Content uploaded by Tekgündüz Emre
Author content
All content in this area was uploaded by Tekgündüz Emre on Apr 01, 2016
Content may be subject to copyright.
Pamuk ve ark. Tıbbi Onkoloji
Turkiye Klinikleri J Med Sci 2007, 27
658
S, vasküler endotelden kaynaklandığı
düşünülen multifokal malignitedir.
1
Has-
talığa eğilimi olan 4 grup vardır: Akdeniz
veya Yahudi kökenli yaşlı erkekler (klasik KS);
Uganda, Kongo Cumhuriyeti, Brundi Rwanda ve
K
ORĐJĐNAL ARAŞTIRMA /
ORIGINAL RESEARCH
.
Tek Merkezde Tanı Konulmuş HIV-Negatif
Kaposi Sarkomu Olgularının Değerlendirilmesi
THE EVALUATION OF KAPOSI SARCOMA PATIENTS DIAGNOSED AT
A SINGLE CENTER
Dr. Gülsüm Emel PAMUK,
a,b
Dr. Salim DÖNMEZ,
a
Dr. Yusuf YEŞĐL,
a
Dr. Emre TEKGÜNDÜZ,
a,b
Dr. Burhan TURGUT,
a,b
Dr. Muzaffer DEMĐR
a,b
a
Đç Hastalıkları ABD,
b
Hematoloji BD, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, EDĐRNE
Özet
Amaç: Merkezimizde k
aposi sarkomu (KS) tanısı konulan 5 hastanın
genel klinik özellikleri, uygulanan tedavi yöntemleri ve tedaviye
yanıtlarının özetlenmesi.
Gereç ve Yöntemler: Ekim 2001-Ekim 2006 tarihleri arasında Trak-
ya Üniversitesi Tıp Fakültesi Đç Hastalıkları ABD Hematoloji
BD’de KS tanısı konulan 5 hasta retrospektif olarak değerlendi-
rildi.
Bulgular: Beş hastanın 4’ünde KS immünsüpresyona sekonder ge-
lişmişti, 1’inde ise klasik tipte KS vardı. Hastaların 4’
ü erkek,
1’i kadındı. Đmmünsü
presif tedavi alan hastaların tanıları
aplastik anemi, Hodgkin lenfoma, MDS-
RAEB II, kronik
inflamatuar demiyelinizan polinöropati (KĐDP) idi. Aplastik
anemili hastada immünsüpresif tedavi kesilerek vinkristin uygu-
landı. Hodgkin lenfomalı hastada, kemoterapiye devam edilme-
sine rağmen KS lezyonları spontan kayboldu. MDS-RAEB II’
li
hastada ilk baş
vuru esnasında da KS lezyonları mevcuttu, ancak
kemoterapi sonrası lezyonlarda belir
gin progresyon gözlendi.
Paklitaksel sonrası lezyonlarda gerileme oldu. KĐDP’
li hastada
kortikosteroid azaltılıp kesildik
ten sonra KS lezyonları spontan
kayboldu. Klasik tipte KS’li hastada adriamisin sonrası, KS lez-
yonları geriledi, sebat eden büyük bir lezyon cerrahi olarak ek-
size edildi.
Sonuç: Bazı hastalarımızda immünsüpresif ilaçların kesilmesi, bazıla-
rında ise sistemik kemoterapötik ilaçlarla KS lezyonlarda kısmi
veya tam düzelme sağlandı. Bu hastalığın tanınması özellikle
erken evrelerde şüphe gerek
tirdiğinden, hematologların
immünsüpresif hastalarında gelişen cilt lezyonlarında KS’yi ayı-
rıcı tanıda düşünüp, cilt biyopsisi yaptırmaları gereklidir.
Anahtar Kelimeler: Kaposi sarkomu; immünsüpresyon
Turkiye Klinikleri J Med Sci 2007, 27:658-663
Abstract
Objective:
To determine the general clinical features, treatment
mo
dalities and response to treatment in 5 Kaposi sarcoma (KS)
patients diagnosed at our center.
Material and Methods:
Five patients diagnosed with KS at Trakya
University Medical Faculty,
Department of Internal Medicine,
Division of Hematology between October 2001-
October 2006
were retrospectively evaluated.
