Content uploaded by Haydar Kerem Hosgor
Author content
All content in this area was uploaded by Haydar Kerem Hosgor on Mar 07, 2017
Content may be subject to copyright.
Content uploaded by Haydar Kerem Hosgor
Author content
All content in this area was uploaded by Haydar Kerem Hosgor on Mar 07, 2017
Content may be subject to copyright.
SAĞLIK YÖNETİMİ
75
Yeşil Hastane Konsepti ve Türkiye Deneyimi
The Experience of Turkey and Green Hospital Concept
Özet: İnsanoğlunun bireysel faaliyetleri sonucu ortaya çıkan küresel
ısınma etkilerinin giderek daha fazla hissedilmeye başladığı
dünyamızda; enerji kaynaklarını verimli kullanabilmek, alternatif enerji
kaynakları üretebilmek, su kaynaklarının kontrolünü sağlayabilmek ve
yapı sektöründe çevre dostu malzemeler tercih etmek, sadece
maliyetlerin en aza düşürülmesinde değil, toplumun sağlık düzeyinin
yükseltilmesinde de önemli bir hale gelmiştir. Buna paralel olarak yeşil
kavramı ön plana çıkmış ve yeni inşa edilen tüm kamu ve özele ait
binalarda; enerji tasarrufu ve kaynak verimliliği sağlayan, çevreye daha
az karbondioksit yayan ve yeşil alanların sürdürülebilirliğini esas alan
bir yeşil bina anlayışı hakim olmaya başlamıştır. Bu makalenin amacı;
yurtdışında uzun yıllardır uygulanmakta olan yeşil bina felsefesinin
tarihine, yeşil binaların özelliklerine ve sağlıkla olan ilişkilerine
değinerek, Türkiye’de sağlık sektöründe böyle bir farkındalığın ürünü
olan yeşil hastane örneklerinin varlığını ortaya koymaktır. Yeşil
hastanelerin; sadece hasta ve hasta yakınlarına değil aynı zamanda
sağlık profesyonellerine ve topluma sağladığı faydalar dikkate
alındığında, sürdürülebilir yeşil alanlara niteliksel ve niceliksel olarak
önem verilmesi ve çevre dostu yeşil hastane unvanı almış sertifikalı
hastane sayısının arttırılması gerektiği önerilebilir.
Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilirlik, yeşil bina, yeşil hastane
Abstract: The effect of global warming emerge from result of
mankind 's individual activities has became to be felt progressively in
our world; to use energy resources efficiently, produce alternative
energy resources, ensure water resources and choose eco-friendly
materials in the construction industry have been crucial not only
reducing the cost but also increasing in the level of public health. In
parallel to this, green concept came to the fore and the green building
philosophy has became dominate in all public and private building
which are built recently in order to save energy, ensure resource
efficiency, emit less CO2 to the environment, sustain green area. The
aim of this article is to put forth the example of green buildgs in
Turkish health sector by mentioning the history of green building
philosophy existing for years, adressing the prosperities of green
buildings and relations with health. When the benefits of green
buildings taken into consideration, the quality and quantity of green
buildings should be increased and the number of hospital has green
building certificate should be increased in the following years.
Keywords: Sustainability, green building, green hospital
Haydar HOŞGÖR1
1İstanbul Üniversitesi,
Sağlık Bilimleri Fakültesi,
Sağlık Yönetimi Bölümü
Yazışma adresi/
Coresspondence
Öğr. Gör. Haydar
HOŞGÖR,
İstanbul Üniversitesi
Sağlık Bilimleri Fakültesi,
Sağlık Yönetimi Bölümü,
Demirkapı C. Karabal S.
Bakırköy-İstanbul
Telefon:0212 414 15 00
h.hosgor@istanbul.edu.tr
Geliş Tarihi /Recevied
16/06/2014
Kabul Tarihi/Accepted
15/09/2014
HSP 2014 1(2):75-84
DERLEME HSP 2014;1(2):75-84
Yeşil Felsefesi ve Yeşil Binalar
Yeşil alanlar, kentsel alan içinde estetik, eğitimsel, rekreasyonel, kültürel ve sürdürülebilir
arazi kullanışlarına yönelik olarak çok amaçlı planlanan, tasarlanan, bu amaçla inşa edilen ve
yönetilen kamuya ait alanlar ya da özel mülkiyet alanlarıdır.1
Bugün sürdürülebilir, ekolojik, yeşil, çevre dostu gibi pek çok isim altında karşımıza
çıkan doğayla uyumlu yapılar; yapının arazi seçiminden başlayarak yaşam döngüsü
çerçevesinde değerlendirildiği, bütüncül bir anlayışla sosyal ve çevresel sorumluluk
anlayışıyla tasarlandığı, iklim verilerine ve o yere özgü koşullara uygun, ihtiyacı kadar
tüketen, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş, doğal ve atık üretmeyen malzemelerin
kullanıldığı, işbirliğini teşvik eden, ekosistemlere duyarlı yapılar olarak tarif edilebilir.2
Yeşil teknoloji, yapım projelerinin çevresel etkilerini azaltmak için yenilikçi bir anlam
getirmiştir. Hatta mülkiyet sahipleri için yaşam döngüsüne sahip olan sürdürülebilir yapıların
maliyetlerinin düşmesini sağlamıştır. Bu yeni teknolojinin etkili ve verimli bir şekilde
uygulanması için bina tasarımları, mülkiyet sahiplerinin gereksinimlerine paralel olarak
tarihsel olarak planlanmalıdır. Dolayısıyla başarılı firmalar, müşterilerine kaliteli hizmet
sunabilmek için ileriye dönük yeşil yönetim tekniklerini öğrenme ihtiyacı duyacaktır. Yeşil
binalar, inşaları esnasında çevreyi daha az etkiler, çevre sakinleri için daha sağlıklı bir ortam
sağlar ve bu binaların yaşam döngüleri geleneksel binalara göre daha maliyet-etkilidir.
