ArticlePDF Available

Abstract and Figures

Some physico-chemical properties of lake Karagöl(Erzin-Hatay). In this study, it is aim to determine the water quality characteristics of Karagöl, located in Gökdere plain of Erzin, Hatay. Karagöl, Which is a natural lake and feed by rain and snow,has a total area of 0,15 km2, and altitude of 273 m. The study was started May 2003, water quality paramaters of pH, dissolved oxygen, temperature, salinity, Chemical oxygen demand (COD), total alkalinity and hardness, ammonia, nitr,te, nitrate, phosphate, sulphate, sulphite, chloride, potassium, sodium, silica were measured monthly for 12 months. According to measured data current water quality characteristics and their monthly variation has determined. Decrease water temperature during the winter months by merging the snow water into the lake and at the same time increased oxygen concentration, similar alkalinity and hardness values through the year has clearly been noticed. As a result, it is concluded that the lake water is not suitable for trout culture but is suitable for warmwater fish culture such as tilapia and carp.
No caption available
… 
Content may be subject to copyright.
E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 2006
E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 2006
Cilt/Volume 23, Ek/Suppl. (1/1): 155-161
Su Ürünleri Temel Bilimler / Hydrobiology
© Ege University Press
ISSN 1300 - 1590
http://jfas.ege.edu.tr/
Karagöl’ün (Erzin-Hatay) Bazı Fiziko-Kimyasal Özellikleri
*Yalçın Tepe, Alpaslan Ateş, Ekrem Mutlu, Yalçın Töre
Mustafa Kemal Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi, 31040, Antakya, Hatay, Türkiye
*E mail: ytepe@mku.edu.tr
Abstract: Some physico-chemical properties of lake Karagöl(Erzin-Hatay). In this study, it is aim to determine the water quality
characteristics of Karagöl, located in Gökdere plain of Erzin, Hatay. Karagöl, Which is a natural lake and feed by rain and snow,has
a total area of 0,15 km2, and altitude of 273 m. The study was started May 2003, water quality paramaters of pH, dissolved oxygen,
temperature, salinity, Chemical oxygen demand (COD), total alkalinity and hardness, ammonia, nitr,te, nitrate, phosphate, sulphate,
sulphite, chloride, potassium, sodium, silica were measured monthly for 12 months. According to measured data current water
quality characteristics and their monthly variation has determined. Decrease water temperature during the winter months by
merging the snow water into the lake and at the same time increased oxygen concentration, similar alkalinity and hardness values
through the year has clearly been noticed. As a result, it is concluded that the lake water is not suitable for trout culture but is
suitable for warmwater fish culture such as tilapia and carp.
Key Words: Water Quality, Karagöl, Hatay, Erzin.
Özet: Bu çalışmada Hatay ili Erzin ilçesi Gökdere yaylasında bulunan; yüzölçümü 0,15 km2, deniz’den yüksekliği 273 m, yağmur ve
kar suları ile beslenen ayrıca doğal bir göl olan Karagöl’ün su kalitesi özelliklerini belirlemek amaçlanmıştır. Çalışmaya Mayıs
2003’te başlanmış olup su örneklerinde su kalitesi parametrelerinden pH, çözünmüş oksijen, sıcaklık, tuzluluk, kimyasal oksijen
ihtiyacı(KOİ), toplam alkalinite ve sertlik, amonyak, nitrit, nitrat, fosfat, sülfit, sülfat, klor, potasyum, sodyum, silisyum ve askıda katı
madde (AKM) analizleri 12 ay boyunca aylık olarak yapılmıştır. Yapılan çalışma sonucunda Karagöl’ün mevcut su kalitesi durumu
ve su kalitesi parametrelerinin aylara göre değişimleri belirlenmiş olup kış aylarında kar sularının göle karışmasıyla su sıcaklığının
şğü ve aynı zamanda oksijen miktarının arttığı; alkalinite ve sertliğin yıl boyunca yaklaşık olarak birbirine eşit olduğu
görülmüştür. Sonuç olarak gölün alabalık yetiştiriciliği için uygun olmadığı ancak sazan, tilapya gibi ılıman su türleri için uygun
olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Su kalitesi, Karagöl, Hatay, Erzin.
Giriş
Hatay ili Erzin ilçesi sınırlarında bulunan Karagöl yüz ölçümü
0,15 km2, denizden yüksekliği 273 m olan doğal bir göldür.
Gölü besleyen su kaynakları yağmur ve kar suları olup yıl
içerisinde su derinliği oldukça değişmektedir. Bölgede bunan
narenciye bahçelerinin çokluğu ve bu bahçeleri sulama
amacıyla çiftçilerin göl suyunu düzensiz ve bilinçsiz bir şekilde
kullanması göl suyu derinliğinin mevsimsel değişimin ide
oldukça etkilemektedir. Göl suyundaki bu değişim gölün
biyolojisini de olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle
balıkların üreme döneminde sulama amaçlı kullanım
arttığından göl su derinliliğinin düşmesi bunun sonucu olarak
da balık yumurtalarının büyük kısmının zarar görerek balık
populasyonlarında gelişme sağlanamamaktadır.
Bölgede bulunan İskenderun Demir Çelik fabrikası’nın
bacalarından çıkan zararlı gazlar yağışlar sonucunda göl
ortamına karışarak göl biyolojisini olumsuz yönde etkileyen
diğer bir önemli faktördür. Ayrıca yağmur ve eriyen kar
sularının oluşturduğu erozyon sonucunda göle karışan suda
askıda katı madde oranının yüksek olması da göl fizyolojisini
ve biyolojisini etkileyen önemli faktörlerden biridir. Belirtilen
faktörlere ilave olarak; arazilerin ziraata açılması, toprakların
tuzlulaşması, yoğun zirai gübre kullanımı, pestisitlerin yaygın
kullanımı, erozyon ve organik madde ile bitkisel çeşitliliğin
azalması en önemli çevresel problemler olarak su kaynaklarını
tehdit eder olmuştur (Zalidis vd., 2002). Bu çalışmanın amacı
Karagöl’ün mevcut su kalitesinin bazı fiziko- kimyasal
yöntemlerle bir yıl boyunca izlenmesi ve su kalitesi
verilerindeki değişimlerin aylık olarak belirlenerek
kaydedilmesidir.