Results:
KS developed secondary to immunosuppression in four of
five patients, one had classical type KS. Four patients were
males, a
nd one was female. The diagnoses in patients who used
immunosuppressive therapy were aplastic anemia, Hodgkin
lymphoma, MDS-RAEB II, and chronic inflammatory demyeli-
nating polyneuropathy (CIDP). We discontinued immunosup-
pressive therapy and administered vi
ncristine in the aplastic
anemia patient. KS lesions disappeared spontaneously although
chemotherapy continued in the Hodgkin lymphoma case. KS le-
sions were present on initial presentation in the patient with
MDS-RAEB II; there was prominent progression after chemo-
therapy and regression was achieved after paclitaxel. KS lesions
disappeared spontaneously in the CIDP patient after discon-
tinuation of corticosteroids. In the patient with classical type
KS, KS lesions regressed after adriamycin and one persisten
t
big lesion was surgically excised.
Conclusion:
There was partial or complete improvement of KS
lesions after discontinuation of immunosuppressive drugs in
some of our patients and with systemic chemotherapeutics in
the others. As the diagnosis of this di
sease requires suspicion in
especially early stages, hematologists should consider KS in the
differential diagnosis of skin lesions in their immunosuppres-
sive patients and a skin biopsy should be obtained.
Key Words: Sarcoma, kaposi; immunosuppression
Geliş Tarihi/Received: 02.11.2006 Kabul Tarihi/Accepted: 19.02.2007
Yazışma Adresi/Correspondence: Dr. Gülsüm Emel PAMUK
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi,
Đç Hastalıkları ABD, Hematoloji BD, EDĐRNE
gepamuk@yahoo.com
Copyright © 2007 by Türkiye Klinikleri
Medical Oncology Pamuk et al
Turkiye Klinikleri J Med Sci 2007, 27
659
Zambia’da yaşayan Afrikalılar (endemik KS),
transplantasyon hastaları gibi iyatrojenik olarak
immünsüprese olmuş gruplar; ve AIDS’li
homoseksüel erkekler (epidemik KS).
2
Klasik KS,
Kuzey Amerika ve Avrupa’da oldukça nadirdir.
Erken 1950’li yıllarda Orta Afrika ülkelerinde
yüksek oranda endemik KS bildirilmiştir.
3
Bunun
yanında 1960’lı yıllarda ise organ transplantasyo-
nunun artmasına bağlı olarak, immünsüpresif
olgularda KS olguları bildirilmeye başlanmıştır.
3
HIV negatif hastalarda gözlenen klasik KS, en
sık 40-70 yaş arasında görülür. Çocuklarda da
sporadik olarak bazı olgular bildirilmiştir.
2,3
Erkek-
lerde kadınlara göre daha yüksek sıklıkta görülme-
si, cinsiyetin bir risk faktörü olduğunu düşündürt-
mektedir.
3
Klasik form, genellikle alt
ekstremitelerden başlar ve bazen visseral organları
da tutabilir. Kronik bir seyri vardır, nadiren diğer
organları tutar; bazen, lenfödem ve/veya
hiperkeratozla komplike olabilir.
3,4
1994 yılında, Yuan Chang ve Patrick
Moore’un grupları tarafından AIDS-KS’li bir has-
tanın biyopsi örneğinde, o zamana dek bilinmeyen
bir herpesvirüse ait iki fragman tanımlanmıştır.
5
Daha sonra da, “Kaposi Sarcoma Herpes Virus
(KSHV)” [Human Herpes Virus-8 (HHV-8)] ge-
nomu AIDS’li hastalarda daha sık görülen 2
lenfoproliferatif hastalık daha saptanmıştır: Primer
efüzyon lenfoması (PEL), multisentrik Castleman
hastalığı (MCH)’nın plazma hücreli formu.
6,7
Đyatrojenik KS, kronik veya hızlı ilerleyici ola-
bilir. Hastaların yarısında bu formun klinik seyri
hafiftir, diğerlerinde daha ağır olabilir.
2
Đmmün-
süpresif tedaviyle uyarılıp, bu tedavinin kesilme-
siyle gerilemesi özelliğidir. Özellikle, posttrans-
plant dönemde siklosporin ve kortikosteroid teda-
visi alan kişilerde görülür.