Multidisipliner bir yaklaşım olarak bilinen yeşil yapı felsefesinde tüm ekip özgür ve yaratıcı
bir şekilde fikirlerini paylaşabilir. Bu düşünce sistemine göz atıldığında, maliyet-etkililikle
ilgili problemlere bütüncül çözümler sunulduğu dikkat çekmektedir.3
Neden Yeşil Binalar?
Bilimsel kanıtların büyük bir kısmı; iklim değişikliğinin ciddi ve acil bir konu olduğunu
göstermektedir. Dünyanın iklimi, insan faaliyetleri tarafından meydana gelen sera
gazlarındaki artışların bir sonucu olarak hızlı bir şekilde değişmektedir. Sera gazları arasında,
enerji üretimleri için fosil yakıtların kullanımından kaynaklanan karbondioksitin aşırı
kullanımı, eşine rastlanmamış çevresel kirlilik ve sağlık riskleri ortaya çıkarmıştır.
Sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji teknolojileri hem enerji taleplerini karşılamak hem de
fosil yakıtların kullanımını azaltmak için önemli çözümlerdir. Özellikle binaların enerji
tüketimlerinin önemli bir miktarı açısından temel problemleri çözmek ve böylece binaların
çevre üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek için önemli bir konudur. Bu bakış
açısından hareketle yeşil binalar; sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji teknolojilerini
kullanarak, binaların çevreye olan olumsuz etkilerini en aza indirmektedir.4
Küresel ısınma ve çevre kirliliği artıkça, doğa ürünü kaynaklar da hızla azalarak
canlıların sıkıntı yaşamasına neden olmaktadır. 21. yüzyıl başında Dünya’nın içinde
bulunduğu ve giderek ciddileşen küresel ısınma sorunu, orman yangınları, göllerin küçülmesi,
ırmakların kuruması, kıyı şeritlerinin erozyona uğraması, buzulların erimesi ile deniz
seviyesinin yükselmesi ve iklim değişikliği gibi daha birçok ekolojik ve iklimsel
olumsuzluklar, insanlara her alanda olduğu gibi yapı sektöründe de yeşil olma bilinci ve
sorumluluğu yüklemiştir. Bunun neticesinde kaynakların doğru kullanılması amacıyla çevre
76
SAĞLIK YÖNETİMİ
77
dostu binalar diyebileceğimiz yeşil binaların yapılması fikri ortaya atılmıştır.5
Yeşil bina kavramı literatürde incelendiğinde genel olarak; sürdürülebilir bina veya
ekolojik bina isimleriyle de karşımıza çıkmakta olup, sürdürülebilirlik kavramına özellikle
vurgu yapıldığı görülmektedir. Sürdürülebilirlik kavramına dair çeşitli tanımlamaların olduğu
bilinmektedir. Bu tanımlarda sürdürülebilirlik: uygun bir standartta bina veya konutun her bir
bölümünü restore etmek için üstlenilen bir iş; binanın değeri ve kullanımını sürdürmek için,
uygun bir standardizasyon ile binaya ait fonksiyonların, bina çevresinin ve binanın her bir
bölümünün iyileştirilmesi veya restore edilmesi için üstlenilen bir iş; fiziksel bir
değerlendirmeye tabi tutmak için yönetim eylemleri ve farklı tekniklerle ilişkili çabalar
bütünü6 olarak ifade edilmiştir.
