Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB): Nörogelişimsel bir bozukluk olup
genetik ve çevresel faktörlerin etkisiyle erken yaşlarda ortaya çıkan baş
sallama, el çırpma, vücudunu sallama gibi streotip davranışlar ile birlikte
sınırlı sosyal iletişimin görüldüğü bir popülasyonu tanımlamaktadır. Bunların
yanı sıra genetik rahatsızlıklar, zihinsel işlev kaybı, dikkat eksikliği ve
hiperaktivite bozukluğu, kaygı ve duygudurum bozuklukları gibi bazı
yetersizliklerde görülebilir (Lord ve ark., 2018). Dünya genelinde ise görülme
sıklığının 1/68 olduğu düşünülmektedir. Küçük yaşlardan itibaren OSB’ li
bireylerde görülen sınırlılıklar, bireylerin günlük yaşam aktivitelerini olumsuz
etkilemekte ve fiziksel açıdan bireylerin motor deneyimini olumsuz
etkilemektedir. Denge, postüral stabilite ve kas gücünün geliştirilmesi, OSB’li
bireylerin motor deneyimini iyileştirmede önemli bir rol oynayabilir. Örneğin,
alt ekstremite kaslarını hedefleyen direnç egzersizleri, fiziksel performansı
artırmanın yanı sıra bireylerin günlük yaşam aktivitelerine daha etkin
katılımını destekleyebilir (Kurhan ve ark., 2024a). Bu durum OSB’ li
bireylerin fiziksel gelişimi sekteye uğratmaktadır (Monteiro ve ark., 2022).
Özellikle, OSB’ li bireyler, normal gelişim gösteren bireylerle
kıyaslandığında denge, postural stabilite, yürüme, eklem esnekliği, hareket
hızı (Manjoiviona & Prior, 1995) bilateral koordinasyon zayıf olup (David ve
ark., 2009) yürüme bozuklukları (Hardan ve ark., 2003) kaba (Armitano ve
ark., 2020) ve ince motor beceri (nesne kavrama, el yazısı) eksikliği
görülmektedir (McPhillips ve ark., 2014). Bunlara ek olarak, OSB tanılı
bireylerin sosyal etkileşim alanındaki sınırlılıklarından (Bahmani ve ark.,
2015) dolayı grupla yapılacak etkinliklere katılımı zor olabilir. Bu bireyler,
daha çok bireysel egzersiz müdahalelerinde gelişim sağlayabilir ve başarılı
olabilirler. OSB’ li bireylerin bazı seslerden ve kendisine dokunulmasından
hoşlanmaması gibi duyusal işlemleme farklılıkları fiziksel aktivitelere katılımı
zorlaştırabilir. Bireylerin bir kısmının bu anlamda hassasiyeti yüksek iken bir
diğer kısmı duyusal uyaranlara karşı ilgisiz kalabilir. OSB’ li bireylerin yaşadıkları güçlüklere karşın egzersiz müdahalelerinin, fiziksel gelişimin
yanısıra sosyal, bilişsel, dil ve iletişim hatta uyku gibi farklı gelişim alanlarını
destekleyen (Türkmen ve ark., 2024) ve invaziv olmayan bir yöntem olarak
ön plana çıktığı görülmektedir (Arslan ve ark., 2022). Bu nedenle OSB’ li
bireylerin genel sağlığını korumak ve sürdürmek açısından bireyselleştirilmiş
egzersiz reçeteleri ve erken müdahalelerin geliştirilmesi önem arz etmektedir.
Bu noktada, yüzme bireysel bir spor branşı olması nedeniyle, OSB’ li
bireylerin ihtiyaçlarına cevap veren önemli bir spor branşı olarak karşımıza
çıkmaktadır. Bireylerin fiziksel, sosyal, bilişsel ve psikolojik gelişimini pek
çok açıdan destekler. Yüzmenin otizmli bireylerin gelişimi üzerindeki olası
etkilerinin değerlendirilmesi bu popülasyona yönelik yapılacak egzersiz
reçetelerinin planlanması açısından önem arz etmektedir. Bu minvalde
otizmin karakteristik özellikleri ile yüzme branşının gereklilikleri üzerine
odaklanarak bir değerlendirme yapmak alana katkı sağlayacaktır.