Available via license: CC BY-NC-ND 4.0
Content may be subject to copyright.
CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ
İLAHİYAT FAKÜLTESİ
DERGİSİ
CÜİFD, XIX/I Haziran 2015 (2015/I)
Cumhuriyet University Journal of Faculty of Theology (CUJFT)
ISSN 1301 – 1197
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (CÜİFD)
Cumhuriyet University Journal of Faculty of Theology (CUJFT)
Sayı: XIX/I (Haziran 2015) ISSN: 1301-1197
Sahibi/ Owner
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi adına
Prof. Dr. Sabri ERTURHAN (Dekan)
Yazı İşleri Müdürü / Responsible Manager
Doç. Dr. Sami ŞAHİN
Editör / Editor in Chief
Doç. Dr. Ömer ASLAN
Editör Yardımcıları / Associate Editor
Yrd. Doç. Dr. Abdullah DEMİR - Yrd. Doç. Dr. Sema YILMAZ - Yrd. Doç. Dr. Yusuf YILDIRIM
Yayın Kurulu
/
Editorial Board
Prof. Dr. Ünal KILIÇ, Prof. Dr. Cemal AĞIRMAN, Doç. Dr. Sami ŞAHİN, Doç. Dr. Ömer ASLAN,
Doç. Dr. Nuri ADIGÜZEL, Yrd. Doç. Dr. Abdullah DEMİR, Yrd. Doç. Dr. Yusuf YILDIRIM,
Yrd. Doç. Dr. Sema YILMAZ
Danışma ve Hakem Kurulu
/
Advisory Board
Danışma Kurulu: Prof. Dr. Abdullah KAHRAMAN (Marmara Ü.), Prof. Dr. İsmail ÇALIŞKAN (Yıldırım
Beyazıt Ü.), Prof. Dr. Ramazan ALTINTAŞ (Necmettin Erbakan Ü.), Prof. Dr. B. Ali ÇETİNKAYA
(İstanbul Ü.), Prof. Dr. M. Doğan KARACOŞKUN (Gaziantep Ü.), Prof. Dr. Ahmet YILIDIRIM (Yıldırım
Beyazıt Ü.), Prof. Dr. Hüseyin YILMAZ (Cumhuriyet Ü.), Prof. Dr. Hakkı AYDIN (Cumhuriyet Ü.),
Prof. Dr. Talip ÖZDEŞ (Cumhuriyet Ü.), Prof. Dr. Âlim YILDIZ (Cumhuriyet Ü.), Prof. Dr. Ali AKSU
(Cumhuriyet Ü.), Prof. Dr. Mehmet BAKTIR (Cumhuriyet Ü.), Prof. Dr. Hasan KESKİN (Cumhuriyet Ü.),
Prof. Dr. Metin BOZKUŞ (Cumhuriyet Ü.), Prof. Dr. Ömer Faruk YAVUZ (Cumhuriyet Ü.),
Prof. Dr. Kadir ÖZKÖSE (Cumhuriyet Ü.), Prof. Dr. Mehmet Ali ŞİMŞEK (Cumhuriyet Ü.),
Doç. Dr. Ali AVCU (Cumhuriyet Ü.), Doç. Dr. Ali YILMAZ (Cumhuriyet Ü.), Doç. Dr. Mustafa KILIÇ
(Cumhuriyet Ü.), Doç. Dr. Durmuş TATLILIOĞLU (Cumhuriyet Ü.), Doç. Dr. M. Fatih GENÇ
(Cumhuriyet Ü.), Doç. Dr. Süleyman KOÇAK (Cumhuriyet Ü.), Yrd. Doç. Dr. Abubekir S. YÜCEL
(Cumhuriyet Ü.), Yrd. Doç. Dr. Yüksel GÖZTEPE (Cumhuriyet Ü.), Yrd. Doç. Dr. Rıza BAKIŞ
(Cumhuriyet Ü.), Yrd. Doç. Dr. Abdullah PAKOĞLU (Cumhuriyet Ü.), Yrd. Doç. Dr. Halis DEMİR
(Cumhuriyet Ü.)
Hakem Kurulu: Prof. Dr. Zekeriya PAK, (Sütçü İmam Ü.), Prof. Dr. H. Yunus APAYDIN, (Erciyes Ü.),
Prof. Dr. Metin ÖZDEMİR (Yıldırım Beyazıt Ü.), Prof. Dr. M. Zeki AYDIN (Marmara Ü.),
Prof. Dr. Enbiya YILDIRIM (Ankara Ü.), Prof. Dr. Ömer KARA (Atatürk Ü.), Prof. Dr. Galip YAVUZ
(Marmara Ü.), Prof. Dr. Yusuf DOĞAN (Cumhuriyet Ü.), Doç. Dr. A. Osman KURT (Yıldırım Beyazıt
Ü.), Doç. Dr. Dursun Ali AYKIT (Cumhuriyet Ü.), Yrd. Doç. Dr. Kamil KÖMÜRCÜ (Cumhuriyet Ü.),
Yrd. Doç. Dr. Şaban ERDİÇ (Cumhuriyet Ü.), Yrd. Doç. Dr. Mustafa KAYAPINAR (Cumhuriyet Ü.),
Yrd. Doç. Dr. Hasan ÖZALP (Cumhuriyet Ü.), Yrd. Doç. Dr. İrfan KAYA (Cumhuriyet Ü.),
Yrd. Doç. Dr. Asiye AYKIT (Cumhuriyet Ü.), Yrd. Doç. Dr. Mehmet TIRAŞÇI (Cumhuriyet Ü.),
Yrd. Doç. Dr. Hatice ACAR (Cumhuriyet Ü.), Yrd. Doç. Dr. Âdem CİFTÇİ (Cumhuriyet Ü.)
Sayı Hakemleri / Advisors for Issues
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Yönergesi gereğince CÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi’nde
“Çift Taraflı Körleme Sistemi (Double Blind)” kullanılır. Hakemler makale yazarını; yazarlar da
hakemleri öğrenemez. Çift taraflı körleme ilkesini bozmamak amacıyla hakem listesi yılın son sayısında
dergi sayı ayırımı yapılmadan toplu olarak yayımlanır.
Redaksiyon ve Dizgi/ Redaction and Interior Design
Yrd. Doç. Dr. Abdullah Demir
Sekreterya / Secretary
Burcu DEMİR - Faruk ÖZ - Kadir AYDIN
Adres/ Address
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi – Sivas
ilahiyat@cumhuriyet.edu.tr
Tel: (0346) 219 12 15/16 Fax: (0346) 219 12 18
http://dergi.cumhuriyet.edu.tr/cumuilah/index
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, hakemli ve bilimsel bir süreli yayın
organıdır. Yılda iki sayı (Haziran - Aralık) olarak yayımlanır. Dergide yayımlanan yazıların
her türlü içerik sorumluluğu yazarlarına aittir. Yazılar, yayıncı kuruluştan izin alınmadan
kısmen veya tamamen bir başka yerde yayımlanamaz.
Basın Yeri ve Tarihi / Publication Place and Date
Rektörlük Basımevi, Sivas, 15 Haziran 2015
Hakem süreci sonunda Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dergisinde yayımlanmasına karar verilen
makaleler, ayrıca "iThenticate" adlı intihali engelleme
programında taranarak kontrol edilmektedir.
Dergimiz; Milli Kütüphane Türkiye Makaleler Bibliyografyası, İSAM İlahiyat Makaleleri
Veri Tabanı ve Türk Eğitim İndeksi tarafından taranmaktadır.
Milli Kütüphane Türkiye Makaleler Bibliyografyası: http://makaleler.mkutup.gov.tr/
İSAM İlahiyat Makaleleri Veri Tabanı: http://www.isam.org.tr/
Türk Eğitim İndeksi: http://www.turkegitimindeksi.com/
Bu makale, iThenticate adlı intihali engelleme programında
taranmış ve orijinal olduğu tespit edilmiştir.
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
CÜİFD, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015), Sayfa: 87-108
SALÂHÎ-İ UŞŞÂKÎ’NİN MANZUM KASÎDE-İ MÜNFERİCE
TERCÜMESİ
Yusuf YILDIRIM
*
Özet: İbnü’n-Nahvî’nin ism-i a’zamı muhtevî olduğuna inanılan Kasîde-i
Münferice adlı manzumesi, Arap ve Fars müellifler tarafından kaleme alı-
nan tercüme, şerh ve tahmis türü birçok çalışmanın konusu olmuştur. Sı-
kıntılı ve kederli insanların virdi haline gelen ve okuyan kişinin duasının
kabul olduğuna inanılan kaside, Türk edîblerinin de yakından tanıdıkları
ve üzerinde şerh ve tercümeler yazdıkları bir manzumedir. Bu makalede
sözkonusu kasidenin Türkçe yazılmış şerh ve tercümeleri hakkında bilgiler
verilmiş, ardından Salâhaddîn-i Uşşâkî’nin kasideye yazdığı manzum ter-
cümenin kütüphanelerde tespit edilen altı nüshasından istifade edilerek
karşılaştırmalı metni hazırlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: İbnü’n-Nahvî, Kasîde-i Münferice, Salâhaddîn-i Uşşâkî,
Klasik Türk Edebiyatı.