Yeşil Binaların Tarihsel Kökeni
Yeşil binalar 19. yüzyılın sonunda ve 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkmıştır. Fakat yeşil
binaların gelişmesi son zamanlarda yaygınlık kazanmıştır. 1980’lerde sürdürülebilir
gelişmelerin kapsamı ve sürdürülebilir tasarımlar altında yeşil binalar, sürdürülebilirliğe olan
katkıları sayesinde başarılı olduğunu kanıtlamıştır. Yeşil bina kavramı, sürdürülebilir
gelişmelerin şemsiyesi altında ele alınmaktadır.7
Yeşil binaların tarihsel kökeni bir asır veya daha öncesine dayanmaktadır. 19. yüzyılın
başlarında Milan’da düzenlenen ilk dünya sergisinde British Palace’ın iç ortam ısısını
ayarlamak için yeraltı hava soğutma kutusu ve çatı fanı gibi pasif sistemler kullanılmaya
başlanmıştır. 20. yüzyılın başlarında, Amerika’daki New York Times ve Flatiron Binaları,
güneş ışığını azaltmak için duvarlarına gömülü pencerelerle tasarlamıştır. Ekolojik sistem
veya doğal çevre, ilk mimari tasarımlarda zaten göz önünde bulundurulmuş ve yeşil binalar
ilk tomurcuklarını bu dönemlerde vermeye başlamıştır. 1960’lara kadar Amerikan mimar
Paola Soleri, ekoloji ve bina sözcüklerini birleştirmiş ve bu iki sözcükten ekolojik (yeşil)
binaların yeni fikrini ortaya atmıştır. 1969’da Amerikan mimar Ian Lennox McHorg
tarafından “Doğa ile Tasarla” adlı kitabın yayımlanmasıyla ekolojik mimarinin doğumu
dikkatleri üzerine çekmiştir. Yarım yüzyıldan fazladır yeşil binalar yeni bir bina türü olmaya
başlamıştır. Bu binalar tamamen bütünleşik enerji tasarrufu, bina tasarımı ve çevreyi koruma
özellikleri ile ilk basit hallerinden farklı olarak enerji kıtlığının mevcut şartlarına daha fazla
uyum sağlamıştır. Bu yüzden bu yeni bina türleri, gelişmiş bina modellerinin yeni bir
trendidir. Dünyadaki ülkeler, gelişmiş yeşil binalar için en iyi çevresel şartları oluşturmak için
konuyla ilgili standartlar formüle etmeye başlamıştır. Amerika, 1975’in ilk zamanlarında
“Yeni Binaların Tasarımında Enerji Tasarrufu Standardı” olan ASHRAE’yi yürürlüğe
koymuştur. İngiltere, 1990’ların başında yeşil bina standartlarını oluşturmaya başlamış ve
2008’de İngiltere’deki tüm binalarda yeşil bina kriterleri tatmin edici düzeye ulaşmıştır.
2009’da İngiltere, “Düşük Karbona Geçiş Planı” nı bildirerek 2016’da tüm yeni binaların sıfır
karbon salınım düzeyine erişmesini zorunlu hale getirmiştir. 2018’de tüm yeni kamu
binalarının, 2019’da da tüm işyeri binaları ve ofislerinin bu düzeye erişmesini hedefleyerek
2020’den önce İngiltere’deki tüm yerleşkelerde bu hedeflere erişilmek amaçlanmıştır. Son
zamanlarda Avrupa Birliği, enerji tasarrufu alanında “Bina Enerji Verimlilik Performansı” adı
altında daha ileri ve yasal bir sistem yürürlüğe koymuştur. Kanun gereği olarak 2020’ye kadar
tüm eyaletler veya kullanılan binalar neredeyse sıfır enerji tüketimi yapıyor olacaktır. İlk
başlarda gelişmiş ülkelerde bina enerji tasarrufu işinde büyük başarılara ulaşılmıştır.
DERLEME HSP 2014;1(2):75-84
Danimarka’da 1972’den 1985’e kadar ısınma alanı %30 artmış ve kömürden elde edilen
enerji tüketimi yaklaşık 3,18 milyon ton azalmıştır. Amerika 2011’de ilk enerji tasarrufu
standardını uyguladığından beri çevre yönetimi ve enerji maliyetlerinde 43 milyar dolar
tasarruf etmiştir.8
Yeşil Binaların Önemi
Yeşil binalar, alışılagelmiş bina tasarımlarının sınırlarını verimlilik, fonksiyonellik,
dayanıklılık ve kullanışlı olma alanlarında genişletmektedir. Yeşil binaların tasarlanmasındaki
amaç, yapısal çevrenin insan sağlığı ve doğa üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak olup ana
başlıklarıyla; enerji, su ve doğal kaynakları verimli bir şekilde kullanmak, kullanıcı sağlığını
koruyup, üretkenliği geliştirmek, atık, israf, kirlilik ve çevresel tahribatı azaltmak şeklinde
sıralanabilir. Tüm bunlara rağmen yeşil binaların daha yüksek maliyet getireceği yönünde
yaygın bir inancın olduğu söylenebilmektedir. Oysaki geleneksel uygulamalara oranla, yeşil
bina uygulamaları ilk aşamada %2 oranında daha yüksek maliyet oluştursalar da yaşam süresi
boyunca bu giderin 10 katı kadar kazanç sağlamaktadırlar. Söz konusu kazanç, hizmetlerin
daha verimli kullanılması sonucu enerji giderlerindeki düşüşte görülmektedir. Bunun yanı
sıra, yeşil binalarda çalışanların üretkenliklerinin de arttığı bilinmektedir. 20 yıllık bir süreci
kapsayan çalışmalar bazı yeşil binaların m² başına 53-71 $ arası kazanç sağladığını
göstermektedir. Farklı sektörlerin ise enerji giderlerinde 130 milyon $ kadar kazanç
sağlayabilecekleri belirtilmektedir.9
Yeşil binalar üzerinde yapılan araştırmalar; binaların bu şekilde tasarlanması ve
işletilmesi durumunda geleneksel yöntemlerle tasarlanmış ve işletilen ortalama binalara göre
enerji kullanımında %24 ile %50 arasında tasarruf, karbondioksit salınımlarında %33 ile %39
arasında, su tüketiminde %30 ile %50 arasında, katı atık miktarında %70 oranında, bakım
maliyetlerinde ise %13 oranında azaltım (tasarruf) sağlanabileceğini göstermektedir.
