ArticlePDF Available

1-3 YAŞ DÖNEMİNDEKİ ÇOCUĞUN OYUN VE OYUNCAK ÖZELLİKLERİNİN GELİŞİM KURAMLARI İLE AÇIKLANMASI

Authors:

Abstract

ÖZET Oyun sağlıklı bireylerin gelişiminde önemli bir öğedir. Çocuğun isteyerek ve hoşlanarak yer aldığı fiziksel, bilişsel, dil, duygusal ve sosyal gelişiminin temeli olan oyun, gerçek yaşamın bir parçası ve etkin bir öğrenme sürecidir. Yüzyıllar boyunca kuramcılar tarafından incelenmiştir. Oyun ve oyuncak özellikleri çocuğun gelişiminden etkilenirken, onun gelişimine de etki etmektedir. Çocukta iki yaş dolaylarında dramatik oyun başlar. Yetişkinin taklit edilmesi ve yaratıcı öğeleri olan dramatik oyun yoluyla çocuk, bağımlılık-bağımsızlık çatışmalarını çözümler ve öz denetim kazanır. Ayrıca çevresinde gördüğü ve yaşadığı olayları tekrarlayarak gerçek yaşamda kendisine konulan sınırları dener ve doğruyanlış kavramlarını pekiştirir. 2-4 yaş arasında konuşma ve sembolik düşünce gelişir. Buna paralel olarak çocuk, eşya ve değişik nesnelerle konuşur. Sembolik oyun, çocuğun sorular sorup, yanıtlar almasını sağlar. Sonuçta çocuğun düşünme sistemi gelişir. Anahtar Sözcükler: Oyun, çocuk gelişimi, gelişim kuramları SUMMARY Identification of the features of child’s games and toys, aged between 1-3, through the development theory Game is a significant component in the development of healthy individuals. Children take parts in various games willingly and enthusiastically. Games are a part of life, which are the basis of physical, cognitive, language, emotional and social development, and they are also effective learning process. Theoreticians have studied this process throughout the centuries. The characteristics of games and toys have reciprocal influence with the child’s development. Dramatic games start at the two years old. The child resolves the conflicts of being dependent and independent, and gains self control by imitating adults and playing dramatic games which have creative elements. Besides, the child examines the given limits by repeating the daily events that have been experienced by himself or by others in his environment, and strengthens the concepts of right and wrong. Symbolic thought and speaking abilities develop between the 2-4 years old. In paralell to this, the child talks with the goods and various objects. Symbolic game enables child to ask questions and receive the answers. In conclusion of this, the child’s way of thinking makes progress. Key Words: Game, child development, development theory
40
C.Ü. Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi, 2000, 4 (2)
1-3 YAŞ DÖNEMİNDEKİ ÇOCUĞUN OYUN VE OYUNCAK
ÖZELLİKLERİNİN GELİŞİM KURAMLARI İLE AÇIKLANMASI
Filiz ARSLAN*
__________________________________________________________________________________________
ÖZET
Oyun sağlıklı bireylerin gelişiminde önemli bir
öğedir. Çocuğun isteyerek ve hoşlanarak yer aldığı
fiziksel, bilişsel, dil, duygusal ve sosyal gelişiminin
temeli olan oyun, gerçek yaşamın bir parçası ve
etkin bir öğrenme sürecidir. Yüzyıllar boyunca
kuramcılar tarafından incelenmiştir. Oyun ve oyun-
cak özellikleri çocuğun gelişiminden etkilenirken,
onun gelişimine de etki etmektedir. Çocukta iki yaş
dolaylarında dramatik oyun başlar. Yetişkinin taklit
edilmesi ve yaratıcı öğeleri olan dramatik oyun
yoluyla çocuk, bağımlılık-bağımsızlık çatışmalarını
çözümler ve öz denetim kazanır. Ayrıca çevresinde
gördüğü ve yaşadığı olayları tekrarlayarak gerçek
yaşamda kendisine konulan sınırları dener ve doğru-
yanlış kavramlarını pekiştirir. 2-4 yaş arasında
konuşma ve sembolik düşünce gelişir. Buna paralel
olarak çocuk, eşya ve değişik nesnelerle konuşur.
Sembolik oyun, çocuğun sorular sorup, yanıtlar
almasını sağlar. Sonuçta çocuğun düşünme sistemi
gelişir.
Anahtar Sözcükler: Oyun, çocuk gelişimi,
gelişim kuramları
SUMMARY
Identification of the features of child’s games
and toys, aged between 1-3, through the develop-
ment theory
Game is a significant component in the develop-
ment of healthy individuals. Children take parts in
various games willingly and enthusiastically. Games
are a part of life, which are the basis of physical,
cognitive, language, emotional and social develop-
ment, and they are also effective learning process.
Theoreticians have studied this process throughout
the centuries. The characteristics of games and toys
have reciprocal influence with the child’s develop-
ment. Dramatic games start at the two years old.
The child resolves the conflicts of being dependent
and independent, and gains self control by imitating
adults and playing dramatic games which have
creative elements. Besides, the child examines the
given limits by repeating the daily events that have
been experienced by himself or by others in his
environment, and strengthens the concepts of right
and wrong. Symbolic thought and speaking abilities
develop between the 2-4 years old. In paralell to
this, the child talks with the goods and various
objects. Symbolic game enables child to ask
questions and receive the answers. In conclusion of
this, the child’s way of thinking makes progress.
