Figure - uploaded by Ahmet Murat Uzun
Content may be subject to copyright.
Similar publications
Nato come edizione rivista e aggiornata del testo a stampa del ©2017 Silvestro Tucciarone, Carcere e scuola. Italiano L2 dentro, [ISBN 978-88-96477-95-3, fuori catalogo dal 01.09.2020], questa edizione internet ha cambiato titolo e preso atto di mutamenti normativi che negli istituti penitenziari non avevano ancora dispiegato i loro effetti. Per mo...
Citations
... Problemli internet kullanımı, bağımlılık olarak görülmeyen, kognitif ve davranışsal unsurların yol açtığı olumsuz bir sonuç olarak kabul edilmektedir. Bireylerin sosyal etkileşim ve duygu durumu düzenleme aracı olarak interneti kullanmaları esnasında özdenetimden yoksun olmaya, problemli internet kullanımına ve beraberinde pek çok olumsuzluğa neden olabilmektedir (Caplan, 2010;Uzun ve Ünal, 2018). ...
Siber zorbalık, bir birey veya grup tarafından bilgi ve iletişim teknolojilerinin diğer bireylere zarar vermek amacıyla tekrarlayıcı biçimde ve kötü niyetle kullanılması olarak tanımlanmaktadır. Siber zorbalık, bilişim ve iletişim teknolojilerinin kullanımını içermekle birlikte farklı şekillerde karşımıza çıkabilmektedir. Siber zorbalığın pek çok şekilde ve günün herhangi bir saatinde kolayca gerçekleşebiliyor olması aslında büyük zorluklara neden olmaktadır. Hem Türkiye’de hem dünyada yapılan araştırmalara bakıldığında siber zorbalığın önemli bir sorun olduğu ve gün geçtikçe yaygınlaştığı dikkati çekmektedir. Araştırmalara bakıldığında bireyleri zorbalık yapmaya iten farklı nedenlerin bulunduğu ve birçok faktörün bir araya gelmesiyle siber zorbalığın gerçekleştiğini ifade etmek mümkündür. Siber zorbalığın her ne şekilde gerçekleşirse gerçekleşsin bireyler üzerinde pek çok olumsuz etkisi olduğu görülmektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerine ulaşımın kolay ve vazgeçilmez olduğu düşünüldüğünde böylesi yaygın bir sorunun önlenmesi için toplumdaki her bireyin farkındalık sahibi olmasının önemli olduğu düşünülmektedir.
... Research has demonstrated that deficient self-regulation plays a critical role in predicting problematic Internet usage behavior (Caplan, 2010;LaRose et al., 2003;Uzun & Ünal, 2018). Wei, Wang, and Klausner (2012) found that students who had high self-regulation skills exhibited less text messaging behavior during class and were more likely to sustain their attention. ...
Intensive use of media and technology has explicitly affected and changed our study habits. This cross-sectional survey study aimed to discover what kind of relationship exists between media and technology use and academic performance. The study also explored how multitasking and self-regulation influence this effect after controlling for their gender, age, and year of study. With this aim, data were collected from 631 university students on a voluntary basis and analyzed through both descriptive and inferential statistics. Findings of Pearson correlation indicated that students’ academic performances has a weak significant negative association both with multitasking preferences and media and technology usage, but not with control of self-regulation. Hierarchical multiple linear regression analyses revealed that demographic variables including gender, age, and year of study were significant predictors of students’ academic performances. Additionally, after controlling these particular demographics, only media and technology usage significantly and negatively contributed to the prediction of students’ academic performance, whereas multitasking and control of self-regulation did not. Implications were discussed based on the results.
