Content uploaded by Yalçın Tepe
Author content
All content in this area was uploaded by Yalçın Tepe on May 17, 2016
Content may be subject to copyright.
E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 2006
E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 2006
Cilt/Volume 23, Ek/Suppl. (1/1): 155-161
Su Ürünleri Temel Bilimler / Hydrobiology
© Ege University Press
ISSN 1300 - 1590
http://jfas.ege.edu.tr/
Karagöl’ün (Erzin-Hatay) Bazı Fiziko-Kimyasal Özellikleri
*Yalçın Tepe, Alpaslan Ateş, Ekrem Mutlu, Yalçın Töre
Mustafa Kemal Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi, 31040, Antakya, Hatay, Türkiye
*E mail: ytepe@mku.edu.tr
Abstract: Some physico-chemical properties of lake Karagöl(Erzin-Hatay). In this study, it is aim to determine the water quality
characteristics of Karagöl, located in Gökdere plain of Erzin, Hatay. Karagöl, Which is a natural lake and feed by rain and snow,has
a total area of 0,15 km2, and altitude of 273 m. The study was started May 2003, water quality paramaters of pH, dissolved oxygen,
temperature, salinity, Chemical oxygen demand (COD), total alkalinity and hardness, ammonia, nitr,te, nitrate, phosphate, sulphate,
sulphite, chloride, potassium, sodium, silica were measured monthly for 12 months. According to measured data current water
quality characteristics and their monthly variation has determined. Decrease water temperature during the winter months by
merging the snow water into the lake and at the same time increased oxygen concentration, similar alkalinity and hardness values
through the year has clearly been noticed. As a result, it is concluded that the lake water is not suitable for trout culture but is
suitable for warmwater fish culture such as tilapia and carp.
Key Words: Water Quality, Karagöl, Hatay, Erzin.
Özet: Bu çalışmada Hatay ili Erzin ilçesi Gökdere yaylasında bulunan; yüzölçümü 0,15 km2, deniz’den yüksekliği 273 m, yağmur ve
kar suları ile beslenen ayrıca doğal bir göl olan Karagöl’ün su kalitesi özelliklerini belirlemek amaçlanmıştır. Çalışmaya Mayıs
2003’te başlanmış olup su örneklerinde su kalitesi parametrelerinden pH, çözünmüş oksijen, sıcaklık, tuzluluk, kimyasal oksijen
ihtiyacı(KOİ), toplam alkalinite ve sertlik, amonyak, nitrit, nitrat, fosfat, sülfit, sülfat, klor, potasyum, sodyum, silisyum ve askıda katı
madde (AKM) analizleri 12 ay boyunca aylık olarak yapılmıştır. Yapılan çalışma sonucunda Karagöl’ün mevcut su kalitesi durumu
ve su kalitesi parametrelerinin aylara göre değişimleri belirlenmiş olup kış aylarında kar sularının göle karışmasıyla su sıcaklığının
düştüğü ve aynı zamanda oksijen miktarının arttığı; alkalinite ve sertliğin yıl boyunca yaklaşık olarak birbirine eşit olduğu
görülmüştür. Sonuç olarak gölün alabalık yetiştiriciliği için uygun olmadığı ancak sazan, tilapya gibi ılıman su türleri için uygun
olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Su kalitesi, Karagöl, Hatay, Erzin.
Giriş
Hatay ili Erzin ilçesi sınırlarında bulunan Karagöl yüz ölçümü
0,15 km2, denizden yüksekliği 273 m olan doğal bir göldür.
Gölü besleyen su kaynakları yağmur ve kar suları olup yıl
içerisinde su derinliği oldukça değişmektedir. Bölgede bunan
narenciye bahçelerinin çokluğu ve bu bahçeleri sulama
amacıyla çiftçilerin göl suyunu düzensiz ve bilinçsiz bir şekilde
kullanması göl suyu derinliğinin mevsimsel değişimin ide
oldukça etkilemektedir. Göl suyundaki bu değişim gölün
biyolojisini de olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle
balıkların üreme döneminde sulama amaçlı kullanım
arttığından göl su derinliliğinin düşmesi bunun sonucu olarak
da balık yumurtalarının büyük kısmının zarar görerek balık
populasyonlarında gelişme sağlanamamaktadır.