Key Words: Game, child development, develop-
ment theory
_________________________________________________________________________________________________________________
Oyun sağlıklı bireylerin gelişiminde önemli
bir öğe olmasına karşın oldukça soyut, anlaşıl-
ması güç bir kavramdır (Schuster 1980).
Yüzyıllar boyunca kuramcılar tarafından ince-
lenmiştir. Oyun, belli bir amaca yönelik olan ya
da olmayan, kurallı ya da kuralsız gerçekleş-
tirilen fakat her durumda çocuğun isteyerek ve
hoşlanarak yer aldığı, fiziksel, bilişsel, dil,
duygusal ve sosyal gelişiminin temeli olan,
gerçek yaşamın bir parçası ve etkin bir öğrenme
sürecidir (Bilir 1995).
Çocuk büyüdükçe oyunun özellikleri değişir
ve uygun oyun oynama olanağına sahip olduğu
ortamlarda gizil güçlerini en üst düzeye geliştir-
me olanağına sahip olur. Çocuk oyun aracılığıy-
la duygusal yönden rahatlar ve çevresindeki
bireylerle ilişkisinde kendisine düşen rolü oyna
yarak kişilik gelişimini sürdürür (Thompson
1990). Özellikle, iletişim sırasında tepkileri açık
olmayan çocuklara yardımcı olmak güçlükleri
olan bir süreç olduğundan, bu çocuklara yardım
etmede oyun türü, oyun sırasındaki ifadeler,
____________________________________________________
* GATA Hemşirelik Yüksekokulu Çocuk Sağ. ve Has. Hem. ABD, Ankara
41
çizdiği resimler çocuğun ruhsal durumunu
ortaya koymada önemlidir (Bilir 1995). Hasta-
nedeki çocukların fiziksel ya da psikolojik
nedenlerle çevreleri ile etkileşimlerinin engel-
lendiği, ya da oyun oynayamadıkları durumlar-
da, depresyon, yetersiz büyüme, gelişme ve
öğrenme, stres ya da oryantasyon bozukluğu
gibi sorunlar yaşadıkları bilinmektedir (Gillis
1989). Barnes’ın (1992) bildirdiğine göre,
çocuğun hastanedeki kısıtlılıkları nedeniyle
istem dışı yaşadığı fiziksel ve sosyal izolasyon
da oyun aracılığı ile azaltılabilmektedir.
Daha önce yatar konumda olan çocuklar, 1-
3 yaş döneminde yürümeye başlamaları ile çok
hareketlenirler. Bu dönemdeki zihinsel gelişim-
lerinin artması ile de deneme-araştırma özellik-
leri önem kazanır. Deneme-yanılma yoluyla da
çocuk basit sorunları çözmeye başlar.
Çocukta 2 yaş dolaylarında dramatik oyun
başlar. Dramatik oyunun iki öğesi vardır:
1. Yetişkinin taklit edilmesi (gerçek),
2. Yaratıcı oyun (gerçek olmayan).
Dramatik oyun ile çocuk fiziksel atılganlık,
yaratıcı yetenek ve sosyal beceriler sergiler.
İstek ve gereksinimlerini karşılamak için sihirle
gerçeği birleştirerek kendi dünyasını yetişkin-
lerin dünyası ile bütünleştirir (Schuster 1980).
Erikson’a göre oyun, çocuğun yenilgiler,
acılar ve yaşamda karşılaşılan hayal kırıklık-
larına kendini hazırlamak için kullandığı bir
araçtır (Schuster 1980). Bu yaş döneminde öz-
denetim kazanmaya çalışan çocuk, dramatik
oyun yoluyla sınırlarını, sınırsızlıklarını tanıyıp,
kontrol edip, duygularını sınama olanağı bulur.
Oyunda kontrolün çocuğun kendisinde olması,
kararları kendisinin vermesi öz-denetim duygu-
sunun gelişmesine katkı sağlar. Çocuğa bu
nitelikte bir oyun oynama olanağının sağlan-
ması ve aynı zamanda atılgan davranışlarının
desteklenmesi özellikle bu dönemde öz-
denetime karşı gelişecek utanma ve kuşku
duygusunun gelişmesini önleyerek çocuğun öz-
denetim kazanmasına katkı sağlar (Schuster
1980, Uluğ 1997). Çocuğa dramatik oyunda
kullanabileceği küçük (minyatür) ev aletleri,
oyuncak bebekler, çeşitli sahneler yaratabile-
ceği araç-gerecin sağlanması bu yönden önem-
lidir. Bu tür araç-gereçle çocuk, dramatik
oyunun yetişkini taklit etme ve yaratıcı ögele-
rini daha kolay yerine getirebilir. Erikson’a
göre birey yaşamı boyunca çevre ile etkileşim
içinde büyür ve gelişir. Bu etkileşim ise
çocukluk döneminde, en etkili bir biçimde oyun
yoluyla yaşanır (Schuster 1980). Erikson,
kişilik gelişimini inceleyen ve kişiliğin temel
gelişiminde bebek ve çocukluk yıllarının
önemini belirten ilk kuramcı olan Freud’un
psikoanalitik kuramını daha genişletmiştir.
