Gelişen teknoloji ve yeni uygulama teknikleri belirsiz, karmaşık ve rekabetçi
bir iş ortamına neden olmaktadır. İşletmeler yaşamlarına devam edebilmek için
daha fazla rakiple mücadele etmek zorundadır. Bu mücadele, sunduğu geniş istihdam
imkânlarıyla ve dünyada en yaygın örgüt olarak öne çıkan aile işletmeleri
için de oldukça önemlidir (Meier ve Thelisson, 2020). Dünyada aile işletmelerinin
yaygınlığı göz önüne alındığında, bu işletmelerin nasıl rekabet avantajı elde edecekleri
önemli bir sorunsaldır. Günümüzde paydaşlar nezdinde farklılaşmanın ve
rekabet avantajı kazanabilmenin başında itibar gelmektedir. Rekabet koşullarında
aile işletmelerinin ürettiklerini satabilmeleri ve paydaşları tarafından güven oluşturabilmeleri için itibar yaratmak önemlidir. İşletmeler faaliyetlerine devam ederken aynı zamanda paydaşlarına bu faaliyetlerine yönelik mesajlar vererek olumlu algılar oluşturma çabasındadır. Oluşan bu olumlu algılar, işletmenin itibarına atıfta bulunarak işletmede başarılı bir yönetim anlayışı olduğuna, mal ve hizmetlerinin kaliteli olduğuna dair düşüncelerin oluşmasına neden olmaktadır (Dowling, 2006). İşletmeler daha fazla değer yaratabilmeleri ve yeni iş modelleri geliştirebilmeleri için iş sistemlerinde dijital teknolojileri kullanmaktadır (Bharadwaj, 2000). Son yıllarda dijital dönüşüm, işletmelerin
tüm paydaşlarıyla ilişki kurmalarında, müşteri değeri yaratmalarında, yeni iş modeli oluşturmalarında ve iş yürütme biçimlerinde devrim yaratmıştır (Ponsignon, Kleinhans, Bressolles, 2019; Matt, Hess, Benlian, 2015). Dijital dönüşüm işletmenin iş süreçlerini, operasyonel rutinlerini ve organizasyonel yeteneklerini etkilemektedir (Fitzgerald vd., 2014). Yakın tarihli bir araştırmaya göre, 500’den fazla kişiyi istihdam eden işletmelerin genel müdürlerinin %85’i dijital dönüşümü organizasyonların çalışma biçiminde devrim yaratan kritik bir değişim süreci olarak görmektedir. Bu nedenle, dijital dönüşümü gerçekleştirmek çoğu işletme için özgün fırsatlar sunmaktadır (Margiono, 2020).
Müşterilerin ürün ve hizmetleri satın alma ve kullanma biçimleri önemli ölçüde
değişmektedir. Müşteriler giderek daha fazla mobil çözümlere, teknolojik
deneyimlere, teknolojinin sunduğu bilgi ve uzmanlığa anında erişime ihtiyaç
duymaktadır (Barnes vd., 2012). Artık benzer mal ve hizmetlerden veya işletmelerden
farklılaşmak özellikle dijital teknolojilerin sunduğu bilgiden faydalanma
yeteneğiyle doğrudan ilişkilidir. Gelişen ve değişen rekabet ortamında
aile işletmelerinin varlıklarını koruyabilmesi ve müşteri istek ve beklentilerini
karşılayabilmeleri için bu işletmelerin dijital teknolojileri tüm organizasyonel
süreçlerine entegre edebilmesi gerekmektedir. Küresel rekabet ortamında müşteri
değerini ön plana çıkaran işletmeler rekabet avantajı elde etmektedir. Böyle
bir rekabet avantajı sayesinde, aile işletmesinin paydaşları, kurumun faaliyetlerinden
ve bu faaliyetlerin sonuçlarından hareketle kuruma özgü değerlendirmeler
yapmaktadır (Fombrun, 1996). Paydaşların bu değerlendirmeleri kurum itibarını
ortaya çıkarmaktadır. Kurum itibarının kuruma sağladığı en değerli katkısı
sürdürülebilir büyüme, farklılık algısı ve rekabet ortamında ortaya çıkan
avantajlardır (Dowling ve Moran, 2012). İşletmeye rekabet avantajı sunan itibar,
işletmeye daha fazla finansal kazanç sunmaktadır, daha fazla kalifiyeli insan
kaynağını kendi bünyesine çekmektedir ve işletmenin verimliliğinin daha
fazla artmasını sağlamaktadır (Balmer, 2001; Ferris, Berkson, Haris, 2002; Rose
ve Thomesen, 2004). Dünyada aile işletmelerinin yaygınlığı göz önüne alındığında, aile işletmelerinin kendi içerisindeki dinamiklerini anlamak, bu işletmelerin özellikle dijital
dönüşüme olan yaklaşımlarını tespit etmek açısından önemlidir. Bu öneme rağmen, aile işletmelerinde dijital dönüşüm konusuna odaklanan araştırmaların kısıtlı olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışma, literatürdeki mevcut eksikliği telafi edeceği düşünülerek, aile işletmelerinin dijital dönüşüme olan tutumlarının nasıl olduğunu, dijital teknolojileri kullanan aile işletmelerinin nasıl bir rekabet avantajı elde edeceğini, bunun kurum itibarına nasıl bir katkısı olacağını ve dijital dönüşümde geride kalan aile işletmelerini hangi sorunların bekleyebileceğini irdelemektedir.