ArticlePDF Available

Almanca, Fransızca Ve İngilizce Öğretmenliği Bölümlerinde Okuyan Öğretmen Adaylarının Mesleki Kaygıl

Authors:
Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/10 Fall 2013, p. 67-76, ANKARA-TURKEY
ALMANCA, FRANSIZCA VE İNGİLİZCE ÖĞRETMENLİĞİ
BÖLÜMLERİNDEOKUYAN ÖĞRETMEN ADAYLARININ
MESLEKİ KAYGILARI*
Hasan ATMACA**
ÖZET
Günümüzde, ülkeler arasındaki siyasi, ekonomik ve kültürel
ilişkilerin artmasıyla birlikte yabancı dil toplumumuz için önemli bir
ihtiyaç haline dönüşmüştür. Bu sebeple yabancı dil bilen nitelikli
insanlar yetiştirmek büyük bir önem arz etmektedir. Yabancı dil bilen
kaliteli insan yetiştirmek için en büyük görev ise, mesleki açıdan
donanımlı, kendini sürekli geliştiren ve yenileyen, kendine güvenen
geleceğin yabancı dil öğretmenlerine düşmektedir. Öğretmen adayları
beş yıl zorlu bir mesleki eğitim sürecinden geçerler ve bu sürenin
sonunda mesleki yeterliğe ve donanıma sahip yabancı dil öğretmen
adayı olarak mezun olurlar. Bu süreçte yabancı dil öğretmeni adayları
bir çok kaygı taşımaktadırlar ve bunlardan en önemlisi de mesleki
kaygıdır.
Bu çalışmanın amacı da, öğretmen adaylarının mesleki kaygı
alanlarına ilişkin kaygı düzeylerini ortaya koymaktır. Bu amaç
doğrultusunda başlıca su sorulara cevap aranmaktadır: (1) Öğretmen
adaylarının mesleki kaygıları daha çok hangi mesleki kaygı alanlarında
yoğunlaşmaktadır? (2) Öğretmen adaylarının mesleki kaygıları cinsiyete
göre değişmekte midir? (3) Öğretmen adaylarının mesleki kaygıları
öğrenim gördüğü anabilim dallarına göre değişmekte midir?(4)
Öğretmen adaylarının mesleki kaygılarında yaş faktörünün etkisi var
mıdır? Yürütülen çalışmanın evrenini, Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi bölümünde okuyan öğrenciler
oluşturmaktadır. Örneklem olarak, Alman Dili Eğitimi, Fransız Dili
Eğitimi ve İngiliz Dili Eğitimi Anabilim Dalı dördüncü sınıf öğrencileri
seçilmiştir. Çalışmada veriler araştırmacı tarafından oluşturulan kişisel
bilgi formu ve ‘‘ Öğretmen Adayı Kaygı Ölçeği’’ yoluyla toplanmıştır.
Veriler SPSS 20 istatistik programı ile analiz edilmiş ve bulgular
yorumlanarak Almanca, Fransızca ve İngilizce öğretmeni adaylarının
taşıdıkları mesleki kaygı düzeyi ‘‘kaygı alanları’’( Ben Merkezli-Görev
Merkezli ve Öğrenci Merkezli Kaygılar) bakımından saptanmaya
çalışılmıştır. Çıkan sayısal veriler sonuç bölümünde tartışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Yabancı dil, mesleki kaygı, öğretmen adayı.
*Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu
tespit edilmiştir.
**Arş. Gör.,Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Yabancı Diller Eğitimi Bölümü, Fransız Dili Eğitimi A.B.D.,
El-mek: hasan.atmaca@omu.edu.tr
68 Hasan ATMACA
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/10 Fall 2013
THE PROFESSIONAL CONCERNS OF TEACHER CANDIDATES
WHO ENROLLED IN ENGLISH, FRENCH AND GERMAN
TEACHING DEPARTMENTS
ABSTRACT
Nowadays, foreign language has become a critical need for our
society with the increase of political, economic and cultural relations
between the countries. For his reason, training qualified people who
know a foreign language has a great importance. A major duty to train a
qualified person belongs to well-equipped, self-improvement, self-reliant
foreign language teachers. Teacher candidates undergo five years of
professional training process and they are graduated as foreign
language teacher candidate who has a professional qualification and
equipment at the end of this period. In this process, foreign language
teacher candidates are carrying a lot of anxiety; the most important one
is professional concern.
The purpose of this study is to determine anxiety levels of teacher
candidates related to the areas of Professional concern. For this
purpose, we have tried to answer this questions: 1) Which areas are
teacher candidates concerned most?, 2) Do the Professional concerns of
teacher candidates differentiate according to their gender?, 3) do the
Professional concerns of teacher candidates differentiate according to
the departments they are in?, 4) Do the Professional concerns of teacher
candidates differentiate according to their age? The participants of the
research is the students of foreign language teaching department in
university of Ondokuz Mayıs and the sampling includes the fourth
grade students of three departments: English language teaching,
French language teaching and German language teaching departments.
The data was collected through the ‘‘personal information form’’
developed by the researcher and the ‘‘anxiety inventory of teacher
candidates’’. The data was analyzed with SPSS 20 and the results of
data are discussed in the conclusion.
KeyWords: Foreign language, professional concern, teacher
candidate.
1.Giriş
Türkiye’nin gelişmiş ülkeler arasında yer alabilmesi için iyi yetişmiş, nitelikli insan
kaynağına sahip olması gerekmektedir. Kuşkusuz nitelikli insan yetiştirebilmek ülkenin eğitim
sistemi ile yakından ilişkilidir. Günümüzde bilimsel ve teknolojik ilerlemeler eğitim gören
bireylere öğrenmeyi kolaylaştıran birçok imkân sunmasına rağmen, öğretmen eğitim-öğretim
ekseninde yeri doldurulamayan temel öğe olma özelliğini her zaman korumaktadır. Öğretmenler
her zaman eğitim sisteminin odak noktası olmuşlardır. Çağımızın eğitim-öğretim alanına sunduğu
bütün olanaklar ancak nitelikli öğretmenler ve nitelikli öğretmen adayları sayesinde yararlı ve
başarılı olabilir. Bu durumda öğretmenin kişiliği, mesleki yeterliliği ve öğrencilere yönelik tutumu
büyük önem taşımaktadır (Ensari,2000:85). Öyle ki eğitim sisteminin başarısı yetiştirilen
öğretmenlerin kalitesine bağlıdır.