TRANSLATION OF SALÂHÎ-I UŞŞÂKÎ’S POETIC
AL-QASIDAH AL-MUNFARIJAH
Abstract: It is believed that Ibnu’n-Nahvi’s poem which is known as
Kasîde-iMünfericecontains ism-iazam (Grand Names of Allah). And it be-
came subject of various works done by Arab and Persian authors such as
translations, commentaries, and tahmis (adding three verses to the begin-
ning of every couplet of an ode). Also, Turkish litterateurs are closely
acquainted with and have written translations and commentaries on this
ode. The ode became the invocation of distressed and sorrowful people and
it is believed that the prayers of its readers are accepted. This article gives
information about the commentaries and translations of the ode written in
Turkish. And then the comparative text of the poetical translation, written
by Salâhaddîn-i Uşşâkî, of the ode was prepared by being benefited from its
six copies found in libraries.
Key Words: Ibn Nahvi, al-Qasidah al-Munfarijah, Salâhaddîn Uşşakî,
Classic Turkish Literature.
**
Yrd. Doç. Dr.,Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk İslam Edebiyatı Anabilim Dalı
Öğretim Üyesi (yasef_yildirim@hotmail.com).
88 | Yusuf YILDIRIM
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
A. İbnü’n-Nahvî ve Kasîde-i Münferice’si
Asıl adı Ebü’l-Fazl Yûsuf b. Muhammed b. Yûsuf et-Tevzerî’dir.
433/1041 yılında Tunus’un Tevzer kasabasında doğdu. Daha çok nahiv
dersleri verdiği için İbnü’n-Nahvî künyesiyle tanındı. Eğitimine Tev-
zer’de başladı, ardından Kayveran’a giderek çeşitli hocaların derslerine
katılmak suretiyle orada tahsilini tamamladı. Öğrenimini tamamladıktan
sonra Tunus’ta dersler vermeye başladı. Bir süre Benî Hammâd Kale-
si’nde kalan İbnü’n-Nahvî, ardından Sicilmâse’ye ve Fas’a gitti. Bu şehir-
lerde dayanamayıp tekrar Benî Hammâd Kalesi’ne geri döndü. Hac fari-
zasını yapmak üzere buradan ayrıldı. Uzun süren hac seyahatinden son-
ra Benî Hammâd Kalesi’ne geri döndü ve burada vefat etti. Kaynakların
çoğuna göre 513/1119 yılında vefat etti. Şiirlerinden, hac dönüşü bir
müddet Mısır’da kaldığı anlaşılmaktadır.
1
İbnü’n-Nahvî, hayatı boyunca kendisini ilme ve ders okutmaya
vermiş, derslerinde özellikle nahiv okutmuş bir âlimdir. Okuttuğu ders-
lerin karşılığında hiçbir ücret talep etmemiştir. Geçimini Tevzer’deki bir
çiftliğin geliriyle sürdürmüştür. Şöhretini daha çok taklitten uzak olan
fakihliğinden ve ictihada meylinden almaktadır. O yaşamında hep zühd
yolunu tutmuş, bu yüzden de bazı kaynaklarda mutasavvıf biri olarak
anılmıştır.
2
Tasavvufî görüşleri ve kendisine nisbet edilen bazı keramet-
ler, kendisi de bir mutasavvıf olan İbn Hirzihim tarafından nakledilmek-
tedir.
3
İbn Hirzihim’in naklettiğine göre İbnü’n-Nahvî, Gazzâlî’ye ve
onun eserlerine son derece bağlı birisiydi. Hatta Gazzâlî’nin İhyâ’sını
otuz eşit parçaya böldüğü ve Ramazan ayında her gün bir parçasını
okumak suretiyle hatmettiği nakledilmektedir.
4
İbnü’n-Nahvî, Allah’a teslimiyeti dile getirdiği ve sıkıntılı insanla-
rın virdi haline gelen el-Kasîdetü’l-Münferice adlı manzumesini rivayete
göre, kendisi Tevzer dışında iken malının eşkiyalar tarafından gaspedil-
diğini duyması üzerine nazmetmiştir.
5
el-Ferec (el-Fütûh) ba’de’ş-şidde,
1
Hayatı hakkında daha geniş bilgi için bkz. Hasen Saferî-i Nâdirî, “İbn Nahvî”,
DMBİ
, V, Tehran
1376, s. 43; İsmail Durmuş-Hüseyin Elmalı, “İbnü’n-Nahvî”,
DİA
, İstanbul: 2000, XXI, s. 163-
164; Hüseyin Elmalı, “İbnu’n-Nahvî, el-Kasidetu’l-Münferice’si ve Tercümesi”,
Dokuz Eylül
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi,
2002, XVI, s. 37-41.
2
Hasen Saferî-i Nâdirî,
agm.,
s. 43.
3
İsmail Durmuş-Hüseyin Elmalı,
agm.,
s. 163.
4
İsmail Durmuş-Hüseyin Elmalı,
agm.,
s. 163.
5
Kâtip Çelebi,
Keşfü’z-zünûn,
II, s. 1346.
Salâhî-i Uşşâkî’nin Manzum Kasîde-i Münferice Tercümesi| 89
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
Ümmü’l-ferec, el-Fütûh, el-Münferice isimleriyle de bilinen kasidenin
ism-i a’zamı içerdiğine, dolayısıyla kasideyi dua olarak okuyan
kişinin duasının kabul olacağına inanılmaktadır.
6
Bazı dua mec-
mualarına da girmiş olan kaside, bu hususiyetlerine binaen İslam
edebiyatlarında, özellikle tasavvufî çevrelerde büyük bir üne ka-
vuşmuştur. Kaside, şiirde çok az kullanılan Mütedârik (Habeb)
bahriyle yazılmıştır. Bu bahir fe’ilün tef’ilesinin her beyitte sekiz
kere tekrar edilmesiyle oluşmaktadır. Kaside toplam kırk beyitten
oluşmaktadır. Ancak bazı şerh ve tercümelerde bu sayının elliye
kadar çıktığı görülmektedir. İsmâil Ankaravî’nin Hikemü’l-
münderice fi şerhi’l-Münferice adlı eserinde, aslında kırk beyitten
kasidenin başına hamd u senâ ile alakalı, sonuna ise Hz. Peygam-
ber’in âl ve ashâbının medhine dair birkaç beyit ilhâk edildiği be-
lirtilmiş ve sonradan eklenen bu beyitler teberrüken eserin sonun-
da verilmiştir.
7
Kasîde, Arapça ve Farsça şerhleriyle beraber birçok kez ba-
sılmış (İstanbul 1290, 1302; Bombay 1299; Bulak 1303; İskenderiye
1304), üzerinde tercüme, şerh ve tahmis türü çalışmalar yapılmış-
tır. Bu çalışmalardan bazıları neşredilmiştir.
8
Kasîde-i Münferice dışında el-Vasıyye adlı bir risalesiyle ed-
Dibâcetü’l-müneşşer ve’l-minhâci’l-mu’aşşer adlı manzumesi de bulu-
nan İbnü’n-Nahvî’nin kaynaklarda şiirlerinden bazı beyitlere de
rastlanmaktadır.
9
B. Kasîde-i Münferice’nin Türkçe Şerh ve Tercümeleri
Kasîde-i Münferice Türk şair ve müellifleri tarafından da ya-
kından tanınan ve üzerinde birçok Türkçe tercüme, şerh ve tahmis
türü çalışmanın yapıldığı bir manzumedir. Yapılan bu çalışmalar-
dan, müellifi bilinenleri şu şekilde sıralayabiliriz:
1. İsmail Rusûhî Ankaravî (ö.1041/1631):el-Hikemü’l-münderice
fi şerhi’l-Münferice adlı eser bu alanda en çok bilinen Türkçe şerh
çalışmasıdır. Ankaravî mukaddimede sözkonusu kasideyi vird-i
6
Hüseyin Elmalı,
agm.,
s. 41-42.
7
İsmâil Ankaravî,
Hikemü’l-münderice fi şerhi’l-Münferice,
İstanbul: Uhuvvet Matbaası, 1327, s.
118.
8
İlgili Arapça ve Farsça çalışmalar için bkz. Hüseyin Elmalı,
age.,
s. 45-50.