8-10
Đyatrojenik KS hasta-
larının çoğu, transplantasyon öncesinde HHV-8
pozitiftir: Ki bu da latent viral enfeksiyonun
reaktivasyonuyla hastalığın oluştuğunu düşün-
dürtmektedir.
11,12
Endemik KS, Ekvator’un güneyindeki Afrika
kıtasındaki genç erişkin ve çocukları etkiler.
13
Visseral ve/veya lenfatik organları tutar ve agresif
bir seyir izler.
2,13
KS klinik olarak deride ve diğer
organlarda multipl vasküler nodüller olarak ortaya
çıkar. Sıklıkla multifokal bir başlangıç vardır.
2
Bazen visseral organ tutulumu olmadan lokalize
kütanöz nodüller olabilir veya yaygın kutanöz ve
visseral hastalığın olduğu fulminan KS gözlenebi-
lir. Ayrıca karaciğer, kalp, pankreas, beyin, dalak,
testisler, böbreküstü bezleri, tonsiller, böbrekler,
seminal veziküller, mesane, tiroid ve diğer organ-
larda da tutulum olabilir.
2
Bütün KS tiplerinde inflamatuar hücre
infiltrasyonu, anjiyogenez, ödem ve KS’nin neo-
plastik hücreleri olduğu düşünülen perivasküler ve
interstisyel iğsi hücrelerden oluşan aynı histolojik
özellikler görülür.
14
HHV-8 enfeksiyonu, KS’nun
bütün tiplerinin gelişiminden sorumludur.
15,16
Polimeraz zincir reaksiyonu ile bütün KS’li doku
örneklerinin yaklaşık %95’inde HHV-8 saptanabi-
lir ve HHV-8 seropozitifliği ileride KS gelişmesi
için yüksek risk taşımaktadır.
17
HHV-8 sero-
prevalansı batı Avrupa ve ABD’de genel toplumda
%5 civarındadır. Ancak, KS için artmış risk taşı-
yan toplumlarda, örneğin homoseksüel erkekler ve
orta Afrika halkında, daha yüksektir.
18
Herpesvirüs ailesinin diğer üyeleri gibi HHV-
8’de genlerinin ekspresyonunu sıkı bir şekilde
kontrol eder. Genleri iki gruba ayırabiliriz: Bazıları
latent enfeksiyonla ilişkili olup, viral genomun
persistansını kolaylaştırırlar; diğerleriyse litik en-
feksiyonda rol oynar ki bunlar host hücrenin parça-
lanarak hasarına ve yeni virüslerin açığa çıkmasına
katkıda bulunurlar.
19
“Latency associated nuclear
antigen 1 (LANA-1)” mitoz esnasında sirküler
viral DNA’yı host kromatine yapıştırır.
20
Ayrıca,
tümör supresörü olarak görev yapan p53 ve
retinoblastoma proteinlerinin çalışmasını engel-
ler.
21
Bir diğer etkisi de, Wnt-β-katenin yolağınını
engelleyerek hücre büyümesini uyaran genleri
aktive etmektir.
22
KS’nin tedavisi, hastalığın klinik formuna ve
evresine, progresyon paternine ve lezyonun büyük-
lüğüne göre değişkenlik göstermektedir. En iyi
tedavi seçeneği, mümkünse hastalığın engellenme-
sidir.
2
Tedaviye cevabı hastada lokalize nodüler
hastalık, lokal agresif hastalık veya jeneralize KS
olup olmaması belirler. Lokalize nodüler KS veya
klasik KS, en iyi prognoza sahip olup KS’ye bağlı
ölüm çok azdır. Lokal agresif KS’nin prognozu
Pamuk ve ark. Tıbbi Onkoloji
Turkiye Klinikleri J Med Sci 2007, 27
660
ortadır. Jeneralize KS’si olan hastaların yaklaşık
üçte ikisi 3 yıl kadar yaşarlar.