Almanca, Fransızca Ve İngilizce Öğretmenliği Bölümlerindeokuyan Öğretmen… 69
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/10 Fall 2013
Bir ülkenin geleceğinde öğretmenler önemli roller üstlenmektedir. Öğretmenlerin
üstelendiği en önemli rol ise, ülkenin geleceğini inşa edecek bireyleri yetiştirmesidir. Özden
öğretmenlerin en temel ve en önemli rolünü şu sözleriyle çok güzel ifade etmektedir: Bir ülkenin,
bir toplumun geleceğinin mimarı öğretmenlerdir. Bir ülkenin kalkınmasında, nitelikli insan
gücünün yetiştirilmesinde, toplumdaki huzur ve sosyal barışın sağlanmasında, bireylerin
sosyalleşmesi ve toplumsal hayata hazırlanmasında, toplumun kültürel değerlerinin genç kuşaklara
aktarılmasında öğretmenler başrolü oynamaktadır (Özden,1999:9). Bu derece hayati önem taşıyan
bir misyona sahip öğretmenlerin mesleki açıdan donanımlı yetiştirilmesi de ayrıca önem
taşımaktadır. Temel görevi öğrenmeyi sağlamak olan öğretmenlerin, bu görevi yerine getirebilecek
yeterli mesleki niteliklere sahip olması gerekmektedir. Erden’in de belirttiği üzere bir öğretmenin
mesleki niteliği genel kültür, konu alanı bilgisi ve öğretmenlik bilgi ve becerilerine bağlıdır. Bir
öğretmenin her ne kadar kişilik özellikleri iyi seviyede olursa olsun yukarıda belirtilen mesleki
özelliklere yeteri kadar vakıf değilse başarılı ve etkili bir öğretmen olabilmesi mümkün değildir
(Erden,1999:43). Bu bakımdan öğretmenlik aslında bir sanattır. Öğretmen adaylarının bu sanatı en
iyi şekilde uygulayabilmesi için, eğitim sürecinde edindiği teknik bilgilerini kişilik özellikleri ile
bütünleştirip kullanması gerekir. Öğretmenlik gerçek anlamda insan üzerinde çalıştırmayı
gerektirdiği için, eğitim ortamında değer, beklenti, tutum, direnç gibi insana özgü kolaylıkla
kontrol edilemeyen pek çok değişken yer alır (Şahin, 2004:284).
Öğretmen adayları mesleki eğitimleri süresince bilişsel, duyuşsal ve psikomotor beceriler
alanlarında mesleğe uygun davranış biçimleri geliştirirler en önemlisi de neyi, nasıl ve ne zaman
öğretecekleri konusunda bilgi sahibi olurlar (Doğan&Çoban, 2009:159). Böyle bir donanıma sahip
öğretmen adayları da karşılaşabilecekleri her türlü güçlüğün üstesinden gelme becerisine sahip
olurlar, motivasyonları artar ve kaygıya sebep olacak olumsuz durumlarında önüne geçmiş olurlar.
Çeliköz ve Çetin’e (2004) göre de öğretmen adayları mesleğe yönelik olumlu davranış
geliştirdikleri takdirde, öğretmenlik mesleğine adım attıklarında görevini tam olarak yapabilirler,
araştırmacı ve yaratıcı düşünme kabiliyetini geliştirebilirler, öğrencileri daha kolay motive
edebilirler, zamanı daha etkili kullanabilirler ve son olarak alanındaki yenilikleri daha yakından
takip edebilirler.
Fromm’a göre, insan tarihsel ve bireysel gelişim süreci içinde geliştikçe kendini yalnız ve
soyutlanmış hisseder ve bu durum kaygı yaratır. Birey bu durumdan egemen olma, yok etme,
boyun eğme ve robotlaşma gibi savunma mekanizmalarını kullanarak kurtulmaya çalışır
(Ensari,2000:86). Kaygı kavramını farklı şekillerde tanımlamak mümkündür. Genel olarak üzüntü,
endişe duyulan düşünce ya da tasa olarak tanımlanabilir. Tıpta ise kaygı, genellikle kötü bir şey
olacakmış düşüncesiyle ortaya çıkan ve sebebi bilinmeyen gerginlik duygusu olarak ifade
edilmektedir.
Öğretmen adaylarının meslekle ilgili kaygıları belirli zaman aralıklarında bazı noktalarda
yoğunlaşır. Özellikle bu kaygılar mezuniyet aşamasında, atanma, kpss sınavı veya bulma
kaygılarıyla doruk noktasına ulaşır.
Fuller’e göre (1969) öğretmen adaylarındaki mesleki kaygı durumu üç grupta toplanabilir.
Bunlardan birincisi ben-merkezli kaygılar, ikincisi görev-merkezli kaygılar üçüncüsü ise öğrenci
merkezli kaygılardır. Her kaygı türü her öğretmen adayında farklı seviyelerde kendini gösterebilir,
çünkü her bireyin karşılaştığı herhangi bir kaygısal durum karşısında gösterdiği tepki farklıdır.
Ben-merkezli kaygıların odak noktası bireyin kendisidir. Ben-merkezli kaygıları taşıyan
öğretmen adayı, öğretmenlik mesleğini başarıp başaramayacağı endişesini taşır ve bu nedenle
sürekli olarak tedirginlik yaşar. Bur durumdaki bir öğretmen adayı daima şu soruları kendisine
sorar: 1) Acaba öğretmenlik mesleği bana göre mi? 2) Acaba öğretmenlik mesleğini her gün nasıl
yapacağım? 3) Acaba veliler öğretmenliğim bakımından beni yeterli görecekler mi? Görev-
merkezli kaygılar bireyin öğretmenlik mesleği ile alakalıdır. Görev-merkezli kaygıları taşıyan bir
70 Hasan ATMACA
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/10 Fall 2013
öğretmen adayı, iyi bir öğretmen olabilme kaygısını taşır ve bu sebeple alanında meydana gelen
yenilikleri, yeni öğretim yöntemlerini, yeni öğretim araç-gereçlerini yakından takip eder. Böyle
durumdaki bir öğretmen adayı kendisine sürekli şu soruları yöneltir: 1) Acaba her gün çok sayıda
öğrenciyle başa çıkabilecek miyim? 2) Acaba öğretim konusunda yeni yöntemleri, yeni teknikleri,
yeni materyalleri nasıl elde edebilirim? 3) Acaba öğretmenden beklenen çok sayıda görevi yerine
getirebilecek miyim? Öğrenci-merkezli kaygıların odak noktası ise öğrencilerdir. Öğrenci-merkezli
kaygıları yaşayan bir öğretmen adayı daha çok öğrenci merkezli düşünür ve her bir öğrencinin
fiziksel, zihinsel, duygusal veya sosyal ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağının endişesini taşır ve
kendisini bu alanda yoğunlaştırır. Bu durumdaki bir öğretmen adayı kendisine sürekli şu soruları
sorar: 1) Acaba her öğrenciye nasıl yardım edebilirim ki daha kolay ve daha çabuk öğrenme
gerçekleşsin? 2) Acaba her öğrenciye nasıl yardım edebilirim ki öğrenciler kendilerine güven ve
başarı duygularını geliştirsin? 3) Acaba her bir öğrenciye nasıl yardım edebilirim ki kendi
potansiyelini keşfetsin ve geliştirsin? (Saban ve Diğerleri,2004:198).
