072
p=0.003*
t=3.396
p=0.001*
t=1.651
p=0.101*
t=1.150
p=0.252*
t=2.040
p=0.044*
t=3.298
p=0.001*
Anestezi türü
Spinal- epidural 63 51.67±7.87 36.87±3.53 15.24±4.26 31.14±4.29 32.06±3.27 166.98±16.03
Genel anestezi 58 44.17±11.31 33.59±3.42 13.22±3.72 28.81±4.78 29.40±5.47 149.19±20.68
t=4.259
p=0.000*
t=5.198
p=0.000*
t=2.758
p=0.007*
t=2.826
p=0.006*
t=3.284
p=0.001*
t=5.313
p=0.000*
* Student t testi.
Tablo 5. Derlenme Kalitesi-40 Ölçeği ile Anksiyete Arasındaki İlişki (N=121).
Ölçekler
Ameliyat Öncesi
Durumluluk
Anksiyete
Envanteri
Ameliyat Sonrası
Durumluluk
Anksiyete
Envanteri
Ameliyat
Öncesi Sürekli
Anksiyete
Envanteri
Rahatlık
r=0.095 p=0.301
r=0.246**p=0.006
r=0.
003 p=0.978
Duygu
r=0.054 p=0.555
r=0.083 p=0.364
r=0.102 p=0.267
Bağımsızlık
r=
-
0.005 p=0.959
r=0.404**p=0.000
r=0.073 p=0.428
Destek
r=0.219* p=0.016
r=0.023 p=0.805
r=
-
0.006 p=0.947
Ağrı
r=0.067 p=0.465
r=0.134 p=0.143
r=0.107 p=0.241
Toplam
DK 40
r=0.123 p=0.180
r=0.258**p=0.004
r=0.020 p=0.828
**p<0.01 * p<0.05.
Cerrahi Girişim Yapılan Hastalarda Ameliyat Öncesi-Sonrası Anksiyetenin...
89
TARTIŞMA
Gelişen teknolojiye rağmen ameliyat korkusu günümüzde de önemli bir
sorundur. Cerrahi girişimler ciddi psikiyatrik ve psikososyal sorunlara yol açma
potansiyelindedir. Ameliyat olacak hastalarda cerrahi girişim öncesi
anksiyetenin artması beklenen bir durumdur. Hastada, hastalığından kurtulma
umut ve beklentisi yanında psikolojik açıdan kendi bedenini, yaşantısını
denetleyemeyeceği endişesine, organ ve doku kaybı korkusuna neden olabilir.
Bu anksiyete, alttaki hastalığın niteliğine, kaybedilecek organa, kişi için bu
durumun anlam ve önemine göre değişik düzeyde olur (Turhan 2007; Ala
2011).
Araştırmamızda, elektif cerrahi girişim planlanan hastalarda ameliyat
öncesi ve sonrası anksiyetenin hastanın derlenmesine etkisi gözlendi.
Çalışmaya katılan hastaların sosyodemografik özellikleri
değerlendirildiğinde, hastaların yaş ortalaması 43.86±16.82 yıl, %54.5’i erkek,
%47.1’i ilkokul düzeyinde eğitime sahipti. Bu bulgularla çalışma örnekleminin
eğitim düzeyinin düşük ve orta yaş grubuna sahip, erişkin hasta grubundan
oluştuğu söylenebilir.
Bu çalışmada ameliyat öncesi durumluluk anksiyete puan ortalaması
40.59±4.05, ameliyat sonrası durumluluk anksiyete puan ortalaması 41.44±4.00
ve ameliyat öncesi sürekli anksiyete puan ortalaması 46.18±5.09 olarak
saptandı (Tablo 2). Ameliyat öncesi-sonrası Spielberg durumluluk- sürekli
anksiyete envanteri kullanılan Çetinkaya ve Karabulut’un (2010) batın
ameliyatı yapılacak hastalarda anksiyete durumunu değerlendikleri çalışmada
ameliyattan 24 saat önceki anksiyete düzeyleri 47.13 10.07, ameliyattan 24
saat sonraki anksiyete düzeyi 32.965.92 olarak bulunmuştur (Çetinkaya ve
Karabulut, 2010). Domar ve arkadaşları (1989) ameliyat öncesi durumluluk
anksiyete puan ortalamasını 45 olarak bildirirlerken, Gönüllü ve arkadaşları
(1986) çalışmalarında ameliyat öncesi anksiyete düzeyini 40.76 olarak
belirtmişlerdir (Gönüllü ve ark.,1986; Domar ve ark.,1989). Demir ve
arkadaşlarının çalışmasında (2010) ameliyat öncesi anksiyete puan ortalamasını
36, Aykent ve arkadaşlarının (2007) çalışmasında ise 41.59±0.47 bulunmuştur
(Aykent ve ark., 2007; Demir ve ark., 2010). Araştırma bulgularımız yapılan
çalışmalarla paralellik göstermektedir. Yapılan araştırmalarda da görüldüğü
gibi hastaların ameliyat öncesi anksiyete puan ortalamaları ortalama
düzeydedir.