9
İsmail Durmuş-Hüseyin Elmalı,
agm.
, s. 164.
90 | Yusuf YILDIRIM
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
zebân edinen bazı arkadaşlarının ricası üzerine böyle bir şerh yazdığını
belirtmektedir. Şârih, Kasîde-i Münferice’yi kırk beyit olarak şerh etmiş;
ancak kasideye sonradan ilhâk edilen beyitleri de eserinin sonunda sıra-
lamıştır. 1327/1909 yılında İstanbul’da basılmıştır.
10
2. Hüseyin Efendi: Şârihin kimliği konusunda herhangi bir bilgiye
bilgiye sahip değiliz. Eserini Hâfız Ahmed Paşa (ö.1042/1632)’nın
isteğiyle 1020/1611’de tamamlayarak paşaya takdim etmiştir. Mukaddi-
mede İbnü’n-Nahvî’nin hayatı ve Münferice Kasîdesi’nin faziletleri hak-
kında da bazı bilgilere yer verilmiştir. Şârih her beyti “el-Luga”, “el-
İ’râb” “el-Ma’nâ” başlıkları altında yorumlamıştır. Eserde, kaside kırk
beyit olarak şerh edilmiştir. Eserin sonunda Şâfiî fakîhlerinden İmâm
Takiyüddîn es-Sübkî’ye nisbet edilen, Allah’ın, tahâret-i kâmileden sonra
hiç kimseyle konuşmadan kasideyi kırk bir kez okuyan kişinin hâcetine
cevap vereceğine dair rivayete de yer verilmiştir. Şerhin kütüphanelerde
birçok yazma nüshası bulunmaktadır.
11
3. Ahmed Efendi: Şârihin kim olduğuna dair bilgiye ulaşılamamıştır.
Arapça mukaddimede eserin Musahip Mustafa Paşa’ya takdim edildiği
belirtilmektedir. 1093/1682’de kaleme alınan eser, kasidenin muhtasar bir
şerhi niteliğindedir.
12
4. Dervîş Hüseyin Konevî: Müellif hakkında yeterli bilgiye sahip de-
ğiliz. Ferağ kaydından müellifin Mevlevî bir derviş olduğu, Bâb-ı Cedîd
Hankâhı’nda münzevi bir hayat yaşadığı ve şerhini 1209/1794’te tamam-
ladığı anlaşılmaktadır.
13
Eser uzun bir mukaddime ile başlamaktadır.
Mukaddime Arapça ve Farsça tamlamalarıyla ve külfetli bir üslûpla ya-
zılmıştır. Kasidenin her beyti “el-Luga”, “el-İ’râb” ve “el-Maènâ” başlık-
ları altında şerh edilmiştir. Şerhte, Münferice Kasidesi’ne sonradan eklenen
iki beytin daha şerhi yapılmıştır.
5. Es’ad Erbilî (ö. 1336/1918): Nakşî-Hâlidî şeyhi olan Es’ad Erbilî,
tercümesinin başında eseri Arapçaya âşinâ olmayanlar için yazdığını
belirtmektedir. Eser hamdele ve salvele bölümlerinin de bulunduğu kısa
10
İsmâil Ankaravî,
age.
, İstanbul 1327.
11
Eserin birkaç nüshası için bkz.
Şerhu’l-Kasîdeti’l-Münferice,
Nuruosmaniye, nr. 4038;
Kasîde-i
Münferice Şerhi,
Süleymaniye, Yazma Bağışlar, nr. 1402-001;
Şerhu Kasîdeti’l-Münferice,
Sü-
leymaniye, Yazma Bağışlar, nr. 7783.
12
Ahmed Efendi,
Kasîde-i Münferice Tercümesi,
Süleymaniye, Kasidecizade, nr. 105.
13
Dervîş Hüseyin Konevî,
Şerh-i Kasîde-i Münferice,
Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin Yazmaları,
nr. 623, vr. 236b-258b.
Salâhî-i Uşşâkî’nin Manzum Kasîde-i Münferice Tercümesi| 91
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
bir mukaddime ile başlamaktadır. Tercümede beyitlerde geçen
kelimelerin anlamları verildikten sonra beytin genel tercümesi
yapılmıştır. Eser Tercüme-i Kasîde-i Münferice adıyla 1311/1893’te
basılmıştır.
14
6. Cebbârzâde Ârif Bey (ö. 1339/1920): Şârih, Şa’bâniyye
Ticâniyye şubesi muhiplerindedir.
15
Eserinin adı Celb-i Sürûr Selb-i
Küdûr’dur. Mukaddimede İbnü’n-Nahvî’nin biyografisine ve bazı
metlerine de yer verilmiştir. Eserin elde mevcut olan nüshası eksik
içerisinde kasidenin yalnızca ilk beytinin şerhi bulunmaktadır.
16
7. Kemâleddîn Harpûtî:Kasîde-i Münferice’nin Tahmîsiyle
çe Şerhidir adındaki eser, Abdülhâmid Harpûtî’nin MünfericeKasi-
desi’ne yazdığı tahmisle oğlu Kemâleddin Harpûtî’nin bu tahmise
yazdığı şerhten oluşmaktadır. Eserin başında İbnülemîn Mahmûd
Kemâl’in takrîzi bulunmaktadır. Kemâleddîn Harpûtî eserin mu-
kaddimesinde, babasının kasideye yazdığı tahmisin büyük bir
hizmet olduğunu; ancak kasidenin ve kasideye yazılan Arapça
tahmisin anlaşılması için de bir şerhe ihtiyaç duyulduğunu ve bu
yüzden böyle bir eser kaleme aldığını belirtir. Eser 1317/1899’da
basılmıştır.
17
8. Vildân Fâik (ö. 1343/1924): Son dönem Osmanlı âlimi ve
huzur dersleri mukarriri olan şârih,
18
eserinin “sebeb-i tahrîr” bö-
lümünde İsmâil Ankaravî’nin matbu olarak basılan şerhindeki
mürettip hatalarını tashih ettiğini, ardından sözkonusu şerhteki
lugat ve nahve ait gereksiz bilgilerin atılarak beytin genel anlamını
vermeye yönelik bir şerh hazırladığını belirtmiştir.
19
Yukarıda zikredilen isimler, sözkonusu kaside üzerinde ter-
cüme, şerh ve tahmis yazan müelliflerden sadece bir kısmı olup
14
Es’ad Erbilî,
Tercüme-i Kasîde-i Münferice,
1311; Ercan Alkan, “Es’ad Erbilî’nin Tercüme-i
Kasîde-i Münferice Adlı Eseri”,
TasavvufDergisi
, 2012, XXX, s. 151-172.
15
Hayatı ve eserleri hakkında bkz. Hüseyin Vassâf,
Sefîne-i Evliyâ,
haz
.
Mehmet Akkuş, Ali
Yılmaz, İstanbul: Kitabevi Yay., 2011, IV, s. 212-216.
16
Cebbârzâde Ârif Bey,
Celb-i Sürûr Selb-i Küdûr,
Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin Yazmaları, No.
1525.
17
Kemâleddîn Harpûtî,
Kasîde-i Münferice’nin Tahmîsiyle Berâber Türkçe Şerhidir,
Elazığ:
Ma’mûretü’l-Azîz Vilâyeti Matbaası, 1317.
18
Şârihin hayatı ve eserleri için bkz. Arzu Göldöşüren, “Vildan Fâik Efendi”,
DİA
, İstanbul:
İstanbul 2013, XLIII, s.108-109.
19
Vildân Fâik Efendi,
Kasîde-i Münferice Şerhi,
Süleymaniye, Yazma Bağışlar, No. 107.
92 | Yusuf YILDIRIM
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
bunlar dışında yazma eser kütüphanelerinde müellifi bilinmeyen daha
birçok şerh, tercüme ve tahmis bulunmaktadır.
20
C. Salâhî-i Uşşâkî ve Manzum Kasîde-i Münferice Tercümesi
1. Hayatı ve Eserleri
Asıl adı Abdullah Salâhaddin, mahlası Salâhî’dir. 1117/1705’de
1117/1705’de bugün Yunanistan sınırları içinde kalan Kesriye’de
(Kastorya) doğdu. Tahsiline memleketinde başladı. Ardından yirmi yaş-
mi yaşlarında iken babasından devraldığı kâtiplik mesleğini sürdürmek
dürmek ve öğrenimine devam etmek için İstanbul’a gitti. Burada
tahsilini tamamladıktan sonra devlet hizmetine giren Salâhî başta
Hekimoğlu Ali Paşa olmak üzere birçok önemli devlet adamının yanında
yanında görevlerde bulundu. 1153/1740 tarihinde Mısır’a vali olarak gö-
revlendirilen Hekimoğlu Ali Paşa’yla birlikte Kâhire’ye giden Salâhî,
burada Halvetî Şeyhi Şemseddin Muhammed el-Hıfnî ile tanıştı. Paşa ile
çıktığı bir Edirne seyahati sırasında görüştüğü Halvetî-Uşşâkî şeyhi
Cemâleddin Uşşâkî’ye intisâp ederek devlet hizmetindeki görevinden
ayrıldı. Bir süre Savaklardaki Hırâmî Ahmed Paşa Tekkesi’nde kaldı.