Mesleki kaygı ile ilgili alanyazın incelendiğinde, bu konuda yapılmış çeşitli araştırmalara
rastlamak mümkündür. Taşğın (2006) Beden Eğitimi Öğretmen Adaylarına yönelik yaptığı
çalışmasında cinsiyet faktörünün öğretmen adaylarının mesleki kaygılarını etkileyip etkilemediğini
araştırmıştır. Sonuç olarak ben-merkezli ve görev-merkezli kaygı türlerinde bayanların kaygı
düzeylerinin erkek adaylarınkinden daha yüksek olduğunu, öğrenci merkezli kaygı düzeyinde ise
anlamlı bir fark olmadığını ortaya koymuştur.
Dilmaç (2010) Görsel Sanatlar Öğretmeni Adayları üzerinde yaptığı mesleki kaygı düzeyi
ile ilgili araştırmada, öğretmen adaylarının mesleki kaygılarını cinsiyet, ailelerin gelir düzeyleri ve
mezun oldukları lise türü değişkenlerine göre anlamlı farklılık gösterip göstermediği sorusuna
cevap aramıştır. Bu bağlamda çalışmanın sonuçlarına göre, cinsiyet değişkeni görev-ben ve öğrenci
merkezli kaygı türlerinde anlamlı farklılığa yol açan bir değişken olmamıştır. Ayrıca görsel sanatlar
öğretmeni adaylarının düşük düzeyde mesleki kaygıya sahip oldukları sonucuna varmıştır.
Ünaldı ve Alaz’ın (2008) ‘‘Coğrafya Öğretmenliğinde Okuyan Öğretmen Adaylarının
Mesleki Kaygı Düzeylerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi’’ adlı çalışmalarında,
öğretmen adaylarının kaygı düzeylerini farklı değişkenler aracılığıyla ölçmüş ve bu değişkenlerden
cinsiyet faktörünün ben-görev ve öğrenci merkezli kaygı türlerinde anlamlı farklılığa yol açacak
bağımsız bir değişken olmadığını saptamıştır. Ancak tüm kaygı türlerinde bayan adayların
aritmetik ortalamasının erkeklerinkinden yüksek olduğunu belirtmiştir.
Bozdam ve Taşğın (2011) ‘‘Öğretmen Adaylarının Mesleki Kaygı Düzeylerinin Bazı
Değişkenler Açısından İncelenmesi’’ başlıklı çalışmalarında, Selçuk Üniversitesinde Eğitim
Fakültesinin farklı öğretmenlik bölümlerinde okuyan öğretmen adaylarının mesleki kaygı
düzeylerini farklı değişkenler açısından incelemişler ve araştırmanın sonuçlarına göre öğretmen
adaylarının cinsiyet ve yetiştikleri yer değişkenlerine göre anlamlı düzeyde farklılaşmadığını, buna
karşılık mesleki kaygı düzeylerinin yaş ve branş değişkenlerine göre önemli olduğunu
saptamışlardır.
Köse’nin (2006) ‘‘Müzik Öğretmeni Adaylarının Mesleki Kaygıları’’ adlı çalışmasında,
farklı üniversitelerin müzik öğretmenliği bölümlerinde okuyan öğretmen adaylarının taşıdıkları
mesleki kaygı düzeyi, kaygı alanları bakımından saptanmaya çalışılmıştır. Çalışmanın sonunda
müzik öğretmeni adaylarının ben-merkezli kaygı düzeyi ortalaması 32,19, görev-merkezli kaygı
düzeyi ortalaması 32,32, öğrenci-merkezli kaygı düzeyi ortalaması 33,29 olarak değer bulmuştur.
Bu durum müzik öğretmeni adaylarının üç kaygı alanında da mesleki kaygı düzeylerinin düşük
olduğunu ortaya koymuştur.
Almanca, Fransızca Ve İngilizce Öğretmenliği Bölümlerindeokuyan Öğretmen… 71
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/10 Fall 2013
Bu araştırmanın temel amacı, Fransızca, Almanca ve İngilizce Öğretmenliği bölümlerinde
okuyan öğretmen adaylarının mesleğe ilişkin kaygılarını ortaya çıkarmaktır. Araştırmada mesleki
kaygı alanları BMK (ben-merkezli kaygı), GMK (görev-merkezli) ve ÖMK (öğrenci-merkezli)
kısaltmalarıyla yer almaktadır. Bu amaç doğrultusunda, araştırmamızda şu sorulara cevap
aranmıştır:
1-Öğretmen adaylarının mesleki kaygıları daha çok hangi mesleki kaygı alanında
yoğunlaşmaktadır?
2-Öğretmen adaylarının mesleki kaygıları cinsiyete göre değişmekte midir?
3-Öğretmen adaylarının mesleki kaygıları öğrenim gördüğü anabilim dallarına göre
değişmekte midir?
4-Öğretmen adaylarının mesleki kaygılarında yaş faktörünün etkisi var mıdır?
2. Yöntem
2.1.Evren ve Örneklem
Bu araştırmada betimsel analiz modeli kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, 2012-
2013 eğitim-öğretim yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Almanca Öğretmenliği,
Fransızca Öğretmenliği ve İngilizce Öğretmenliği bölümlerinde öğrenime devam eden 31’i erkek,
99’u kız olmak üzere toplam 130 öğretmen adayı oluşturmaktadır.
Tablo 1. Çalışmanın Örneklemi
Bölüm
N
F(%)
Almanca
Öğretmenliği
Bayan: 28
21,5
Erkek: 7
5,4
Fransızca
Öğretmenliği
Bayan: 36
27,7
Erkek: 9
6,9
İngilizce Öğretmenliği
Bayan: 35
26,9
Erkek: 15
11,6
Toplam
130
100
2.2. Verilerin Toplanması
Bu çalışmada veriler Saban, Korkmaz ve Akbaş (2004) tarafından, Borich’den uyarlanarak
geliştirilen ‘‘Öğretmen Adayı Kaygı Ölçeği’’nin uygulanmasıyla elde edilmiştir. Ölçek 45 sorudan
oluşmaktadır. Bu ölçekte öğretmen adaylarına beşli likert tipine (1=kaygılanmıyorum, 2=çok az
kaygılanıyorum, 3=kısmen kaygılanıyorum, 4=oldukça kaygılanıyorum, 5=çok kaygılanıyorum)
göre hazırlanmış kaygı düzeylerini ölçen sorulara cevap vermeleri istenmiştir.