Bölgede bulunan İskenderun Demir Çelik fabrikası’nın
bacalarından çıkan zararlı gazlar yağışlar sonucunda göl
ortamına karışarak göl biyolojisini olumsuz yönde etkileyen
diğer bir önemli faktördür. Ayrıca yağmur ve eriyen kar
sularının oluşturduğu erozyon sonucunda göle karışan suda
askıda katı madde oranının yüksek olması da göl fizyolojisini
ve biyolojisini etkileyen önemli faktörlerden biridir. Belirtilen
faktörlere ilave olarak; arazilerin ziraata açılması, toprakların
tuzlulaşması, yoğun zirai gübre kullanımı, pestisitlerin yaygın
kullanımı, erozyon ve organik madde ile bitkisel çeşitliliğin
azalması en önemli çevresel problemler olarak su kaynaklarını
tehdit eder olmuştur (Zalidis vd., 2002). Bu çalışmanın amacı
Karagöl’ün mevcut su kalitesinin bazı fiziko- kimyasal
yöntemlerle bir yıl boyunca izlenmesi ve su kalitesi
verilerindeki değişimlerin aylık olarak belirlenerek
kaydedilmesidir.
Materyal ve Yöntem
Karagöl, Hatay ili, Erzin ilçesi Gökderi köyü yaylası içerisinde
bulunmaktadır. Göletin su kaynağı yağmur ve kar sularıdır.
Gölet doğal bir göl olup denizden yüksekliği 237 m ve
yüzölçümü 0,15 km2’dir. Göl sulama amaçlı olarak
kullanılmaktadır. Gölün bilinçsiz bir şekilde kullanılması ve göl
hacminin küçük olmasından dolayı balık türleri ve sucul
canlılarca oldukça fakir bir su kaynağıdır. Gölette örnekleme
istasyonu belirlenirken göl suyu özelliklerini homojen olarak
sağlayabilecek nokta dikkate alınmıştır.
Diğer su kalitesi parametrelerinden, toplam alkalinite,
toplam sertlik, toplam amonyak azotu, nitrit, nitrat, fosfat, sulfit,
sülfat, klor, potasyum, silisyum, sodyum, kimyasal oksijen
ihtiyacı (KOİ) ve askıda katı madde (AKM) için su numuneleri
Mustafa Kemal Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi
156 Tepe ve diğ. / E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 23 - Ek (1/1): 155-161
laboratuarlarına getirilmiş ve aynı gün analizler
tamamlanmıştır. Titrimetrik yöntem kullanılarak toplam
alkalinite ve toplam sertlik tayinleri yapılmış ve sonuçları her
ikisinde de mg/L CaCO3 cinsinden ifade edilmiştir. Klorit (Cl2)
tayini Hg(NO3)2 ile titrasyon yöntemiyle yürütülmüştür.
Kimyasal oksijen ihtiyacı su içindeki tüm organik maddeleri
CO2 ve suya okside edecek toplam oksijen miktarının
hesaplanmasına dayanan demir amonyum sülfat ile titrasyon
yoluyla yapılmıştır. Fotometrik ölçüm gerektiren nitrat (NO3),
nitrit (NO2-), toplam amonyak azotu (NH3 + NH4+), fosfat (PO43-
) standart prosedürlere uygun olarak su numunelerinin
spektrofotometrik değerlerinin ölçümlerinde Shimadzu marka
UV-1601PC model spektrofotometre kullanılmıştır. Su
analizleri Boyd ve Tucker (1992) de belirtilen standart analiz
yöntemlerine göre yapılmıştır.
Şekil 1. Karagöl (Erzin-Hatay) çalışma istasyonu ve yer haritası.
Her parametrenin aylara göre değerleri, farklılıkları, yıl
boyu ortalama değerler, yıl boyu en yüksek ve en düşük
değerler ve grafikler Microsoft Excel ortamında yapılmıştır.
Bulgular
Su sıcaklıkları mevsimsel olarak önemli değişiklikler
göstermiştir. Mart 2004’de en düşük 15,4 ºC olarak ölçülen su
sıcaklığı, Ağustos 2003’te en yüksek 26,4 ºC olarak
ölçülmüştür ve yıllık ortalama 20,46 ºC olarak kaydedilmiştir
(Şekil 2).