90 Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, Cilt:8, Sayı:23 (2013)
Çalışmamızda Derlenme Kalitesi–40 alt boyut ve toplam puan
ortalamaları; Rahatlık (48.07±10.34), Duygu (35.30±3.83), Bağımsızlık
(14.27±4.12), Destek (30.02±4.67), Ağrı (30.79±4.64), toplam Derlenme
Kalitesi-40 (158.45±20.39) olarak bulunmuştur (Tablo 2). Turan (2006)
çalışmasında ameliyattan 24 saat sonraki puan ortalamaları sırasıyla; 52.8±5.7,
40.3±4.4, 16.5±4.8, 33.4±5.4, 28.9±4.0, 172.0±16.0, McIntosh ve Adams’ın
(2011) çalışmasında Derlenme Kalitesi-40 toplam puan ortalaması
170.13±20.49’dur (Turan, 2006; McIntosh ve Adams, 2011). Bizim
çalışmamızda anesteziden derlenme kaliteleri ağrı alt boyutu haricinde diğer
boyutlarda ve toplam Derlenme Kalitesi-40 puan ortalamaları Turan (2006)
çalışmasından düşüktür. Puan ortalamalarının düşük olması araştırmanın
yapıldığı hastane ve örneklemin farklılığı ile açıklanabilir.
Bu çalışmada yaş ile ameliyat öncesi anksiyete düzeyleri arasında ilişki
bulunmamasına karşın, ameliyat sonrası durumluluk anksiyete puan
ortalamaları 43 yaş ve altı hastalarda daha yüksek olarak belirlendi. (Tablo 3).
Yaşın ameliyat öncesi anksiyete üzerine etkisi ile ilgili literatürde farklı
sonuçlar vardır. Caumo ve arkadaşlarının (2001) çalışmasında yaşlı hastalarda
daha yüksek düzeyde anksiyete saptanırken, Khan ve Jafar’ın (2009)
çalışmasında ise yaş arttıkça anksiyete düzeyinde azalma olduğu görülmüştür
(Caumo ve ark., 2001; Khan ve Jafar, 2009). Bu konu ile ilgili yapılan diğer
çalışmalarda yaş ile anksiyete düzeyi arasında anlamlı bir ilişki
belirlenmemiştir (Turhan, 2007; Demir ve ark., 2010). Bizim bulgularımız
Turhan (2007) ve Demir ve arkadaşlarının (2010) çalışmasına paralellik
göstermektedir. Bunun yaşlıların gençlere göre daha kaderci bakış açısına sahip
oluşu, gençlerin iletişim araçlarını daha yakından takip edebilmeleri ve sağlık
alanında yaşanan olumsuz olaylardan haberdar olmalarının bu sonuçta etkili
olabileceği düşünülmektedir.
Çalışmamızda cinsiyet ile ameliyat öncesi ve sonrası durumluluk
anksiyete puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak fark saptanmamasına
karşın kadınların anksiyete puan ortalamaları daha yüksektir. Cinsiyet ile
sürekli anksiyete puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark
saptanmış ve kadınların puan ortalamaları erkeklerden yüksek bulunmuştur
(p<0.05) (Tablo 3). Literatürde bazı çalışmalarda ameliyat öncesi dönemde
kadınların anksiyete düzeylerinin erkeklere göre daha yüksek olduğu
bildirilmiştir (Nijkamp ve ark., 2004; Karayağız ve ark. 2011; Turhan, 2007;
Khan ve Nazir 2007; Masood ve ark., 2009). Diğer çalışmalarda cinsiyet
açısından anlamlı bir fark bulunmadığı belirtilmektedir (Demir ve ark., 2010).
Cerrahi Girişim Yapılan Hastalarda Ameliyat Öncesi-Sonrası Anksiyetenin...
91
Kadınlarda anksiyete oranlarının yüksek olması; kadınların duygularını daha
kolay dışa yansıtmalarından kaynaklanıyor olabilir. Araştırma bulgularımız ve
diğer çalışma bulguları kadın hastaların anksiyete düzeylerinin daha yüksek
olduğunu göstermektedir.
Araştırmamızda eğitim düzeyi ile ameliyat öncesi durumluluk anksiyete
puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamasına
karşın (p>0.05), ameliyat sonrası durumluluk ve ameliyat öncesi sürekli
anksiyete puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı
(p<0.05). Ortaokul mezunu olan hastaların ameliyat sonrası durumluluk
anksiyete puan ortalamaları ve ilkokul mezunu olanların sürekli anksiyete puan
ortalamaları daha yüksektir (Tablo 3). Literatürde bazı çalışmalarda artan
eğitim düzeyi ile birlikte anksiyetenin de artışı bildirilirken (Caumo ve ark.,
2001; Güz ve ark., 2001; Turhan, 2007; Demir ve ark., 2010), bazı çalışmalarda
eğitim düzeyinin anksiyete düzeyini etkilemediği bildirilmiştir (Domar ve ark.,
1989). Araştırmamızdan elde edilen bulgular literatürden farklıdır. Bu farkın
eğitim düzeyi düşük hastalarda ameliyata ilişkin bilinmezlik faktörünün daha
etkin olması nedeniyle anksiyete puanlarını yükseltebileceği düşünülmektedir.