Freud’a göre 1-3 yaş anal dönemdir. Bu
dönemde anal bölge önem kazandığı gibi
kontrol kazanma duygusunun başlangıcı da bu
dönemdedir. Tuvalet eğitimi sırasında gaitayı
tutma-bırakmayı öğrenme sürecinde anne ile
yaşanan çatışmalar çocuğa bir yandan bağımlı-
lık duyguları, öte yandan ayrılma, bireyselleşme
ve bağımsızlaşma duygularını içeren ikilemler
yaşatır (Schuster 1980, Uluğ 1997). Çocuğun
yaşadığı bağımlılık-bağımsızlık ikilemleri, bu
dönemde dramatik oyun aracılığı ile çözülebilir.
Gaitayı tutma-bırakma ile eş zamanlı olarak,
çocuk kendi bedeni üzerinde kontrol kazanmayı
ve oyunundaki tekrarlarla da, duygu ve korku-
larını oyuna aktararak toplumsal kurallar için
sağlıklı duygu ve tutumlar geliştirmeyi öğrenir.
Oyun çocuğun kontrol edebildiği ve kurallarına
kendisinin karar verdiği bir uğraştır. Çocuğun
bu kontrolü sağlayabildiğini hissetmesi ise her
dönemde önemlidir. Bu yolla çocuk bağımsız-
laşma duygusunu da geliştirir. Yine oyunun
sınırlarını kendisi çizdiği için bu bağımsızlığı
geliştirirken kendini güvende hisseder. Çocuk
dramatik oyun yoluyla da kimse ile çatışmak
zorunda kalmadan bu kontrol duygusunu yaşa-
dığından, güven içinde, anneden ayrı bir birey
olmaya başlar (Foster 1989, Schuster 1980,
Uluğ 1997).
Bu yaş döneminde çocuk tek başına oynar
ve oyunu kuralsızdır. Bunun en önemli neden-
lerinden biri çocuğun değerleri yönünden, “neyi
istiyorsam ve seviyorsam” ilkesine göre hareket
etmesidir (Schuster 1980). Kohlberg’e göre bu
şünüş biçimi, manevi gelişimin, gelenek
öncesi döneminin başlangıç aşamasıdır. Çocuk
incinmeye öfke ile, hazza sevgi ile tepki verir.
İki yaşlarında çocuk bu dönemin birinci aşama-
sına geçer. Burada incitilme korkusu, çocuk
için neyin doğru, neyin yanlış olduğunu
belirlemede en önemli etmendir. “Eğer yaptı-
ğım şey için cezalandırılacaksam yanlıştır,
cezalandırılmayacaksam doğru olmalıdır” ilkesi
geçerlidir (Schuster 1980, Wong 1999). Çocuk
dramatik oyun yoluyla çevresinde gördüğü ve
yaşadığı olayları tekrarlayarak ebeveynlerin
42
gerçek yaşamda kendisine koyduğu sınırları bu
ortamda dener, doğru ve yanlış kavramlarını
pekiştirir.
Çocuğun oyun sırasında gerçek yaşama
benzer ya da hayali oyun sahneleri yaratması,
farklı bir çok olay ve sorunu ortaya koymasını
ve oyun içinde kararlar vermesini sağlar. Bu
durum, çocuğun sorulara yanıt bulması için
bilişsel yeteneklerini kullanmasını gerektirir.
Yeni durum ve sorular bilişsel düzeyi zorla-
yarak çocuğa manevi gelişimin bir sonraki
aşamasına geçmesi için ortam yaratır (Schuster
1980, Yiğit 1995).
Çocuklar manevi değerlerinin bir kısmını da
oyun sırasında diğer çocuklarla etkileşimleri
sonucunda geliştirirler. Başka çocuklarla birlik-
te oynama 1-3 yaş döneminden sonra görülür.
Kurallı oyunlar ise özellikle ilkokul döneminde
önem kazanır (Schuster 1980, Yiğit 1995).
Piaget’in oyun kuramı, zeka gelişimi ile
yakından ilişkilidir. Piaget her organizmanın
gelişiminde asimilasyon (özümleme, benzetme,
uydurma, sindirme) ve akomodasyon (uyma,
uyuşma, yerleşme) olarak iki temel öğenin
önemi üzerinde durur (Foster 1989, Uluğ 1997,
Yiğit 1995).