Ardından Fâtih’teki Tâhir Ağa Dergâhı’nda şeyh olarak görevlendirildi.
Tâhir Ağa Tekkesi’nin 1197/1783’deki Tüfekhâne yangınında yanması
üzerine şeyhi ve aynı zamanda kayınpederi Cemâleddin Uşşâkî’nin Sa-
vaklardaki dergâhına taşınan Salâhî, burada 29 Muharrem 1197/4 Ocak
1783’de vefat etti. Cenazesi uzun yıllar şeyhlik yaptığı Tâhir Ağa Tekke-
si’nin hazîresine defnedildi. Salâhî’nin telif, tercüme ve şerh olmak üzere
yüze yakın eseri bulunmaktadır.
21
2. Kasîde-i Münferice Tercümesi
Tercümenin ne zaman yazıldığı bilinmemektedir. Salâhî, aslında
kırk beyitten oluşan Münferice Kasidesi’ni, başkaları tarafından sonradan
20
Müellifi bilinmeyen bir şerh için bkz.
Şerh-i Kasîde-i Münferice,
Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin
Yazmaları, No. 1648; müellifi bilinmeyen Türkçe bir tahmis için bkz.
TahmîsuKasîdeti’l-
Münferice,
Milli Kütüphane, No. A4753.
21
Salâhî-i Uşşâkî’nin hayatı ve eserleri hakkında geniş bilgi için bkz. Hüseyin Vassâf,
Sefîne-i
Evliyâ
, haz. Mehmet Akkuş, Ali Yılmaz, İstanbul: Kitabevi Yay., 2011, IV, s. 429-444; Mehmet
Akkuş,
Abdullah Salâhaddîn-i Uşşâkî (Salâhî)’nin Hayatı ve Eserleri,
Ankara: Milli Eğitim Ba-
sımevi, 1998; A.g.Mlf., “Edebiyatımızda Regâibiyye ve Salâhî’nin Matla’u’l-Fecr’i”,
Ankara
Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi,
1998, XXXII, s. 132-133; Semih Ceyhan, “Salâhî Efen-
di”,
DİA
, İstanbul: 2009, XXXVI, s. 17-19.
Salâhî-i Uşşâkî’nin Manzum Kasîde-i Münferice Tercümesi| 93
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
yazılan üç beyit daha ekleyerek toplam kırk üç beyit olarak tercü-
me etmiştir. Tercüme kaside nazım şekliyle ve aruzun “fâ’ilâtün
fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” kalıbıyla yazılmıştır. Hemen her beyitte
imâle yapıldığı görülmekle birlikte genel olarak aruzun başarılı
olarak kullanıldığını söylemek mümkündür.
Salâhî’nin Kasîde-i MünfericeTercümesi’nin tespit edilen altı
nüshasından dördünde mukaddime bölümü vardır. Bu nüshalarda
NO ile NU ve L ile V’dekiler aynı olmak üzere iki farklı mukaddi-
me bulunmaktadır. Ancak NO ve NU nüshalarındaki mukaddime
bölümünün Dervîş Hüseyin Konevî tarafından 1209/1794’de kale-
me alınan şerhin mukaddimesiyle aynı olması bu bölümün sonra-
dan tercümeye eklendiği ihtimalini akla getirmektedir. Diğer yan-
dan sözkonusu nüshalardaki mukaddimenin sonunda “Kasîde-i
mezkûreye lisân-ı Türkî ile ma’ânî-i lugati mübeyyen ve keşf-i
i’râb ve îzâh-ı ma’ânî-i ebyâtını mütazammın te’lîfini irâde ve il-
timâs buyurduklarına binâen…” ifadelerinin bulunması da bu
durumu desteklemektedir. Zira yukarıda verilen ifadelerden de
anlaşılacağı üzere mukaddimenin bir tercüme mukaddimesi ol-
maktan ziyade şerh mukaddimesi olması daha muhtemeldir. Mu-
kaddimeler, aşağıda tercüme metni verilirken bu ihtimaller göz
önüne alınarak ihtiyaten yazılmıştır. NO ve Nu nüshalarında bulunan mukaddime, klasik eser-
lerde görüldüğü gibi konuya uygun olan hamdele ve salvele bö-
lümleriyle başlamaktadır. Daha sonra kaside müellifinin kimliği ve
hayatı hakkında bilgilere yer verilmektedir. İbnü’n-Nahvî’nin ilim
ve amel noktasında İmam Gazzâlî mesâbesinde bulunduğu, güzel
ahlak sahibi ve kerâmet ehli bir zat olduğu vurgulanmaktadır.
Bunun yanında kasidenin ism-i azamı içerdiği ve dolayısıyla dua
gibi okunabildiği belirtilmektedir. Hatta Takîyüddîn es-Sebkî’nin,
kendisine bir şiddet isabet ettiğinde bu kasideyi okuduğuna ve
hemen ferahlığa kavuştuğuna dair olan rivayete de yer verilmek-
tedir. V ve L nüshalarındaki mukaddime de yine hamdele ve sal-
vele ile başlamaktadır. Bu mukaddimede İbnü’n-Nahvî’nin, kasi-
deyi malının zalimler tarafından gasp edildiğini duyması üzerine
yazdığına dair rivayete yer verilmektedir. Kasidenin dua olarak
okunduğunda mutlaka kabul olduğunun da tekrar edildiği mu-
kaddimede özellikle kasideyi tahâret-i kalb ile kırk bir kere okuyan
94 | Yusuf YILDIRIM
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
kişinin zalimin zulmünden kurtulacağına ilişkin bir inancın olduğu belir-
tilmektedir.
Besmele ile başlanan tercüme bölümünde önce kasidenin Arapça
metni verilmiş, ardından her beytin altında kasidenin Türkçe tercümesi
yapılmıştır. Salâhî-i Uşşâkî Kasîde-i Münferice tercümesini, kelime kelime
olmamakla birlikte aslına uygun olarak yapmıştır.
Kasîde-i Münferice Tercümesi’nin Nüshaları:
Salâhî’nin birçok eseri gibi Kasîde-i Münferice Tercümesi de basıl-
mamıştır. Burada Türkiye kütüphanelerinde yapılan araştırmalar netice-
sinde tespit edilen nüshalar tanıtılacak, ardından karşılaştırmalı metin
verilecektir.
1. İBB Atatürk Kitaplığı, Belediye Yazmaları, K1095, vr. 41
b
-46
b
(B).
Tercüme, mecmuanın 7. risalesidir. Mecmuada; Mecmuatü’l-Fevâid
adıyla kayıtlı muhtelif bilgilerin bulunduğu bir risale, Aliyyü’l-Kârî’nin
Fethu’l-esmâ fî-şerhi’s-semâ adlı risalesi, İmâm Busîrî’nin, Ka’b b. Züheyr’in
“lâm” redifli kasidesine nazire olarak yazdığı Zuhru’l-mead ‘alâ vezni
Bânet Suâd adlı kasidesinin ve Kasîdetü’l-Mudariyye’nin Arapça metinleri,
Kasîde-i Bürde’nin şârihi bilinmeyen Arapça bir şerhi, Kasîde-i Tantaraniy-
ye’nin yine müellifi bilinmeyen manzum bir tercümesi, İbnü’l-Verdî’nin
Nasîhatü’l-ihvân adıyla meşhur olan Lâmiyye kasidesine Murâdî mahlaslı
birisi tarafından yazılan tahmis, Abdülkadîr Geylânî’nin Kasîdetü’l-
Yâiyye’si, Ka’b b. Züheyr’in Kasidetü’t-Tâliyye’si, Kemalpaşazade’nin Risa-
letü’l-vücûd adlı küçük bir risalesi de bulunmaktadır.
Tercüme, kütüphane kaydında Tercüme-i Kasîdetü’l-Münferice adıy-
la geçmektedir. Yine kayıtta mütercimin belli olmadığı belirtilmektedir.
Nüshanın müstensihi bilinmemektedir. Tercüme kırmızı bir cetvel içinde
Arapça asıl metin ile birlikte bulunmaktadır. Arapça metin kırmızı mü-
rekkeple, tercüme ise siyah mürekkeple yazılmıştır. Harekeli nesih yazıy-
la ve 12 satır halinde yazılmış olup toplam altı varaktan oluşmaktadır.