Amerikan Yeşil Bina Konseyi (United States Green Building Council, USGBC), ortalama bir
yeşil binanın yaklaşık %32 daha az elektrik kullanarak tasarrufa geçileceğini ifade
etmektedir.10
Samer; yeşil özellikte olan ve olmayan binaları binaların enerji tüketimi, bina içi çevre
kalitesi, bina atık yönetimi ve bina malzemeleri özelliklerini göz önünde bulundurarak şu
şekilde sınıflamaktadır (Tablo 1).11
Yeşil binalarda kullanılan malzemeler ise; biyolojik ve ekolojik çimento, yeşil beton,
kamış hasır, çelik profil ve cam olarak sıralanmaktadır (Tablo 2).11
Çimento endüstrisinin, küresel ölçekte insan kaynaklı karbondioksit salınımının
yaklaşık %5’ini teşkil ettiği bilinmektedir. Çimentoya olan talebin ise yıllık %4,7’ye kadar
büyüyeceği tahmin edilmekte ve bunun da karbondioksit salınımını arttıracağı
vurgulanmaktadır. Çimento üretimi esnasında karbondioksit üretimini azaltmanın bir yolunun
bio-çimento adı verilen biyolojik çimento kullanmaktan geçtiği ileri sürülmektedir. Silis,
kum, çakmaktaşı ve kuvars gibi silisyum oksijeni bileşimlerinden oluşan biyolojik çimento
kullanımının ise karbondioksit üretimini azaltacağı vurgulanmaktadır. Tropikal bölgelerde
küçük ölçekte üretilen biyolojik çimentolar; çevresel, ekonomik ve teknik faydaları
bünyesinde ihtiva etmektedirler.12
78
SAĞLIK YÖNETİMİ
79
Tablo 1: Yeşil ve Yeşil Olmayan Binaların Kıyaslanması
Bina Türü
Yeşil Binalar
Yeşil Olmayan Binalar
Enerji tüketimi
Düşük
Yüksek
Bina içi çevre kalitesi
Çok iyi
İyi
Salınımlar
Düşük
Yüksek
Atık yönetimi
Oldukça verimli
Verimli
Bina malzemeleri
Çevre dostu
Çevre dostu değil
Proje uygulamaları
Karmaşık
Normal
Uygulanabilirliği
Eşik değerden %5 fazla
Eşik değerde
Tablo 2: Yeşil Binalarda Kullanılan Bazı Malzemeler ve Özellikleri
Malzeme
Kaynak
Dönüşümlülük
Doğal Döngü
Biyolojik Çimento
Organik
Geri dönüşümlü
İçerir
Ekolojik Çimento
Organik
Geri dönüşümlü
İçerir
Yeşil Beton
Organik/İnorganik
Geri dönüşümlü
Sınırlı içerir
Kamış Hasır
Organik
Geri dönüşümlü
İçerir
Saz Hasır
Organik
Geri dönüşümlü
İçerir
Çelik Profil
İnorganik
Geri dönüşümlü
İçermez
Cam
İnorganik
Geri dönüşümlü
İçermez
Yeşil çatılar; pasif bir soğutma tekniği olup, bina yapısının alt kısımlarına ulaşan
güneş radyasyonunu durdurmak için inşa edilir. Yeşil çatıların enerji verimliliği açısından
faydası hakkında yapılmış çalışmalar; yeşil çatıların kışın ısınmak için harcanan enerjiyi
azalttıklarını, yazın ise serinleme sağladıklarını göstermektedir. Ayrıca yeşil çatıya sahip
olmayan mevcut ve eski geleneksel binaların çatıları yeşil çatı sistemleriyle güçlendirildiği
takdirde, yıllık bina enerji tüketimlerinde önemli ölçüde azalma olacağı vurgulanmaktadır.13
Çatıların bitkilendirilmesi, sızdırmaz daire yüzeyleri tarafından yaratılan ısıyı
azaltarak hava kalitesini arttırır. Buna ek olarak bitkiler, toz ve kir taneciklerinin taşınmasını