Piaget çocuğun bilişsel tasarımlarına
şema” adını vermektedir. Çocuğun çevresine
uyumunun sağlıklı olabilmesi için, çevresi ile
bir denge içinde olması gerekmektedir. Denge
ise, çevreden gelen etkilerin, çocuğun bilişsel
gelişimini sarsmayacak biçimde, bilişsel örün-
tüsünce özümlenmesi ve bilişsel örüntüsünün
bu etkilere uymasıdır. Asimilasyon (özümle-
me), çocuğun duyu organları yoluyla algıladığı
bilgileri, önceden geliştirdiği bilişsel örüntü
içine sindirmesidir. Asimilasyon ile çocuk, daha
önceki bilgilerini, karşılaştığı bir kavramı,
uygun yeni bilgilerle genişletir. Asimilasyonun
en basit örneği yemektir. Besin bedene alın-
dığında değişime uğrar ve artık organizmanın
bir kısmıdır. Akomodasyon (uyuşum) ise
çocuğun bilişsel örüntüsünün, çevreden gelen
bilgilere uyum sağlaması için değişikliğe
uğramasıdır. Akomodasyonun asimilasyondan
çok daha zor oluştuğu bir gerçektir. Çünkü
akomodasyon sürecinde çocuğun daha önce
geliştirmeye başladığı kavramların, yeni bilgi-
lere uyarlanıp değiştirilmesi gerekir (Foster
1989, Schuster 1980, Uluğ 1997).
Piaget’e göre, bebek çeşitli duyguların
etkisi altında yaşama başlar. Zamanla duygu ve
hareketler arasında bağlantılar kurar. Eşyaları
fark edip, onlara zaman ve mekan içinde
dokunmaya ve aralarındaki ilişkiyi öğrenmeye
yönelir. On iki-on sekizinci aylarda çocuklar
çok etkin ve hareketlidirler. Merakları artmıştır.
Dolap ve çekmeceleri karıştırırlar. Piaget’nin
bilişsel gelişim aşamalarına göre çocuk,
duyusal motor döneminin üçüncül döngüsel
tepkiler aşamasındadır. Bu dönem deneme-
araştırmalarla karakterizedir. Çocuk deneme
yanılma yoluyla basit sorunları çözebilir ve
değişik şekil ve büyüklükte çeşitli araç-gereci
manipüle ederek, şemalarını genişleterek ya da
yeni şemalar oluşturarak bilişsel gelişimini
sağlar. Bu dönem için karton kutular, basit yap-
bozlar, fırça ya da kürek gibi küçük (minyatür)
eşyalar, gösterişli resimli kitaplar, mum boyalar
uygun oyun araç-gereçleridir (Bilir 1995, Foster
1989, Schuster 1980, Thompson 1990, Uluğ
1997).
Çocuğun daha sonraki yaşlarda çevresel
uyumunun sağlıklı olabilmesi için bu dönem-
deki deneme-araştırma girişimlerini rahatlıkla
yürütebileceği ortam ve araç-gereçlerin sağlan-
ması önemlidir. Yap-boz, çeşitli şekil ve büyük-
lükte kutu, kitap gibi çeşitli oyuncaklar çocuğun
tekrar tekrar denemeler yapmasına ve böylece
şemalarının gelişmesine katkıda bulunur (Bilir
1995, Thompson 1990).
Duyusal motor dönemin sorun çözme
(zihinsel birleştirmelerle yeni yöntemler bulma)
dönemi 18-24 aylar arasıdır. Çocuk önceden
elleriyle dokunarak sorun çözmeye çalışırken
bu dönemde, eski deneyimlerinden yararlanarak
sorunları çözmek için yeni yollar aramaya
başlar. Bu dönemde anımsama, plan yapma,
hayal etme, sembolik oyun ve taklitler önemli
olmakla birlikte henüz mantıklı davranışlar
sergilenmez. Yine bu dönemde çocuk “drama-
tik oyunu” oynamaya başlar. Çocuğun dramatik
oyununa katılmak, onun yaşadıklarını anım-
sama, oyun için plan yapma ve hayal etme gibi
sembolik oyun etkinliklerini geliştirmesine ve
daha sonraki dönemlerinde giderek mantıklı
olmasına olanak sağlar (Uluğ 1997).
İşlem öncesi (sembolik-sezgisel) dönem
ise2-4 yaş arasıdır. Bu dönemde sembolik
şüncenin yanında konuşma becerisinin de
gelişmesi ile çocuk oyuncak, eşya ve değişik
nesnelerle sürekli konuşur. Çocuk tek başına
43
oyun oynasa da oyunda başka kişiler varmış
gibi onlarla konuşur. Sembolik düşüncenin
oldukça iyi gelişmiş olmasıyla da çocuk
görmediği şeyleri bile hayal eder. Sembolik ve
yaratıcı oyun, çocuğun çeşitli sorular sorup
yanıtlar almasını sağlar. Çocuğun çevreye
yönelik izlenimleri de bu şekilde gelişir. Sayı,
alan, nicelik gibi kavramlar sembolik ve “farz
ederek” oynanan oyunun yedi yaşına dek
sürmesi sonucunda zaman içinde giderek
gelişir. Bu oyun şekli tam anlamı ile bir
asimilasyon olayıdır. Sonuçta çocuk, daha önce
benimsediği imge ve sembollerle, düşünme
işlemini tekrarlar ve yeni düzenlemeler yaparak
şünme sisteminin gelişimini sağlar (Foster
1989, Schuster 1980, Uluğ 1997).
Uluğ’a (1997) göre Piaget, oyuna biyolojik
bir işlev gözüyle bakarak, oyunun aktif olarak
tekrarlandığını, çeşitli deneyimlerle oluştuğunu
ve yeni durum ve deneyimlerin psikolojik
olarak sindirilme olanağını sağladığını savunur.