23
Cilde sınırlı olan
erken evre hastalıkta, genellikle lokal tedaviler
uygulanır. Bunlar tümörün küçülmesine veya kay-
bolmasına yol açacak olan inflamatuar bir cevabı
uyarırlar. Lokal tedaviler cerrahi olarak lezyonun
eksizyonu, lazer tedavisi, kryoterapi, intralezyonel
ve topikal kemoterapi (vinka alkaloidleri,
alitretinoin, hCG, GM-CSF), radyoterapi olarak
sıralanabilir. Sistemik tedaviler sistemik kemotera-
pi (adriamisin, bleomisin ve vinka alkaloidlerinin
farklı kombinasyonları), vinka alkaloidleri (vin-
blastin, vinkristin, vinorelbin), etopozid, bleomisin,
lipozomal antrasiklinler, paklitakseldir. Ayrıca,
KS’nin patogenezine yönelik deneysel tedavi uy-
gulamaları da vardır.
24
Gereç ve Yöntemler
Biz Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hema-
toloji Bilim Dalı’nda son 5 yılda tanı konulmuş,
4’ü immünsüpresyona sekonder gelişmiş, 1’i klasik
tipte, tümü “Human Immunodeficiency Virus
(HIV)”-negatif 5 tane KS’li olgunun dosyalarını
retrospektif olarak inceledik. Hastaların klinik
özelliklerini, uyguladığımız farklı tedavi mo-
dalitelerini ve bu tedavilere olan yanıtı özetleyerek,
merkezimizin verilerini sunacağız.
Bulgular
Olgu 1
60 yaşındaki erkek hasta solukluk, peteşi,
purpura yakınmalarıyla servisimize yatırıldı. He-
moglobin 9.3 g/dL; hematokrit %27.5; lökosit
3300/mm
3
; trombosit 3000/mm
3
idi. Kemik iliği
biyopsisinde %5 sellülarite olup, hücre/yağ oranı
azalmıştı. Hastaya aplastik anemi tanısı konularak,
metilprednizolon ve siklosporin başlandı. Tedavi-
nin 5. gününde, ayak tabanlarında mor renkli
maküler lezyonlar görülmeye başlandı ve zamanla
fungiform tümörler oluşturdular (Resim 1). Benzer
lezyonlar, hastanın ellerinde de gelişti. Lezyonlar-
dan yapılan biyopsi, KS ile uyumlu idi. HIV testi
negatif idi. KS’nin visseral tutulumu saptanmadı.
Siklosporin kesilerek, toplam 6 kez birer hafta
arayla vinkristin 2 mg iv uygulandı. Tanıdan itiba-
ren 5 yıl geçmiş olan hastanın en son tam kan sa-
yımı normal olup, KS lezyonları tamamen kay-
bolmuştur.
Olgu 2
Halsizlik, kilo kaybı, gece terlemesi ve ateş şi-
kayetleri olan 45 yaşındaki erkek hasta poliklini-
ğimize başvurdu. Fizik muayenede sağ aksiller, sağ
infraklaviküler lenfadenopatiler ve splenomegali
saptandı. Toraks ve batın tomografilerinde multipl
lenf bezleri, dalakta infiltrasyon ve büyüme görül-
dü. Yapılan lenf bezi biyopsisi, mikst sellüler tipte
Hodgkin lenfomayla uyumlu gelen hasta evre
IIIBSX olarak değerlendirildi. ABVD kemoterapi
protokolüne primer refrakter olan hastaya,
BEACOPP protokolü uygulanmaya başlandı. Đkin-
ci BEACOPP sonrası hastanın her iki ayak taba-
nında gelişen kırmızı-mor renkli nodüler lezyon-
lardan yapılan biyopsi KS ile uyumluydu. HIV
testi negatif idi. KS’nin visseral tutulumu yoktu.
Üç kür BEACOPP sonrası hastanın KS lezyonları
tamamen geriledi. Tam hematolojik remisyona
giren hasta, otolog periferik hematopoietik kök
hücre desteği altında yüksek doz kemoterapi ya-
pılması amacıyla başka bir merkeze sevk edildi.
Burada posttransplant dönemde enfeksiyon komp-
likasyonu nedeniyle kaybedildiği öğrenildi.
Olgu 3
75 yaşındaki erkek hasta, sol alt ekstremitede
şişme ve mor renkli makülopapüler lezyonlar ve
rutin tam kan sayımında saptanmış bisitopeni ne-
Resim 1. Aplastik anemili hastanın sağ ayak taba
nındaki KS
lezyonları.