Bu çalışmada kullanılan anestezi yöntemi ile durumluluk ve sürekli
anksiyete puan ortalamaları arasında istatistiksel fark saptanmamıştır (p>0.05)
(Tablo 3). Erdem ve arkadaşlarının (2011) çalışmasında perianal bölge
ameliyatı yapılacak hastalarda genel anestezi ve rejyonel anestezi uygulanan
hastaların ameliyat öncesi durumluluk ve sürekli anksiyete puan ortalamaları
arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (Erdem ve ark., 2011).
Araştırmamızdaki ve literatürdeki bulgular anestezi türünün ameliyat öncesi ve
sonrası anksiyeteyi etkilemediğini göstermektedir.
Araştırmamızda ameliyat öncesi ve sonrası durumluluk anksiyete puan
ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır
(p<0.05). Hastaların ameliyat öncesi ve sonrası anksiyete düzeylerinde
değişiklik olmamıştır. (Tablo 4). Ala’nın (2007) çalışmasında bizim
çalışmamıza benzer bulgular elde edilmiştir (Ala, 2007). Araştırma sonuçları
literatür ile benzerdir.
Bu çalışmada yaş ile Derlenme Kalitesi-40 alt boyutlarından bağımsızlık
arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır (p<0.05). 43 yaş ve
altındaki hastaların derlenme kaliteleri daha yüksektir (Tablo 4). Bağımsızlık
alt puan ortalamasının yüksek olması; hastaların daha genç olması, vücut
mekaniklerini daha aktif olarak kullanmaları ile açıklanabilir.
92 Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, Cilt:8, Sayı:23 (2013)
Çalışmamızda cinsiyet ile Derlenme Kalitesi-40 toplam puan, rahatlık,
duygu ve ağrı alt boyutları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark
bulunmuştur (p<0.05). Erkek hastaların derlenme kaliteleri daha yüksektir
(Tablo 4). Turan’ın (2006), McIntosh ve Adams’ın (2011) çalışmasında da
ameliyat sonrası dönemde erkeklerin kadınlara göre anestezinin etkisinden
daha kolay çıktıkları belirlenmiştir (Turan, 2006; Erdem ve ark., 2011).
Araştırma bulgularımız ve diğer çalışma bulguları erkek hastaların derlenme
kalitelerinin daha yüksek olduğunu göstermektedir.
Bu çalışmada spinal-epidural anestezi alan hastaların derlenme kaliteleri
genel anestezi alan hastalardan daha yüksekti ve istatistiksel olarak da
anlamlıydı (p<0.05) (Tablo 3). Spinal-epidural anestezi alan hastaların bilinç
durumunun tamamen kaybolmadığı ve genel anesteziye bağlı bulantı, kusma vb
komplikasyonları daha az yaşadıkları için derlenme kalitelerinin daha yüksek
olması kaçınılmazdır.
Bizim çalışmamızda ameliyat öncesi durumluluk anksiyete puan
ortalaması ile Derlenme Kalitesi-40 alt boyutlarından destek puan ortalaması
arasında zayıf (r=0.219 p=0.016), ameliyat sonrası durumluluk anksiyete puan
ortalaması ile Derlenme Kalitesi-40 alt boyutlarından rahatlık puan ortalaması
arasında zayıf (r=0.246 p=0.006), bağımsızlık puan ortalaması arasında orta
(r=0.404 p=0.000) ve toplam Derlenme Kalitesi-40 puan ortalaması arasında
zayıf (r=0.258 p=0.004) pozitif yönde bir korelasyon ilişkisi saptanmıştır.
Hastaların anksiyete düzeyleri arttıkça anesteziden derlenme kaliteleri
artmaktadır (Tablo 5). Turhan’ın (2007) çalışmasında Derlenme Kalitesi-40
puanları ile ameliyat öncesi durumluluk anksiyete puanları arasında negatif
yönde düşük düzeyde ve Derlenme Kalitesi-40 ile ameliyat sonrası durumluluk
anksiyete puanları arasında negatif yönde orta düzeyde bir ilişki olduğu
bulunmuştur. Bu bulgular literatür ile uyumluluk göstermemektedir. Çalışma
bulguları arasındaki farklılığın anestezi tiplerinin iki çalışma grubunda benzer
olmamasından kaynaklanabileceği düşünülebilir. Genel anestezi tüm vücudu
etkilediği ve ameliyat sonrası komplikasyonların daha fazla görülmesi nedeni
ile hastaların anesteziden derlenmelerinin daha uzun olması kaçınılmazdır.
SONUÇ ve ÖNERİLER
Bu çalışma sonucunda ameliyat öncesi ve sonrası hastaların durumluluk ve
sürekli anksiyete düzeyleri düşük, anesteziden derlenme kaliteleri ise orta
Cerrahi Girişim Yapılan Hastalarda Ameliyat Öncesi-Sonrası Anksiyetenin...