Piaget bebeklikle birlikte, tıkırdatılan oyuncak
ile başlayan oyunun, bir öyküyü canlandırma ya
da satranç oynamaya dek gidebileceğini vurgu-
lar (Schuster 1980).
Çocuk sağlığı hemşireliği, çocukların aile
ve toplum içinde, fiziksel, entelektüel, duygusal
ve sosyal yönden en üst düzeyde gelişmesini
sağlamayı amaçlamaktadır. Çocukların sağlıklı
gelişiminde temel unsurlardan birisi olan
oyunu, hemşirelerin tüm yönleriyle tanıması ve
çocuklarla ilgili uygulamalarında kullanması
çocuk hemşireliğinin amacına ulaşmasında
önemli katkılar sağlayacaktır.
KAYNAKLAR
Barnes LP (1992) Don’t forget the play, The
American Journal of Maternal/Child Nursing,
17:183-184.
Bilir Ş, Dönmez B (1995) Hastanede Oyun-Yaş
Gruplarına Göre Hastanede Yatan Çocuklar, Çocuk
ve Hastane, 2. baskı. Ankara, Sim Matbaacılık, s.65-
78.
Foster RL (1989) Promoting Healthy Play and
Exercise, Family Centered Nursing Care of
Children, W.B. Saunders Company, s.662-685.
Gillis AJ (1989) The effect of play on immobilized
childen in hospital, International Journal of Nursing
Study, 26(3):261-269.
Jesse PO (1992) Nurses, children and play, Issues
Comprehensive Pediatric Nursing, 15(4):14-16.
Schuster CS, Ashburn SS (1980) Play During
Childhood: The process of Human Development,
Brown and Company, s.290-310.
Thompson J (1990) Playing at work, Community
Outlook, April:15-17.
Uluğ OM (1997) Oyun Psikolojisi: Niçin Oyun?
Çocuğun Gelişiminde ve Çocuğu Tanımada Oyunun
Önemi, 1. baskı, İstanbul, Göçebe Yayınları, s.48-
61.
Wong DL (1999) Growth and Development of
Children: Nursing Care of Infant and Children, sixth
edition, Mosby Company, s.134-148.
Yiğit R (1995) Hastanede yatan çocuk için oyunun
önemi, Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yükseko-
kulu Dergisi, 2(2):18-24.
... Oyun, belli bir amaca yönelik olan ya da olmayan, kurallı yada kuralsız gerçekleştirilen fakat her durumda çocuğun isteyerek ve hoşlanarak yer aldığı, fiziksel, bilişsel, duygusal, dil ve sosyal gelişiminin temeli olan, gerçek yaşamın bir parçası ve etkin bir öğrenme sürecidir (Arslan, 2000). ...
... Deneme-yanılma yoluyla çocuk basit sorunları çözmeye başlarlar. Bu dönemde çocuklar meraklıdır ve keşfetmeye, öğrenmeye çok açıktırlar (Arslan, 2000). ...
... Konu ile ilgili yapılan diğer çalışmalarda da benzer sosyodemografik özellikler belirtilmiştir. Arıkan uyaramayacağı için faydalı olmayabilir (Arslan, 2000;Fetihi, 2008;Erdoğan ve Çakıroğlu, 2004 ...
Article
Full-text available
Examinations of knowledge and applications about toy selections of mothers who have child 1-3 age group
... Oyun; çocuklar için eğlenceli bir araç olmakla birlikte gözlemlediği davranışları, deneme yoluyla elde ettikleri becerileri ve öğrenme tecrübelerini geliştirdikleri eğitim sürecidir (Emin, 2016). Oyunların birden fazla türünün olması ve farklı yaştan insanlar tarafından kullanılması oyun kavramının tanımlarının da çeşitlenmesine sebep olmaktadır (Aral, Gürsoy & Köksal, 2001). ...
... Lazarus'a göre oyun "kendiliğinden ortaya çıkan, hedefi olmayan, mutluluk getiren bir aktivite" iken (Aral, Gürsoy & Köksal, 2001) ünlü eğitim kuramcısı John ...