Medical Oncology Pamuk et al
Turkiye Klinikleri J Med Sci 2007, 27
661
deniyle yatırıldı. Hemoglobin 11.6 g/dL; hematok-
rit %35.8; lökosit 3400/mm
3
; trombosit
284000/mm
3
idi. Hastanın kemik iliği aspirasyon
ve biyopsisi hipersellüler olup, aspirasyonda %16
miyeloblast sayıldı ve her 3 dizide de displazi bul-
gusu gözlendi. Karyotipleme normaldi. Hastaya
miyelodisplastik sendrom (MDS)-RAEB II tanısı
kondu (WHO sınıflamasına göre). Sol bacaktan
yapılan cilt biyopsisi KS ile uyumlu idi ve sol ka-
sıktan yapılan lenf bezi biyopsisinde KS
infiltrasyonu görüldü (Resim 2). HIV antikoru
negatifti. “International Prognostic System Score
(IPSS)” 2 olduğundan, hastaya akut miyeloid lö-
semi indüksiyon kemoterapi protokolü olan 7 + 3
(sitozin arabinozid + idarubisin) verildi. Tam he-
matolojik remisyon elde edildi. Ellerinde yeni KS
lezyonları gelişince, 6 kez paklitaksel uygulandı ve
KS lezyonlarında belirgin gerileme görüldü. Tanı-
dan itibaren 18 ay geçmiş olan hasta şu anda tam
hematolojik remisyonda olarak takip edilmektedir.
Olgu 4
65 yaşındaki kadın hasta 5 aydır mevcut olan
bacaklarda asendan tipte uyuşukluk ve progresif
bilateral alt ekstremitelerde güçsüzlük şikayetleriy-
le hastanemizin nöroloji servisine yatırıldı. Nörolo-
jik muayenede derin tendon refleksleri hipoaktifti,
ekstremitelerin distalinde duysal modalitelerde orta
derecede kayıp vardı. Elektromiyografide distalde
motor latensler ve F-dalga cevapları uzamıştı, mo-
tor ileti hızları normaldi. Hastaya nörolojide klinik
ve elektrofizyolojik bulgularla kronik inflamatuar
demiyelinizan poliradikülopati (KĐDP) tanısı kona-
rak prednizon 80 mg/gün başlandı. Başvurudan 10
ay sonra, bacaklar üzerinde kaşıntısız mor renkli
maküler lezyonlar oluşmaya başladı. Zamanla bun-
lardan hastanın gövdesinde de oluştu ve plak, daha
sonra nodül şeklini aldılar. Ayrıca, submaksiller ve
aksiller lenfadenopatiler gelişti. Yapılan cilt biyop-
sisi KS ile uyumluydu. HIV testi negatif idi.
Prednizon sonrası üst ve alt ekstremite güçleri
belirgin olarak artan hastanın, almakta olduğu
kortikosteroid KS lezyonları saptandıktan sonra
azaltılarak kesildi. Kortikosteroid kesildikten sonra
birkaç hafta içinde, KS lezyonları gerileyerek kay-
boldu.
Olgu 5
Son 2 yıldır vücudunun farklı yerlerinde
maküler tarzda başlayıp, plak şeklini alan mor
renkli cilt lezyonları tanımlayan 89 yaşındaki erkek
hasta, bu lezyonların büyüyerek nodül şeklini al-
ması nedeniyle başvurdu. Yapılan cilt biyopsisi KS
ile uyumlu idi ve HIV testi negatifti. Hastada
KS’ye ait visseral organ tutulumu saptanmadı.
Toplam 6 kez adriamisin uygulandı. Cilt lezyonla-
rında kısmi regresyon sağlandı. Ancak sol koldaki
hastayı kozmetik açıdan rahatsız eden lezyonlar
plastik cerrahi tarafından eksize edildi.
Tartışma
Biz burada Ekim 2001-Ekim 2006 arasındaki
5 yıllık dönemde Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi
Đç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Hematoloji Bilim
Dalı’nda tanısı konmuş 5 tane HIV-negatif KS’li
hastaya ait tecrübelerimizi sunduk. KS 4 farklı
klinik formda görülebilmektedir.
2
Đlk 4 hastamızda,
immünsüpresyona sekonder gelişmiş KS mevcuttu.
Beşinci olgumuz ise, klasik tipte KS idi. Đlk 2 ol-
gumuzda, KS lezyonları hematolojik malignite
(aplastik anemi, Hodgkin lenfoma) nedeniyle
immünsüpresif tedavi verdikten sonra gelişti.