Materyal ve Yöntem
Karagöl, Hatay ili, Erzin ilçesi Gökderi köyü yaylası içerisinde
bulunmaktadır. Göletin su kaynağı yağmur ve kar sularıdır.
Gölet doğal bir göl olup denizden yüksekliği 237 m ve
yüzölçümü 0,15 km2’dir. Göl sulama amaçlı olarak
kullanılmaktadır. Gölün bilinçsiz bir şekilde kullanılması ve göl
hacminin küçük olmasından dolayı balık türleri ve sucul
canlılarca oldukça fakir bir su kaynağıdır. Gölette örnekleme
istasyonu belirlenirken göl suyu özelliklerini homojen olarak
sağlayabilecek nokta dikkate alınmıştır.
Diğer su kalitesi parametrelerinden, toplam alkalinite,
toplam sertlik, toplam amonyak azotu, nitrit, nitrat, fosfat, sulfit,
sülfat, klor, potasyum, silisyum, sodyum, kimyasal oksijen
ihtiyacı (KOİ) ve askıda katı madde (AKM) için su numuneleri
Mustafa Kemal Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi
156 Tepe ve diğ. / E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 23 - Ek (1/1): 155-161
laboratuarlarına getirilmiş ve aynı gün analizler
tamamlanmıştır. Titrimetrik yöntem kullanılarak toplam
alkalinite ve toplam sertlik tayinleri yapılmış ve sonuçları her
ikisinde de mg/L CaCO3 cinsinden ifade edilmiştir. Klorit (Cl2)
tayini Hg(NO3)2 ile titrasyon yöntemiyle yürütülmüştür.
Kimyasal oksijen ihtiyacı su içindeki tüm organik maddeleri
CO2 ve suya okside edecek toplam oksijen miktarının
hesaplanmasına dayanan demir amonyum sülfat ile titrasyon
yoluyla yapılmıştır. Fotometrik ölçüm gerektiren nitrat (NO3),
nitrit (NO2-), toplam amonyak azotu (NH3 + NH4+), fosfat (PO43-
) standart prosedürlere uygun olarak su numunelerinin
spektrofotometrik değerlerinin ölçümlerinde Shimadzu marka
UV-1601PC model spektrofotometre kullanılmıştır. Su
analizleri Boyd ve Tucker (1992) de belirtilen standart analiz
yöntemlerine göre yapılmıştır.
Şekil 1. Karagöl (Erzin-Hatay) çalışma istasyonu ve yer haritası.
Her parametrenin aylara göre değerleri, farklılıkları, yıl
boyu ortalama değerler, yıl boyu en yüksek ve en düşük
değerler ve grafikler Microsoft Excel ortamında yapılmıştır.
Bulgular
Su sıcaklıkları mevsimsel olarak önemli değişiklikler
göstermiştir. Mart 2004’de en düşük 15,4 ºC olarak ölçülen su
sıcaklığı, Ağustos 2003’te en yüksek 26,4 ºC olarak
ölçülmüştür ve yıllık ortalama 20,46 ºC olarak kaydedilmiştir
(Şekil 2).
Bu çalışma boyunca pH değerlerinin en düşük 7,49 değeri
ile Ocak ayı , en yüksek 7,94 değeri ile Ağustos ayı ve yıl sonu
ortalaması 7,75 olarak kaydedilmiş olup pH’da yıl boyu değişim
çok düşük değerlerde olduğu görülmüştür (Şekil 2).
Çalışma boyunca çözünmüş oksijen miktarında çok
büyük bir değişiklik görülmemiş olup en düşük değeri 6,29
mg/l (Ağustos), en yüksek değer 9,87 mg/l (Mart) ve yıllık
ortalama 7,88 mg/L olarak ölçülmüştür. Kimyasal Oksijen
İhtiyacı (KOİ) çalışmanın başlangıcı Mayıs ayında 21 mg/l
iken her ay yapılan ölçümlerde görüldüğü gibi özellikle kış
aylarında giderek artış göstermiş ve Nisan ayında 50 mg/l ye
ulaşmıştır (Şekil 3). Yıllık ortalama KOİ değeri 30,16 mg/l
hesaplanmıştır.
Sıcaklık
0
5
10
15
20
25
30
MHTA E EKA OŞMN
pH
7,2
7,3
7,4
7,5
7,6
7,7
7,8
7,9
8
MHTA EEKAOŞMN
Şekil 2. Aylık sıcaklık (ºC) ve pH seviyeleri.
Nitrat, nitrit ölçümleri paralel şekilde yaz ayları boyunca
diğer aylara göre nispeten düşük çıkmıştır. Azot türevleri
mevsimsel olarak istatistiksel bir değişime girmemiştir.
Ortalama nitrat, nitrit seviyeleri 8,56 ve 0,07 mg/l ölçülmüştür..
Nitrat ve nitrit en yüksek değerlerine Şubat ayında(9,24mg/l ve
0,017mg/l) ulaşmıştır. Diğer bir azot türevi olan amonyak da
nitrat ve nitrit seviyelerine paralel bir dalgalanma çizmiş ve yaz
aylarında düşük seviyelerde iken kış aylarında yükseliş
yapmıştır. En yüksek değer yaklaşık 0,2 mg/l ile Aralık ayı
ölçümünde kayıt edilmiştir. Amonyak ölçümlerinin yıllık
ortalaması 0,16 mg/l bulunmuştur (Şekil 4).
Tuzluluk beklendiği gibi yıl boyu çok fazla değişiklik
göstermeyip ortalama 0,1 ppt civarında ölçülmüştür.
Toplam alkalinite ve sertlik değerleri birbirine oldukça
yakın değerler göstermiştir. Ortalama toplam alkalinite ve
sertlik değerleri sırasıyla 205 ve 206 mg/l olarak
hesaplanmıştır.