engelleyen eşsiz bir kapasiteye sahiptir. Binaların yan yüzeyleri üzerinde ve çatılarında
yetiştirilen bitkiler doğal bir filtre görevi üstlenirken aynı zamanda da ısıyı düzenleyip, hava
kalitesini iyileştirmektedir.14
Yeşil Bina Derecelendirme Yöntemlerine Genel Bir Bakış
Türkiye ve dünyada sağlık sektöründen beklentilerin artması hastane binalarının da
yenilenmesi ihtiyaçlarını doğurmuştur. Hasta ve hasta yakınları ile sağlık çalışanlarının
ihtiyaçları, binaların daha kullanıcı dostu olmaları ve bir konfor algısı yaratmaları iken;
hastane yöneticilerinin ihtiyaçları ise teknolojik altyapısı geliştirilmiş ve işletme maliyeti
DERLEME HSP 2014;1(2):75-84
düşürülmüş binalara sahip olmaktır. Bu anlamda sürdürülebilir bina tasarımcılarının,
bahsedilen ihtiyaçlara uyum sağlamaktaki yol göstericilerinden bir tanesi de yeşil bina
sertifikasyon sistemleri olmaktadır.15
BEPAC, CASBEE, GHEM, SBAT, LEED ve CPA gibi yeşil bina derecelendirme ve
değerlendirme yöntemlerinden bazıları Ding tarafından ülkelere göre şu şekilde kategorize
edilmektedir (Tablo 3).16
Tablo 3: Yeşil bina performans değerlendirme yöntemlerinden bazıları
Değerlendirme
Yöntemi
Köken
Özellikler
BEPAC (Building Environmental
Performance Assesment Criteria)
Kanada
BREEAM’a benzer fakat daha detaylı ve
kapsamlı bir değerlendirme yöntemleri sunar.
Gönüllü bir araçtır.
CASBEE (Comprehensive
Assessment System for Building
Environmental Efficiency)
Japonya
Sanayi ve hükümet arasında bir işbirliği
projesidir.
Bölgesel özellikleri göz önünde bulundurur.
Çevresel kapasiteleri belirlemek için kapalı
ekosistemlerin konseptine dayanır.
GHEM (Green Home Evaluation
Manual)
Çin
İmar Bakanlığı ile Bilim ve Teknoloji Geliştirme
Teşvik Merkezi tarafından tanıtılmıştır.
Performans standartlarıyla ilişkili ilk çevresel
standartlar ve tasarım rehberleri hazırlanmıştır.
İç çevre kalitesi ve kaynak tahsisine önem
vermektedir.
SBAT (Sustainable Building
Appraisal Routine)
Güney
Afrika
Sosyal ve ekonomik konuları ele alan bir
değerlendirmeyi içermektedir.
15 bölümden oluşan 5 performans kriteri vardır.
Yaşam döngüsüne dayalı bina süreçlerini ele
almaktadır.
LEED (Leadership in Environmental
and Energy Design)
ABD
Amerikan Yeşil Bina Konseyi (USGBC)
tarafından geliştirilmiştir.
Endüstriyel bir standart yaratmak için geliştirilen
sertifikasyon sürecidir.
Sertifika, gümüş, altın ve platin olmak üzere 4
bölümden oluşan bir derecelendirme sistemine
sahiptir.
Bina performanslarını derecelemek için
kullanılan basit bir kontrol listesi vardır.
Gönüllü bir araçtır.
CPA ((Comprehensive Project
Evaluation)
İngiltere
Diğer bina performans değerlendirme
sistemlerinden farklı olarak finansal ve ekonomik
yaklaşımların bir kombinasyonunu
kullanmaktadır.
Bağımsız bir değerlendirmeyi içeren kontrol
listesi içermektedir.
Gönüllü bir araçtır.
80
SAĞLIK YÖNETİMİ
81
Neden Yeşil Hastaneler?