Üçüncü olgumuzda ise başvuru esnasında KS ve
MDS-RAEB II eş zamanlı olarak mevcuttu. Ancak
7 + 3 kemoterapi protokolü uygulandıktan sonra,
KS lezyonlarında belirgin progresyon oldu. Dör-
Resim 2. Dermisin küçük kapiller-
benzeri kan damarları
oluşturan iğsi hücrelerle difüz infiltrasyonu (HE x 50).
Pamuk ve ark. Tıbbi Onkoloji
Turkiye Klinikleri J Med Sci 2007, 27
662
düncü olgudaki KS, KĐDP nedeniyle kortikosteroid
verildikten sonra gelişti.
Ulbright ve Santa Cruz KS’nin fırsatçı oluşu-
nu vurgulamışlardır.
25
Buna göre KS, sıklıkla, ilaç-
larla oluşan immünsupresyon ve muhtemelen buna
bağlı kronik antijenik uyarı zemininde gelişmekte-
dir. Sonuçta immunsüpresyon varlığında HIV ne-
gatif olması durumunda bile KS gelişebilmekte-
dir.
26
Bunun yanında HIV negatif KS’li hastalarda
yüksek sıklıkta lenfoproliferatif hastalık saptanma-
sı da her iki durum arasında etiyolojik veya
patogenetik olarak ilişki önermeuktedir. Olası
lenfoproliferatif hastalık zemininde oluşan immün-
süpresyon HHV-8 gibi onkojenik virüslerin akti-
vasyonuyla, genetik meyilli kişilerde KS gelişimi-
ne yol açmaktadır.
12
KS için mevcut küratif tek bir tedavi
modalitesi mevcut değildir. Tedaviyi hastanın du-
rumuna ve altta yatan hastalığına göre kişiselleş-
tirmek gerekir. Đmmünsupresyona sekonder KS’de
immünsüpresif tedavinin kesilmesi veya mümkün-
se geciktirilmesi yeterli olabilir.
24
AIDS-KS’li
hastalarda HAART, oldukça etkilidir.
27,28
Eğer tek
KS lezyonu veya sınırlı tutulum yapan lokal hasta-
lık varsa, eksizyon, kryoterapi ve radyoterapi ve
intralezyoner kemoterapi uygulanabilir. Daha yay-
gın veya tekrarlayıcı KS olan hastalarda, radyote-
rapi, sitotoksik kemoterapi veya deneysel aşama-
daki tedavi modalitelerini kullanmak gerekebilir.
Anjiyogenez inhibitörleri, talidomid, matriks
metalloproteinaz inhibitörleri, HIV proteaz in-
hibitörleri, retinoik asitler, interferon-alfa, HHV-
8’e yönelik tedaviler denenebilir.
24
Đn vitro olarak,
HHV-8’in antiviral ajanlardan sidofovire çok,
gansiklovir ve foskarnete orta, asiklovire ise az
derecede duyarlı olduğu gösterilmiştir.
29
Aplastik anemili (Olgu 1) ve KĐDP’li (Olgu 4)
hastalarımızda, immünsüpresif ilaçların kesilmesi
yeterli oldu ve bu ilaçlar kesildikten sonra KS lez-
yonları tamamen kayboldu. Olgu 1’de, siklosporini
kesmek dışında 6 kez vinkristin uygulandı. Primer
refrakter Hodgkin lenfomalı hastada (Olgu 2),
kemoterapiye devam edildiği halde KS lezyonları
gerileyerek kayboldu. MDS-RAEB II’li hastada 7
+ 3 protokolü ile hematolojik remisyon sağlandık-
tan sonra, progresif KS lezyonları nedeniyle
paklitaksel uygulandı ve lezyonlarda ileri derecede
regresyon görüldü. Klasik tipte KS’li hastada (Ol-
gu 5) 6 kez adriamisin sonrası kısmi regresyon
sağlandı ve ek olarak cerrahi eksizyon uygulandı.
HHV-8, KS’nin bütün klinik tiplerinden ve ay-
rıca 2 lenfoproliferatif hastalık olan primer efüzyon
lenfoması ve multisantrik Castleman hastalığının
gelişiminden sorumlu tutulmaktadır.