Bu çalışma boyunca pH değerlerinin en düşük 7,49 değeri
ile Ocak ayı , en yüksek 7,94 değeri ile Ağustos ayı ve yıl sonu
ortalaması 7,75 olarak kaydedilmiş olup pH’da yıl boyu değişim
çok düşük değerlerde olduğu görülmüştür (Şekil 2).
Çalışma boyunca çözünmüş oksijen miktarında çok
büyük bir değişiklik görülmemiş olup en düşük değeri 6,29
mg/l (Ağustos), en yüksek değer 9,87 mg/l (Mart) ve yıllık
ortalama 7,88 mg/L olarak ölçülmüştür. Kimyasal Oksijen
İhtiyacı (KOİ) çalışmanın başlangıcı Mayıs ayında 21 mg/l
iken her ay yapılan ölçümlerde görüldüğü gibi özellikle kış
aylarında giderek artış göstermiş ve Nisan ayında 50 mg/l ye
ulaşmıştır (Şekil 3). Yıllık ortalama KOİ değeri 30,16 mg/l
hesaplanmıştır.
Sıcaklık
0
5
10
15
20
25
30
MHTA E EKA OŞMN
pH
7,2
7,3
7,4
7,5
7,6
7,7
7,8
7,9
8
MHTA EEKAOŞMN
Şekil 2. Aylık sıcaklık (ºC) ve pH seviyeleri.
Nitrat, nitrit ölçümleri paralel şekilde yaz ayları boyunca
diğer aylara göre nispeten düşük çıkmıştır. Azot türevleri
mevsimsel olarak istatistiksel bir değişime girmemiştir.
Ortalama nitrat, nitrit seviyeleri 8,56 ve 0,07 mg/l ölçülmüştür..
Nitrat ve nitrit en yüksek değerlerine Şubat ayında(9,24mg/l ve
0,017mg/l) ulaşmıştır. Diğer bir azot türevi olan amonyak da
nitrat ve nitrit seviyelerine paralel bir dalgalanma çizmiş ve yaz
aylarında düşük seviyelerde iken kış aylarında yükseliş
yapmıştır. En yüksek değer yaklaşık 0,2 mg/l ile Aralık ayı
ölçümünde kayıt edilmiştir. Amonyak ölçümlerinin yıllık
ortalaması 0,16 mg/l bulunmuştur (Şekil 4).
Tuzluluk beklendiği gibi yıl boyu çok fazla değişiklik
göstermeyip ortalama 0,1 ppt civarında ölçülmüştür.
Toplam alkalinite ve sertlik değerleri birbirine oldukça
yakın değerler göstermiştir. Ortalama toplam alkalinite ve
sertlik değerleri sırasıyla 205 ve 206 mg/l olarak
hesaplanmıştır.
Doğal su kaynaklarının verimliliğini etkileyen temel bir
besleyici mineral olan fosfat ortalama 0,05 mg/l, seviyesinde
çıkmıştır. Kasım ve Şubat aylarında 0 mg/l olarak ölçülmüştür.
Fosfat konsantrasyonları mevsimsel olarak farklılıklar
Tepe ve diğ. / E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 23 - Ek (1/1): 155-161 157
görülmüştür (Şekil 6).
Oks ijen
0
2
4
6
8
10
12
MHTA EEKAOŞMN
KOİ
0
10
20
30
40
50
60
MHTA E EKAOŞMN
Şekil 3. Aylık Oksijen (mg/l) ve Kimyasal Oksijen İhtiyacı (KOİ) (mg/l) seviyeleri
Nitrat
7,5
8
8,5
9
9,5
MHTAEEKAOŞMN
Nitrit
0
0,005
0,01
0,015
0,02
MHTA E EKA OŞMN
Amonyak
0
0,05
0,1
0,15
0,2
0,25
MHTA E EKA O ŞMN
Şekil 4. Aylık Nitrat (NO3), Nitrit (NO2-) ve Amonyak (NH4+) (mg/l) seviyeleri.