Doğal su kaynaklarının verimliliğini etkileyen temel bir
besleyici mineral olan fosfat ortalama 0,05 mg/l, seviyesinde
çıkmıştır. Kasım ve Şubat aylarında 0 mg/l olarak ölçülmüştür.
Fosfat konsantrasyonları mevsimsel olarak farklılıklar
Tepe ve diğ. / E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 23 - Ek (1/1): 155-161 157
görülmüştür (Şekil 6).
Oks ijen
0
2
4
6
8
10
12
MHTA EEKAOŞMN
KOİ
0
10
20
30
40
50
60
MHTA E EKAOŞMN
Şekil 3. Aylık Oksijen (mg/l) ve Kimyasal Oksijen İhtiyacı (KOİ) (mg/l) seviyeleri
Nitrat
7,5
8
8,5
9
9,5
MHTAEEKAOŞMN
Nitrit
0
0,005
0,01
0,015
0,02
MHTA E EKA OŞMN
Amonyak
0
0,05
0,1
0,15
0,2
0,25
MHTA E EKA O ŞMN
Şekil 4. Aylık Nitrat (NO3), Nitrit (NO2-) ve Amonyak (NH4+) (mg/l) seviyeleri.
158 Tepe ve diğ. / E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 23 - Ek (1/1): 155-161
Alkalinite
190
195
200
205
210
215
MHTA E EKA O ŞMN
Sertlik
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
MHTAEEKAOŞMN
Şekil 5. Aylık Alkalinite ve Sertlik (mg CaCO3/l) seviyeleri.
Fos fat
0
0,002
0,004
0,006
0,008
0,01
0,012
MHTA EEKA OŞMN
Silis yum
7,5
8
8,5
9
9,5
10
10,5
MHTAEEKAO ŞMN
Şekil 6. Aylık Fosfat (PO43-) ve Silis (mg/L) seviyeleri.
Sodyum
0
10
20
30
40
50
60
MHT A E E KA O ŞMN
Potas yum
6,2
6,4
6,6
6,8
7
7,2
7,4
7,6
7,8
8
MHTA E EKAO ŞMN
Klor
0
0,05
0,1
0,15
0,2
0,25
MHTAE EKAOŞMN
Şekil 7. Aylık Sodyum (Na+), Potasyum (K+) ve Klor (Cl2)(mg/L) seviyeleri.
Tepe ve diğ. / E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 23 - Ek (1/1): 155-161 159
Silis seviyesi yıl boyunca düşük seviyede seyretmiş ve
ortalama 9.29 mg/l ölçülmüştür.. Ağustos ayında 8.62 mg/l ile
en düşük seviyesine gerileyen silis bu aydan sonra hızla
artarak Ocak ayında en yüksek seviyeye(9.95 mg/l) ulaşmış
ve çalışma sonuna kadar olan üç aylık son dönemde bu
seviyesini korumuştur (Şekil 6).
Sodyum ve Potasyum tuzları konsantrasyonları yaz aylarında
artmış ve Ocak ayından sonra her ikisi de düşüşe geçmiştir.
Sodyum en yüksek olan Ocak ayında 57 mg/l seviyesine
yükselmiş ve yıllık ortalama 43.08 mg/l olmuştur. Potasyum da
benzer şekilde Ocak ayında en yüksek değeri olan 7.78 mg/l
olurken, yıllık ortalamada ise 7.24 mg/l hesap edilmiştir. Klor
miktarın da yıl boyu çok büyük değişiklikler görülmeyip
yaklaşık olarak birbirine eşit hesaplanmıştır. Yılsonu klor
ortalama 0.126 mg/l olarak hesaplanmıştır (Şekil 7).
Sülfit, Mayıs ayından Ağustos ayına kadar 5.3 mg/l den
4.4 mg/l seviyelerine kadar gerilemiştir. Ağustos ayından
başlayarak Ocak ayına kadar artmıştır ve en yüksek değeri
olan 7.2 mg/l seviyesine ulaşmıştır. Ocak ayından sonra sülfit
miktarışerek araştırma sonunda 5.9 mg/l seviyesine
inmiştir. Sülfat, Eylül ve Ekim aylarında Ortalama değerin
yaklaşık iki katına çıkmış ve diğer aylarda çok büyük
değişiklikler göstermemiştir. (Şekil 8).
Sülfit
0
1
2
3
4
5
6
7
8
MHTA EEKAOŞMN
Sülfat
0
50
100
150
200
250
MHTA E EKA OŞMN
Şekil 8. Aylık Sülfit (Na2SO3) ve Sülfat (SO4-2) (mg/L) seviyeleri
Tartışma
Hatay ili, Erzin ilçesindeki Karagöl’de yapılan bir yıllık
çalışmanın her ay ölçülen su kalitesi parametrelerinin en
şük, en yüksek ve ortalama değerleri Tablo 1’de verilmiştir.
Yıl boyunca pH değerleri çok fazla değişiklik
göstermemiş olup yaz aylarında çok az bir farkla kış aylarına
göre yüksek çıkmıştır. Göl suyundaki pH değeri, suda bulunan
CO2 miktarındaki değişimle orantılı olarak değişim
göstermiştir. Yaz aylarında gölde bulunan yoğun fitoplankton
topluluğu fotosentez sonucunda CO2 tüketip, pH miktarında
artışına sebep olabilir. Kış aylarında ise fitoplankton
sayısındaki sıcaklığa bağlı azalma sonucunda, fotosentezin
azaldığı veya tamamen durduğu ortamda CO2 birikimi oluşur
ve suyu asidik yaparak pH nın azalmasına neden olabilir. Yıl
boyu pH değerinin yaklaşık eşit çıkması gölde bulunan
Fitoplankton miktarının azlığını gösterir (Boyd, 1990).