Öğretmen Adayı Kaygı ölçeği, ben-merkezli kaygılar, görev-merkezli kaygılar ve öğrenci
merkezli kaygılar olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Her bir bölüm için madde sayısı ise
15’tir. Ben-merkezli kaygıları ölçen maddeler sırasıyla şunlardır: 2, 4, 9, 13, 14, 18, 20, 24, 26, 28,
30, 32, 35 ve 44. Görev-merkezli kaygıları ölçen maddeler ise 1, 3, 6, 7, 10, 11, 12, 16, 21, 25, 27,
31, 33, 40 ve 42’dir. Son olarak öğrenci-merkezli kaygıları ölçen maddeler ise şunlardır: 5, 15, 17,
19, 22, 23, 29, 34, 36, 37, 38, 39, 41, 43 ve 45. Bu durumda bir öğretmen adayının her bir
bölümden alabileceği en yüksek puan 75’tir. Buna göre, bir öğretmen adayının herhangi bir
72 Hasan ATMACA
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/10 Fall 2013
mesleki kaygı düzeyinde aldığı puan ne kadar yüksekse, o kaygı türünü yüksek derecede taşıyor
demektir(Saban ve diğerleri, 2004:200).
Öğretmen kaygı ölçeği, ilk önce Fuller ve meslektaşları (Fuller ve Parson,1974) tarafından
geliştirilmiş ve daha sonra başka araştırmacılar (Rogan,Borich&Taylor, 1992) tarafından ölçeğin
geçerlik ve güvenirlilik çalışmaları da yapılarak çeşitli araştırmalarda kullanılmıştır.
Araştırmada kullanılan Öğretmen Adayı KAYGI Ölçeği’nin güvenirliliğini belirlemek için
Cronbach Alpha tutarlılık katsayısına bakılmıştır. Buna göre, Cronbach Alpha tutarlılık
katsayıları birinci bölümü ( ben-merkezli kaygılar) için .76, ikinci bölümü (görev-merkezli
kaygılar) için .73, üçüncü bölümü (öğrenci-merkezli kaygılar) için ise .76 olarak hesaplanmıştır
(Saban, Korkmaz, Akbaşlı, 2004).
2.3. Verilerin Analizi
Ölçeğin uygulanmasıyla elde edilen verilerin analizi ve yorumu için SPSS 20 istatistik
programından yararlanılmıştır. Öğretmen adaylarının mesleki kaygıları aritmetik ortalamalar (X) ve
standart sapmalar (SS) kullanılarak betimlenmiştir. Grupların aritmetik ortalamaları arasında fark
olup olmadığını anlama amacıyla t testine başvurulmuştur. İkili küme karşılaştırmaları için
bağımsız grup-t testi, üç veya daha fazla küme karşılaştırmaları için tek yönlü varyans analizi
(ANOVA) uygulanmıştır. Bütün karşılaştırmalarda anlamlılık düzeyi, .05 olarak alınmıştır.
3. Bulgular Ve Yorum
Çalışmanın bu bölümünde, öğretmen adaylarının mesleki kaygılarına ilişkin elde edilen
bilgiler tablolar halinde ve araştırma sorularına göre alt başlıklar halinde analiz edilerek
yorumlanmıştır.
1-Öğretmen adaylarının mesleki kaygıları daha çok hangi mesleki kaygı alanında
yoğunlaşmaktadır?
Tablo 2. Kaygı türlerinin genel olarak dağılımı
Sınıf
Düzeyi
Kaygı Türleri
N
X
4.Sınıf
BMK (Ben-merkezli Kaygılar)
130
33,98
GMK (Görev-merkezli
Kaygılar)
130
38,30
ÖMK (Öğrenci-merkezli
Kaygılar)
130
36,54
Tablo II, öğretmen adaylarının mesleki kaygılarının genel olarak dağılımını ifade
etmektedir. Tablo II incelendiğinde, öğretmen adaylarının kaygı türleri (ben-merkezli, görev-
merkezli ve öğrenci merkezli) birbirlerinden istatistiksel açıdan önemli derecede farklılık
göstermektedir. Buna göre dördüncü sınıf öğretmen adaylarının ben-merkezli kaygıları (X=33,98),
görev-merkezli (X=38,30) ve öğrenci-merkezli (X=36,54) kaygılara göre daha düşük seviyede
taşıdığı görülmektedir.
2-Öğretmen adaylarının mesleki kaygıları cinsiyete göre değişmekte midir?
Almanca, Fransızca Ve İngilizce Öğretmenliği Bölümlerindeokuyan Öğretmen… 73
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/10 Fall 2013
Tablo III. Cinsiyete Göre Kaygı Türlerinin Dağılımı
Sınıf
Düzeyi
Kaygı
Türleri
Cinsiye
t
N
X
SS
P .05
4.
Sınıf
BMK
Kız
31
33,80
11,62
8
.76
Erkek
99
34,51
11,40
7
GMK
Kız
31
38,44
10,42
5
.78
Erkek
99
37,83
10,76
7
ÖMK
Kız
31
36,35
12,57
2
.75
Erkek
99
37,12
10,95
6
Tablo III, dördüncü sınıf öğretmen adaylarının mesleki kaygı düzeylerinin cinsiyete göre
dağılımını göstermektedir. Buna göre tablo III incelendiğinde, erkek ve kız öğretmen adayların
kaygı düzeyleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark olmadığını söyleyebiliriz. Bunun
yanında erkek öğretmen adaylarının ben-merkezli (X=34,51) ve öğrenci-merkezli (X=37,12) kaygı
düzeyleri kız öğretmen adaylarınkinden yüksek olmasına rağmen, erkek öğretmen adayların görev-
merkezli (X=37,12) kaygı düzeyi, kız öğretmen adayların görev-merkezli (X=38,44) kaygı
düzeylerinden daha düşüktür.
3-Öğretmen adaylarının mesleki kaygıları öğrenim gördüğü anabilim dallarına göre
değişmekte midir?
Tablo IV. Anabilim Dallarına Göre Kaygı Türlerinin Dağılımı
Sınıf Düzeyi
Kaygı
Türleri
Bölümler
N
X
SS
P .05
4.Sınıf
BMK
Almanca
35
32,1429
11,604
.23
Fransızca
45
33,0222
11,639
İngilizce
50
36,1200
11,284
GMK
Almanca
35
36,0857
9,481
.04
Fransızca
45
36,8889
10,846
İngilizce
50
41,1200
10,348
ÖMK
Almanca
35
34,2857
11,426
.02
Fransızca
45
34,2667
11,402
İngilizce
50
40,1600
12,681
Tablo IV dördüncü sınıf öğretmen adaylarının mesleki kaygılarının anabilim dallarına göre
dağılımını göstermektedir. Tablo IV incelendiğinde üç farklı anabilim dalındaki dördüncü nıf
öğretmen adaylarının ben-merkezli kaygılarının istatistiksel açıdan birbirlerinden önemli ölçüde
farklılaşmadığı görülmektedir. Diğer taraftan, İngilizce öğretmenliği adaylarının görev-merkezli
(X=41,12) ve öğrenci-merkezli (X=40,16) kaygıları ile Almanca ve Fransızca öğretmenliği
adaylarının görev-merkezli (X=36,08, X=36,88) ve öğrenci-merkezli (X=34,28, X=34,26) kaygıları
arasında önemli derece fark oluştuğu görülmektedir (sırasıyla, p=.04 ve p=.02).