Thesis
Full-text available
Öğrencilerin kazanım temelli hazırbulunuşluk düzeylerinin düşük olması sosyal bilgiler eğitimi araştırmalarında karşılaşılan önemli sorunlardan birisidir. Bu sorun öğrencilerin derse katılımını ve ders sürecini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu çalışmanın amacı; öğretim tasarım modeli kullanılarak geliştirilen strateji tabanlı üretim oyununun öğrencilerin kazanım temelli hazırbulunuşluk seviyelerine etkisinin incelenmesidir. Araştırmada karma yöntemin açımlayıcı sıralı deseni kullanılmıştır. Çalışmada teknolojik araçlar kullanıldığından gruplar ölçüt örnekleme yoluyla belirlenmiştir. Araştırmanın nicel aşamasında elde edilen veriler Erzurum ilinde bulunan 4 devlet ortaokulunda öğrenim gören toplam 171 öğrenciden, nitel aşamada elde edilen veriler ise deney grubunda araştırmaya katılan 34 öğrenci ve 3 öğretmenden toplanmıştır. Çalışmanın deneysel aşamasında veri toplama aracı olarak deney ve kontrol gruplarına 6 kazanımın her biri için ayrı ayrı hazırlanmış ön test ve son testler uygulanmıştır. 6 hafta süren deneysel çalışmada deney grubu öğrencileri strateji tabanlı üretim oyunu ile, kontrol grubu öğrencileri de oyun içerisinde yer alan bilgilerden derlenmiş salt metinlerden oluşan bilgi kartlarını kullanarak derse hazırlanmışlardır. Çalışmanın nitel aşamasında ise veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formları kullanılmıştır. Çalışmadan elde edilen veriler normal dağılmadığından non-parametric testlerden Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi, İlişkisiz Ölçümler için Kruskal Wallis H-testi ve Mann Whitney U-testi kullanılmıştır. Nitel verilerin analizinde ise içerik analizi yapılmıştır. Testlerden elde edilen sonuçlara göre deney grubu öğrencilerinin kazanım temelli hazırbulunuşluk seviyelerinin kontrol grubu öğrencilerine göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Araştırma sonucunda strateji tabanlı üretim oyununu oynayarak derse hazırlanmanın yanı sıra araştırmacıların hazırbulunuşluk konusunda yeni çalışmalar yapması önerilmektedir.
... Oyun etkinliklerine çocuklar isteyerek ve hoşlanarak katılmaktadırlar. Oyun etkinlikleri çocukların özellikle fiziksel, sosyal, bilişsel, duygusal özellikleri üzerinde ve dil gelişimlerinin desteklenmesinde önemli bir öğrenme aracı görevindedir (Arslan, 2000). Her yaş grubundan bireyin hayatında yer alan ve isteyerek katıldıkları etkinliklerin başında gelen oyun etkinlikleri (Öztürk, 2010) dünyanın neresinde olursa olsun çocuğun olduğu her yerde vardır ve çocukların temel gayeleridirler (Gökşen, 2014). ...
... Oyun, çocuğun gelişimi ve yetiştirilmesi yönünden oldukça önemli bir olaydır ve çocuğun gözü ile bakıldığında oyun, çocuğun en önemli işi, oyuncakları da en önemli aracıdır. Gelişim basamakları boyunca, çocuğun hareketlerine düzen getiren, zihinsel, bedensel ve psiko-sosyal gelişimlerinde yardımcı olan, hayal gücünü ve yaratıcı yeteneklerini geliştiren tüm oyun malzemelerine oyuncak adı verilir (Arslan, 2000;Poyraz, 2003). ...
Article
Full-text available
z Çocukların sağlıklı gelişimi için bilinçli davranmak çok önemlidir. Genellikle aileler çocuklarının cinsel kimlik gelişimi için endişeye kapılıp yanlış tavırlar sergileyebilmekte ve çocuklarına hangi cinsiyet grubuna ait olduğunu öğretmeye çalışmaktadırlar. Bunu da çoğunlukla oyun ve oyuncakla yapmaktadırlar. Bu araştırmanın amacı, okul öncesi dönemdeki 1-5 yaş arası çocuklarının oyuncak seçimlerini ve yanlış cinsiyet seçimi endişesiyle ebeveynlerin buna etkisini incelemektir. Bu amaç doğrultusunda; çocukların cinsiyetlerine ilişkin kalıp yargılarını belirlemek için "Çocuk Ebeveyn Tanıma Formu" ve ebeveynlerin çocuklarının oyun ve oyuncak tercihleriyle ilgili düşüncelerini öğrenmek için de araştırmacılar tarafından hazırlanan bir anket formu kullanıldı. Çalışma grubunu çalışmaya katılmaya gönüllü 100 aile oluşturmaktadır. Anahtar Kelimeler: Okul Öncesi Dönem Çocukları, Cinsiyet, Oyuncak. Abstract It is quite important to act consciously for the healthy development of the children. Parent generally can worry and engage in wrong acts in formation of gender identity of their children and they try to teach their children which gender group they belong to. This is mostly done with games and toys.The purpose of this study is to analyze the toy choice of the children in preschool period at the age of 1-5 and the effect of the parents with the worry of wrong gender selection. In this direction, "Children-Parent Identification Form" to determine the children's stereotypes about their gender and a questionnaire developed by the researchers to determine the thoughts of the parents about the toy and game choices of the children were used in the study. The study group consists of 100 parents volunteered to participate in the study.
... Games like house, imaginative and mimic games and which dramatize diverse occupations, especially, provide significant contributions to the child's social development (Esen, 2008). Games, forming the basis of physical, cognitive, linguistic, emotional and social development liked and enjoyed by children, are a part of real life and an effective learning process (Arslan, 2000). For this reason, educational games are worth investigating in depth. ...
Article
Full-text available
In recent years, the importance of educational games for students is increasing. Therefore, the points of view of students about educational games are among the issues that gain importance. In this study, a scale was developed that determines students’ perceptions of educational games. For this purpose, after a literature review, a 33-item question pool was created by a field specialist. The draft scale was prepared and applied to 445 students studying at secondary school, and after that exploratory and confirmatory factor analysis was applied to the obtained data. As a result of the exploratory factor analysis, 10 items collected under 2 factors explained 55.71% of the total variance. These factors were grouped as ‘mental adaptation’ and ‘physical adaptation’. The Cronbach-Alpha internal consistency coefficient of the scale, which was finalized by factor analysis, was found to be α = 0.90. These results show that the scale is valid and reliable. Analysis results show that the developed scale can be used to determine students’ perceptions about educational games.