Çalışmanın başından Eylül ayına kadar düşüş gösteren
çözünmüş oksijen içeriği Ekim ayından çalışmanın sonuna
kadar artış göstererek Şubat ve Mart aylarında 9.03 – 9.87
mg/l seviyesine ilerlemiştir. Bu ani artış muhtemelen kar
sularının göl suyuna karışımı olabilir. Oksijence zengin bu dağ
sularının göle karışımının yanı sıra sıcaklığında bu aylarda en
şük seviyelerde olması termal tabakalaşmayı engelleyerek
oksijen tüketimini azaltmıştır (Wetzel , 1975). Ayrıca sıcaklığın
yükseldiği aylarda oksijen miktarının azalması ve pH’nın
değişmemesi bu olaylarda fitoplanktonların etkisinin olmadığı
söylenilebilir. Bu değişimler tamamen yağmur ve eriyen kar
sularından kaynaklanmış olabilir.
Tablo 1. Su kalitesi parametrelerinin yıllık en yüksek, en düşük ve ortalama
değerleri.
Parametreler En yüksek
değer
En düşük
değer
Ortalama
değerler
Sıcaklık (°C) 26.4 15.4 20.45
pH 7.94 7.49 7.75
Çöz. Oksi. (mg/l) 9.87 6.29 7.88
KOİ (mg/l) 50 19 30.17
NO3_N (mg/l) 9.24 8.11 8.56
NO2_N (mg/l) 0.017 0.002 0.007
NH3_N (mg/l) 0.197 0.13 0.16
Alkalinite (mg/l)) 211 200 205
Sertlik (mg/l) 209 203 206
Fosfat (mg/l) 0.01 0 0.005
Silis (mg/l) 9.95 8.62 9.29
Sodyum(mg/l) 57 34 43.09
Potasyum(mg/l) 7.78 6.77 7.24
Klor (mg/l) 0.196 0.083 0.126
Sülfit (mg/l) 7.2 4.4 5.86
Sülfat(mg/l) 225 98 132.75
Tuzluluk(ppt) 0.3 0.1 0.13
AKM(mg/l) 31 15 22.17
Yağmur ve kar suları ile beslenen Karagöl’de Ocak,
Şubat ve Mart ve Nisan aylarında KOİ değerinin giderek
artmasının sebebi yağışlarla oluşan organik maddelerce
160 Tepe ve diğ. / E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 23 - Ek (1/1): 155-161
zengin yüzey akışlarının göle katılmasıdır. Bu yüzey akışları
ormanlık arazilerden göle mevcut organik kirlilik yaratıcı
kaynakları (yaprak, gübre, havyan atıkları vb.) taşımış olabilir.
Toplam alkalinite ve sertlik değerleri Karagöl’de yıl
boyunca birbirine yakın ve paralel değerlerde seyretmiştir.
Doğal suların alkalinite değerleri 5 ile 500 mg/l CaCO3
arasındadır ve su kaynağı ve gölün yapısı ile yakından
ilişkilidir. Sularda karbonat(CO3-2) ve bikarbonat (HCO3-)
sulara alkalilik verir. Suların sertliği ise kalsiyum (Ca+2) ve
magnezyum (Mg+2) iyonlarından kaynaklanır. Kireçli topraklar
üzerinde kurulan göletler orta ve yüksek seviyelerde toplam
alkalinite ve sertlik değerlerine sahip olup, çoğu zaman bu iki
parametre değeri birbirine yaklaşık eşittir (Boyd ve Tucker,
1998). Karagöl dağlık bir bölgede olduğundan düşük-orta
toplam alkalinite ve sertliğe sahip olup her ikisi yaklaşık olarak
eşdeğerdedirler. Yıl boyunca suya alkali ve kireçli girdiler kış
aylarında daha fazla olduğundan bu aylarda az bir miktar artış
gözlenmiştir.
Yüzey sularına karışan azot kaynakları temel olarak
doğal, evsel, endüstriyel ve tarımsal kaynaklardır. Azot,
canlıların yapısını oluşturan temel elementlerden biridir. Gerek
canlı bünyesinde, gerek besin maddelerinde ve gerekse ölü
organizmalarda bulunan azot, doğada azot döngüsü içerisinde
sürekli bir dinamik haldedir(Hutchinson, 1944)(Şekil.9). Evsel
atık sular ülkemizde su ortamına çoğunlukla doğrudan
karıştığından atık suya kişi başına 8-15 g/gün azot
bırakılmaktadır. Azot türevleri olan amonyak, nitrit ve nitrat
seviyelerinde yıl içinde oluşan dalgalanma birbirlerine paralel
seyrederek, yaz aylarında düşük, kış aylarında ise yüksek
olmuşlardır. Amonyak, hayvansal atıklardan oluşan en temel
azotlu atık üründür. Amonyak aynı zamanda azotlu organik
maddelerin ayrışması sonucu da açığa çıkar (Tomasso,
1994). Suda amonyak birikimi, sucul organizmalara toksik
olduğundan istenmez ve pH arttıkça toksik etkisi azalır. Azot
bileşikleri su kirliliği açısından çeşitli etkilere sahip olup,
ötrofikasyon ve oksijen bilançosuna etkileri en önemlileridir.
Su ortamına karışan azot bileşikleri birincil üretimi teşvik
ederek ötrofikasyona neden olabilir. Ancak ötrofikasyonun asıl
kaynağı fosforlu bileşiklerdir (Henry ve Ark, 1984). Azotlu
bileşiklerin oksijen bilançosu üzerine etkisi ise; Azotlu
bileşikler biyolojik süreçler ile nitrata dönüşümünde önemli
miktarda oksijen tüketirler. 1 mg/l amonyak nitrata
dönüşğünde 3.87 mg/l oksijeni tüketir (Samsunlu,1984).
Azotlu bileşikler içme suyu kaynakları içinde önemli etkiye
sahip olup; amonyum (0.2-1.5mg/l) ve nitrat (4.5 mg/l)’ın bu
sınırlardan yüksek olması insan sağlıısından olumsuz etki
yapmaktadır. Balıklar ve diğer su canlıları için istenen sınırlar
ise amonyak (0.2-2 mg/l), nitrit (20-30 mg/l) ve nitrat (3-13
mg/l)’dür. Karagöl’de azotlu bileşikler su ürünleri açısından
tehlikeli durumlarda olmayıp ortalama olarak amonyak (0.16
mg/l), nitrit (0.007 mg/l) ve nitrat (8.56 mg/l) hesaplanmıştır.