158 Tepe ve diğ. / E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 23 - Ek (1/1): 155-161
Alkalinite
190
195
200
205
210
215
MHTA E EKA O ŞMN
Sertlik
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
MHTAEEKAOŞMN
Şekil 5. Aylık Alkalinite ve Sertlik (mg CaCO3/l) seviyeleri.
Fos fat
0
0,002
0,004
0,006
0,008
0,01
0,012
MHTA EEKA OŞMN
Silis yum
7,5
8
8,5
9
9,5
10
10,5
MHTAEEKAO ŞMN
Şekil 6. Aylık Fosfat (PO43-) ve Silis (mg/L) seviyeleri.
Sodyum
0
10
20
30
40
50
60
MHT A E E KA O ŞMN
Potas yum
6,2
6,4
6,6
6,8
7
7,2
7,4
7,6
7,8
8
MHTA E EKAO ŞMN
Klor
0
0,05
0,1
0,15
0,2
0,25
MHTAE EKAOŞMN
Şekil 7. Aylık Sodyum (Na+), Potasyum (K+) ve Klor (Cl2)(mg/L) seviyeleri.
Tepe ve diğ. / E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 23 - Ek (1/1): 155-161 159
Silis seviyesi yıl boyunca düşük seviyede seyretmiş ve
ortalama 9.29 mg/l ölçülmüştür.. Ağustos ayında 8.62 mg/l ile
en düşük seviyesine gerileyen silis bu aydan sonra hızla
artarak Ocak ayında en yüksek seviyeye(9.95 mg/l) ulaşmış
ve çalışma sonuna kadar olan üç aylık son dönemde bu
seviyesini korumuştur (Şekil 6).
Sodyum ve Potasyum tuzları konsantrasyonları yaz aylarında
artmış ve Ocak ayından sonra her ikisi de düşüşe geçmiştir.
Sodyum en yüksek olan Ocak ayında 57 mg/l seviyesine
yükselmiş ve yıllık ortalama 43.08 mg/l olmuştur. Potasyum da
benzer şekilde Ocak ayında en yüksek değeri olan 7.78 mg/l
olurken, yıllık ortalamada ise 7.24 mg/l hesap edilmiştir. Klor
miktarın da yıl boyu çok büyük değişiklikler görülmeyip
yaklaşık olarak birbirine eşit hesaplanmıştır. Yılsonu klor
ortalama 0.126 mg/l olarak hesaplanmıştır (Şekil 7).
Sülfit, Mayıs ayından Ağustos ayına kadar 5.3 mg/l den
4.4 mg/l seviyelerine kadar gerilemiştir. Ağustos ayından
başlayarak Ocak ayına kadar artmıştır ve en yüksek değeri
olan 7.2 mg/l seviyesine ulaşmıştır. Ocak ayından sonra sülfit
miktarı düşerek araştırma sonunda 5.9 mg/l seviyesine
inmiştir. Sülfat, Eylül ve Ekim aylarında Ortalama değerin
yaklaşık iki katına çıkmış ve diğer aylarda çok büyük
değişiklikler göstermemiştir. (Şekil 8).
Sülfit
0
1
2
3
4
5
6
7
8
MHTA EEKAOŞMN
Sülfat
0
50
100
150
200
250
MHTA E EKA OŞMN
Şekil 8. Aylık Sülfit (Na2SO3) ve Sülfat (SO4-2) (mg/L) seviyeleri
Tartışma
Hatay ili, Erzin ilçesindeki Karagöl’de yapılan bir yıllık
çalışmanın her ay ölçülen su kalitesi parametrelerinin en
düşük, en yüksek ve ortalama değerleri Tablo 1’de verilmiştir.
Yıl boyunca pH değerleri çok fazla değişiklik
göstermemiş olup yaz aylarında çok az bir farkla kış aylarına
göre yüksek çıkmıştır. Göl suyundaki pH değeri, suda bulunan
CO2 miktarındaki değişimle orantılı olarak değişim
göstermiştir. Yaz aylarında gölde bulunan yoğun fitoplankton
topluluğu fotosentez sonucunda CO2 tüketip, pH miktarında
artışına sebep olabilir. Kış aylarında ise fitoplankton
sayısındaki sıcaklığa bağlı azalma sonucunda, fotosentezin
azaldığı veya tamamen durduğu ortamda CO2 birikimi oluşur
ve suyu asidik yaparak pH nın azalmasına neden olabilir. Yıl
boyu pH değerinin yaklaşık eşit çıkması gölde bulunan
Fitoplankton miktarının azlığını gösterir (Boyd, 1990).