93
düzeyde bulundu. 43 yaş ve altındakilerin, erkeklerin, spinal-epidural anestezi
uygulananların anesteziden derlenme kaliteleri daha yüksek olarak saptandı.
Araştırmadan elde edilen sonuçlar doğrultusunda;
Araştırma sonunda hastaların ameliyat sonrası derlenme kalitelerini
etkileyen faktörlerin belirlenmesi için daha büyük örneklem ile yeni
araştırmaların yapılması
Hastaların ameliyat öncesi dönemde hemşireler tarafından yapılacak
ameliyata ilişkin daha fazla bilgilendirilmesi, duygu ve düşüncelerini
açıklamasına fırsat verilmesi
Anestezi alan tüm hastaların özellikle yaşlı grubun anesteziden derlenme
kalitelerini arttırmak için; ameliyat sonrası dönemde daha yakından ve sık
takip edilmesi, ameliyat sonrası oluşabilecek komplikasyonların kısa
sürede tanınıp müdahale edilmesi
Bu araştırmanın daha büyük örneklem grubunda tekrar yapılması
önerilmektedir.
KAYNAKLAR
Ala, S. (2007). “Tiroidektomi Ameliyatı Öncesi Hemşirenin Bilgilendirici Rolünün
Hastaların Ameliyat Sonrası Anksiyete Düzeylerine Etkisi”. Cerrahi Hastalıkları
Hemşireliği AD Yüksek Lisans Tezi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Enstitüsü. Afyonkarahisar.
Aykent. R., Kocamanoglu, S., Üstün, E., Tür, A. ve Şahinoglu, H. (2007). “Preoperatif
Anksiyete Nedenleri ve Değerlendirilmesi: APAIS ve STAI Skorlarının
Karşılaştırılması”, rkiye Klinikleri J Anest Reanim, 5:7-13.
Bailey, L. (2010). “Strategies for Decreasing Patient Anxiety in the Perioperative
Setting”. AORN Journal, 92(4): 445- 460.
Boyacı, M. (2000). “Çocuğu Ameliyat Olacak Ailelerin Yaşadığı Güçlükler ve
Hemşirelik Yaklaşımları”, Hemşirelik Forumu, 3(1): 22- 25.
Brull, R., McCartney, CJ. ve Chan, VWS. (2002). “Do Preoperative Anxiety and
Depression Affect Quality of Recovery and Length of Stay after Hip or Knee
Arthroplasty?”, Canadian Journal of Anesthesia, 49: 109.
Caumo, W., Schmidt, A.P., Schneider, C.N., Bergmann, J., Iwamoto, C.W., Bandeira,
D. ve Ferreira, M.B.C. (2001). “Risk Factors for Preoperative Anxiety in Adults”, Acta
Anaesthesiologica Scandinavica, 45: 298-307.
94 Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, Cilt:8, Sayı:23 (2013)
Cimilli, C. (2001). “Cerrahide Anksiyete”, Klinik Psikiyatri, 4: 182- 186.
Çetinkaya, F. ve Karabulut, N. (2010). “Batın Ameliyatı Olacak Yetişkin Hastalara
Ameliyat Öncesi Verilen Eğitimin Kaygı ve Ağrı Düzeyine Etkisi”, Anadolu
Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi, 13(2): 20-26.
Demir, A., Akyurt, D., Ergün, B., Haytural, C., Yiğit, T., Taşoğlu, İ., Elhan, A.H. ve
Erdemli, Ö. (2010). “Kalp Cerrahisi Geçirecek Olgularda Anksiyete Sağaltımı”,
Turkish J Thorac Cardiovasc Surg, 18(3):177-182.
Domar, A.D., Everett, L.L. ve Keller, M.G. (1989). “Preoperative Anxiety: is
Predictable Entity?”, Anesthesia and Analgesia, 69: 763-770.
Durling, M., Milne, D., Hutton, N. ve Ryan, S. (2007). “Decreasing Patient's
Preoperative Anxiety: A Literature Review”, Australian Nursing Journal, 4(11): 35.
Erdem, D., Ugiş, C., Albayrak, DM., Akan, B., Aksoy, E., Göğüş, N. (2011). “Perianal
Bölge Ameliyatı Yapılacak Hastalarda Uygulanan Anestezi Yöntemlerinin Preoperatif
ve Postoperatif Anksiyete ve Ağrı Düzeylerine Etkisi”, Bakırköy Tıp Dergisi,
7(1):11-16.
Gönüllü, M., Turan, E.D., Erdem, L.K., Özkan, Y. ve Başeşme, E. (1986). “Anestezi
Uygulanacak Hastalarda Anksiyete Düzeyinin Araştırılması”, rk Anest ve Rean
Cem. Mecmuası, 14: 110-113.
Güz, H., Doğanay, Z. ve Güz, T. (2001). “Lomber Disk Hernisi Nedeniyle Ameliyat
Olan Hastalarda Ameliyat Öncesi Anksiyete”. Nöropsikiyatri Arşivi, 40(1-2):36-39.
Jawaid, M., Mushtaq, A., Mukhtar, S. ve Khan, Z. (2007). “Preoperative Anxiety
before Elective Surgery”, Neurosciences, 12 (2): 145-148.