Su sistemlerinde fosfor, bu sistemlerde mevcut olan çok
yönlü ve karmaşık kimyasal olayların anahtar elemanlarından
biridir. Fosfordan kaynaklanan su kirlenmesinin temel kaynağı
%83’lük bir payla endüstri ve kanalizasyon atık suları olduğu
bildirilmektedir.Kentsel kökenli atık sulardaki fosfatların %32-
70’i deterjanlardan kaynaklanmaktadır. Bu verilere göre
tarımsal alanlarda kullanılan fosforlu gübrelerin yağmur suları
ile su ortamlarına karışma oranları çok düşük olmaktadır.
Fosfor su ortamlarında meydana gelen ötrofikasyonun en
temel elementidir(Harper,1992). Fosfor kirlenmemiş doğal
sularda oldukça küçük miktarlarda bulunur ve göllerin
verimliliğini belirler (Tepe ve Boyd, 2003). Fosfat seviyesinde
oluşan yaz aylarındaki yükselmenin havadan fosfat
bağlayabilen mavi yeşil alglerdeki artıştan veya fosfatlı
gübrelerin kullanımından kaynaklandığı şeklinde
yorumlanabilir (Tepe ve Boyd, 2001). Ayrıca bu aylarda
gelişen köklü su bitkileri de topraktaki fosforun suya geçişine
yardımcı olabilirler (Boyd, 1990).
Şekil 9. Yüzey Sularında Azot Döngüsü
Potasyum doğal sularda 1-10mg/l arasında değişim
gösterir (Boyd, 1998) ve potasyum için çalışmamızda
ortalama 7.24 mg/l değeri hesaplanmıştır. Sodyum tuzu ise
doğal sularda 2- 100 mg/l arasında bir değer gösterir.
Ortalama sodyum değerleri 43.08 mg/l çıkmıştır. Kurak
bölgelerde bulunan göllerde sodyum, potasyum ve klorit
yağışlı bölge göllerine nazaran daha fazla olması beklenir.
Silisyum doğal sularda 2-20 mg/l arasında bulunur ve bu
çalışmada da ortalama 9.29 mg/l seviyesinde bulunmuştur.
Bu çalışmada ölçülen sülfit değeri Na2SO3
sodyumsülfit’tir ve ortalama 5.86 mg/l bulunmuştur. Sülfat
değeri (SO4-2) doğal sularda 5-100 mg/l arasında değişim
gösterir ve mevcut çalışmada ortalama 132.75 mg/l
bulunmuştur. Sülfür döngüsü de azot döngüsü gibi biyolojik
olaylardan kuvvetle etkilenir. Organik maddelerdeki sülfür
çoğunlukla proteinde bulunur. Aerobik şartlarda sülfür, sülfata
okside olur ve zararlı form olan hidrojen sülfit’e dönüşmez
(Tepe ve ark,2004).
Tepe ve diğ. / E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 23 - Ek (1/1): 155-161 161
Teşekkür
Saha ve laboratuar çalışmalarının bir bölümü Hatay Tarım İl Müdürlüğü’nün
katkılarıyla yapılmıştır.
Kaynakça
Boyd, C. E., 1990. Water Quality in Ponds for Aquaculture, Auburn, AL:
Auburn University. Alabama Agricultural Experiment Station. Pres. 482 p.
Boyd, C. E. and Tucker, C. S.,1992. Water quality and pond soil analyses for
Aquaculture Alabama Agricultural Experiment Station, Auburn University,
Alabama, USA.
Boyd, C. E., Tucker, C. S., 1998. Pond Aquaculture Water Quality
Management. Kluwer Academic Publishers. 700p.
Harper, D., 1992. Freshwaters Principles, Problems and Restoration.
Chapmen & Hall.78p.
Henry, R., Tundisi, J. G., and Curi, P. R., 1984. Effects of Phosphorus and
Nitrogen Enrichment on the Phytoplankton in a tropical Reservoir.
Hydrobiologia, 118,177-85.
Hutchinson, G. E., 1944. Nitrogen in the Biogeochemistry of the Atmosphere.
American Scientist, 86,201-14
Steel, R. G. D. and Torrie, J. H., 1960. Principles and procedures of statistics.
McGraw-Hill Book Company, New York, USA.
Tepe, Y. and Boyd, C.E., 2001. A Sodium-Nitrate-Based, Water-Soluble,
Granular Fertilizer for Sport Fish Ponds, North American Journal of
Aquaculture, 63, 328-322.
Tepe, Y. and Boyd, C.E., 2003. A Reassessment of Nitrogen Fertilization for
Sunfish Ponds, Journal of World Aquaculture Society, 34, No. 4:505-511.
Tepe, Y., Mutlu E., ve Türkmen A.,2004. Yayladağı Görentaş Göleti (Hatay)
Su Kalitesi Üzerine Bir Araştırma, Dumlupınar Üniversitesi Fen Bilimleri
Dergisi No. 6:77-88.
Tommasso, J. R., 1994. The toxicity of nitrogenous wastes to aquaculture
animals. Rewiews of Fisheries Science 2:291-314.
Wetzel, R. G., 1975. Limnology. Philadelphia, PA:W. B. Saunders Company.
Zalidis, G, Stamatiadis, S., Takavakoglou V., Eskridge, K., Misopolinos, N.,
2002. Impacts of Agricultural Practices on Soil and Water Quality in the
Mediterranean Region and Proposed Assessment Methodology.
Agriculture, Ecosystems and Environment 88:137-146.
... Alkalinity is an indirect measure of the concentration of anions in water. The carbonate, bicarbonate, hydroxides, phosphates borates and silicates are the source of dissolved anions and give the alkalinity to the water [32]. If the alkalinity is between 30 and 500 mg/ L, this is acceptable levels to fish production [33]. ...
... The alkalinity level of the natural waters varies between 5 and 500 mg/L, and is closely related with the structure. The carbonate and bicarbonate give the alkalinity to the water (Tepe et al., 2006). According to the results obtained from our analyses, the brook shows mildly-hard water characteristics. ...