6,7,19
HHV-8,
hemen her zaman KS lezyonlarında polimeraz
zincir reaksiyonu, in situ hibridizasyon veya
immünohistokimya ile saptanabilir.
19,30
HHV-8
seropozitifliği ile bir toplumda KS gelişme riski
arasında paralellik vardır.
17
Çalışmamızın limi-
tasyonu, teknik imkanların yetersizliği nedeniyle
hiçbir hastada ne kanda serolojik olarak, ne de
dokuda HHV-8 DNA bakılamamış olmasıdır. Tüm
hastalarda tanı histopatolojik olarak KS’deki
neoplastik hücreler olduğu düşünülen iğsi hücrele-
rin, düzensiz sınırlı ince ve genişlemiş mikro-
damarların ve belirgin eritrosit ekstravazasyonunun
görülmesiyle konulmuştur.
3
Hastalarımızın tedavilerini planlarken Onkolo-
ji BD’de de önerileri alındı, ve mümkün olduğunca
hastanın altta yatan hastalığına en uygun tedavi
verilmeye çalışıldı. Ekim 2001-Ekim 2006 arasın-
daki 5 yıllık dönemde merkezimizde yeni tanı al-
mış hematolojik maligniteli hasta sayısı 525’tir ve
bunların 3’ünde KS gelişmiştir (%0.55).
Sonuç olarak, hematologlar immünsüpresif te-
davi kullanan hastalarında gelişen cilt lezyonlarını
dikkatle değerlendirmelidirler. Eğer lezyon kısa
sürede iyileşmez ve hatta büyümeye devam ederse,
mutlaka cilt biyopsisi yaptırmalıdırlar. KS,
immünsüpresif hastalarda gelişen cilt lezyonlarında
akılda bulundurulmalıdır. Eğer KS tanısından şüp-
heleniliyorsa veya tanı doğrulandıysa, immün-
süpresif tedavi kesilmeli veya geciktirilmelidir.
KAYNAKLAR
1. Martin RW 3rd, Hood AF, Farmer ER. Kaposi sarcoma.
Medicine (Baltimore) 1993;72:245-61.
2. Schwartz RA. Kaposi’s sarcoma: An update. J Surg Oncol
2004;87:146-51.
3. Iscovich J, Boffetta P, Franceschi S, Azizi E, Sarid R.
Classic kaposi sarcoma: Epidemiology and risk factors.
Cancer 2000;88:500-17.
Medical Oncology Pamuk et al
Turkiye Klinikleri J Med Sci 2007, 27
663
4. Geddes M, Franceschi S, Barchielli A, Falcini F, Carli S,
Cocconi G, et al. Kaposi’s sarcoma in Italy before and af-
ter the AIDS epidemic. Br J Cancer 1994;69:333-6.
5. Chang Y, Cesarman E, Pessin MS, Lee F, Culpepper J,
Knowles DM, et al. Identification of herpesvirus-like
DNA sequences in AIDS-associated Kaposi’s sarcoma.
Science 1994;266:1865-9.
6. Cesarman E, Chang Y, Moore PS, Said JW, Knowles DM.
Kaposi’s sarcoma-associated herpesvirus-like DNA se-
quences in AIDS-related body-cavity-based lymphomas.
N Engl J Med 1995;332:1186-91.
7. Soulier J, Grollet L, Oksenhendler E, Cacoub P, Cazals-
Hatem D, Babinet P, et al. Kaposi’s sarcoma-associated
herpesvirus-like DNA sequences in multicentric Castle-
man’s disease. Blood 1995;86:1276-80.
8. Penn I. Kaposi’s sarcoma in organ transplant recipients:
Report of 20 cases. Transplantation 1979;27:8-11.
9. Trattner A, Hodak E, David M, Sandbank M. The appear-
ance of Kaposi sarcoma during corticosteroid therapy.
Cancer 1993;72:1779-83.
10. Sabeel AI, Qunibi WY, Alfurayh OA, Al-Meshari K.
Kaposi’s sarcoma in Sudanese renal transplant recipients:
A report from a single center. J Nephrol 2003;16:412-6.
11. Cattani P, Capuano M, Graffeo R, Ricci R, Cerimele F,
Cerimele D, et al. Kaposi’s sarcoma associated with pre-
vious human herpesvirus 8 infection in kidney transplant
recipients. J Clin Microbiol 2001;39:506-8.