Book
Ebeveynliğin Tanımı ve Ebeveynlik Çeşitleri Aslıhan BAŞ Doğum Öncesi Dönemden Ebeveynliğe; Ebeveyn Eğitimi Betül ALTAY Uluslararası Ebeveynlik Eğitim Programları Mehtap YILDIZ Ayça DEMİR YILDIRIM Kültürel Ritüellerle Ebeveynliğe Hazırlık Semiha İZGÖRDÜ Ebeveynliğe Hazırlık Eğitimlerini Ebeveynlik Modelleriyle Sunmak Saliha AKYOL Ayça DEMİR YILDIRIM Annelik Rolü ve Ebeveynliğe Hazırlık Programları Betül DEMİR Fariba ROSTAMVAND Ebevenliğe Hazırlanma da Babalık Rollerinin Gelişiminde Ebe Dokunuşu Ezgi TAŞÇI Ebeveynliğe Hazırlıkta Yeni Bir Bakış, Mindfulness Kübra AZAL Ayşegül GÜDER EFT (Emotion Freedom Tecnic) Temelli Ebeveynlik Programı Ayşe TAŞKIN Ebelikte Biofeedback Teknikler ile Ebeveynliğe Hazırlık Temel Kavramları Hatice Kübra YILMAZER Ayça DEMİR YILDIRIM Haptonomi Teknikleri ile Ebeveynliğe Hazırlık İrem ESER Reboza Tekniği ile Ebeveynliğe Hazırlık Merve KOÇ Doğum Sonrası Dönemde Ebeveynliğe Hazırlık Elif AKKAYA Ebeveynliğe Hazırlık ve Bebeğe Hazır Olma: Bebek Bakımı Ezgi KESKİN Bebeğe Hazır Olma Ebeveyn Programları-Anne Sütü, Emzirme Çağla DURMAZ Ebeveynliğe Hazırlık ve Relaktasyon Merve BURDUR Ayça DEMİR YILDIRIM Ebeveynliğe Hazırlık Eğitimleri ile Ek Gıdaya Başlangıç Merve BURDUR Ayça DEMİR YILDIRIM Ebelik Bakımında Oyunun Yeri Emine AVCU Ayça DEMİR YILDIRIM Ebeveynliğe Hazırlık ve Bebeğe Hazır Olma: Tuvalet Eğitimi Şeyma ÖZKAN Ayça DEMİR YILDIRIM
Book
Çocuk Sağlığına Genel Bakış Zeynep Conk Zümrüt Başbakkal Figen Yardımcı Çocukluk Dönemlerinde Büyüme ve Gelişme Duygu Arıkan Ayda Çelebioğlu Fatma Güdücü Tüfekci Çocuk, Hastalık ve Hastane Ortamı Güler Cimete Sema Kuğuoğlu Nursan Dede Çınar Çocuklarda Sıvı-Elektrolit Dengesi ve Bozuklukları Münevver Kılıç Sevinç Polat Saniye Çimen Çocuklarda Beslenme Hatice Bal Yılmaz Bahire Bolışık Genetik Sorunu Olan Çocuklar ve Hemşirelik Yaklaşımı Dilek Beytut Yenidoğan Hastalıkları ve Hemşirelik Bakımı Seher Sarıkaya Karabudak Sibel Ergün Çocuklarda Solunum Sistemi Hastalıkları ve Hemşirelik Bakımı Ferda Yıldırım Emine Altun Yılmaz Özgür Alparslan Çocuklarda Dolaşım Sistemi Hastalıkları ve Hemşirelik Bakımı Gülümser Dolgun Sevil İnal Gülçin Bozkurt Çocuklarda Hematolojik Sistem Hastalıkları ve Hemşirelik Bakımı Filiz Arslan Hüsniye Çalışır Çocuklarda Endokrin Sistem Hastalıkları ve Hemşirelik Bakımı Rana Yiğit Figen Işık Esenay Çocuklarda İmmün Sistem Hastalıkları ve Hemşirelik Bakımı Meral Bayat Emine Erdem Çocuklarda Bağ (Kolajen) Doku Hastalıkları ve Hemşirelik Bakımı Türkan Turan Dilek Ergin Bengü Çetinkaya Çocuklarda Üriner Sistem Hastalıkları ve Hemşirelik Bakımı Rabia Ekti Genç Selmin Şenol Çocuklarda Sinir Sistemi Hastalıkları, Yaralanmaları ve Hemşirelik Bakımı Emine Efe Ayşegül İşler Çocuklarda Gastrointestinal Sistem Hastalıkları ve Hemşirelik Bakımı Suzan Yıldız Duygu Gözen Serap Balcı Çocuklarda Kas-İskelet Sistemi Hastalıkları, Yaralanmaları ve Hemşirelik Bakımı Emine Geçkil Şenay Çetinkaya Demet Cabar Çocuklarda Enfeksiyon Hastalıkları ve Hemşirelik Bakımı Hicran Çavuşoğlu Yurdagül Erdem Onkolojik Sorunu Olan Çocuk ve Hemşirelik Bakımı Firdevs Erdemir Fatma Taş Arslan Çocuklarda Uyum ve Davranış Sorunları ve Hemşirelik Yaklaşımı Ayşe Ferda Ocakçı Ayşe Karakoç Çocukluk Çağı Acil Sorunları ve Hemşirelik Yaklaşımı Candan Öztürk Murat Bektaş Engelli Çocukların Hemşirelik Bakımı Hatice Yıldırım Sarı Çocukluk Yaşlarında Ağrı ve Hemşirelik Yönetimi Lale Büyükgönenç Ebru Kılıçarslan Törüner Kronik ve Yaşamı Tehdit Edici/Ölümcül Hastalığı Olan Çocuk ve Hemşirelik Yaklaşımı Bedriye Ak Hemşirelik Süreci Bedriye Ak Çocuklarda İlaç Uygulamaları Saniye Çimen
