ne Çıkanlar • Bu makale, kadın güvenlik görevlilerinin toplumsal cinsiyet deneyimlerini yorumsamacı metodoloji ekseninde ele almaktadır. • Araştırma bulguları, örgütsel süreçlerde toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin nasıl üretildiğini ortaya koymaktadır. • Kadın güvenlik görevlilerinin deneyimleri; kimlikler, etkileşimler, bölünmeler, cinsiyetçi kültür ve örgütsel mantık çerçevesinde analiz edilmektedir. • Araştırma, erkek egemen yapının korunmasında örgütsel süreçlerin etkisini göstermesi yönüyle örgüt teorisi alanına katkı sunmaktadır. Öz: Bu araştırma, toplumda erkek egemen bir meslek olarak bilinen güvenlik görevliliğinde çalışan kadınların cinsiyetlendirilmiş örgüt olgusuna yönelik deneyimlerini konu edinmektedir. Kadın güvenlik görevlilerinin cinsiyetlendirilmiş örgüt olgusunu hangi örgütsel süreçlerde ve nasıl deneyimlediklerini anlamak, anlamlandırmak ve yorumlamak bu araştırmanın temel amacıdır. Bu amaç doğrultusunda araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden yorumlayıcı fenomenoloji desenine uygun bir araştırma süreci takip edilmiştir. Aksaray ilindeki çeşitli kamu kurumlarında çalışan 11 kadın güvenlik görevlisiyle yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Tümdengelime dayalı tematik analiz yöntemiyle analiz edilen veriler, cinsiyetlendirilmiş örgüt teorisi kapsamında beş tema altında sınıflandırılmıştır. Bu temalar: cinsiyetlendirilmiş kimlikler, etkileşimler, toplumsal cinsiyete dayalı bölünmeler, cinsiyetçi kültür ve örgütsel mantıktır. Araştırma sonuçları kadın güvenlik görevlilerinin yer aldığı çalışma ortamlarının, toplumsal cinsiyet kalıp yargılarıyla uyumlu kadın kimliğini yeniden ürettiğini ortaya koymuştur. Yanı sıra kadın güvenliklerin üniformalarıyla kurdukları bağ, üniformanın erkekliğin üretimindeki önemli sembollerden biri olduğunu açığa çıkarmıştır. Kadınların kültürel bakımdan erkeklerle özdeşleşmiş mesleklere erişebilmeleri, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin aşılması için önem taşısa da kadınların bu alanlara girdikten sonra yaşadıkları deneyimler eşitsizliklerin çeşitli örgütsel süreçler yoluyla üretilmeye devam ettiğini göstermektedir. Highlights: • This article examines the gendered experiences of female security guards through an interpretive methodology. • The research findings reveal how gender inequalities are reproduced within organizational processes. • The experiences of female security guards are analyzed in the context of identities, interactions, divisions, gendered culture, and organizational logic. • The study contributes to organizational theory by demonstrating the impact of organizational processes in maintaining a male-dominated structure. Abstract: This research is about the experiences of women working as security guards, known as a male-dominated profession in society, regarding the phenomenon of gendered organization. The main purpose of this research is to understand, make sense of and interpret how and in which organizational processes female security officers experience the gendered organization phenomenon. For this purpose, a research process in accordance with the interpretive phenomenology pattern, one of the qualitative research methods, is followed in the study. Semi-structured interviews are conducted with 11 female security officers working in various public institutions in Aksaray province. The data analyzed with the deductive thematic analysis method is classified under five themes within the scope of gendered organization theory. These themes are: gendered identities, interactions, gender divisions, gendering culture, and organizational logic. The research results reveal that work environments where female security guards work reproduce the female identity compatible with gender stereotypes. In addition, the bond that female security guards establish with their uniforms has revealed that the uniform is one of the important symbols in the production of masculinity. Although women's access to professions that are culturally identified with men is important for overcoming gender inequalities, the experiences women experience after entering these fields show that inequalities continue to be produced through various organizational processes.