Kagan, I. ve Bar-Tal, Y. (2007). “The Effect of Preoperative Uncertainty and Anxiety
on Short-Term Recovery after Elective Arthroplasty”. Journal of Clinical Nursing,
17: 576–583.
Karayağız, F., Altuntaş, M., Güçlü, Y.A., Yılmazer, T.T. ve Öngel, K. (2011). “Cerrahi
Servisinde Yatan Hastalarda Görülen Anksiyete Dağılımı”, Smyrna Tıp Dergisi, 1:22-
26.
Karayurt, Ö. (1998). “Ameliyat Öncesi Uygulanan Farklı Eğitim Programlarının
Hastaların Anksiyete ve Ağrı Düzeylerine Etkisinin İncelenmesi”, Cumhuriyet
Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2 (l):20-26.
Khan, F.A. ve Jafar, M.F. (2009). “Frequency of Preoperative Anxiety in Pakistani
Surgical Patients”, Journal Pakistan Medical Association, 59: 359-363.
Cerrahi Girişim Yapılan Hastalarda Ameliyat Öncesi-Sonrası Anksiyetenin...
95
Khan, FA. ve Nazir, S. (2007). “Assessment of Pre Operative Anxiety in Patients for
Elective Surgery”, Journal of Anaesthesiology Clinical Pharmacology, 23(3):259-
262.
Kuğu, N., Berkan, Ö., Akyüz, G. ve Doğan, O. (2001). “Ameliyat Olan ve Olmayan
Kronik Periferik Vasküler Hastalığı Olan Olgularda Anksiyete ve Depresyon
Düzeyleri”, Anadolu Psikiyatri Dergisi, 2(4):213-221.
Masood, Z., Haider, J., Jawaid, M. ve Alam, S.N. (2009). “Preoperative Anxiety in
Female Patients: The Issue Needs To Be Addressed”, KUST Med J, 1(2):38-41.
McIntosh, S. ve Adams, J. (2011). “Anxiety and Quality of Recovery in Day Surgery:
A Questionnaire Study Using Hospital Anxiety And Depression Scale And Quality Of
Recovery Score”, International Journal of Nursing Practice, 17: 85-92.
Myles, PS., Weitkamp, B., Jones, K., Melick, J. ve Hensen, S. (2000). “Validity and
Reliability of a Postoperative Quality of Recovery Score: The QoR-40", British
Journal of Anesthesia, 84 (1):11-15.
Nijkamp, D., Kenens, C.A., Dijker, A.J., Ruiter, R.A., Hiddema, F. ve Nuijts, R.M.
(2004). “Determinants of Surgery Related Anxiety in Cataract Patients”, British
Journal of Ophthalmology, 88:1310-1314.
Öner, N. ve Le Compte, A. (1998). reksiz Durumluk/Sürekli Kaygı Evanteri El
Kitabı”. 2. Baskı: ISBN No: 975-518-119-9: İstanbul. Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi,
1-26.
Pritchard, MJ. (2009). “Identifying and Assessing Anxiety in Pre-Operative Patients.
Nursing Standard, 23(51): 35- 40.
Sertbaş, G. ve Bahar, A. (2004). “Anksiyete ve Anksiyete Başetmede Hemşirelik
Girişimleri”, Hemşirelik Forumu, Eylül-Ekim: 39-44.
Swindale, J. (1989). “The Nurse’s Role in Giving Preoperative Information To Reduce
Anxiety in Patient Admitted To Hospital For Elective Minor Sugery”, Journal of
Advanced Nursing, 14(2):899-905.
Şelimen, D. (2004). “Cerrahide Riski Arttıran Faktörler”, Hemşirelik Forumu, 7(4):7-
13.
Turan, E.Y. (2006). “Türk Hasta Popülâsyonunda Anestezide Derlenme Kalitesi
Skorunun (DK- 40) Geçerlilik ve Güvenirliğinin Test Edilmesi”, Celal Bayar
Üniversitesi Tıp Fakültesi Anestezi ve Reanimasyon Anabilim Dalı Uzmanlık Tezi,
Manisa.
Turhan, Y. (2007). “Elektif Cerrahi Operasyon Planlanan Hastalarda Preoperatif Ve
Postoperatif Anksiyetenin Hasta Memnuniyeti Ile Ilişkisi”, Çukurova Üniversitesi Tıp
Fakültesi Anestezi ve Reanimasyon Anabilim Dalı Uzmanlık Tezi, Adana.
... 8 It is consistent with reported results in other studies in the literature, which indicate that both being a mother and being a female has an influence on why mothers' anxiety is higher than men's. 19 Parents with a primary school education or less exhibited significantly higher Trait Anxiety mean scores than parents with a middle school education. A higher level of education supports and facilitates the mechanisms of coping with stress and anxiety. ...
... Literatürde preoperatif ve postoperatif anksiyete düzeylerinin hasta memnuniyetini azalttığı veya etkilemediği yönünde farklı bilgiler vardır (22,33,34). Çalışmada her iki grupta da preoperatif ve postoperatif anksiyete düzeyleri ile memnuniyet arasında korelasyon saptanmadı. ...