74 Hasan ATMACA
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/10 Fall 2013
4-Öğretmen adaylarının mesleki kaygılarında yaş faktörünün etkisi var mıdır?
Tablo V. Yaş Faktörüne Göre Mesleki Kaygı Türlerinin Dağılımı
Sınıf
Düzeyi
Kaygı
Türleri
Yaş
Aralıkları
N
X
SS
P .05
4.
Sınıf
BMK
20-24
95
32,1429
11,604
.92
25-30
33
33,0222
11,639
30+
2
36,1200
11,284
GMK
20-24
95
36,0857
9,481
.89
25-30
33
36,8889
10,846
30+
2
41,1200
10,348
ÖMK
20-24
95
34,2857
11,426
.70
25-30
33
34,2667
11,402
30+
2
40,1600
12,681
Tablo V dördüncü sınıf öğretmen adaylarının mesleki kaygı düzeylerinin yaş aralıklarına
göre dağılımını göstermektedir. Tablo V incelendiğinde, yaş faktörünün öğretmen adaylarının ben-
merkezli, görev-merkezli ve öğrenci-merkezli kaygı düzeylerini istatistiksel açıdan önemli ölçüde
etkilemediği görülmektedir. Diğer taraftan, 30 yaş üzeri aralığındaki öğretmen adaylarının ben-
merkezli (X=36,12), görev-merkezli (X=41,12) ve öğrenci merkezli (X=40,16) kaygı türlerinin
hepsinde kaygı düzeylerinin, diğer yaş aralıklarındaki öğretmen adaylarının kaygı düzeylerinden
çok daha yüksek olduğu görülmektedir.
Sonuç Ve Tartışma
Sonuç olarak bu çalışmada, Almanca, Fransızca ve İngilizce Öğretmenliği bölümlerinde
okuyan öğretmen adaylarının mesleki kaygı düzeyleri bazı değişkenler (cinsiyet, bölüm ve yaş)
aracılığıyla saptanmaya çalışılmıştır. Öyle ki araştırmada elde edilen en önemli bilgileri şu şekilde
özetlemek mümkündür. Birinci olarak, üç farklı kaygı türünün genel olarak yabancı dil öğretmeni
adayları arasındaki dağılımına baktığımızda, öğretmen adaylarının görev-merkezli kaygı
düzeylerinin ben-merkezli ve öğrenci-merkezli kaygı düzeylerinden çok daha yüksek olduğu
saptanmıştır. Bu sonuç, Saban, Korkmaz ve Akbaşlı’nın (2004) ‘‘Öğretmen Adaylarının Mesleki
Kaygıları’’ adlı çalışmasının sonuçlarıyla paralellik göstermektedir. Saban ve arkadaşları, Selçuk
Üniversitesi Eğitim Fakültesinde farklı branşlarda okuyan öğretmen adaylarının mesleki kaygılarını
farklı değişkenler yoluyla saptamaya çalışmış ve sonuç olarak dördüncü sınıf öğretmen adaylarının
görev-merkezli kaygılarının ben-merkezli ve öğrenci merkezli kaygılarından yüksek olduğunu
gözlemlemiştir.
Bu durumu şöyle açıklamak mümkündür. Son sınıftaki yabancı dil öğretmen adayları, beş
yıllık hizmet öncesi öğretmen eğitimi süresince kazanmış oldukları bilgi, beceri ve deneyimleri
sayesinde, öğretmenlik mesleğinin genel olarak görev ve sorumlulukları hakkında bilgi sahibidirler.
Dolayısıyla öğretmenlik mesleğinin kendilerine uygun olup olmadığı hususunda şahsi bir fikre
Almanca, Fransızca Ve İngilizce Öğretmenliği Bölümlerindeokuyan Öğretmen… 75
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/10 Fall 2013
sahiptirler. Ancak bu öğrenciler öğretmenlik mesleğine atanma sürecinde oldukları için ve
öğretmen olarak göreve başladıklarında başaralı olup olamayacakları endişesini taşıdıkları için
görev-merkezli kaygılarının yüksek olduğunu söylemek mümkündür.
İkinci olarak dördüncü sınıf yabancı diller bölümünde okuyan öğretmen adaylarının
mesleki kaygılarının cinsiyet yönünden farklılaşıp farklılaşmadığı araştırılmıştır. Araştırma
sonucuna göre cinsiyetin öğretmen adaylarının mesleki kaygılarını önemli ölçüde etkilemediği
sonucuna varılmıştır. Öyleki, Dilmaç’ın (2010), Taşğın’ın (2006), Ünaldı ve Alaz’ın (2008) farklı
branşlardaki öğretmen adaylarının mesleki kaygılarına yönelik yaptıkları çalışmalarda da, cinsiyet
faktörünün erkek ve kız öğretmen adaylarının mesleki kaygı düzeyleri arasında anlamlı bir fark
oluşturmadığı sonucuna varmışlardır. Ancak çalışmamız sonuçlarına göre, kaygı düzeyleri arasında
anlamlı fark olmasa da dikkat çekici nokta şudur; kız öğrencilerin görev-merkezli kaygı düzeyleri
erkeklerinkinden yüksek olmasına rağmen ben-merkezli ve öğrenci-merkezli kaygı düzeyleri
erkeklerinkinden düşüktür. Fakat cinsiyet değişkeni bakımından incelediğimiz diğer araştırmalarda,
tüm kaygı türlerinde kız öğrencilerin mesleki kaygılarının erkek öğrencilerden yüksek olduğu
görülmüştür.
Üçüncü olarak, Almanca, Fransızca ve İngilizce Öğretmenliğinde okuyan öğretmen
adaylarının görev-merkezli, ben-merkezli ve öğrenci merkezli kaygı türleri arasındaki fark farklı
düzeylerdedir. Araştırma sonuçlarına göre, tüm kaygı türlerinde İngilizce Öğretmenliğinde okuyan
öğrencilerin mesleki kaygı düzeyleri, Almanca ve Fransızca Öğretmenlinde okuyan
öğrencilerinden çok daha yüksek olduğu gözlenmiştir. Almanca ve Fransızca Öğretmenliğinde
okuyan öğrencilerin mesleki kaygılarının çok düşük olmasının sebebini şöyle açıklayabiliriz. Bu
bölümlerde öğretmen ataması yapılmadığı için, öğrencilerin öğretmenlik mesleğini
gerçekleştireceklerine olan inancı ve motivasyonları çok düşüktür. Bu durumda öğrencilerin
mesleki kaygılarını olumsuz etkilemektedir.
