Giriş Bu araştırma, 20 Temmuz 2016’da Olağanüstü Hâl (OHAL) ilan edilmesiyle başlayan süreçte, Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) yoluyla üniversitelerden ihraç edilen akademisyenlerin uğradıkları hak ihlallerini, bu ihlallerin hukuksal, ekonomik, sosyal sonuçlarını ve sağlık etkilerini konu almaktadır. Araştırma öncelikle akademisyenlerin yaşa- dıkları hak ihlallerinin belirlenmesine odaklan- mıştır. Araştırma ekibi bu amaçla İnsan Hakları Evrensel Bildirisi (İHEB), Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, Birleşmiş Milletler Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) belgele- rini temel almıştır. Bu kapsamda, yaşama hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliğinin korunması, masu- miyet karinesinden yararlanma, özel hayatın gizli- liğinin korunması, çalışma hakkı, adil gelir hakkı, sosyal güvenlik hakkı, emeklilik hakkı, mülkiyet hakkı, eğitim hakkı, örgütlenme hakkı, gözaltı ve tutukluluk süreçlerinde ihraç edilen akademisyen- lerin ve yakınlarının deneyimlediği hak ihlallerini kapsayan bir çerçeve oluşturulmuştur. Araştırmanın ikinci kısmında hak ihlallerinin neden olduğu kayıplar belirlenmiştir ve ihlal ve kayıp döngüsünü anlamak için travma kavramı temel alınmıştır. Bu bağlamda politik şiddetin yol açtığı travmatik süreç, toplumsal travma, kolektif travma, kültürel travma, kompleks travma, süre- giden travma ile ilgili literatürden yararlanılarak kavramsallaştırılmıştır. Araştırma kapsamında ele alınan kayıplar ise ekonomik, akademik, sosyal alanlarda ve sağlık alanında yaşanan kayıplar olarak sınıflandırılmıştır. Üçüncü başlık ise ihraç edilen akademisyen- lerin hak ihlalleri, kayıplar ve bunların yol açtığı travmatik süreçle nasıl baş ettiklerinin belirlen- mesine ilişkindir. Bu bağlamda travmanın iyileş- mesinde kolektifin, zorluklar karşısında bir arada durma iradesinin rolünün ne olduğunun belirlen- mesi amaçlanmıştır. Ne tür kurumsal dayanışma ve destek pratiklerinin yaşama geçirildiğini; yeni sosyal ağların oluşmasının, sosyal ağların gelişme- sinin, sosyal çevrenin değişmesinin ihraç edilen akademisyenlerin dayanıklılıklarının oluşmasında ve aidiyet duygularının yeniden inşasındaki rolü- nün ne olduğunu saptamak önem kazanmıştır. İhraç edilen akademisyenlerin akademisyen olma iddiasını, akademisyen kimliğini kolektif olarak gerçekleştirme çabasını sürdürüp sürdürmedikle- ri değerlendirilmiştir. Araştırmacıların araştırma sürecinde yaptık- ları gözlemler, kendileriyle paylaşılan travmatik deneyimler, edindikleri izlenimler...