Article
Full-text available
In this study, through the analyses of water samples taken from 9 stations on the brook between July 2012 and June 2013, we aimed to determine the monthly and seasonal changes in water quality parameters of Brook Kuruçay, to determine the water quality properties, to reveal the pollution problems, to determine the suitability level in terms of aquatic life and to classify the quality of water in accordance with Surface Water Quality Management Regulation’s Inland Surface Water Classes criteria. The study area is located southeast of the Hafik District of Sivas city and the altitude is 2608 m. The water samples were collected from 9 stations established on the brook, and some physicochemical parameters and heavy metal concentrations were analyzed in water samples. The cleaning and maintenance of all of the equipment, land-type measurement tools, and glass sampling containers to be used in sampling were made 1 day before sampling. Sampling tubes were immersed into 15 cm below the water surface for taking water samples. Heavy metal concentrations were determined in the Sivas Provincial Control Laboratory in the same day with sampling (within 5 hours). The total alkalinity, total hardness, ammonium nitrogen, nitrite, nitrate, ammonium azote, phosphate, sulfite, sulfate, chloride, sodium, potassium, suspended solid matter (SSM), chemical oxygen demand (COD), biological oxygen demand (BOD), calcium, magnesium, ferrous, lead, copper, zinc, nickel, mercury and cadmium analyses of water samples were performed. As a result of the analyses, it was determined that, since Brook Kuruçay falls into the water resource class, which is the most sensitive to pollution, the water quality of the brook should be monitored regularly.
... Buna ek olarak, nitratın bitkiler tarafından kullanımı ise bitkilerin büyüme hızına bağlı olduğundan sınırlı seviyelerde gerçekleşmektedir (Hill, 1996). Bu sebepten dolayı, nitrat ve nitritin TS 266 (Anonim, 1997) ile sınır değerleri belirlenmiş ve bu sınır değerlerin aşılması halinde kullanım risklerinin oluşacağı belirtilmiştir (Tepe ve ark., 2006). İçme suyu arıtımında nitrat giderimi tercih edilmediğinden dolayı yeraltı sularında nitrat kirliliğinin önlenmesi öncelikli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. ...
... İnsan sağlığına olumsuz etki yapmaktadır. (Tepe ve ark., 2006). ...
Article
Full-text available
Düzağaç Akdeğirmen dam is situated in Afyonkarahisar and meets the need for drinkable water. The samples taken from the lake respectively on March, on June and on December months have been searched for the quality and some organisms and evaluated in terms of Physicochemical parameters. The regulation of the results of analysis of Water Pollution Control (SKKY) and the standards of the drinkable water (WHO, EC, EPA and TS 266) have been compared. The qualifications and the parameters have been indicated as owning the 1. class quality. It has further been indicated that the otrification degrees have not exceeded the limits. Moreover, the quality of the water is also convenient to grow for some other organisms.
Article
Full-text available
Gaga Gölü, Orta Karadeniz Bölgesi'nde (Ordu) Bolaman Çayı Havzası'nda yer alır. Heyelan enkazına su dolması sonucu oluşan göl, Karadeniz Bölgesi'ndeki heyelan setti göllerinden farklıdır. Bu çalışmada, Gaga Gölü yüzey suyunun bazı fiziko-kimyasal özellikleri Şubat 2005-Ocak 2006'da mevsimsel olarak incelenmiş ve su kalitesi yönünden değerlendirilmiştir. Analiz sonuçları kıta içi su kaynakları kalite kriterlerine göre (SKKY) ve içme ve kullanma suları standartlarıyla (EC, WHO, EPA, TS 266) karşılaştırıldığında genel olarak I. kalite olduğu tespit edilmiştir. Ötrofikasyon sınır değerleri aşılmamıştır. Göl suyu balık yetiştiriciliği açısından da değerlendirilmiş ve uygun bir ortam olduğu görülmüştür. Önemli bir tatlı su rezervi olan ve biyolojik çeşitlilik bakımından zengin olan Gaga Gölü rekreasyonel ve ekoturizm kapsamında değerlendirilebilir birçok özelliğe sahiptir. Abstract Lake Gaga is located on Bolaman River Basin in the Middle Black Sea (Ordu). The lake has been occurred with gathering water in a hollow resulting from landslide. It is different from landslip lakes in the Black Sea Region. In this study, some physico-chemical features in the surface water in Lake Gaga have been investigated between February 2005 and January 2006. In addition, the lake has been evaluated according to water quality criteria. When analyses results compared with according to Water Pollution Control Regulation (WPCR) and Drinking and Usage Water Standards (EC, WHO, EPA, TS 266), the lake water was determined to be at first level. Eutrophycation limit value has not been exceeded during the study. Also, the lake water has been evaluated regarding aquaculture. Lake Gaga, becoming quite rich with regard to an important freshwater reservoir and biologic diversity have a lot of characteristics as to recreation and ecotourism potential.