... Many studies on cardiac reactivity against psychological stress factors have shown that anxiety can affect the regulation of autonomic nervous system, platelet activation, hypothalamic-pituitary-adrenal axis activity and myocardial effusion, which increases blood pressure, heart rate and cardiac outflow, inhibits gastrointestinal activity and decreases immune function (14,15). However, preoperative anxiety has been associated with exacerbation of symptoms of cardiovascular disease, increased use of anesthetic during surgery, increased postoperative pain, increased analgesic need, delayed wound healing, decreased immune response, fluid and electrolyte imbalance, increased infection rate and abnormal vital signs cause, depression, increase in readmission to the hospital and complications (3,4,10,(16)(17)(18)(19)(20). Gouin ve Kiecolt-Glaser (2011) stated that greater fear or distress prior to surgery has been associated with poorer outcomes including longer hospital stays, more postoperative complications, and higher rates of rehospitalization. ...
Article
Full-text available
Preoperative education has been used to improve patients' experiences by providing health care relevant information, coping skills, and psychosocial support before surgery. It has proven beneficial in decreasing postoperative complications and length of stay as well as positively influencing recovery. Patients who are well prepared with detailed preoperative instruction deal more effectively with their surgery and are better prepared to manage their pain and engage in appropriate self-care activities. It is important to minimize posto-perative complications, increase patient compliance, and decrease patient anxiety. Many research studies have investigated whether preoperative education interventions were successful in improving postoperative outcomes and increasing physical and psychological recovery after cardiac surgery. There is a growing attention in knowing the significance of preoperative education after cardiac surgery. The objective of this review was to assess the effect of preoperative education on postoperative outcomes among patients undergoing cardiac surgery. Ameliyat öncesi eğitim, ameliyat öncesi psikososyal destek sağlaya-rak hastaların deneyimlerini, baş etme becerilerini ve sağlık bakımı ile ilgili bilgilerini geliştirmek için kullanılmıştır. Ameliyat öncesi eğitimin, postoperatif komplikasyonları ve hastanede kalış süresini kısaltmada ve iyileşmeyi olumlu yönde etkilemede yararlı olduğu kanıtlanmıştır. Ayrıntılı preoperatif talimatlar ile iyi hazırlanmış hastalar ameliyatları ile daha etkin bir şekilde ilgilenirler ve ağ-rılarını yönetme ve uygun öz bakım faaliyetlerini yerine getirmede daha hazırlıklı olmaktadırlar. Ameliyat öncesi eğitim, postoperatif komplikasyonları en aza indirmek, hasta uyumunu arttırmak ve has-ta anksiyetesini azaltmak için önemlidir. Birçok araştırma, ameliyat öncesi eğitim müdahalelerinin postoperatif sonuçları iyileştirmede başarılı olup olmadığını ve kardiyak cerrahi sonrası fiziksel ve psi-kolojik iyileşmeyi arttırıp arttırdığını araştırmıştır. Kalp cerrahisi sonrası preoperatif eğitimin önemini konusunda giderek artan bir ilgi vardır. Bu derlemenin amacı, ameliyat öncesi eğitimin, kalp cer-rahisi geçiren hastalarda postoperatif sonuçlar üzerindeki etkisini değerlendirmektir.
Article
Giriş: Cerrahi girişim öncesi hastalarda anksiyete, korku ve uykusuzluk gibi problemler ortaya çıkmaktadır. Bu durum hastaların yaşam kalitesini azaltmakta, yorgunluk, sinirlilik ve çeşitli postoperatif komplikasyonlara neden olmaktadır. Amaç: Bu araştırma elektif cerrahi planlanan hastalarda cerrahi korku uykululuk ve uykusuzluk arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla yapıldı. Yöntem: Tanımlayıcı nitelikte tasarlanan araştırma, Nisan-Ekim 2021 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinde yürütüldü. Veriler, ilgili hastanenin cerrahi kliniklerinde yatan ve elektif cerrahi operasyon geçirecek olan 310 hastadan toplandı. Verilerin toplanmasında Hasta Soru Formu, Cerrahi Korku Ölçeği, Epworth Uykululuk Ölçeği ve Uykusuzluk Şiddeti İndeksi kullanıldı. Bulgular: Araştırmada hastaların Cerrahi Korku Ölçeği toplam puan ortalamasının 30,78±21,82; Epworth Uykululuk Ölçeği toplam puan ortalamasının 6,41±4,40; Uykusuzluk Şiddeti İndeksi toplam puan ortalamasının ise 10,03±5,78 olduğu belirlendi. Cerrahi Korku alt boyut ve toplam puan ortalamaları ile Epworth Uykululuk Ölçeği ve Uykusuzluk Şiddeti İndeksi toplam puan ortalamaları arasında pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu saptandı (p < .01). Epworth Uykululuk Ölçeği ve Uykusuzluk Şiddeti İndeksi toplam puan ortalamaları arasında pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu belirlendi (p
Article