Çalışmanın başından Eylül ayına kadar düşüş gösteren
çözünmüş oksijen içeriği Ekim ayından çalışmanın sonuna
kadar artış göstererek Şubat ve Mart aylarında 9.03 – 9.87
mg/l seviyesine ilerlemiştir. Bu ani artış muhtemelen kar
sularının göl suyuna karışımı olabilir. Oksijence zengin bu dağ
sularının göle karışımının yanı sıra sıcaklığında bu aylarda en
düşük seviyelerde olması termal tabakalaşmayı engelleyerek
oksijen tüketimini azaltmıştır (Wetzel , 1975). Ayrıca sıcaklığın
yükseldiği aylarda oksijen miktarının azalması ve pH’nın
değişmemesi bu olaylarda fitoplanktonların etkisinin olmadığı
söylenilebilir. Bu değişimler tamamen yağmur ve eriyen kar
sularından kaynaklanmış olabilir.
Tablo 1. Su kalitesi parametrelerinin yıllık en yüksek, en düşük ve ortalama
değerleri.
Parametreler En yüksek
değer
En düşük
değer
Ortalama
değerler
Sıcaklık (°C) 26.4 15.4 20.45
pH 7.94 7.49 7.75
Çöz. Oksi. (mg/l) 9.87 6.29 7.88
KOİ (mg/l) 50 19 30.17
NO3_N (mg/l) 9.24 8.11 8.56
NO2_N (mg/l) 0.017 0.002 0.007
NH3_N (mg/l) 0.197 0.13 0.16
Alkalinite (mg/l)) 211 200 205
Sertlik (mg/l) 209 203 206
Fosfat (mg/l) 0.01 0 0.005
Silis (mg/l) 9.95 8.62 9.29
Sodyum(mg/l) 57 34 43.09
Potasyum(mg/l) 7.78 6.77 7.24
Klor (mg/l) 0.196 0.083 0.126
Sülfit (mg/l) 7.2 4.4 5.86
Sülfat(mg/l) 225 98 132.75
Tuzluluk(ppt) 0.3 0.1 0.13
AKM(mg/l) 31 15 22.17
Yağmur ve kar suları ile beslenen Karagöl’de Ocak,
Şubat ve Mart ve Nisan aylarında KOİ değerinin giderek
artmasının sebebi yağışlarla oluşan organik maddelerce
160 Tepe ve diğ. / E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 23 - Ek (1/1): 155-161
zengin yüzey akışlarının göle katılmasıdır. Bu yüzey akışları
ormanlık arazilerden göle mevcut organik kirlilik yaratıcı
kaynakları (yaprak, gübre, havyan atıkları vb.) taşımış olabilir.
Toplam alkalinite ve sertlik değerleri Karagöl’de yıl
boyunca birbirine yakın ve paralel değerlerde seyretmiştir.
Doğal suların alkalinite değerleri 5 ile 500 mg/l CaCO3
arasındadır ve su kaynağı ve gölün yapısı ile yakından
ilişkilidir. Sularda karbonat(CO3-2) ve bikarbonat (HCO3-)
sulara alkalilik verir. Suların sertliği ise kalsiyum (Ca+2) ve
magnezyum (Mg+2) iyonlarından kaynaklanır. Kireçli topraklar
üzerinde kurulan göletler orta ve yüksek seviyelerde toplam
alkalinite ve sertlik değerlerine sahip olup, çoğu zaman bu iki
parametre değeri birbirine yaklaşık eşittir (Boyd ve Tucker,
1998). Karagöl dağlık bir bölgede olduğundan düşük-orta
toplam alkalinite ve sertliğe sahip olup her ikisi yaklaşık olarak
eşdeğerdedirler. Yıl boyunca suya alkali ve kireçli girdiler kış
aylarında daha fazla olduğundan bu aylarda az bir miktar artış
gözlenmiştir.