Nüshada kasidenin, sonradan eklenen bir beyitle birlikte kırk beytinin
tercümesine yer verilmiştir. Kasideye sonradan eklendiği bilinen
beytinin altında ise muhtemelen müstensihe ait
olan “Bin iki yüz on üçünde oldı mahtûmunla/ Tercüme-i Münferice virdi
bize zahmeti” beyti bulunmaktadır. Buradan tercüme nüshasının
Salâhî-i Uşşâkî’nin Manzum Kasîde-i Münferice Tercümesi| 95
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
1209/1794’de tamamlandığı düşünülebilir. Bu beyit karşılaştırmalı
metinde gösterilmemiştir.
Nüsha karşılaştırmalı metinde (B) harfi ile gösterilmiştir.
2. İBB Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin Yazmaları, No. 263, vr. 1
b
-
2
a
(OE).
Münferice tercümesi, toplam 115 varaktan oluşan mecmua-
nın ilk şiiridir. Tercümenin başında “Tercüme-i Kasîde-i Münferice
li-Salâhaddîn-i Uşşâkî –kaddese sırruhu’l-bâkî-” başlığı bulunmak-
tadır. Mecmuada Salâhaddîn-i Uşşâkî’nin divan nüshası, Arapça,
Farsça ve Türkçe yazdığı na’tler, tahmisleri ve din büyükleri için
kaleme aldığı kasideleri de bulunmaktadır. Ketebe kaydından
nüshanın, Nazillili Seyyid Mehmed Fahreddîn Himmetî diye birisi
tarafından 1317/1899 senesinde istinsah edildiği anlaşılmaktadır.
Nüshada kasidenin, sonradan eklenen bir beyitle birlikte kırk bey-
tinin tercümesine yer verilmiştir.
Nüsha 230x175, 160x120 mm. ebadında ve 21 satırlı olup gü-
zel ve okunaklı bir rik’ayla yazılmıştır.
Karşılatırmalı metinde (OE) harfiyle gösterilmiştir.
3. Kütahya Vahidpaşa İl Halk Ktp., No. Va 1350, vr. 1
b
-5
a
(V).
Eser 11 varaklık küçük bir mecmuanın ilk risalesidir. Mec-
muada muhtelif Arapça dualar ve kime ait oldukları bilinmeyen
şiirler de bulunmaktadır. Kasîde-i Münferice tercümesinin bulun-
duğu bölüm dışındaki sayfalar gelişigüzel olup düzensizdir. Ter-
cüme, kasidenin Arapça metni ile birlikte bulunmaktadır. Arap-
ça’da siyah mürekkep tercümede ise kırmızı mürekkep kullanıl-
mıştır.
Tercüme nüshasında, klasik eserlerde görülen an’aneye uy-
gun olarak hamdele ve salvele bölümlerinin bulunduğu kısa bir
mukaddime bulunmaktadır. Mukaddimede şairin ismine, kaside-
nin nazm edilme sebebine, İbnü’n-Nahvî’nin vefat tarihine ve ka-
sidenin ism-i a’zamı muhtevî olduğu için dua gibi okunabildeğine
dair bilgiler bulunmaktadır. Burada da kasidenin kırk bir beytinin
tercümesi bulunmaktadır.
96 | Yusuf YILDIRIM
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
Nüsha 65x100, 110x165 ölçülerinde olup 11 satır halinde ta’lik ya-
zıyla yazılmıştır. Karşılaştırmalı metinde (V) harfi ile gösterilmiştir.
4. Süleymaniye Ktp., Laleli, No. 3733-001, vr. 1
b
-3
a
(L).
Tercüme, içerisinde Dâvûd-ı Kayserî’nin Şerhu’l-Kasideti’l-
Hamriyye’si, Kemalpaşazâde’nin Şerhu Duai’l-Kunut’u, Kasîde-i Bânet Suâd,
Alâüddîn el-Bihiştî’nin Şerhu’l-Kasîdeti’t-Tantaraniyye’si, İmâm
Gazzâlî’nin Eyyühe’l-Veled’i, Ahmed Rıdvân’ın Tercüme-i Kasîdetü’l-
Bürde’si vb. risalelerin de bulunduğu bir mecmuanın ilk risalesidir.
Nüshada kasidenin beyit sayısı kırktır. Ancak kasidenin son iki
beytinin Arapçaları yazılmasına rağmen tercümesi eksik bırakılmıştır.
Tercümenin mukaddime kısmı V nüshasıyla aynıdır.
Müstensihi ve istinsah tarihi belli değildir. Nüsha bozuk bir ta’lik
yazıyla ve değişik satırla yazılmış olup 200x126,177x100 mm. ebdadında-
dır.
Nüsha karşılaştırmalı metinde (L) harfi ile gösterilmiştir.
5. Nuruosmaniye Ktp., No. 2872-008, vr. 72
a
-79
b
(NO)
Eser mecmuanın sekizinci risalesidir. Mecmuada Tercüme-i Esmâ-i
Hüsnâ, Tercüme-i Kasîde-i İstigfâriyye, Zülüflü Mustafa Teberdâr Efen-
di’nin Elfiyye kasidesi ve Tercümetü’l-Hilyeti’n- Nebî’si, Ebu’s-Sürûrî el-
Bekrî’nin Kaside fî Na’ti’l-Cenne’si, Tercümetü’l- Kasîdeti Ene’l-Matlûbu
Fetlûnî Tecidnî, Kasîde-i Emâlî Tercümesi ve Veysicânî tarafından yapılan
Kasîde-i Tantaraniyye Tercümesi de bulunmaktadır. Mecmuanın kim tara-
fından ve ne zaman yazıldığı bilinmemekedir.
Tercümede Kasîde-i Münferice-i Revhânî başlığı bulunmaktadır.
Eser, muhtevaya uygun olan hamdele ve salvelenin de bulunduğu uzun
bir mukaddime ile başlamaktadır. Mukaddimede İbnü’n-Nahvî’nin ismi,
künyesi, nisbesi ve Münferice Kasidesi’nin faziletleri hakkında bilgiler
verilmiştir.
Tercüme bir cetvel içinde Arapça aslı ile birlikte verilmiştir. Arapça
Kırmızı mürekkeple, tercüme ise siyah mürekkeple yazılmıştır. Sonradan
eklenen üç beyitle birlikte kırk üç beytin tercümesi bulunmaktadır.
187x125, 139x80 mm. ebadında olan nüsha 13 satırlı olup harekeli
nesihle yazılmıştır.
Karşılaştırmalı metinde (NO) harfleriyle gösterilmiştir.
Salâhî-i Uşşâkî’nin Manzum Kasîde-i Münferice Tercümesi| 97
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
6. Nuruosmaniye Ktp., No. 4906-011, vr. 70
a
-75
a
(NU).
Eser, 80 varaklık yeşil bez kaplı, şirazeli, miklebli, mukavva
ciltlibir mecmuanın 11. risalesidir. Mecmuanın iç kapağında
Kasîdetü li-Ebi’l-Fazl Yûsuf et-Tevzerî adıyla kayıtlıdır. Mecmua içe-
risinde Şerh-i Esmâi’l-Hüsnâ, Şerh-i Hilyetü’n-Nebî, Tercüme-i Kasîde-i
Bürde, Kasîde-i Emâlî Tercümesi vb. risaleler de bulunmaktadır. Ter-
cüme Arapça asıl metinle birlikte bulunup yazılar cetvel içine
alınmıştır. Arapça metin kırmızı mürekkepli, tercüme kısmı ise
siyah mürekkeplidir. Kaside kırk üç beyit olarak tercüme edilmiş-
tir. Nüsha, karşılaştırmalı metinde (NU) harfleriyle gösterilmiş-
tir.
D. Metin
Óamd-i nÀ-maódÿd ol Óayy-i Vedÿd ve Úayyÿm-i vücÿd olan
Óaøret-i CelÀl-i aóadí dergÀh-ı úudsí-penÀha ki serÀbistÀn-ı cÀn ve gü-
listÀn-ı cinÀnda hubÿb-ı nesím-i taèlím ve cereyÀn-ı tesním-i ilhÀm ve
tefhím àonce-i fuéÀd-ı aãfiyÀ-yı èibÀdı gül-i sírÀb gibi şüküfte ve bÿyÀ ve
gülberg-i zebÀn-ı insÀnı hedír-i taúrír-i esrÀr-ı nihÀnı birle gÿyÀ eyle-
di.