12. Qunibi W, Al-Furayh O, Almeshari K, Lin SF, Sun R,
Heston L, et al. Serologic association of human herpesvi-
rus eight with posttransplant Kaposi’s sarcoma in Saudi
Arabia. Transplantation 1998;65:583-5.
13. Taylor JF, Smith PG, Bull D, Pike MC. Kaposi’s sarcoma
in Uganda: Geographic and ethnic distribution. Br J Can-
cer 1972;26:483-97.
14. Ensoli B, Stürzl M. Kaposi’s sarcoma: A result of the
interplay among inflammatory cytokines, angiogenic fac-
tors and viral agents. Cytokine Growth Factor Rev
1998;9:63-83.
15. Schulz TF. The pleiotropic effects of Kaposi’s sarcoma
herpesvirus. J Pathol 2006;208:187-98.
16. Talbot SJ, Crawford DH. Viruses and tumours-an update.
Eur J Cancer 2004;40:1998-2005.
17. Ensoli B, Stürzl M, Monini P. Reactivation and role of
HHV-8 in Kaposi’s sarcoma initiation. Adv Cancer Res
2001;81:161-200.
18. Regamey N, Cathomas G, Schwager M, Wernli M, Harr
T, Erb P. High human herpesvirus 8 seroprevalence in the
homosexual population in Switzerland. J Clin Microbiol
1998;36:1784-6.
19. Cathomas G. Kaposi’s sarcoma-associated herpesvirus
(KSHV)/human herpesvirus 8 (HHV-8) as a tumour virus.
Herpes 2003;10:72-7.
20. Friborg J Jr, Kong W, Hottiger MO, Nabel GJ. p53 inhibi-
tion by the LANA protein of KSHV protects against cell
death. Nature 1999;402:889-94.
21. Nevins JR. Cell transformation by viruses. In: Knipe DM,
Howley PM, eds. Fields Virology. 4
th
ed. Philadelphia:
Lippincott Williams&Wilkins; 2001.p.245-83.
22. Fujimuro M, Wu FY, ApRhys C, Kajumbula H, Young
DB, Hayward GS, et al. A novel viral mechanism for dys-
regulation of beta-catenin in Kaposi’s sarcoma-associated
herpesvirus latency. Nat Med 2003;9:300-6.
23. Brenner B, Weissmann-Brenner A, Rakowsky E,
Weltfriend S, Fenig E, Friedman-Birnbaum R, et al. Clas-
sical Kaposi sarcoma: Prognostic factor analysis of 248
patients. Cancer 2002;95:1982-7.
24. Toschi E, Sgadari C, Monini P, Barillari G, Bacigalupo I,
Palladino C, et al. Treatment of Kaposi’s sarcoma--an up-
date. Anticancer Drugs 2002;13:977-87.
25. Ulbright TM, Santa Cruz DJ. Kaposi’s sarcoma: Relation-
ship with hematologic, lymphoid, and thymic neoplasia.
Cancer 1981;47:963-73.
26. Fossati S, Boneschi V, Ferrucci S, Brambilla L. Human
immunodeficiency virus negative Kaposi sarcoma and
lymphoproliferative disorders. Cancer 1999;85:1611-5.
27. Dezube BJ. Management of AIDS-related Kaposi’s sar-
coma: Advances in target discovery and treatment. Expert
Rev Anticancer Ther 2002;2:193-200.
28. Krown SE. Highly active antiretroviral therapy in AIDS-
associated Kaposi’s sarcoma: Implications for the design
of therapeutic trials in patients with advanced, sympto-
matic Kaposi’s sarcoma. J Clin Oncol 2004;22:399-402.
29. Kedes DH, Ganem D. Sensitivity of Kaposi’s sarcoma-
associated herpesvirus replication to antiviral drugs. Im-
plications for potential therapy. J Clin Invest
1997;99:2082-6.
30. Cathomas G, McGandy CE, Terracciano LM, Itin PH, De
Rosa G, Gudat F. Detection of herpesvirus-like DNA by
nested PCR on archival skin biopsy specimens of various
forms of Kaposi sarcoma. J Clin Pathol 1996;49:631-3.