Son olarak araştırma verilerine göre, yaş faktörünün öğretmen adaylarının mesleki
kaygıları üzerinde önemli derecede etkisinin olmadığı saptanmıştır. Farklı yaş gruplarına (20-24,
25-30 ve 30+) göre mesleki kaygıların farklılaştığı, görev-merkezli ve öğrenci-merkezli kaygıların
30 yaş üzeri öğretmen adaylarında daha yüksek olduğunu, 20-24 yaş gurubu arasındaki öğretmen
adaylarının görev-merkezli kaygılarının en yüksek seviyede olduğunu, 25-30 yaş grubu arasındaki
öğretmen adaylarının da görev-merkezli kaygılarının en yüksek seviyede olduğunu gözlemledik.
KAYNAKÇA
ÇELİKÖZ, Nadir ve ÇETİN, Filiz (2004).‘‘Anadolu Öğretmen Lisesi Öğrencilerinin Öğretmenlik
Mesleğine Yönelik Tutumlarını Etkileyen Etmenler’’, Milli Eğitim Dergisi,Sayı 162,
ss.160-167
DİLMAÇ, Oğuz (2010).‘‘Görsel Sanatlar Öğretmeni Adaylarının Kaygı Düzeylerinin Çeşitli
Değişkenler Açısından İncelenmesi’’, Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü
Dergisi, Sayı 24, ss.49-65
DOĞAN, Türkan ve ÇOBAN, Aysel Eren (2009).‘‘Eğitim Fakültesi Öğrencilerinin Öğretmenlik
Mesleğine Yönelik Tutumları ile Kaygı Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi’’,
Eğitim ve Bilim, Cilt 34, Sayı 153, ss.157-168
ENSARİ, Hoşcan (2000). ‘‘Yılgınlık ile Kaygı ve Öğretmen Tutumlarının İlişkisi’’, Amme İdaresi
Dergisi, Cilt 33, Sayı 4, ss.85-102
ERDEN, Münire (1999).Öğretmenlik Mesleğine Giriş, Alkım Yayınları, Ankara
76 Hasan ATMACA
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/10 Fall 2013
FULLER, Frances F. (1969). ‘‘Concers of Teacher: A DevelopmentalConceptualization’’,
AmericanEducationalResearchJournal, Vo 6, No 2, pp.207-226
KÖSE,H.Seval (2006). ‘Müzik Öğretmeni Adaylarının Mesleki Kaygıları’’, Mehmet Akif Ersoy
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 7, Sayı 12, ss.80-89
ÖZDEN, Yüksel (1999).Eğitimde Dönüşüm Eğitimde Yeni Değerler, Pegem A yayınları, Ankara
SABAN, Ahmet, KORKMAZ, İsa ve AKBAŞLI, Sait (2004). ‘‘Öğretmen Adaylarının Mesleki
Kaygıları’’, Eğitim Araştırmaları Dergisi, Yıl 5, Sayı 17, ss.198-209
ŞAHİN, Ali Ekber (2004). (Edt. SÖNMEZ Veysel), Öğretmenlik Mesleğine Giriş, Anı Yayıncılık,
Ankara
TAŞĞIN, Özden (2006).‘‘Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda Okuyan Öğretmen Adaylarının
Mesleki Kaygı Düzeylerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi’’, Kastamonu
Eğitim Dergisi, Cilt 14, No2, ss.679-686
... In addition, it can be stated that anxiety studies were carried out in a wider range compared to attitude studies. It was reported that the anxiety of prospective teachers regarding the Public Personnel Selection Examination, interviews, assignments and employment increased considerably in the senior year in Turkey (Atmaca, 2013). As a result of the 4+4+4 system (The duration of education in primary school has been reduced from 5 years to 4 years), the number of primary school surplus teachers has substantially increased. ...
... Both the quantitative and qualitative data identified that the assignment-centered anxiety of the prospective teachers increased as the grade level increased. This finding supports the literature (Atmaca, 2013). ...
Article
Full-text available
The sensory characteristics of teachers and prospective teachers directly affect them and their teaching activities. It is important to examine in detail how the attitude and anxiety levels of prospective primary teachers towards the teaching profession change throughout the years they receive education. This study aimed to cross-sectionally and longitudinally examine whether the attitude and anxiety levels of prospective primary school teachers towards the teaching profession changed throughout their undergraduate education and determine the factors/experiences triggering this change in accordance with the qualitative data obtained. A cross-sectional study was carried out with the participation of 1085 prospective teachers. For the longitudinal study, quantitative and qualitative data were collected together from 57 prospective teachers over a period of four years. Attitude scale regarding teaching and occupational anxiety scale for prospective teachers were used for data collection. The results of both the cross-sectional and longitudinal studies showed that the attitude scores of the participants did not change in accordance with the grade level. However, it was determined that the anxiety scores of the participants decreased as the grade level increased. The results revealed that this change is statistically significant. The qualitative results revealed that internship practices and direct experiences had a great influence on this change.
Article
Bu araştırmanın amacı, öğretmen adaylarının mesleki kaygı düzeylerinin belirlenmesi ve kaygı durumlarının farklı değişkenlere göre incelenmesidir. Araştırma tarama modelinde nicel bir araştırmadır. Araştırmanın çalışma evrenini, bir devlet üniversitesinin eğitim fakültesinde farklı bölüm ve sınıflarda öğrenim gören 790 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri, ‘Öğretmen Adaylarına Yönelik Mesleki Kaygı Ölçeği’ ile toplanmıştır. Verilerin analizinde, betimsel istatistikler, bağımsız örneklemler için t testi, tek yönlü varyans analiz ve Kruskall Wallis H Testi kullanılmıştır. Araştırmada öğretmen adaylarının mesleki kaygılarının orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. Mesleki kaygı düzeyleri cinsiyete göre incelendiğinde, kadın öğretmen adaylarının mesleki kaygılarının erkeklere göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Öğretmen adaylarının mesleki kaygıları, sınıf düzeyine göre, “Öğrenci / İletişim Merkezli Kaygı” boyutunda 1. ve 3. sınıflar arasında anlamlı farklılaşma vardır; 3. Sınıfların öğrenci iletişim merkezli kaygıları daha yüksektir. “Atanma Merkezli Kaygı” boyutunda ise 2. ve 3. sınıflar ile 4. sınıflar arasında anlamlı farklılık vardır. 2. ve 3. sınıflar atanma konusunda daha kaygılıdır. Araştırmanın diğer bir önemli sonucu, öğretmen adaylarının mesleki kaygılarının bölüme göre anlamlı olarak farklılaşmasıdır. Anlamlı fark çıksın ya da çıkmasın fakültedeki bölümler arasında sözü edilen bütün alt boyutlarda ve toplam puanda en düşük kaygı düzeyine sahip bölüm fen bilgisi öğretmenliğidir. Araştırmanın sonuçlarından biri ise öğretmen adaylarının mesleki kaygı puanlarının hem anne hem de baba eğitim durumuna anlamlı olarak farklılaşmamasıdır.