Bilişsel hatalar, bireyin gündelik yaşantısında algı, dikkat, bellek, plan kurma ve motor işlevlerinde yaşadığı başarısızlıklar olarak tanımlanmakta; bireylerin akademik başarısı, iş hayatı ve gündelik yaşantısı üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olmaktadır. Bilişsel hatalar, en çok ileri yetişkinlik döneminde görülmesine rağmen genç yetişkinlikte de görülmektedir. Dolayısıyla mevcut çalışmada genç yetişkinlerin bilişsel hatalarıyla ilişkili olan etkenlere odaklanılmıştır. Mevcut çalışmanın amacı genç yetişkinlerdeki bilişsel hatalar, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) belirtileri ve problemli internet kullanımı arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. Araştırmanın örneklemi 18-27 yaş arasındaki 280 katılımcıdan oluşmaktadır. Katılımcılara kartopu örnekleme yöntemiyle ulaşılmıştır. Araştırmanın dışlama kriterleri katılımcıların; herhangi bir psikiyatrik ve/ya nörolojik rahatsızlığa, psikiyatrik ve/ya nörolojik ilaç kullanımına, düzeltilmemiş görme ve işitme bozukluğuna sahip olmasıdır. Verilerin toplanmasında bilgi toplama formu, Bilişsel Hatalar Ölçeği, Erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Kendi Bildirim Ölçeği ve Problemli İnternet Kullanımı Ölçeği kullanılmıştır. Analizler sonucunda kadınların gündelik hayatlarındaki bilişsel hatalarının ve DEHB belirtilerinin erkeklerden daha fazla olduğu bulunmuştur. Buna karşın, problemli internet kullanımı açısından kadınlar ve erkekler arasında bir farklılık olmadığı saptanmıştır. Öte yandan, korelasyon analizi sonuçları genç yetişkinlerde eğitim düzeyi ile bilişsel hatalar ve DEHB belirtileri arasında negatif yönde, bilişsel hatalar ile DEHB belirtileri arasında pozitif yönde; DEHB belirtileri ile problemli internet kullanımı arasında pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler olduğunu ortaya koymuştur. Son olarak, bilişsel hataları yordayan değişkenlerin saptanması amacıyla üç aşamalı hiyerarşik regresyon analizi gerçekleştirilmiştir. Denkleme ilk aşamada eklenen cinsiyet ve eğitim düzeyinin modele katkısının anlamlı olduğu görülmüştür. İkinci aşamada eklenen problemli internet kullanımı ile üçüncü aşamada eklenen DEHB belirtilerinin de bilişsel hataları olumlu yönde yordadığı bulunmuştur. Sonuçların genç yetişkinlikte görülen bilişsel hataları etkileyen faktörlerin anlaşılmasında önemli olduğu düşünülmektedir. Bulgular, alanyazın çerçevesinde tartışılmıştır.
Cognitive failures are defined as errors experienced by individuals in perception, attention, memory, planning, and motor functions in their daily lives. They have a negative impact on academic success, business life, and daily activities. Although cognitive failures are most commonly seen in late adulthood, they are also observed in young adulthood. Therefore, the current study focused on the factors associated with cognitive failures in young adults. This study aimed to investigate the relationship between cognitive failures, Attention Deficit and Hyperactivity Disorder (ADHD) symptoms, and problematic internet use in young adults. The sample consisted of 280 participants between the ages of 18-27. The exclusion criteria for the study were the presence of any psychiatric or neurological disorder, psychiatric or neurological medication usage, and uncorrected visual and auditory impairments. The Cognitive Failures Questionnaire, the Adult Attention Deficit Hyperactivity Disorder Self-report Scale, and the Problematic Internet Usage Scale, and personal information form were applied to the participants. The results revealed that women experience more cognitive failures and ADHD symptoms than men. However, no significant difference was found between women and men regarding problematic internet use. Correlation analysis showed statistically
significant relationships: education level was negatively correlated with cognitive failures and ADHD symptoms, while cognitive failures were positively correlated with ADHD symptoms. Additionally, there was a positive correlation between ADHD symptoms and problematic internet use. Finally, a three-stage hierarchical regression analysis was conducted to identify the variables predicting cognitive failures. Gender and education level contributed significantly to the model in the first stage. Problematic internet use was added in the second stage, and ADHD symptoms were included in the third stage, both of which positively predicted cognitive failures. These results were considered important for understanding the factors affecting cognitive failures in young adulthood. The results were discussed within the framework of the literature.
Due to the increase in the use of technology, more loneliness and phubbing have been observed in individuals. In this concept, the relationship between attachment styles, loneliness, and phubbing was examined in this study. The research data was collected from 288 students, 224 of whom were women (77.8%) and 64 of whom were men (22.2%). The data was collected using the Relationship Scales Questionnaire, the UCLA Loneliness Scale Short Form (ULS-8), and the General Phubbing Scale. The data was analyzed using Pearson correlation coefficient and regression methods in accordance with the aim of the research. The Pearson correlation analysis revealed that there is a relationship a positive and significant relationship between phubbing and loneliness, fearful attachment, dismissive-avoidant attachment, and preoccupied attachment. However, the relationship between phubbing and secure attachment was found to be insignificant. According to the regression analysis, phubbing was predicted by loneliness, fearful attachment, and preoccupied attachment, but not by secure attachment and dismissive- avoidant attachment styles.