Yüzey sularına karışan azot kaynakları temel olarak
doğal, evsel, endüstriyel ve tarımsal kaynaklardır. Azot,
canlıların yapısını oluşturan temel elementlerden biridir. Gerek
canlı bünyesinde, gerek besin maddelerinde ve gerekse ölü
organizmalarda bulunan azot, doğada azot döngüsü içerisinde
sürekli bir dinamik haldedir(Hutchinson, 1944)(Şekil.9). Evsel
atık sular ülkemizde su ortamına çoğunlukla doğrudan
karıştığından atık suya kişi başına 8-15 g/gün azot
bırakılmaktadır. Azot türevleri olan amonyak, nitrit ve nitrat
seviyelerinde yıl içinde oluşan dalgalanma birbirlerine paralel
seyrederek, yaz aylarında düşük, kış aylarında ise yüksek
olmuşlardır. Amonyak, hayvansal atıklardan oluşan en temel
azotlu atık üründür. Amonyak aynı zamanda azotlu organik
maddelerin ayrışması sonucu da açığa çıkar (Tomasso,
1994). Suda amonyak birikimi, sucul organizmalara toksik
olduğundan istenmez ve pH arttıkça toksik etkisi azalır. Azot
bileşikleri su kirliliği açısından çeşitli etkilere sahip olup,
ötrofikasyon ve oksijen bilançosuna etkileri en önemlileridir.
Su ortamına karışan azot bileşikleri birincil üretimi teşvik
ederek ötrofikasyona neden olabilir. Ancak ötrofikasyonun asıl
kaynağı fosforlu bileşiklerdir (Henry ve Ark, 1984). Azotlu
bileşiklerin oksijen bilançosu üzerine etkisi ise; Azotlu
bileşikler biyolojik süreçler ile nitrata dönüşümünde önemli
miktarda oksijen tüketirler. 1 mg/l amonyak nitrata
dönüştüğünde 3.87 mg/l oksijeni tüketir (Samsunlu,1984).
Azotlu bileşikler içme suyu kaynakları içinde önemli etkiye
sahip olup; amonyum (0.2-1.5mg/l) ve nitrat (4.5 mg/l)’ın bu
sınırlardan yüksek olması insan sağlı açısından olumsuz etki
yapmaktadır. Balıklar ve diğer su canlıları için istenen sınırlar
ise amonyak (0.2-2 mg/l), nitrit (20-30 mg/l) ve nitrat (3-13
mg/l)’dür. Karagöl’de azotlu bileşikler su ürünleri açısından
tehlikeli durumlarda olmayıp ortalama olarak amonyak (0.16
mg/l), nitrit (0.007 mg/l) ve nitrat (8.56 mg/l) hesaplanmıştır.
Su sistemlerinde fosfor, bu sistemlerde mevcut olan çok
yönlü ve karmaşık kimyasal olayların anahtar elemanlarından
biridir. Fosfordan kaynaklanan su kirlenmesinin temel kaynağı
%83’lük bir payla endüstri ve kanalizasyon atık suları olduğu
bildirilmektedir.Kentsel kökenli atık sulardaki fosfatların %32-
70’i deterjanlardan kaynaklanmaktadır. Bu verilere göre
tarımsal alanlarda kullanılan fosforlu gübrelerin yağmur suları
ile su ortamlarına karışma oranları çok düşük olmaktadır.
Fosfor su ortamlarında meydana gelen ötrofikasyonun en
temel elementidir(Harper,1992). Fosfor kirlenmemiş doğal
sularda oldukça küçük miktarlarda bulunur ve göllerin
verimliliğini belirler (Tepe ve Boyd, 2003). Fosfat seviyesinde
oluşan yaz aylarındaki yükselmenin havadan fosfat
bağlayabilen mavi yeşil alglerdeki artıştan veya fosfatlı
gübrelerin kullanımından kaynaklandığı şeklinde
yorumlanabilir (Tepe ve Boyd, 2001). Ayrıca bu aylarda
gelişen köklü su bitkileri de topraktaki fosforun suya geçişine
yardımcı olabilirler (Boyd, 1990).