Article
Araştırma okul öncesi öğretmen adaylarının özyeterlilik inançları ile gelecek kaygıları arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla planlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünde öğrenim gören ve araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden toplam 316 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmaya alınan öğretmen adaylarının %76.9’unun kadın, %23.1’inin erkek olduğu, çoğunluğunun bölümü isteyerek seçtiği (%95.6) ve mesleğe kendini hazır hissettiği (%70.3) yine %34.8 ile çoğunluğunun kendisini olumlu düşünen biri olarak algıladığı belirlenmiştir. Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırma verileri araştırmacılar tarafından geliştirilen“Kişisel Bilgi Formu”, Okul öncesi öğretmen adaylarının gelecek kaygı düzeylerini belirlemek amacıyla Borich (1996) tarafından geliştirilmiş, Saban, Korkmaz ve Akbaşlı (2004) tarafından uyarlanarak geçerlik güvenirliği yapılan “Öğretmen Adayı Kaygı Ölçeği” ve Tepe ve Demir (2016) tarafından geliştirilip geçerlik güvenirliği yapılan “Özyeterlik İnançları Ölçeği” ile toplanmıştır. Araştırma verilerin istatistiksel analizinde Mann Whitney U, Kruskall Wallis ve Spearman Korelasyon testi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda öğretmen adaylarının kaygı düzeyleri ile cinsiyet, öğretmenlik yapmak için hazır hissetme durumu, sınıf düzeyi, anne eğitim düzeyi ve kişilik algısı arasında, öz yeterlik algıları ile cinsiyet, öğretmenlik yapmak için hazır hissetme durumu, sınıf düzeyi, anne-baba eğitim düzeyi arasında anlamlı bir farklılık olduğu belirlenmiştir. Ayrıca okul öncesi öğretmen adaylarının özyeterlilik inançları ile gelecek kaygıları arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir.
Article
Bu makalede Almanca öğretmen adaylarının Almanca öz yeterlik inançları ve öğretmenlik mesleğine ilişkin tutumları bazı değişkenler açısından incelenerek bunların arasındaki ilişkinin sonuçları belirlenerek sunulmuştur. Araştırmanın örneklemini Atatürk Üniversitesinin Yabancı Diller Eğitimi Anabilim Dalı Alman Eğitimi Bilim Dalı’nda 2019-2020 eğitim öğretim yılı güz yarıyılında hazırlık sınıfı, 1., 2., 3. ve 4. sınıfta eğitimlerini sürdüren öğretmen adayları oluşturmuştur. Yapılan bu araştırmada nicel araştırma modellerinden olan ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Verileri toplamak için kişisel bilgi formu, öz yeterlik inanç ölçeği ve tutum ölçeği uygulanmıştır. Genel anlamda Almanca öğretmen adaylarının öz yeterlik inançlarının ve öğretmenlik mesleğine ilişkin tutumlarının cinsiyet, not ortalaması, mezun olunan lise türü ve üniversite öncesinde edinilen Almanca bilgisi değişkenlerine göre farklılaşmadığı görülmüştür. Yaş değişkenine göre okuma, dinleme ve konuşma alt boyutlarında ve genel toplamda anlamlı farklılaşmanın olduğu sonucuna varılmıştır. Almanca konuşulan bir ülkede bulunma değişkenine göre; sadece konuşma alt boyutunda anlamlı farklılaşma görülmüştür. Ayrıca Almanca öğretmen adaylarının öz yeterlik inançları ile mesleki tutumları arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki b ulunmuştur. Öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine yönelik tutumları ise değişkenlere göre farklılık göstermemiştir. Sınıf değişkenine göre okuma, yazma, dinleme ve konuşma alt boyutlarında en yüksek öz yeterlik inancı 4. sınıflarda gözlemlenmiştir.
Article
Full-text available
Son zamanlarda yaşanan atanamama problemi öğretmen adayları için sorun hâline gelmekte ve öğretmen adaylarının kaygı düzeylerini arttırmaktadır. Yapılan bu araştırmanın amacı atama bekleyen rehberlik ve psikolojik danışmanlık öğretmen adaylarının atanamama kaygı düzeylerini çeşitli değişkenler açısından incelemektir. Bu araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden tarama araştırma modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örnekleminin 77’si kadın, 75’i erkek olmak üzere 152 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırmada geçerlik güvenirlik çalışması yapılmış olan Atanamama Kaygısı Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmadaki katılımcılara ait değişkenlere kişisel bilgi formu aracılığı ile ulaşılmıştır. Yapılan bu araştırmada kullanılan veriler Google Formlar aracılığı ile hazırlanmış olup çevrim içi anket sistemi ile katılımcılara uygulanmıştır. Araştırmada ulaşılan verilerin analizi için SPSS 25.00 paket programı kullanılmış ve veriler analiz edilmiştir. Ulaşılan verilerin analizinde aritmetik ortalama, standart sapma, t testi, Tek Yönlü Varyans analizi gibi farklı istatistiksel işlemler yapılmıştır. Ulaşılan araştırma bulguları sonucunda rehberlik ve psikolojik danışmanlık öğretmen adaylarının kaygı düzeylerinin orta seviyenin üzerinde olduğuna ulaşılmıştır. Yapılan istatistiksel işlemler ışığında rehberlik ve psikolojik danışmanlık öğretmen adaylarının atanamama kaygı düzeyleri arasında cinsiyet, medeni durum değişkenleri açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılığın olmadığını yaş değişkeninin iki alt boyutunda anlamlı farklılığın olmadığına ulaşılmıştır. Ekonomik kazanç, okuldaki başarı durumu değişkenleri açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılığa ulaşılmış yaş değişkeni açısından sadece atanamama korkusu alt boyutunda anlamlı farklılığa ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Atanamama Kaygısı, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık, Öğretmen Adayı
Article
Full-text available
The aim of this study is to examine the relationship between teaching profession perception and professional anxiety levels of prospective teachers. A total of 387 prospective teachers, participating pedagogical formation certificate program, voluntarily participated in the study where descriptive and relational survey models were used. According to the results of the study, the prospective teachers within the scope of the study have moderate levels of professional anxiety and perception, the average scores in the teaching profession perception scale were significant in favour of the female prospective teachers, prospective teachers who participated in the program to do the teaching profession afterwards, who preferred a teaching department in university entrance exams priorly and who will take the Public Personnel Selection Exam (PPSE). The average scores in the professional anxiety scale were found to be significant in favour of male prospective and employed prospective teachers. In addition, it was determined that there was a low, positive, and meaningful relationship between prospective teachers’ teaching profession perception and professional anxiety levels. Based on the findings of the present study, experimental studies to decrease their professional anxiety levels and increase their level of professional perceptions of prospective teachers are recommended for further research.