Hastaneler, 7 gün 24 saat kesintisiz sağlık hizmetlerinin verildiği, kompleks biyomedikal
teknolojilerin kullanıldığı, hava şartları, soğutma, jeneratör sistemleri ve tıbbi ekipmanların
sağlık hizmet sunumunda çok önemli bir rol oynadığı yapılardır. Sağlık bakım hizmetleri
gerek karmaşık mühendislik hizmetleri, gerekse de sunulan hizmetlerin heterojen yapısı
sebebiyle genellikle kamu binaları arasında yeşil felsefesi ve yeşil sürdürülebilirlik
açılarından yönetilmesi belki de en zor olan yapılardandır. Dahası, bu hizmetleri ve
hizmetlerin sunulduğu yapıların koşullarını güvenlik ve hijyen açısından göz önünde
bulundurmak özellikle hassas bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.17
Hastane atıkların büyük bir bölümünün genellikle klinik (tıbbi) atıklardan oluştuğu
yönünde bir yanılgı mevcuttur. Oysaki hastaneler tarafından üretilen tıbbi atıkların yalnızca
%15’i sağlığa zararlıdır. Geriye kalan %85’lik kısmın ise kağıtlar, plastik malzemeler,
yiyecekler ve diğer materyallerden oluşan ve 3R stratejisi olarak bilinen “Reduce” (azaltım),
“Reuse” (yeniden kullanım) ve “Recycle” (geri dönüşüm) türlerinden oluşmaktadır. Ayrıca,
%15’i teşkil eden tıbbi atıklar bu 3R stratejisi kapsamına dahil edilmemektedir.18
Word Health Organization and Health Care Without Harm; çevre dostu yeşil
hastanelerin 7 bileşenini özelliklerine göre şu şekilde bir sınıflandırmaya tabi tutmaktadır
(Şekil 1).19
Şekil 1: Çevre dostu yeşil hastanelerin 7 bileşeni
Enerji
Verimliliği
•Verimlilik ve koruma önlemleri yoluyla hastanelerin enerji tüketimini ve maliyetlerini
azaltmak
Yeşil Bina
Tasarımı
•Enerji ve kaynak taleplerini azaltacak ve bölgesel iklim şartlarına duyarlı hastaneler
inşa etmek
Alternatif
Enerji
Üretimi
• Güvenilir ve esnek çalışmayı sağlamak için temiz, yenilenebilir enerji üretmek
ve/veya tüketmek
Taşıma
•Hastane araç filoları için alternatif yakıtlar kullanmak; hastalar, sağlık personelleri ve
toplumun taşıma ihtiyaçlarını en aza indirmek; yürüyüş yollarını ve bisiklet
kullanımını teşvik etmek
Gıda
• Sağlık personelleri ve hastalar için o bölgeye özgü yeşil gıdaların üretim ve tüketim
anlamında sürdürülebilirliğini sağlamak
Atık
• Atıkları yakmak için alternatifler geliştirmek ve atık miktarını azaltmak
Su
• Suları muhafaza edebilecek güvenli alternatifler olduğunda, şişelenmiş sulardan
kaçınmak
DERLEME HSP 2014;1(2):75-84
Yeşil bir çevrede vakit geçirmek; ölüm oranlarını düşürmekte, hastalıkların
yayılmasını azaltmakta ve genel sağlığı olumlu yönde etkilemektedir. Ayrıca doğa ve yeşil
alanlar, fiziksel aktiviteleri geliştirmek için ucuz bir kaynak sunmakta ve böylece tükenmişlik
sendromu gibi doğrudan yaşam tarzlarıyla ilgili hastalıkları önleyici bir görev
üstlenmektedirler.20
Kardiyovasküler kalp hastalıkları dahil olmak üzere kroner kalp hastalığı, felç ve
kanser gibi hastalıklar Doğu ve Batı ülkelerinin çoğunda ölümlerin en önde gelen sebepleri
olmaya devam etmektedir. Çoğu yüksek gelirli ülkelerde sonlanmış olan bulaşıcı olmayan
hastalıkların ve kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölüm oranlarının azalması temel olarak;
değişen yaşam tarzlarıyla, sigarayı azaltmayla, kolesterol ve tansiyon düzeylerinin
kontrolüyle, fiziksel aktivitelerin artışıyla ve sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanılmasıyla
bağlantılıdır. Park ve yeşil alanlara yakınlık, kent sakinlerinin sağlığı için faydalıdır. Sağlık
üzerinde yeşil alanların etkisi sıklıkla yeşil alan-obezite ve yeşil alan-fiziksel aktivite
ortaklığıyla açıklanabilmektedir. Kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölüm oranlarının
düşmesi, stresin azalması, ruhsal sağlık ve bilişsel fonksiyonların en iyi olması durumu, yeşil
alanların ve dolayısıyla yeşil hastanelerin varlığı ile yakından ilişkilidir.21
Türkiye’nin Yeşil Hastane Deneyimi
Dünyanın yeşil hastane konseptine olan farkındalığı ve ilgisi, varlığını inşa edilen yüzlerce
kamu ve özel yeşil hastane binalarında gösterirken; bu durum Türkiye’de henüz emekleme