22
Ve dürÿd-ı nÀ-maèdÿd ol ãadr-ı ãuffe-i vücÿd ve bedr-i èÀlem-i şühÿd
olan cenÀb-ı muúaddes Muóammedí bÀrgÀh-ı risÀlet-destgÀhına ki aúùÀr-ı
şarú ve àarbı nÿr-ı risÀleti ile rÿşen ve ercÀ-i mülk ve melekÿtı tenessüm-i
22
Bu mukaddime bölümü yalnızca NO ve Nu nüshalarında bulunmaktadır. V ve L nüshalarında
bulunan mukaddime ise şöyledir: Óamd-i bí-óadd u åenÀ-yı bí-èadd ol Óayy u Úayyÿm u ÚÀdir'e
kim Óabíb-i Aómed’i ve Resÿl-i Muóammed’i òalú içinde ıãùıfÀ úıldı –äalÀvatullÀhi èaleyhi ve
èalÀ Àlihi ve ãaóbihi ve vereåehu min èulemÀéi ümmetihi-. Elsine-i èulemÀda ve zümre-i ãuleóÀda
meşhÿr olan
Úaãíde-i Münferice
Ebi’l-Faøl Yÿsuf Maàribí Óaøretleri’nüñ –ÚaddesallÀhu sırra-
hu’l-èizze- bir inşÀsıdur. Duèa-i müstecÀb. èÁlim-i fÀøıl ve èarif-i kÀmildür. ŞerrÀh-ı úaãide niçe
kerÀmÀtın õikr itmişlerdür. Bu úaãídenüñ naômına şurÿóda beyÀn olunan sebebi baèøı ôaleme
óaøret-i şeyòuñ cefÀsına müteãaddí olub emvÀlini àÀrete ve óasÀrete. Óaøret-i şeyò bu úaãídeyi
şiddet óÀlinde Óaøret-i Óaúú’dan istimdÀd idüb naôm itmişdür. Ol ôÀlimler bir gice vÀúıèasında
şiddet görür úaãíde oúur bir elinde bir tízçe óarbe duùar, şeyòe mÀlın vir cefÀ itme, yoòsa seni
úatl iderin. Ol ôÀlim uyanub şeyòe iètiõÀra gelüb şeyò úaãídeyi inşÀda iken tevbe idüb bu úaãíde-
yi inşÀ eder. Baèøı meşÀyiò-i fuøalÀdan menúuldur; bu úaãidede ism-i aèôam mektÿbdur, her kim
duèÀ iderse müstecÀbdur ve niçe èulemÀ óín-i şiddetde oúuyub duèÀları müstecÀb olmuşdur. Ve
baèøı èulemÀ-i èiôÀmdan menúÿldur ki bir kimse ùahÀret-i úalb ile úırú bir kerre oúusa óÀceti
muúøí ola, òuãÿsan ôaleme ôulmin menè itmekde. Óaøret-i şeyò diyÀr-ı Maàrib’de óaøret-i İmÀm
áazzÀlí Maşrıú’da faøl u èim ile meşhÿr idi. İmÀm Maşrıú’da vefÀt itdügi vaút şeyò óaøretleri
Maàrib’de vefÀt itmişlerdür, hicretüñ beş yüz on üçünci senesinde. RıêvÀnullÀhi TeèÀlÀ èaleyhim
ecmaèín.
98 | Yusuf YILDIRIM
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
nesím-i velÀyeti ile gülşen eyledi. Ve revó u reyóÀn ve raómet ve rıêvÀnı
ol şÀh-ı güzín ve seyyidü’l-enbiyÀ ve’l-mürselín óaøretinüñ Àl u aãóÀbı
cenÀb-ı celíl-meéÀblarına ki óamele-i èarş-ı şerè-i mübín ve naúale-i aãl u
ferè-i èulÿm-ı evvelín ve Àòiríndürler -äalla'llÀhu èaleyhi ve sellem ve
èaleyhim ecmaèín ve èalÀ men tebièahum bi-iósÀni ilÀ yevmi’d-dín-.
AmmÀ baèd işbu
Úaãíde-i Münferice
-i mübÀreke ki úıdve-i
efÀøıl-ı enÀm mefòar-ı meşÀyiò-i kirÀm Ebu’l-Faøl İbnü’n-Naóví dimekle
mükennÀ Yÿsuf nÀm imÀm-ı hümÀm -AèlallÀhu derecÀtehü fí dÀri’s-
selÀm- óaøretlerinüñ naøm-ı şerífi ve kelÀm-ı laùífidür. Ol şol edíb-i fÀøıl
ve mürşid-i kÀmildür ki aãlı Tevzer nÀm beldeden idi. Úalèa-i
ÓammÀd’da tavaùùun idüb anda maóalli maóaùù-ı rihÀl-i efÀøıl-ı ricÀl oldı.
CivÀr-ı raómet-i Rabb-i MüteèÀl’a anda intiúÀl eyledi ki İmÀm áazzÀlí
daòi anda intiúÀl eylemişlerdür –RevvaóallÀhu rÿóahumÀ ve zÀde fí aèlÀ
àufra’l-cinÀni fütÿóahumÀ-. İbni ÓammÀd da –RaóimehullÀh- Şeyò İmÀm
Ebu’l-Faøl İbnü’n-Naóví bizim diyÀrımızda diyÀr-ı èIrÀú’da İmÀm
áazzÀlí –Raóimehu’llÀh- meåÀbesindedür, èilimde ve èamelde dir idi. Ve
åiúÀt-ı èulemÀ-i füóÿlden maókí ve menúÿl olan evãÀf-ı èaliyye ve aóvÀl-i
seniyyesi imÀm-ı èÀlim ve èilmi ile èÀmil mütekellim faãíó fÀøıl ôÀhirü’l-
kerÀmÀt ve bÀhirü’l-kemÀlÀt ãÀóib-i mekÀrimü’l-aòlÀú keåírü’l-merÀóim
ve’l-erfÀú, efnÀn-ı fünÿnda merd-i kÀmil aãnÀf-ı hünerde ferd-i fÀøıl idi.
Ve óikÀye olunur ki ÓicÀz’a sefer müteveccih olduúda ehl-i beyti ãÿret-i
óÀllerinden şikÀyet ve àaybetde taóammül yÀ refÀúatden bí-tÀb ve ùÀúat-
liklerin iôhÀr ve óikÀyet eylediler. Bir riúèa yazub bunı óıfô idüñ, didi ve
gitti. Şeyò gerü gelince bir şaòıã hergün ehl-i beytine cemíè mÀlzemelerin
getürür idi. Şeyò geldikden ãoñra riúèaya naôar idüb bu úıùèa-i mübÀreke-
yi riúèada yazılur gördiler. Nazm:
[Kendisine yüzümü çevirdiğime, ailemi emanet ettim.
Şüphesiz ki O, benden sıkıntıyı kaldırdı ve O’nun lütfu benim lüt-
fumdan daha geniştir.]
Salâhî-i Uşşâkî’nin Manzum Kasîde-i Münferice Tercümesi| 99
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
Her úaçan bir şeyée muótÀc olub ol şeyé óÀøır bulunmasa İmÀm
áazzÀlí İóyÀ-i èUlÿm’da õikr itdügi üzre Óaøret-i Óıøır -èaleyhi’s-selÀm-
dan meéåÿr olan duèÀ-yı mübÀreki oúuyub hemÀn dem murÀd muóaããal
ve şiddet ferce mübeddel ve ôulmet øiyÀya muóavvel olur idi. DuèÀ-yı
şeríf budur:
èUlemÀ ve ãuleóÀdan muèteber ve mevåÿúun bih, eèizzeden
menúÿl ve mervídür ki; bu úaãíde-i mübÀreke ism-i aèôamı müştemildür.
Híç kes recÀóat ùalebinde bu úaãíde-i mübÀreke ile tevessül ve istişfÀè
eyledi, illÀ isticÀbet olundı. Eéimme-i müctehidínden İmÀm Taúiyüddín
es-Sübkí’nüñ –RaóimehullÀh- oàlı úÀêıyu’l-úudÀt TÀceddín –
RaóimehullÀh-: “VÀlidüm Taúiyüddín –RevvaóallÀhu rÿóahu-’ya bir
şiddet iãÀbet eylese bu úaãíde-i mübÀrekeyi inşÀd iderdi. DeróÀl şiddet
ferce mübeddel olub dil-i maózÿnı şÀd ve bend-i àamdan ÀzÀd olurdı.”