Amaç: Bu araştırma, ameliyat sonrası hastaların evde yaşadıkları sorunlar ve hastalık algısının etkisini belirlemek amacıyla tanımlayıcı bir araştırma olarak yapıldı. Yöntem: Araştırma, Mayıs 2018- Kasım 2018 tarihleri arasında bir Devlet Hastanesi Cerrahi Kliniğinde, yatan 104 hasta ile yapıldı. Veri toplamada, hasta bilgi formu, günlük yaşam aktiviteleri formu ve Hastalık Algısı Ölçeği kullanıldı. Verilerin analizinde sayı, yüzde, ortalama, standart sapma ve pearson korelasyon analizi kullanıldı. Bulgular: Araştırmaya dahil edilen hastaların (n:104) 47.61±14.60 yaş ortalamasında, %80’nin kadın, %87’sinin evli, %52’sinin ilköğretim mezunu, % 65’nin çalışmadığı belirlendi. Hastaların günlük yaşam aktiviteleri ve sorun yaşama durumu %89.4 oranında çalışma/eğlenme, %86.8 oranında güvenli çevrenin sağlanması/sürdürülmesi ve %52.9 oranında hareket etme boyutlarında bulundu. İletişim ve kişisel temizlik/giyim sorunu arttıkça duygusal temsiller algısının, cinsel yaşam sorunu arttıkça süre (akut/kronik) algısının, uyku ve ölüm kaygısı sorunu arttıkça sonuçlar algısının arttığı belirlendi (p
Chapter
Full-text available
İnsan ömrünün giderek uzaması ve kalitesinin artmasıyla birlikte, turistik tüketicileri yaş gruplarına göre segmentlere ayırmak; davranışlarını anlayarak onlara sunulacak hizmetlerin tür ve içeriklerini doğru analiz edebilmek açısından gereklilik haline gelmiştir. Bu çalışmada turizm davranışında öne çıkan kalıplar ile turizm sektörü içerisinde özellikli ve mevsim dışı gerçekleştirilen turizm davranışlarından biri olarak üçüncü yaş (ileri yaş, geriatri turizmi, gümüş turizm) turizmi ele alınmaktadır. Çalışmada; özellikle emeklilik sonrası dönemi kapsamına alan bu turizm davranışının yapısına ve motivasyonuna açıklık getirmesi amaçlanmaktadır.
Article
Full-text available
To ascertain the preoperative anxiety level and different factors responsible in patients admitted for an elective surgical procedure in a tertiary care public hospital. Anxiety levels were measured in admitted patients of the Civil Hospital, Karachi, Pakistan awaiting elective surgery from October to January 2006. In the afternoon preceding surgery, patients were asked to complete 2 visual analogue scales (VAS) regarding anxiety about the proposed surgery and anesthesia (range, 0 = `not anxious at all` to 100 = `extremely anxious`). They were then asked to select different factors responsible for their anxiety from a list. Mean anxiety score for surgery was 57.65+/-25.1 and for anesthesia was 38.14+/-26.05. There was a statistically significant high level of pre-operative anxiety in females as compared to males (p<0.01). The most common factors contributing to anxiety were concern about family in 173 (89.6%) patients, fear of complications in 168 (87%), results of operation in 159 (82.4%), and postoperative pain in 152 (78.8%). Fifty-six percent of patients thought that their anxiety would be lessened by a detailed explanation regarding the operation and anesthesia. Our patients experience very high levels of preoperative anxiety. This can be easily measured in the preoperative period and allows detection of patients with high anxiety, encouraging appropriate steps to ameliorate this. Establishment of preoperative counseling clinics and properly informed consent taken before surgery will help in reducing preoperative anxiety.
Article
Full-text available
To measure the frequency of preoperative anxiety in patients coming to our hospital and to correlate Visual analogue scale (VAS) with State Trait Anxiety Inventory (STAI) questionnaire. This cross sectional study included 300 ASA I and II adult surgical in-patients admitted over a period of one year. STAI questionnaire and VAS was used as study tools. STAI score of > 44 or VAS score of > or = 50 were considered as significant anxiety. Enrolled patients were visited by primary investigator the day before surgery and patients were asked to fill the STAI questionnaire and VAS score. Significant preoperative anxiety was seen in 62% patients (73% females and 42% males). Frequency of anxiety decreased with advancing age but increased with higher educational status. A total of 77% of patients with no previous exposure to surgery and 26% of patients who had previous surgery, were anxious. Also 49% of patients who had visited the clinic and 86% of patients who had not visited the clinic were anxious. VAS correlated with STAI in 90% cases. Cut off value of VAS which showed positive correlation with STAI was 45. Frequency of preoperative anxiety was 62%. Female gender, younger age and higher educational status were positively correlated while prior experience of surgery while preoperative anaesthesia clinic visit were negatively correlated with anxiety. VAS correlated well with STAI.