Article
Full-text available
Dereköy Göleti, Zonguldak ili, Kilimli ilçesi Çatalağzı Beldesi sınırları içerisinde bulunan termik santralin su ihtiyacını karşılamak için yapılan bir göletdir. Dereköy Göleti'nin ortalama derinliği 3,8 m, yüzölçümü 20 hektardır. Göletin çevresi ormanlık alan ile çevrilidir. Çalışmada; Dereköy Göleti (Kilimli-Zonguldak)'nin su kalitesi özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya Mart 2015 tarihinde başlanmış ve 12 ay boyunca aylık olarak tüm göleti temsil eden üç farklı istasyondan su örnekleri alınmıştır. Su kalitesi parametrelerinden; çözünmüş oksijen (ÇO), tuzluluk, pH, sıcaklık, askıda katı madde (AKM), kimyasal oksijen ihtiyacı (KOİ), toplam sertlik (TS), toplam amonyak azotu (NH4-N), nitrit ve nitrat analizleri yapılmıştır. Yapılan çalışma sonucunda; Dereköy Göleti'nin mevcut su kalitesi durumunun Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği'ne (SKKY) göre 1. ve 2. sınıf su özeliğinde olduğu belirlenmiş ve şu anki su kalitesi durumu ile sucul canlıların yaşaması için uygun olduğu ancak göletin kirlilik baskısı altında olduğu belirlenmiştir. Abstract: Dereköy Lake is a pond, which was constructed to meet the water demand of the thermal power plant located in Zonguldak Province, Kilimli district, Çatalağzı promenade. The average depth of the Dereköy Pond is 3,8 m, and the surface area is 20 hectares. The area around the pond is surrounded by forest. It was aimed to determine the water quality characteristics of Dereköy Pond (Kilimli-Zonguldak) in this study. The study was started on March 2015 and water samples were collected from three different stations representing the whole pond monthly for 12 months.Dissolved oxygen (DO), salinity, pH, temperature, suspended solids (SS), chemical oxygen demand (COD), total hardness (TH), total ammonia nitrogen (NH4-N), nitrite and nitrate, as water quality parameters, analyzes were performed. As a result of the study; It is determined that the current water quality status of Dereköy Pond is in 1st and 2nd class water characteristics according to Water Pollution Control Regulation (WPCR) and it is determined that current water quality conditions are suitable for aquatic organisms life but it is under pressure of pollution. GİRİŞ Su; insanlar ve diğer canlılar için hayati öneme sahip bir maddedir. İçme, hijyene yönelik kullanım, endüstriyel, tarımsal ve su ürünleri yetiştiriciliği amacıyla kullanılmaktadır. Günümüzde, özellikle yüzey sularımız kirlenme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bunun sebebi; evsel ve endüstriyel atıkların artması, turizm faaliyetlerinin yaygınlaşması, küresel ısınmanın meydana getirdiği iklim değişiklikleri, nüfus artışı ile birlikte zirai amaçlı kullanılan gübreler ve tarım ilaçlarıdır. Bu olumsuz faktörler sonucunda, su kaynakları hızlı bir şekilde kullanılmaz hale gelmektedir. Bunun sonucunda, hem o ekosistemde yaşayan sucul canlılar, hem de insan sağlığı olumsuz yönde etkilenmektedir (Bulut ve ark, 2012). Küresel iklim değişikliği, bilinçsiz su tüketimi ve kirlilik nedeniyle, yurdumuz ve dünyadaki tatlı su kaynaklarının kullanılabilir kısmında önemli bir yere sahip olan göletler, büyük bir baskı altındadır. Bu sebepten dolayı, kullanılabilir tatlı su yetersizliği dünyanın en önemli birkaç sorundan birini oluşturmaktadır. Su varlığı bakımından ülkeler, uluslararası ölçütlere göre değişik kategorilerde incelenmektedir. Yıllık kişi başına 1.000 m 3 altında su kullanan ülkeler "su fakiri", 1.000-3.000 m 3 arasında su kullanan ülkeler "su kısıtı-stresi çeken", 10.000 m 3 üzerinde su tüketen ülkeler ise "su zengini" olarak nitelendirilmektedir. Ülkemizin, kişi başına kullanılabilir su potansiyeli bakıldığında su kısıtı olduğu ortaya çıkmaktadır (Aküzüm ve ark, 2010). Ülkemizde kişi başına düşen su miktarı 1,519 m 3 /gün olarak belirtilmiştir (YSKYY, 2015). Bu nedenle sanıldığının aksine, Türkiye yakın gelecekte ciddi su sorunları ile karşılaşmaya aday bir ülkedir. Dolayısıyla,
Thesis
Full-text available
In this study, analyzes were carried out monthly between May 2015 and May 2016 from the Aygır Lake and the irrigation pool for examining its water quality change and management. On-site measurements were found as average water temperature 9.9±0.5 C, pH 8.14±0.00, dissolved oxygen 8.1±0.4 mg/L, oxygen saturation % 76.6±2.4, EC 353.1±4.1, SPC 435.0±4.5 μS/cm, salinity ‰ 0.21±0.003, TDS 0.2881±0.0026 g/L, turbidity 0.6±0.1 NTU and transparency 5.8±0.7 m. Laboratory analyzes were found as average Cl 17.3±0.4 mg/L, Ca 54.3±1.7 mg/L, Mg 40.6±1.0 mg/L, CO3 9.8±0.9 mg/L, HCO3 256.9±5.0 mg/L, total hardness 302.7±4.8 mg/L, total alkalinity 235.1±2.9 mg/L, NO2 17.8±2.0 µg/L, NO2-N 5.9±0.6 µg/L, NO3 1.2±0.1 mg/L, NO3–N 0.03±0.00, NH4 0.06±0.00 mg/L, NH3 0.05±0.01 mg/L, NH3-N 0.04±0.00 mg/L, SO4 11.7±0.5 mg/L, o-PO4 21.7±4.8 µg/L, K 1.72±0.07 mg/L, Al 1.13±0.31 µg/L, Fe 0.0±0.0 mg/L, Cr 0.0±0.0 mg/L, Zn 0.22±0.02 µg/L, Cu 3.7±0.2 µg/L, F 0.56±0.06 mg/L, Mn 3.2±0.2 µg/L, Ag 0.15±0.17 µg/L, As 1.6±0.4 µg/L, Cd 1.1±0.2 µg/L, Pb 0.21±0.03 mg/L, B 0.01±0.00 mg/L, Br 0.12±0.01 mg/L, I 0.16±0.01 mg/L, Na 27.0 ±2.8 mg/L, Mo 1.69±0.04 mg/L, CN 1.19±0.10 µg/L, Co 0.0±0.0 µg/L, Ni 0.0±0.0 µg/L, Si 5.74±0.05 mg/L, SiO2 24.27±0.30 mg/L, BOD5 0.0±0.0 mg/L, COD 0.0±0.0 mg/L, SS 3.8±0.5 mg/L, MEI 10.3±0.2 mg/L/m, SAR 0.5736 and fecal coliform 0.5±0.5. Aygır Lake water quality index was calculated 149.41 as AG-WQIdrink, and 76.11 as AG-WQIfishery. Aygır Lake was found to be not-polluted, proper for drink, usage, fishery and irrigation; Aygır lake was adversely affected from near settlements and agricultural activities.
