Many technologies such as Internet, smart tools, social networks have been involved in human life. This increasing prevalence of social networks leaves users facing an overwhelming amount of information, messages, sharing, and social demand. This excess amount is defined as overload. The amount of information constantly flowing in users' networks, social support and communication requests from others can cause fatigue. Overload in social networks can have behavioral and psychological consequences. In this study, a model was used in the context of the SSO (Stress-Strain-Outcome) framework and the changes caused by social, communication and information overloading in an individual's attitudes and behaviors were examined. The research was applied in survey technique and 274 participants' responses were analyzed in this study that examined the experiences of social network users during the Covid-19 process. Outliers in the data are arranged by Mahalanobis distance. Before the use of the scales, factor analyses were performed and their validity was measured. According to the results, only information overload has a significant effect on fatigue. Social and communication overloads do not significantly affect fatigue. Fatigue, on the other hand, has a significant relationship with discontinuous intentions. Users who experience information overloading may experience discontinuous intentions towards social networks. However, it cannot be said that social and communication overloads have caused discontinuous intentions. Although users have high averages in social overload and communication overload, it does not cause fatigue in social networks. Users who have to stay in homes, especially during the quarantine period, can continue to spend time on social networks, despite overloads. In terms of gender, women were found to feel more overloaded on social networks. Women experience more communication, information and social overload. In addition, the fatigue and discontinuous intentions averages are significantly higher. Öz İnternet, akıllı araçlar, sosyal ağlar gibi birçok teknoloji son yıllarda insan hayatına dahil olmuştur. Sosyal ağlar bu teknolojik araçların en önemlilerindendir. Sosyal ağların artan bu yaygınlığı, kullanıcıları baş edemeyecekleri, işleyemeyecekleri miktarda bilgi, mesaj, paylaşım ve sosyal taleple karşı karşıya bırakmaktadır. Bu baş edilemeyecek miktarda akış, aşırıyükleme olarak tanımlanmaktadır. Kullanıcılar ağlarında sürekli akan bilgi miktarından, diğerlerinden gelen sosyal destek, iletişim gibi taleplerden yılgınlık yaşayabilmektedir. Sosyal ağlarda aşırıyüklenme, davranışsal ve psikolojik sonuçlar doğurabilmektedir. Bu çalışmada, Stres-Zorlanma-Çıktı (SSO: Stress-Strain-Outcome) çerçevesi bağlamında bir model kullanılmış ve bireyin tutum ve davranışlarında sosyal, iletişim ve bilgi aşırı yüklenmesinden kaynaklanan değişiklikler incelenmiştir. Araştırma tarama modelinde uygulanmıştır ve Covid-19 sürecinde sosyal ağ kullanıcılarının deneyimlerini inceleyen bu çalışmada 274 katılımcının cevabı analiz edilmiştir. Verilerdeki aykırı değerler, mahalanobis uzaklığı ile düzenlenmiştir. Veriler değerlendirilmeden önce faktör analizleri yapılmış ve geçerliliği ölçülmüştür. Elde edilen sonuçlara göre, sadece bilgi aşırıyüklenmesinin ağ yılgınlığı üzerinde anlamlı bir etkisi vardır. Sosyal ve iletişim aşırıyüklemeleri ağ yılgınlığını anlamlı bir şekilde yazarlar, makalede araştırma ve yayın etiğine uyulduğuna ve kullanılan fikir ve sanat eserleri için telif hakları düzenlemelerine riayet edildiğine yönelik beyanda bulunmuştur. İNİF E-DERGİ Mayıs 2021, 6(1), 329-342. / 330 / etkilememektedir. Ağ yılgınlığı, diğer taraftan, devam etmeme niyeti ile anlamlı bir ilişkiye sahiptir. Artan ağ yılgınlığı, devam etmeme niyetini artırmaktadır. Bilgi aşırıyüklemesi yaşayan kullanıcılar, sosyal ağlara yönelik devam etmeme niyeti yaşayabilmektedir. Bununla birlikte, sosyal ve iletişim aşırıyüklemelerinin devam etmeme niyetine yol açmadığı görülmüştür. Kullanıcılar her ne kadar sosyal aşırıyükleme ve iletişim aşırıyüklemesinde yüksek ortalamalara sahip olsalar da sosyal ağlara yönelik yılgınlığa neden olmamaktadır. Özellikle karantina döneminde evlerde kalmak zorunda olan kullanıcıların yapacakları şeylerin sınırlı olması, aşırıyüklemelere rağmen sosyal ağlarda vakit geçirmeye devam edebilmektedir. Cinsiyet açısından ise, kadınların sosyal ağlarda daha fazla aşırıyükleme deneyimlediği tespit edilmiştir. Kadınlar daha fazla iletişim, bilgi ve sosyal aşırıyükleme yaşamaktadır. Ayrıca ağ yılgınlığı ve devam etmeme niyeti ortalamaları anlamlı şekilde daha yüksektir.