aşamasındadır. Türkiye’de yeşil felsefe konseptiyle inşa edilmiş olan sadece iki özel hastane
mevcut olup, ikisi de İstanbul’da yer almaktadır. Bunlardan ilki İstanbul Florence Nightingale
Hastanesi, diğeri ise Medistate Kavacık Hastanesidir. Bu iki sağlık tesisini yeşil hastane
yapan özelliklere bakmak gerekirse; Florence Nightingale grubunun beşinci hastanesi olarak
hizmete giren İstanbul Florence Nightingale Hastanesi İstanbul'un merkezi Şişli'de 50.254 m²
kapalı alana sahip olup toplam 18 kattan oluşmaktadır. Binanın çatısında bulunan heliport
alanı her türden hava ambulans helikopterinin iniş-kalkış yapmasına uygun olarak
tasarlanmıştır. Akıllı hastane olarak inşa edilen İstanbul Florence Nightingale Hastanesi TUV
Hessen Green Building sertifikası ile ülkemizin ilk "Yeşil Hastane Binası" unvanını almış
olan hastanesidir. Yapımına 2008 yılında başlanmış olan hastanenin 219 hasta yatağı 51
yoğun bakım yatağı, hepsi laminar hava akımı ile donatılmış 11 ameliyathanesi ve 2
doğumhanesi bulunmaktadır. Ameliyathanelerin tümü odyovizüel olarak 300 kişilik
konferans salonuna ve uluslararası noktalara bağlanabilmekte, bu sayede interaktif tıp eğitimi
ve bilimsel aktivitelere imkân sağlamaktadır. Radyoloji sonuçlarının incelendiği rapor
odasında hekimler dünyanın herhangi bir yerindeki hekim ile görüntülü ve sesli bağlantı
kurabilmekte, hasta raporlarını inceleyerek karşılıklı görüş alışverişi yapabilmektedirler. Yine
ülkemizde ilk kez kullanılmaya başlanan EOS cihazı ile ortopedik görüntülemede çok düşük
dozlu 2D / 3D Xray ışınları kullanılarak radyasyon dozu ile ilişkili riskler hastalar için en aza
indirgenmiştir. 22
Özel mimari ile tasarlanan Medistate Kavacık Hastanesi, alanı daha verimli kullanmak
ve yakın bölümlerin birbirleri ile bağlantısını artırarak hastane içerisinde daha hızlı ve güvenli
hareket etmek amacıyla doktorlar ile birlikte tasarlanmıştır. Hastane için önemli olan, mevcut
alanın en verimli ve en çevreci olacak şekilde kullanılabiliyor olmasıdır. Denizaltı tarzıyla 82
SAĞLIK YÖNETİMİ
83
tasarlanan hastane, bu sayede mevcut alanın en verimli kullanımını sağlamıştır. Toprak
üzerinde 8.000 m², toprak altında ise 2.400 m²’lik bir kullanım alanına sahip olan hastane,
toplam 12 kattan oluşmaktadır. Hastanenin en önemli özelliklerinden birisi de, her odasından
İstanbul’un farklı açılardan manzarasının görülebilmesi ve Türkiye’nin en büyük acil
servisine sahip olmasıdır.23 İlerleyen yıllarda Türkiye için bu sayının artırılması gerek sağlık
sektörünün geleceği gerekse de sağlık hizmetlerinin kalitesinin arttırılması konusunda büyük
önem taşımakta ve bir noktada zorunluluk arz etmektedir. Sadece özel hastanelerin değil,
kamu hastanelerinin de bu yeşil felsefe anlayışıyla yeşil hastaneler inşa etmeleri ve sağlık
hizmeti sunmaları umulmaktadır.
Kaynaklar
1. Tosun E. Tekirdağ İli Çorlu İlçesi Açık ve Yeşil Alanların Saptanması Üzerine Bir Çalışma [A
research carried out to determine the open and green areas of Çorlu in Tekirdağ province][Yüksek
Lisans Tezi]. 2007.Tekirdağ: Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü [Thrace University Graduate
School of Natural and Applied Sciences], Tekirdağ, Türkiye, 2007, 4.
2. Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği. Yeşil Bina Nedir? 2011. (Güncelleme Tarihi: 2011; Erişim
Tarihi: 19 Mayıs 2014) Erişim Adresi: http://cedbik.org/sayfalar.asp?KatID=3&ID=24
3. Doyle JT, Brown RB, Leon DP, Ludwig L. Building Green-Potential İmpacts to the Project
Schedule. AACE İnternational Transactions 2009; 8:1-2.
4. Lee S, Lee B, Kim J, Kim J. A Financing Model to Solve Financial Barriers for İmplementing
Green Building Projects. The Scientific World Journal[ID 240394], 2013[cited 2014 May 07].
Available from: http://dx.doi.org/10.1155/2013/240394
5. Oğuz HK, Özoğlu F, Yalçın S, Kılıç F. Yeşil Binalar ve Lokasyonlarının CBS ile
Değerlendirilmesi: İstanbul Örneği [Investıgatıon About Green Buıldıngs Locatıon Wıth GIS
Analysıs: Istanbul]. TMMOB Coğrafi Bilgi Sistemleri Kongresi Kitabı (Ankara, 11-12 Kasım 2013) s.