Şekil 9. Yüzey Sularında Azot Döngüsü
Potasyum doğal sularda 1-10mg/l arasında değişim
gösterir (Boyd, 1998) ve potasyum için çalışmamızda
ortalama 7.24 mg/l değeri hesaplanmıştır. Sodyum tuzu ise
doğal sularda 2- 100 mg/l arasında bir değer gösterir.
Ortalama sodyum değerleri 43.08 mg/l çıkmıştır. Kurak
bölgelerde bulunan göllerde sodyum, potasyum ve klorit
yağışlı bölge göllerine nazaran daha fazla olması beklenir.
Silisyum doğal sularda 2-20 mg/l arasında bulunur ve bu
çalışmada da ortalama 9.29 mg/l seviyesinde bulunmuştur.
Bu çalışmada ölçülen sülfit değeri Na2SO3
sodyumsülfit’tir ve ortalama 5.86 mg/l bulunmuştur. Sülfat
değeri (SO4-2) doğal sularda 5-100 mg/l arasında değişim
gösterir ve mevcut çalışmada ortalama 132.75 mg/l
bulunmuştur. Sülfür döngüsü de azot döngüsü gibi biyolojik
olaylardan kuvvetle etkilenir. Organik maddelerdeki sülfür
çoğunlukla proteinde bulunur. Aerobik şartlarda sülfür, sülfata
okside olur ve zararlı form olan hidrojen sülfit’e dönüşmez
(Tepe ve ark,2004).
Tepe ve diğ. / E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 23 - Ek (1/1): 155-161 161
Teşekkür
Saha ve laboratuar çalışmalarının bir bölümü Hatay Tarım İl Müdürlüğü’nün
katkılarıyla yapılmıştır.
Kaynakça
Boyd, C. E., 1990. Water Quality in Ponds for Aquaculture, Auburn, AL:
Auburn University. Alabama Agricultural Experiment Station. Pres. 482 p.
Boyd, C. E. and Tucker, C. S.,1992. Water quality and pond soil analyses for
Aquaculture Alabama Agricultural Experiment Station, Auburn University,
Alabama, USA.
Boyd, C. E., Tucker, C. S., 1998. Pond Aquaculture Water Quality
Management. Kluwer Academic Publishers. 700p.
Harper, D., 1992. Freshwaters Principles, Problems and Restoration.
Chapmen & Hall.78p.
Henry, R., Tundisi, J. G., and Curi, P. R., 1984. Effects of Phosphorus and
Nitrogen Enrichment on the Phytoplankton in a tropical Reservoir.
Hydrobiologia, 118,177-85.
Hutchinson, G. E., 1944. Nitrogen in the Biogeochemistry of the Atmosphere.
American Scientist, 86,201-14
Steel, R. G. D. and Torrie, J. H., 1960. Principles and procedures of statistics.
McGraw-Hill Book Company, New York, USA.
Tepe, Y. and Boyd, C.E., 2001. A Sodium-Nitrate-Based, Water-Soluble,
Granular Fertilizer for Sport Fish Ponds, North American Journal of
Aquaculture, 63, 328-322.
Tepe, Y. and Boyd, C.E., 2003. A Reassessment of Nitrogen Fertilization for
Sunfish Ponds, Journal of World Aquaculture Society, 34, No. 4:505-511.
Tepe, Y., Mutlu E., ve Türkmen A.,2004. Yayladağı Görentaş Göleti (Hatay)
Su Kalitesi Üzerine Bir Araştırma, Dumlupınar Üniversitesi Fen Bilimleri
Dergisi No. 6:77-88.
Tommasso, J. R., 1994. The toxicity of nitrogenous wastes to aquaculture
animals. Rewiews of Fisheries Science 2:291-314.
Wetzel, R. G., 1975. Limnology. Philadelphia, PA:W. B. Saunders Company.
Zalidis, G, Stamatiadis, S., Takavakoglou V., Eskridge, K., Misopolinos, N.,
2002. Impacts of Agricultural Practices on Soil and Water Quality in the
Mediterranean Region and Proposed Assessment Methodology.
Agriculture, Ecosystems and Environment 88:137-146.