Salùanat-ı İslÀmiyye vüzerÀ-yı èÀlí-re’y-i memÀlik aralarından eyvÀn-ı
devlet-i èulyÀ ve dívÀn-ı salùanat-ı kübrÀda sinín ve şühÿr-ı hıdemÀt-ı
mefhÿre ve mesÀèí-i meşkÿresi ãudÿr ve ôuhÿr bulan ãadr-ı hümÀm
dívÀn-ı mıãr-ı meèÀlí ve bedr-i tamÀm-ı ÀsumÀn-ı maèÀrif ve èavÀlí ki
esbÀb-ı devlet-i dÀreynde òaùù-ı evfer-i aèlÀya nÀéil ve merÀtib-i saèÀdet-
neşéetinden rütbe-i pertev ve aèlÀyı müstaóil ve müstekmildür. äavb-ı
CenÀb-ı Rabbü’l-enÀma inciõÀb-ı tÀmdan nÀşí ve liúÀ-yı óaøret-i melik-i
èallÀma kemÀl-i şevú ve heyÀmdan óÀãıl ve münşí aóvÀl-i èaliyye ve
eùvÀr-ı seniyyesine úulÿb-ı ehl-i ímÀn bí-iòtiyÀr mÀéil ve aãóÀb-ı èilm u
èirfÀn bilÀ-ãabr u úarÀr èÀşıú-ı şífte-dil olmuşlardur. Beyt:
[Ben O’nu nasıl övebilirim ki; ben ne desem O, ondan da
üstündür.]
100 | Yusuf YILDIRIM
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
Úaãíde-i meõkÿreye lisÀn-ı Türkí ile maèÀní-i luàati mübeyyen ve
keşf-i ièrÀb ve íøÀó-ı maèÀní-i ebyÀtını mütaøammın teélífini irÀde ve
iltimÀs buyurduúlarına binÀen mütevekkilen èala’l-melikü’l-èallÀm isèÀf-ı
merÀmları úarín-i cedd ve ihtimÀm úılınub bi-faøli’llÀhi’l-meliki’l-ekber
aósen-i vech üzere itmÀmı müyesser ve meémÿl ve meémÿr olan ùavr ve
ùarz üzere iòtitÀmı muóaúúaú ve muúarrer oldı.
.
BismillÀhirraómÀnirraóím
fÀèilÀtün/ fÀèilÀtün/ fÀèilÀtün/ fÀèilün
1
İrişe şÀdí saña müşted ola àam şiddeti
23
áam şebi ièlÀm idüb gün gibi açar kürbeti
2
Ôulmetinde her şebüñ vardur niçe rÿşen çerÀà
24
Maóv ider leylüñ ôulÀmın nÿr-ı şemsüñ celveti
3
Feyø-i Óaú’dan ebr-i òayruñ èÀúıbet bÀrÀnı var
25
Vaúti vardur ãabr úıl berú gibi eyler sürèati
1 irişe: irişse OE / saña müşed: meşaúúat OE / àam: àamuñ OE / ola: olan B; ol L.
2 ôulmetinde: ôulmetine L // leylüñ: lík OE / celveti: òalveti NU.
3 bÀrÀnı: bÀrÀn B / bÀrÀnı var: bÀrÀn olur V; var bÀrÀnı OE // vaúti: vaút V, L / eyler: eyle OE.
Salâhî-i Uşşâkî’nin Manzum Kasîde-i Münferice Tercümesi| 101
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
4
Vardur elùÀf u èaùÀyÀsı nihÀyetsiz Óaú’uñ
26
CÀn u dillerden açar feyø-i èaùÀsı mióneti
5
Bÿy-ı elùÀfı dem-À-dem mürde dil ióyÀ ider
27
Nefòa-i feyøine Óaúú’uñ dilden eyle himmeti
6
äabr ile bil teşne diller Àb-ı óayvÀna irer
Mevc-i elùÀf-ı bióÀrından virür Óaú vüsèati
7
Òalú-ı èÀlem úabøa-i úudretde bí-çÿn u çerÀ
Kimi êayú issi bu òalúuñ baèøa virmiş vüsèati
28
8
ÙÀlib-i dünyÀ olan derk-i ùabíèatde esír
29
ÙÀlib-i MevlÀ olan evc-i èalÀda ùalèati
9
Añlama güç dü-cihÀn óÀlinde òalúuñ óÀlini
30
Herkesüñ maèníde kÀrı muúteøÀ-yı fıùratı
4 elùÀf u: elùÀf-ı B, V, OE; elùÀfı L / nihÀyetsiz Óaú’uñ: bí-nihÀyet óaøretüñ OE // açar: siler OE.
5 bÿy-ı: bu OE / mürde: merd B / dil: dili NO / mürde dil: mürdeler L.
7 issi: ümmet V.
8 olan derk-i: olandur ger B / derk-i ùabíèatde: derc-i maóabbetde V // èalÀda: èulÀda NO, NU.
9 óÀlinde: cümle V // kÀrı muúteøÀ-yı fıùratı: kÀr-ı muúteøídur mühleti OE.
102 | Yusuf YILDIRIM
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
10
Nesc ider óikmet úabÀsın dest-i úudret óÀkimi
Nesc-i naúşından muraããaè cümle dÀr-ı milketi
31
11
Óikmetüñ ceryÀnı úaãd itse ya meyl itse eger
ÚÀãıd u mÀéille cÀrídür èaceb Óaú óikmeti
32
12
Óikmet-i MevlÀ’ya şÀhiddür cihÀn bürhÀn heb
Óikmeti emriyle úÀéimdür èacÀyib ãanèatı
33
13
Óaú úaøÀsına rıøÀ èaúluñ kemÀlidür şehÀ
34
Óaú rıøÀsı maùlabuñ olsun aña úıl himmeti
14
Óaú úaøÀsına rıøÀ bÀb-ı hidÀyet fetóidür
Gence gir úapu açılsa fevt úılma furãatı
15
Geçme ùuruñ óikmet-i Óaúúéa nihÀyet yoàimiş
Bu èarecden úıl óaõer yoú baór-i óikmet àÀyeti
35
10 óÀkimi: óÀliyÀ OE // naúşından: ? V/ dÀr-ı: dÀrı V.
11 ceryÀnı: ceryÀn V / eger: kimse V; kese L, OE, NO, NU // mÀéille: mÀéil B; mÀéile NO, NU /
cÀrídür: cÀrídürür V.
12 óikmeti: óikmet-i OE.
13 -OE.
14 Óaú úaøÀsına: çün úaøÀsına V / úaøÀsına: rıøÀsına NO, NU.
Salâhî-i Uşşâkî’nin Manzum Kasîde-i Münferice Tercümesi| 103
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
16
èArãa-i èirfÀna sÀbıú zümresinden olasın
36
Gel gelürseñ göresin bu óaøret içre nuãreti
17
èÍş-i bÀúí andadur meclÀ-yı aèlÀ andadur
RÀh-ı MevlÀ oldur ol dil behceti cÀn vuãlatı
37
18
Depret aèmÀlüñ úaçan teskín iderse nefs-i dÿn
38
Himmetüñ heycÀnı virür kÀr-ı òayra úuvveti
19
Óaúú’a èiãyÀn eylemek ùabèuñla nefsüñ úubóıdur
39
Olmasun gel úubó-ı èiãyÀn ile õÀtuñ zíneti
20
ÙÀèat-i Óaú gün gibi eyler münevver õÀtuñı
40
äubó-ı rÿşen gibi envÀrı açar her ôulmeti
21
Çeşm-i şehlÀ-yı cinÀnı ùÀèat ile isteyen
41
15 èarecden: èurÿcdan L.
16 zümresinden: zümresinde V / olasın: olalı B // gel: ger NO, NU / nuãreti: nefreti L.
17 meclÀ-yı: mücellÀ-yı NO, NU / aèlÀ: èÀlí OE // oldur: oldurur NO, NU / vuãlatı: nuãreti V.
18 nefs-i: ùabè-ı B, L; dehr-i V; ùabl-ı OE // òayra: òayrı V; òíze NU.
19 nefsüñ: õÀtuñ B, V, NO // gel: küll NO / úubó-ı: geç OE.
20 ùÀèat-i: ùÀèatüñ V; ùÀèati NU / gibi: ile OE; -NU.
21 çeşm-i: çeşme-i B / şehlÀ-yı: şehlÀyı NU // óÿr-ı: óÿr u V.
104 | Yusuf YILDIRIM
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
Bulısar óüsn-i bedíè ile o óÿr-ı cenneti
22
Síretüñ taúvÀ ile marøí olursa ger bugün
Óaú rıøÀsıyla yarın bulduñ necÀt u raómeti
42
23
Sÿz u şevú ile göñülden úıl tilÀvet dÀéimÀ
43
äÿret u síretde eyle óüzn ü òavf u òaşyeti
24
SÀlik-i Óaúúéa teheccüddür tilÀvet menzili
44
Gün gibi bu burca vargil úılma andan rióleti
25
Eyle ÀyÀtüñ teéemmül maènisin tertíl idüb
45
Úıl teferrüc ravøa-i aèlÀ ile hem nüzheti
26
Nÿş-ı tesním-i şarÀbın menbaèından úıl müdÀm
Geh şarÀb-ı ãÀfiden iç geh şarÀb-ı misketi
46
22 olursa: olsa V // Óaú rıøÀsıyla yarın bulduñ: bulduñ irte Óaú rıøÀsıyla NO, NU / necÀt u: necÀtı
V.