1.
6. Lee HNY, Scott D. Overview of Maintenance Strategy, Acceptable Maintenance Standard and
Resources From a Building Maintenance Operation Perspective. Journal of Building Appraisal 2008; 4
(4): 269-278.
7. Wu P, Low SP. Project Management and Green Buildings: Lessons from the Rating Systems.
Journal of Professional Issues in Engineering Education and Practice 2010;136 (2): 64-70.
8. Li Y, Yang L, He B, Zhao D. Green Building in China: Needs Great Promotion. Sustainable Cities
and Society 2014[cited 2014 May 10]. Available from: http://dx.doi.org/10.1016/j.scs.2013.10.002
9. Candemir B, Beyhan B, Karaata S. İnşaat Sektöründe Sürdürülebilirlik: Yeşil Binalar ve
Nanoteknoloji Stratejileri [Sustainability in Construction: Green Building and Nanotechnology
Strategies]. İstanbul: Sis Matbaası; 2012, s.47.
10. Kobaş B. Oluşturulmakta Olan Türk Yeşil Bina Değerlendirme Sisteminin Malzeme Kategorisi
İçin BREEAM ve LEED Örneklerinin İncelenmesi [Evaluatıng Breeam And Leed’s Buıldıng Materıal
Credıts In Order To Form A Roadmap For Turkısh Green Buıldıng Assessment System][Yüksek
Lisans Tezi] 2011. İstanbul: İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü [ Istanbul University
Graduate School of Natural and Applied Sciences], İstanbul, Türkiye, 2011, s.1-2.
11. Samer M. Towards the İmplementation of the Green Building Concept in Agricultural Buildings:
A Literature Review. Agric Eng Int: CIGR Journal 2013; 15 (2): 26.
DERLEME HSP 2014;1(2):75-84
12. Hosseini M, Shao Y, Whalen J. Biocement Production from Slicon-Rich Plant Residues:
Perspectives and Future Potential in Canada. Biosystems Engineering 2011; 110 (4): 351-362.
13. Casleton H, Stovin V, Beck S, Davison J. Green Roos; Building Energy Savings and the Potential
for Retrofit. Energy and Buildings 2010; 42 (10): 1582-1591.
14. Thomas M, Thomas R. Green Roof for Sustainable Cities/ Sustainable Cities 2025. England: Civil
Engineering and Design 2003; p. 10.
15. Yeşil Hastaneler 2012. (Güncelleme Tarihi: 19 Eylül 2012; Erişim Tarihi: 20 Mayıs 2014) Erişim
Adresi: http://surdurulebilirbina.blogspot.com.tr/2012/09/yesil-hastaneler.html
16. Ding GKC. Sustainable Construction-The Role of Environmental Assessment Tools. Journal of
Environmental Management 2008; 86: 451-464.
17. Zawawi EMA, Kamaruzzaman SN, Ali AS, Sulaiman R. Assesstment of Building Maintenance İn
Malaysia: Resolving Using a Solution Diagram. Journal of Retail and Leisure Property 2010; 9 (4):
350-351.
18. Burger B, Newman P. Hospitals and Sustainability. Australia: Curtin University of Tecnology;
Consruction Innovation Building Our Future 2013 [update 2013; cited 2014 May 25]. Available from:
http://www.curtin.edu.au/research/cusp/local/docs/hospitals-sustainability.pdf
19. World Health Organization and Health Care Without Harm. Healthy Hospitals-Healthy Planet-
Healthy People: Addressing Climate Change in Health Care Setting. England: World Health
Organization (update 2009; cited 2014 April 27). Available from:
http://www.who.int/globalchange/publications/climatefootprint_report.pdf?ua=1
20. Haluza D, Schönbauer R, Cervinka R. Green Perspectives for Public Health: A Narrative Review
on the Physiological Effects of Experiencing Outdoor Nature. International Journal of Environmental
Research and Public Health 2014; 11: 5446.
21. Tamosiunas A, Grazuleviciene R, Luksiene D, Dedele A, Reklaitiene R, Baceviciene M, et al.
Accessibility and Use of Urban Green Spaces, and Cardiovascular Health: Finding from a Kaunas
Cohort Study. Environmental Health Journal 2014; 13 (20): 2.
22. İstanbul Florence Nightingale Hastaneleri, Yeni Florence Nightingale, Yine Florence Nightingale
(Güncelleme Tarihi: 2011; Erişim Tarihi: 02 Haziran 2014) Erişim Adresi:
http://www.florence.com.tr/istanbul-florence-nightingale-hastanesi.html
23. Medistate Kavacık Hastanesi (Güncelleme Tarihi: 2014; Erişim Tarihi: 02 Haziran 2014) Erişim
Adresi: http://www.medistate.com.tr//tr-TR/yazili-basin/502_hastane-01-03-2011a.aspx
84