Article
Amaç: Araştırmanın amacı, Oyuncak Tutum Ölçeği’nin Türkçe geçerlik ve güvenirliğini yapmak, ayrıca annelerin oyuncak seçme davranışlarını belirlemektir. Yöntem: Araştırma iki aşamada gerçekleştirilmiştir; birinci aşaması metadolojik, ikinci aşaması tanımlayıcı araştırmadır. Araştırmanın birinci aşaması olasılıksız örnekleme yöntemi ile seçilen 414 anne, ikinci aşaması 200 anne ile tamamlanmıştır. Veriler Mart, 2021- Eylül, 2021 tarihleri arasında toplanmıştır. Araştırma verileri Ebeveyn Bilgi Formu ve Oyuncak Tutum Ölçeği ile toplanmıştır. Dil geçerliği sağlanan ölçeğin, kapsam geçerliği Davis tekniği doğrultusunda Kapsam Geçerlilik İndeks puanı hesaplanarak değerlendirilmiştir. Ölçeğin iç tutarlılığı kapsamında güvenirliği Cronbach Alfa katsayısı hesaplanarak sağlanmıştır. Yapı geçerliği açıklayıcı faktör analizi yapılarak açıklanmıştır. İkinci aşamasında annelerin demografik özelliklerine ilişkin verilerin tanımlayıcı istatistikleri yapılmıştır. Verilerin normal dağılıma uymadığı değerlendirilmiş olup verilerin karşılaştırılmasında Mann Whitney U testi ve Kruskall Wallis testi kullanılmıştır. Bulgular: Bu çalışmada Cronbach Alfa katsayısı 0.73 olarak belirlenmiştir. Ölçeğin Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) değeri 0.809, Bartlett Test İstatistik Değeri istatistiksel olarak anlamlıdır (p0.05). Annelerin %98’inin oyuncak alırken çocuğun istemesini, %96.5’inin oyuncak alırken yaşa uygunluğunu, %93.5’inin oyuncağın çocuğun gelişimini desteklemesini dikkate aldığı belirlenmiştir. Oyuncakta CE işaretinin olmasına dikkat eden annelerin oranı %66.5, oyuncağın markasına dikkat edenlerin oranının %52.5 olduğu saptanmıştır. Sonuç: Oyuncak tutum ölçeğinin geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu ve Türk toplumunda kullanılabileceği belirlenmiştir. Annelerin oyuncak seçimi tutumlarının olumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ebeveynlerin bu konudaki tutum ve davranışlarının bilinmesi çocuğun gelişimi açısından önemlidir.
Article
Full-text available
Oyun birçok disiplin tarafından inceleme konusu olmuş insanların farklı amaçlarla yaptığı genellikle eğlenceli bir faaliyettir. Bu çalışmada çocuk folkloru açısından büyük bir öneme sahip olan geleneksel çocuk oyunları ve erken çocuklukta sanal olmayan eğitici oyunlara ilişkin eser ve yazılar, lisansüstü tezler ile uygulamaya dönük çalışmalar sınıflandırmaya tabi tutularak bilim dünyasının kullanımına sunmak amaçlanmıştır. Böylelikle bir yandan ileride geleneksel çocuk oyunları ve eğitici oyun üzerine araştırma yapacaklara kaynak bulma noktasında katkı sağlarken, öte yandan bu alanlardaki çalışmaların daha çok hangi konularda yoğunlaştığını ve nelerin hâlâ eksik olduğu da ortaya konulabilecektir. Tarama modelinde yapılan çalışmada elde edilen veriler doküman analizi ile değerlendirilmiştir. Oyun konusunun geniş bir yelpazede ele alınma durumundan dolayı Erken çocukluk döneminde geleneksel çocuk oyunları ile serbest veya yapılandırılmış eğitsel oyunlar araştırmanın kapsamına dâhil edilmiştir. Geleneksel çocuk oyunları ve erken çocuklukta eğitici oyun ile ilgili kısa bir alan yazından sonra kitap, kitap bölümü, makale, tez ve bildiriler, farklı başlıklarda sunularak bibliyografya ortaya konmuştur
ResearchGate has not been able to resolve any references for this publication.