23 sÿz u: sÿz-ı L, OE; sözi V / göñülden úıl tilÀvet: tilÀvet úıl göñülden OE // ãÿret u: ãÿret-i B; ãavt
u V / síretde: síretinde V.
24 sÀlik-i: sÀliki B // vargil: var gel B / andan: anda V.
25 maènisin: yaèni sen B, L // aèlÀ ile: aèlÀya eyle B; aèlÀyı eyle L / hem nüzheti: nüzheti V, L.
26 geh: gÀh B; ki NO, NU // ãÀfiden: ãÀfiyi B, L; ãÀfı V, OE.
Salâhî-i Uşşâkî’nin Manzum Kasîde-i Münferice Tercümesi| 105
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
27
Ol èaúıl memdÿh olur rÀh-ı hidÀyet gösterür
47
Ol hevÀ meõmÿm olur úılur hüdÀdan nefreti
28
Óaú kelÀmı úuvvet-i cÀndur añ’eyle iètiãÀm
Feyø-i rÿóídür èuúÿluñ ãafveti hem rifèati
48
29
NÀsuñ aòyÀrı şeríèat rÀhına rehber olur
áayrısı şol peşşelerdür síre yoúdur ùÀúati
49
30
Merd-i meydÀn iseñ ey dil ceng deminde ãÀbir ol
Óarb àubÀrından cezeè úılma geçürme nevbeti
50
31
Burc-ı meclÀ-yı hidÀyet keşf olursa çeşmüñe
Maúãad-ı yektÀyı gözle rifèat üzre óaøreti
51
32
Dil belÀya mübtelÀ müştÀú olursa óaørete
52
27 ol èaúıl memdÿh: ol ki memdÿh èaúl OE / gösterür: göstere B, V, L, OE // úılur: úıla V, L, OE,
NO, NU / hüdÀdan: ÒudÀ’dan V; hevÀdan L, NO, NU.
28 rÿóídür: evhÀdur NO, NU // ãafveti: ãafvet u NO, NU.
29 aòyÀrı: aòbÀrı OE // peşşelerdür: píşelerdür B; ? OE / síre: seyre B / ùÀúati: ùÀèati B, V.
30 V’de 32. beytin tercümesi yazılmış.
31 deminde: demidür OE // àubÀrından: èibÀdetdür OE.
31 gözle: gözler V.
32 mübtelÀ: -L // varın: varuñ OE.
106 | Yusuf YILDIRIM
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
ÓÀãılı varın yaúar cümle bu şevkuñ şiddeti
33
Eyler ol óüsnÀ dehÀnı àoncesinden òandeler
Óoúúa-i laèlín açar cÀnlar niåÀrı úıymeti
53
34
CÀmedÀn esrÀrı cemè itdi emÀnet gencini
54
Kenz-i maòfí genc cümle õÀt-ı yektÀ òilèati
35
Rıfú ile dÀéim olur seyr ü sülÿki sÀliküñ
Òarú u taècíl ile óÀãıldur aña dil úasveti
55
36
Óaú ãalÀtı merkez-i ehl-i hidÀyet rÿóına
56
Raómeten li’l-èÀlemíndür cümle òalúa daèveti
37
YÀr-ı àÀrı síretinde Óaøret-i äıddík’a hem
57
Muèciz-i ehl-i ãadÀkatdür muúaddem ãohbeti
33 óüsnÀ: óüsn-i OE / óüsnÀ dehÀnı: óüsnÀ da bÀúí NO // laèleyn: laèlin L, NO, NU.
34 cÀmedÀn: cÀmeden B / esrÀrı: esrÀr V // genc: genci NO, NU.
35 seyr ü: seyr-i OE, NO, NU / sülÿki: sülÿk-i L // òarú u: òarú-ı B, OE; óarf-ı L / óÀãıldur aña dil:
ãaldurur aña V.
36 ãalÀtı merkez-i: ãalÀt merkezi V; ãalÀtı merkezi L / rÿóına: ravøası OE // òalúa: òalúuñ V; òalú
OE.
37 àÀrı: àÀra B, L, OE; àÀr V // muèciz-i: mefòar-ı V, L, NO, NU.
Salâhî-i Uşşâkî’nin Manzum Kasîde-i Münferice Tercümesi| 107
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
38
Mefòar-ı erbÀb-ı èizzet Óaøret-i FÀrÿú’a hem
58
El-cebel yÀ sÀriye oldı kerÀmet şöhreti
39
CÀmiè-i ÚuréÀn olan ol şemè-i Õinnÿreyn’e hem
59
Õí-óayÀ olan şehídüñ rÿz-ı rÿşen behceti
40
BÀb-ı èilm-i MuãùafÀ’ya dÀéimÀ Óaúédan selÀm
İre feyø ile vefÀ úıldıúca baór-i óikmeti
60
41
Ál ü aãóÀba ãalÀt-ı Óaú’dan olsun dÀéimÀ
61
Her biri nÿr-ı hidÀyet necm-i neyyir ùalèati
42
Úızı oàullarına vü úızlarına da selÀm
62
Hem daòi Àline olsun anlaruñ var rütbeti
38 mefòar-ı: mefòarı L / èizzet: àayret B, V, L, OE // sÀriye: bÀriye NO, NU.
39 cÀmiè-i ÚuréÀn: cÀmièu’l-ÚuréÀn OE / Õinnÿreyn’e: Õí-nÿreyn’e B; Õinnÿreyn V.
L’de Arapça asıl metin olduğu halde altına tercümesi yazılmamış.
40 ire: Ebÿ V.
L’de Arapça asıl metin olduğu halde altına tercümesi yazılmamış.
41 -L,
Daòi hem òayãım [u] úavm aãóÀbına olsun selÀm/Ümmete gösterdi yıldızlar gibi anlar şirèati
NO, NU.
Àl ü aãóÀba: Àl ü ãaóbına B, OE / ãalÀt-ı: ãalÀtı B, V.
42 -B, V, L, OE.
108 | Yusuf YILDIRIM
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015)
43
Ol Muóammed Àl u aãóÀb óürmetiçün yÀ İlÀh
Tíz irişdür bize luùfuñdan feraóla nuãreti
63
Kaynakça
Akkuş, Mehmet, “Edebiyatımızda Regâibiyye ve Salâhî’nin Matla’u’l-Fecr’i”,
Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, 1998, XXXII, s. 132-133.
Akkuş, Mehmet, Abdullah Salâhaddîn-i Uşşâkî (Salâhî)’nin Hayatı ve Eserleri, Anka-
ra: Milli Eğitim Basımevi, 1998.
Alkan, Ercan, “Es’ad Erbilî’nin Tercüme-i Kasîde-i Münferice Adlı Eseri”, Tasav-
vufDergisi, İstanbul: 2012, XXX, s. 151-172.
Ceyhan, Semih, “Salâhî Efendi”, DİA, İsanbul 2009, XXXVI, s. 17-19.
Durmuş, İsmail -Hüseyin Elmalı, “İbnü’n-Nahvî”, DİA, XXI, İstanbul 2000, s. 163-
164.
Elmalı, Hüseyin, “İbnu’n-Nahvî, el-Kasidetu’l-Münferice’si ve Tercümesi” Dokuz
Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, İzmir: 2002, XVI, s. 37-41.
Göldöşüren, Arzu, “Vildan Fâik Efendi”, DİA, İstanbul 2013, XLIII, s.108-109.
Hasen Saferî-i Nâdirî, “İbn Nahvî”, DMBİ, Tehran 1376, V, s. 43.
Hüseyin Vassâf, Sefîne-i Evliyâ, IV,haz. Mehmet Akkuş, Ali Yılmaz, İstanbul:
Kitabevi Yay. 2011.
İsmâil Ankaravî, Hikemü’l-münderice fi şerhi’l-Münferice, İstanbul: Uhuvvet Matba-
ası, 1327.
Kemâleddîn Harpûtî, Kasîde-i Münferice’nin Tahmîsiyle Berâber Türkçe Şerhidir,
Elazığ: Ma’mûretü’l-Azîz Vilâyeti Matbaası, 1317.
43 -B, V, L, OE.
V’de Arapça asıl metin olduğu halde altına tercümesi yazılmamış.