Article
Full-text available
Çalışmanın amacı öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine ilişkin kaygılarının belirlenmesidir. Ayrıca bu kaygıların en aza indirilmesi için ne tür uygulamaların yapılabileceğinin tespit edilmesi de bu çalışma kapsamında amaçlanmıştır. Çalışma nitel araştırma olarak tasarlanmıştır. Nitel araştırma desenlerinden betimleyici fenomenolojik desen tercih edilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu Kilis 7 Aralık Üniversitesine kayıtlı 20 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Amaçlı örneklem çeşitlerinden ölçüt örneklem yöntemi kullanılarak örneklem seçimine gidilmiştir. Yarı yapılandırılmış görüşme formu hazırlanarak veriler toplanmıştır. Araştırmada elde edilen veriler betimsel analiz yöntemi ile analiz edilmiştir. Araştırmanın sonucunda öğretmen adaylarının mesleğe yönelik kaygıları; bireysel kaygılar, öğretim süreci ile ilgili kaygılar, öğrenci merkezli kaygılar ve kurumsal kaygılar başlıklı 4 (dört) tema olarak belirlenmiştir. Öğretmen adaylarının kaygıların sebebi olarak da yeterli deneyime sahip olmamaları, bilgi eksikliği yaşamaları, kişisel özellikleri gibi birçok sebep olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Article
Full-text available
Bu çalışma KPSS’ye yönelik olarak ilköğretim matematik öğretmen adayları ve pedagojik formasyon eğitimi almakta olan matematik öğretmeni adaylarının KPSS’ye yönelik kaygı düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma sürecinde nitel ve nicel yaklaşımların beraber kullanıldığı karma yöntem tasarımlarından birisi olan sıralı açık¬layıcı desen kullanılmıştır. Böylece elde edilen nicel verilen toplanan nitel veriler ışığında açıklanmaya ve yorumlanmaya çalışılmıştır. Çalışma kolay ulaşılabilir örnekleme yöntemi ile seçilen ve 2018-2019 eğitim öğretim yılının güz döneminde, Orta Anadolu bölgesinde yer alan bir devlet üniversitesinin eğitim fakültesinde öğrenim görmekte olan 68 ilköğretim matematik ve pedagojik formasyon eğitimi almakta olan 46 matematik öğretmen adayıyla yürütülmüştür. Nitel veriler ise örneklem içinden gelişigüzel seçilen 16 katılımcıdan elde edilmiştir. İlköğretim matematik öğretmen adaylarının kaygı seviyelerinin, pedagojik formasyon eğitimi alan matematik öğretmen adaylarının kaygı seviyelerinden anlamlı derecede yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Kullanılan ölçeğin alt boyutlarından biri olan “zaman” faktöründe de pedagojik formasyon alan öğretmen adayları lehine anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür. Ancak ölçeğin başka bir alt boyutu olan sınav algısı faktöründe istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Araştırmanın nitel verileri “Zaman”, “Aile ve Çevresel Etkenler”, “Sınav İçeriği” ve “Olası Başarısızlık Sebepleri” olmak üzere dört farklı tema altında toplanmış ve nicel bulgular nitel bulgular ışığında yorumlanmıştır.
Article
Full-text available
This is a qualitative study that aims to shed light on the opinions of the students of German Language Teaching Department about their professional future, the level of their expectations of being appointed as a teacher, and what alternative options they are considering in case they are not appointed. A survey study, which is one of the qualitative research techniques, was used in the research. The survey questions were asked to the participants about their professional future expectations and participants were asked to score their expectations from 1 to 5. Likert type "Professional Expectation Scale" was developed for the research. The results revealed that the students wanted to work as German teachers and do not intend to employee other jobs far from their professional fields. However, they are desperate about working in their field in the public. Also, the future expectation levels of second, third and fourth (last) year students were obtained quite similar. In addition, it was found to have an equal distribution of different opinions for living in a German-speaking country in the later period of their life.
Article
Full-text available
In this study, it is aimed to examine the relationship between prospective teachers' occupational anxiety and technological pedagogical content knowledge. Correlational model was used in this study. The participants consisted of 481 prospective teachers studying at Sakarya University Faculty of Education in the spring term of 2018-2019 academic year. Technological Pedagogical Content Knowledge Scale (TPACKS) and Occupational Anxiety Scale (OAS) were used as data collection instruments. As a result of canonical correlation analysis, it was determined that technological pedagogical content knowledge affects occupational anxiety by 62%.
Eğitimde Dönüşüm Eğitimde Yeni Değerler, Pegem A yayınlarıÖğretmen Adaylarının Mesleki Kaygıları
  • Yüksel Özden
ÖZDEN, Yüksel (1999).Eğitimde Dönüşüm Eğitimde Yeni Değerler, Pegem A yayınları, Ankara SABAN, Ahmet, KORKMAZ, İsa ve AKBAŞLI, Sait (2004). ''Öğretmen Adaylarının Mesleki Kaygıları'', Eğitim Araştırmaları Dergisi, Yıl 5, Sayı 17, ss.198-209
Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda Okuyan Öğretmen Adaylarının Mesleki Kaygı Düzeylerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi
  • Ali Ekber
ŞAHİN, Ali Ekber (2004). (Edt. SÖNMEZ Veysel), Öğretmenlik Mesleğine Giriş, Anı Yayıncılık, Ankara TAŞĞIN, Özden (2006).''Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda Okuyan Öğretmen Adaylarının Mesleki Kaygı Düzeylerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi'', Kastamonu Eğitim Dergisi, Cilt 14, No2, ss.679-686
Concers of Teacher: A DevelopmentalConceptualization
  • Frances F Fuller
FULLER, Frances F. (1969). ''Concers of Teacher: A DevelopmentalConceptualization'', AmericanEducationalResearchJournal, Vo 6, No 2, pp.207-226
SÖNMEZ Veysel), Öğretmenlik Mesleğine Giriş
  • Ali Şahin
  • Ekber
ŞAHİN, Ali Ekber (2004). (Edt. SÖNMEZ Veysel), Öğretmenlik Mesleğine Giriş, Anı Yayıncılık, Ankara