Article
Full-text available
In this study; temperature, dissolved oxygen, pH, electric conductivity (EC) and secchi disc parameters were in situ measured in water samples, collected seasonally, of Afsar Dam Lake, situated in Manisa province. Chlorophyll-a, ammonium (NH(4)(+)), nitrite (NO(2)(-)), nitrate (NO(3)(-)), ortho-phosphate (PO(4)(-3)) analyses were conducted. Trophic status was detected according to Carlson Trophic Index and OECD criteria. According to the findings; the highest chlorophyll-a average value was reached in autumn with 39.1 mu g/L. Secchi-disc value varied between minimum 26 cm and maximum 312 cm. Correlation coefficient among secchi-disc and chlorophyll-a values was -0.4. Water temperature was minimum 11.7 degrees C and maximum 29.5 degrees C. Amonnium values were minimum 0.13 mWL and maximum 1.35 mg/L. Nitrite values were minimum 0 mg/L and maximum 0.025 mg/L. Nitrate values were minimum 0 mg/L and maximum 1.80 mg/L. Ortho-phosphate value was minimum 0 mWL and maximum 1.16 mg/L. Dissolved oxygen was minimum 5.2 mg/L and maximum 10.7 mg/L. pH value was minimum 7.08 and maximum 8.53. Electrical conductivity (EC) was minimum 472 mu mhos/cm, maximum 588 mu mhos/cm. A total of 37 phytoplankton and 19 zooplankton taxa were determined. Of these, 7 belong to Cyanobacteria, 12 to Ochrophyta, 5 to Charophyta, 8 to Chlorophyta, 2 to Dinoflagellata, 2 to Cryptophyta, 1 to Euglenozoa, 11 to Rotifera, 5 to Crustacea and 3 to Protozoa. Dam lake water was eutrophic according to Carlson trophic index and OECD.
Article
Full-text available
We tested a granular, water-soluble, sodium-nitrate-based fertilizer (8% N, 24% P2O5, 15% K2O, and trace elements; per application rates of 8 and 16 kg/ha) for potential use in freshwater sport fish ponds and compared it with a liquid fertilization program commonly used in the United States. At 16 kg/ha application, the sodium-nitrate-based fertilizer was as effective as the liquid fertilizer in increasing net phytoplankton productivity and sunfish production. This granular product can be broadcast directly over pond surfaces because it quickly dissolves in the water and does not settle to the bottom as rapidly as normal granular fertilizers. Nitrate is a good nitrogen source for ponds because it is not acid-forming, it does not increase oxygen demand, it will not increase un-ionized ammonia concentrations, it can oxidize bottom soils, and it is not objectionable in effluents. This new fertilizer has excellent possibilities as a fish pond fertilizer.
Article
The first chapter introduces eutrophication, explaining the links with biological changes and lake productivity, and eutrophication as a natural part of lake succession. Subsequent chapters deal with: the relative importance and sources of individual nutrients, particularly nitrogen and phosphorus; biochemical manifestations of eutrophication, and the cycle of nutrients in aquatic systems which transfer chemical compounds and ions through the biological compounds of these systems; biological effects in terms of changes in production and changes in algae, macrophytes, zooplankton, zoobenthos, fish and other vertebrates; the effects on water supply, fisheries, drainage public health, recreation, etc; prediction and modelling of causes and effects, including lake classification assessment; reduction of causes and the management of effects of eutrophication, with and without nutrient control; and lastly a detailed case study (contributed by G. Phillips) of a shallow eutrophic lake in the Norfolk Broads. -J.W.Cooper
Chapter
After meeting the culture animal’s food requirements, low concentration of dissolved oxygen is the next major variable limiting the production of fish, shrimp, and other species in intensive and semi-intensive aquaculture operations. Mechanical aeration is the most effective means of increasing oxygen availability. Aeration is not new to aquaculture, but over the past few years, interest in this technique has increased tremendously. Many fish and shrimp farmers are installing or upgrading aeration systems, and many companies are selling aeration equipment. Most aquatic farmers, aquaculture aeration equipment manufacturers, researchers, and extension workers have a poor understanding of the fundamentals of aeration, and as a result, they have unrealistic expectations of aerator performance. This is unfortunate because there is a large body of literature and experience on the design, performance, and use of aeration systems in the aquaculture industry.
Chapter
It is tempting to view the production of fish, crustaceans, and other aquatic animals in ponds as an inelegant and archaic method of aquaculture. Although pond aquaculture is certainly an ancient method of growing aquatic animals, it is anything but inelegant. Pond aquaculture is generally the most profitable approach to growing aquatic animals because nature provides many of the resources needed to grow the crop. When pond aquaculture is conducted properly, the aquaculturist manages the pond in harmony with natural processes, and surprisingly high yields of food are possible with relatively little technological intervention. In fact, the only water quality management technology that is commonly used in pond aquaculture is mechanical aeration to supplement natural supplies of dissolved oxygen. It is this—the low level of technological intervention needed to obtain good levels of food production—that is the basis for the economic viability of pond aquaculture.
Article
The economics of most modern aquaculture operations require that animals be cultured at high densities. A consequence of high‐density aquaculture is the increased probability that the animals will be exposed to elevated concentrations of nitrogenous wastes, particularly ammonia and nitrite. Ammonia toxicity is dependent primarily on the concentration of ammonia and the pH of the environment High concentrations of ammonia will decrease survival, inhibit growth, and cause a variety of physiological dysfunctions. Nitrite toxicity is dependent on the concentration of nitrite and, in many species, the concentration of chloride in the water. Nitrite toxicosis is characterized by reduced survival and growth, methemoglobinemia, and other physiological dysfunctions. Both ammonia and nitrite act as stressors in that they stimulate the release of corticosteroid hormones into circulation. Elevated concentrations of circulating corticosteroids have been linked to impaired immune function and, consequently, decreased disease resistance. Aquaculturists who wish to limit losses and remain competitive must recognize the specific detrimental effects as well as the probable immunosuppressive effects of ammonia and nitrite.