Article
Background : The majority of surgical patients have preoperative anxiety which needs to be assessed accurately so as to prescribe the adequate premedication to minimize it and the related complications. Patients & Methods: This prospective observational study was carried out to measure the anxiety scores, at four geographical locations in the hospital, using the visual analogue scale (VAS) tool, in thirty patients coming for elective surgery. Scores were recorded at the preoperative anesthesia clinic, in the ward, in holding area of the operating room and in the operating room after application of monitors. Pre-medication was administered after the patient were shifted to the holding area. Results: The anxiety scores were highest in the preoperative clinic (5.8) and decreased in the ward (4.9). The scores in the holding area (4.4) were slightly lower than the operating room (4.5).The scores taken in the holding area and inside the operating room did not show a statistical difference but a difference was seen between these and the scores in the preoperative clinic and on the ward. The clinic scores and the ward scores were also significantly different. Anxiety scores were found to be significantly higher among females than males p value<0.01) at the preoperative anesthesia clinic, holding area (p value<0.04) and in the operating room (p value<0.038). Conclusion: Significant variability existed in the anxiety levels measured in the preoperative clinic and in the ward and females were more anxious than their male counterparts. This has implications in designing studies related to preoperative anxiety.
Article
Amaç: Bu çal›flman›n amac› lomber disk hernisi nedeniy- le ameliyat endikasyonu konan spesifik bir hasta grubunda ameliyat öncesi anksiyete ve var olan anksiyetenin iliflkili olduu deiflkenleri araflt›rmakt›r. Yöntem: Bu çal›flmaya Samsun SSK bölge hastanesi be- yin cerrahi polikliniine baflvuran ve lomber disk hernisi ta- n›s› ile ameliyat endikasyonu konan, gönüllü, rastgele 92 hasta al›nd›. Hastalara araflt›rmac›lar taraf›ndan gelifltirilen bilgi formu, anksiyete düzeyini belirlemek için Durumluk- Sürekli Kayg› Envanteri, ar› düzeyini belirlemek için ise Visuel Analog Skala (VAS) verildi. Ölçekler ameliyat önce- si 1 ile 3 gün aras›nda dolduruldu. Bilgi formunda hastan›n yafl›, cinsiyeti, eitim düzeyi, yerleflim yeri, daha önce ameliyat öyküsü olup olmad›¤›, hastal›¤›na bal› nörolojik defisitin varl›¤› sorguland›. Sonuç: Sonuçta kad›n olma, ar› skalas›n›n yüksek olma- s›, 8 y›l üzerinde eitim görme ve nörolojik defisiti olman›n ameliyat öncesi anksiyete düzeyini art›rd›¤› belirlenmifltir. Anahtar sözcükler: preoperatif, anksiyete, lomber disk
Article
McIntosh S, Adams J. International Journal of Nursing Practice 2011; 17: 85–92 Anxiety and quality of recovery in day surgery: A questionnaire study using HADS and QoR40 The aims of this study were (i) to examine the association between preoperative and postoperative anxiety, and (ii) to examine the association between preoperative anxiety and postoperative recovery, following day surgery under general anaesthesia. Day surgery has become more commonplace owing to advances in pharmacology, anaesthetic and surgical techniques, as it has recognized benefits, such as lower costs and reduced incidence of infection. Recent years have seen increased complexity of day surgery undertaken on a broader range of patients, but with reduced pre-surgery contact with the hospital environment. These recent service changes might have had an effect on the preparation of patients for day surgery, and this in turn might have affected their postoperative recovery. This pilot study used survey methods to examine potential associations between preoperative and postoperative anxiety, and between preoperative anxiety and postoperative recovery. Data were collected in 2008 from a convenience sample of 54 day surgery patients. The instruments used were the Hospital Anxiety and Depression Scale (HADS) and the Quality of Recovery Score (QoR-40). There was a statistically significant relationship between preoperative and postoperative anxiety (χ2 = 11.899, d.f. = 1, P = 0.001). The T-test showed a statistically significant difference in the mean scores for QoR-40 score for gender, and for the postoperative anxiety and QoR-40. A relationship between preoperative anxiety and postoperative recovery was not shown. Although challenging to implement in view of restricted timescales, appraisal and revision of pre-assessment processes to incorporate an anxiety measurement tool, such as the HADS, should be considered.
Article
Perioperative patient anxiety is a pervasive problem that can have far-reaching effects. Among these effects are increased postoperative pain, increased risk for infection, and longer healing times. Many factors affect perioperative patient anxiety, including the need for surgery, perceived loss of control, fear of postoperative pain, and alteration of body image. This systematic review of current literature was undertaken to identify evidence-based interventions for decreasing patient anxiety in perioperative practice. According to the current research literature, perioperative education and music therapy can be used to successfully reduce surgical patients' anxiety.
Article
Increasing demands for hospitals to be more efficient mean that patients attending for an operation are generally admitted on the day of surgery. As a result, healthcare professionals have little time to talk to the patient to ascertain his or her wellbeing, to check for any signs of anxiety and ask whether the patient requires further information about the forthcoming procedure. Healthcare professionals should be encouraged to use appropriate interventions to identify and assess anxious patients. There are several instruments available to measure the patient's level of pre-operative anxiety. This article reviews the Amsterdam Preoperative Anxiety and Information Scale, which is easy for patients to complete and may help to identify which individuals need extra support.